๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkamüs Sultaniye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2011, 12:59:35



Konu Başlığı: Hububatın zekâtı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2011, 12:59:35

3- HUBUBATIN ZEKÂTI


Zekâta tâbi açık malların üçüncüsü hububattır. Ebû Hanife "Hububatın her cinsi zekâta tâbidir." der. Şafiî'ye göre insanların yemeleri için ekilip toplanan hububat zekâta tâbidir. Yine Şafiî'ye göre yeşillikler, sebzeler zekâta tâbi olmadığı gibi, insanların ye­mediği pamuk, keten, vâdî ve dağlarda yetiştirilen diğer bitkiler­den zekât alınmaz. Şafiî'ye göre zekâtı alınacak mallar: Buğday, arpa, pirinç, darı, bakla, börülce, nohut, mercimek, çavdar, bur­çaktır. Buğdayın bir nevi olan kabuklu buğday (Ales)ın dış kabu­ğu çıktıktan sonrası zekâta tâbidir. Bu tür buğdayın kabuklu ola­rak zekâtı verilirse 2000 kg. dan itibaren zekât verilir, daha az ise zekâta tâbi değildir. Pirincin zekâtı da kabuklu hesap edilir. Ar­paya benzeyen Selt de arpa gibidir, onunla birlikte zekâtı verilir. Darıya benzeyen Cavers de darı gibi işlem görür, onunla birlikte zekâtı verilir. Bunların haricindeki hububat birbirlerine ilâve edilemez. İmam Mâlik arpayı çavdara, pamuklardan bazılarını bir başkasına ilâve eder.

Hububatın zekâtının alınmasına gelince: Sertleşip dolgunla-şınca zekât vâcib olur. Harmanlanıp sapından temizlenince hasa­dın yarısı 5 veski yani 1000 kg.'ı geçince zekât alınır. Hububat sa­hibi, ekinler taze iken kesip biçerse zekât vermek gerekmez. Fa­kat bu hareketi zekâttan kaçınmak anlamını taşıdığından mek­ruhtur. İhtiyaç sebebiyle biçmişse bir mahzuru yoktur.

Zimmî bir kimse öşre tâbi araziye sahipse, mahsullerinin tâbi olacağı hükümde hukukçular ihtilâf göstermişlerdir. Şafiî'ye göre öşür ve haraç vergileri yoktur. Ebû. Hanîfe'ye göre, arazînin müs-lüman elinden çıkması, yeni mâliki vergiden kurtarmaz. Haraç vergisi verir. Müslüman olsa da haracı yine öder. Ebû Yusuf a gö­re, müslümandan alınan zekâtın iki katı vergi alınır. Müslüman olursa vereceği zekât normale döner. İmam Muhammed ve Süfya-nı Sevrî'ye göre, müslümandan ne alınıyorsa zimmîden de aynısı alınır, katlanmaz, tamamen vergisiz de bırakılmaz.

Müslüman haraç arazîde ziraatcilik yaparsa, Şafiî'ye göre, arazînin haraç olması önemli değildir. Öşür (Zekât) de alınır, ha­raç da. Ebû Hanîfe'ye göre, yalnız haraç alınır, öşür alınmaz. Bir müslüman haraç arazîyi kiralarsa, haracı arazî sahibi, öşrü de ki-ralıyan müslüman verir. Ebû Hanîfe'ye göre, hububatın Öşrü de arazî sahibine aittir. Hukukçu Ma'mer de aynı görüştedir.

Buraya kadar sayılan üç grup malların hepsi de emvâl-i zahire (Açık mallar)dır.[114]



[114]El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 227-228.