> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni İbni Mace >  Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den  (Okunma Sayısı 1381 defa)
10 Aralık 2011, 08:09:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 10 Aralık 2011, 08:09:54 »



4312) "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den

4312) "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)fâen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem) şöyle buyurdu, demiştir:

Mü'minler kıyamet günü toplanarak t Rabbimize bir şefaatçi göndersek de Rabbimİz bizi bu (sıkıntılı) yerimizden rahata kavuştursa, diyecekler (Bunu söylemeleri için Allah tarafından) gönüllerine İlham edilir (veya onlar bu sıkıntıya gereken önemi verirler. — Bu tereddüd ravi Saİd'e aittir—). Bunun üzerine mü'minler Âdem (Aleyhisselam) 'a varırlar ve (ona) :

Sen Âdem'sin, bütün insanların babasının, Allah seni (kudret) eliyle yarattı ve meleklerini sana secde ettirdi. Artık (ne olur) bizim için Rabbin katında şefaat et de bizi şu (sıkıntılı) yerimizden (kur­tarıp) rahata kavuştursun, derler. Fakat Âdem (Aleyhisselâm) :

Ben sizin dediğiniz (şefaat) makamında değilim (ve Âdem vak­tiyle işlediği hatâyı onlara yakınarak anlatarak bundan dolayı haya eder) ve lakin Nuh'a gidiniz. Çünkü O, Allah'ın yer yüzündekilere gönderdiği ilk resul (elçi)dir, der. Bunun Üzerine mü'minler Nuh (Aleyhisselâm) 'a varırlar. O da:

Ben sizin dediğiniz (şefaat) mevkiinde değilim, (ve Nûh, hakkın­da bilgisi olmayan bir şeyi — ki oğlunun aile ferdlerinden oluşu do­layısıyla tufanda boğulmaması isteğidir— Rabbinden dilediğini an­latır ve bundan dolayı haya eder) ve lâkin Halilu'r-Rahmân (yâni Allah'ın dostu) İbrâhîm (Aleyhisselâm)'m yanına gidiniz, der. Son­ra mü'minler İbrâhîm peygambere varırlar. Fakat O da

Ben sizin dediğiniz şefaat mevkiinde değilim. Ve lâkin Allah'ın kendisi İle konuştuğu ve Tevrat'ı verdiği kulu Mûsâ (Aleyhisselâm)'a gidiniz, der. O da

Ben orada (yâni şefaat makamında) yokum (ve Mûsâ bu arada vaktiyle kısas durumu olmaksızın bir adamı öldürdüğünü anlatır) ve lâkin siz, Allah'ın kulu, resulü, kelimesi ve ruhu (denilen) İsa (Aley­hisselâm) 'm yanma gidiniz, der. Bunun üzerine mü'minler İsa a.s. a va­rırlar. O da

Ben sizin dediğiniz şefaat makamında yokum ve lâkin Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem'e, Allah'ın kendisinin geçmiş ve gelecek hatâlarını bağışladığı (o yüce) kula gidiniz, der. Resûl-i Ek­rem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:

Bunun üzerine mü'minler benim yanıma gelirler. Ben de kalkıp giderim (râvi demiştir ki: Şeyhim: "Ve mü'minlerden İki saf arasın­da yürürüm" buyruk cümlesini el-Hasan'dan naklen anlattı). Râvi demiştir ki sonra Enes (Radıyallâhü anh) 'in hadisine döndü. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sözüne devamla) buyurdu ki

Bunun üzerine ben Rabbimin huzuruna çıkmak için izin isterim. Bana izin verilir. Sonra Rabbimi gördüğüm zaman hemen secdeye kapanırım. Allah dilediği sürece beni secde hâlinde bırakır. Sonra (bana):

(Başını) kaldır Yâ Muhammedi Ve söyle, işitilirsin; iste, istediğin verilir ve şefaat et, şefaatin kabul olunur, buyurulur. Bunun üzerine ben (başımı secdeden kaldırarak) O'na, Zâtının bana öğrettiği bir hamd şekliyle hamdederim. Sonra (genel ve özel) şefâatta bulunu­rum. Bunun üzerine Rabbim bana bir sınır (ve çerçeve) çizer. Ben de o sınır (yâni ölçü) içinde kalanları cennete dâhil ederim. Sonra ikinci defa (şefaat için) dönerim ve O'nu görünce secdeye varırım, Allah beni dilediği kadar secdede bırakır. Sonra bana t

(Başını) kaldır (yâ) Muhammedi Söyle, dinlenirsin iste, istediğin verilir ve şefaat et şefaatin kabul olunur, buyurulur. Bunun üzerine ben de başımı kaldırıp O'na bana öğrettiği bir hamd şekliyle hamde­derim. Sonra (tekrar) şefaat ederim. Rabbim benim (şefaat edece­ğim kimseler) için bir sınır (ve çerçeve) çizer. Ben de o Ölçü içine gi­renleri cennete dâhil ederim. Sonra üçüncü defa (şefaat etmeye) dönerim ve Rabbimi görünce secdeye kapanırım. Rabbim beni dile­diği kadar (secdede) bırakır. Sonra

(Başını) kaldır (yâ) Muhammedi Söyle, işitilirsin; iste, istediğin verilir ve şefaat et, şefaatin kabul olunur, buyurulur. Ben de başımı kaldırıp O'na bana öğrettiği biçimde hamdederim. Sonra şefaat ede­rim. Allahım (yine) bana bir sınır tâyin eder. Ben de onları cennete dâhil ederim. Sonra dördüncü kez (Rabbimin huzuruna) dönerek:

Yâ Rabbî (cehennemde) Kur'ân'ın hapsettiği (yâni ebedi olarak cehennemde kalmalarına hükmettiği) kişilerden başka hiç kimse kal­madı, diyeceğim.

Râvi demiştir ki: Katade bu hadîsin hemen arkasında şöyle dedi  Ve Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh), Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu da bize rivayet etti

Kalbinde bir arpa (tanesi) ağırlığınca hayır (yâni iman) bulun­duğu halde "lâ ilahe illallah = Allah'tan başka ilâh yoktur" diyen herkes cehennemden çıkacaktır. Keza: kalbinde bir buğday (tanesi) ağırlığınca hayır (yâni imân) bulunduğu halde "Lâ ilahe illallah" di­yen herkes cehennemden çıkacaktır. Kalbinde zerre ağırlığı kadar ha­yır (yâni imân) bulunup da "Lâ ilahe illallah" diyen herkes de cehen­nemden çıkacaktır."[175]

 

İzahı
 

Bu hadisi B u h â r i, Tefsir, Tevhîd ve Rikak bölümlerinde ve Müslim îmân bölümünde, N e s â î de Tefsir bölümünde ben­zer lâfızlarla rivayet etmişlerdir.

Bu hadîs Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in en büyük şefaatim beyân eder. Bu şefaat, hem mahşer halkının mahşerde daha fazla bekletilmemesi, hesapların görülmesine bir an önce başlanma­sı, hem de cehenneme müstahak olan ve bâzı rivayetlerde belirtildi­ği gibi fiilen cehenneme girmiş durumda olan günahkâr bâzı mü'min-lerin bağışlanıp cennete kavuşturulması için edilen bir şefaattir. Bu nedenle buna Şefâat-ı uzmâ, yâni azametli ve büyük şefaat ismi ve­rilmiştir.

Şefaatin bir kaç çeşit olduğu yolunda özlü bilgi bundan önceki hadislerin izahı bölümünde verilmişti. Oraya da bakılabilir.

Hadîsin bazı önemli noktalarım belirtmekle yetineceğim. Çünkü ihtiva ettiği bütün hususları gereği gibi izah etmek en az beş on sa-hif e alır.

Hadisin baş kısmında kıyamet günü mü'minlerin bir araya gele­rek mahşer sıkıntı ve kederinden bir an önce kurtulmak için Allah'a bir şefaatçi, ricacı bulma işini görüşecekleri belirtilir. Bu konuyu gö­rüşme teşebbüsü ya Allah tarafından onların gönüllerine konulan bir ilham neticesinde veya onların mahşerdeki sıkıntı ve kederin vaha­metini ve önemini düşünmeleri sonucunda vuku bulmuştur. Bu nok­tadaki tereddüd, yâni Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) böy­le mi buyurdu yoksa şöyle mi buyurdu, yolundaki şüphe râvi S a I d'e aittir.

Allah Teâlâ'mn mü'minlerin kalblerine önce Âdem (Aleyhis-selâm) *a ve sırayla diğer peygamberlere başvurmayı ilham etmesinin ve baştan Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e müracaat etmeleri için onlara ilham vermemesinin sebebi, Peygamberimizin üstünlüğünü ilân etmektir, kanaatındayım. Bâzı sarihler de aynı kanaati belirtirler. Çünkü eğer mü'minler hiç bir peygambere başvurmadan doğruca Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'e müracaat etseydiler, diğer peygamberlerin de bu işi yapma gücüne sahip olmalarına ihtimal verilirdi. Fakat mü'minler önce Âdem peygamberden başlamak suretiyle sırayla seçkin peygamberlere baş­vurup olumsuz cevab aldıktan sonra Hz. Muhammed (Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem) 'e müracaat edince ve O'ndan olumlu cevab alınca bu durum Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in üstün faziletini, Allah katındaki kıymet ve nazlılığını, yüce rütbesini ortaya kor. Bu hal, Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in bütün pey­gamberlerden, tüm meleklerden ve ne kadar yaratık varsa hepsinden üstün olduğuna delildir. Çünkü Şefâat-ı uzmâ denilen bu büyük şe­faat işine O'ndan başka hiç bir kimse girişemez, buna cesaret ede­mez ve gücü yetmez.

Adem (Aleyhisselâm) ile onu takip eden diğer peygamberler (Aleyhimisselâm) 'in "Ben sizin dediğiniz şefaat mevkiinde değilim", biçiminde verdikleri cevâbın hikmet ve sebebi hakkında N e v e v î, Kadı   Iyâz' dan   özetle şu bilgiyi nakleder:

Peygamberler, bu cevâbı tevazu, yâni alçak gönüllülük ve şefaat işinin ağırlığını idrak ettikleri için söylemişler. Bu cevab, şefaat yet­kisinin kendilerinde olmadığına ve başka zâtta bulunduğuna sırayla İşaret mâhiyetinde de olabilir. Peygamberlerin söz konusu genel şe­faat yetkisinin Hz. Muhammed (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'a mahsus olduğunu bildikleri ve mü'minleri birbirlerine havale etmek suretiyle onları asıl yetkili zâta yollama metodunu takip etmiş olduk­ları da muhtemeldir.

Mü'minler Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'e müracaat edince O'nun hemen işe girişmesi ve acele etmesi sebebine gelince, bu yetki ve üstün makamın kendisine âit olduğunu bilmesidir.

Müellifimizin rivayetine göre şefaat işi için mü'minlerin başvur­dukları peygamberlerden Âdem (Aleyhisselâm) işlemiş olduğu günahı, yâni ağaçtan yemesi hatâsını, N û h (Aleyhisselâm) bilme­diği bir şeyi Allah'tan dilemesi, yâni gemiye binmeyen oğlunun ken­di aile ferdlerinden olduğu gerekçesiyle ve ailesinden olanların tu­fanda boğulmayacaklanna dâir ilâhî vaade istinaden oğlunun kur­tulmasını Allah'tan dilemesi hatâsını ve M û s â (Aleyhisselâm) da Isrâîl ile Kıpti kavga ederken aralarına girip kıptiyi defet­mesi neticesinde kıbtî kişiyi öldürmesi hatâsını mazeret göstererek Allah'a karşı yüzlerinin olmadığını beyân etmişlerdir.[176]

 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:52:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den rüya tabiri, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den mekke canlı, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den kabe canlı yayın, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den Üç boyutlu kuran oku Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den kuran ı kerim, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den peygamber kıssaları, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)den ilitam ders soruları, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)denönlisans arapça,
Logged
08 Mart 2018, 16:46:02
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 08 Mart 2018, 16:46:02 »

Esselamu aleykum.rabbim bizleri sonsuz kez iman eden tevekkul eden ve bu dünyasını ahiretini kazanmak için yaşayan ve cehennem azabından kurtulup rahmete  kullardan olalim inşallah. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Mart 2018, 19:18:52
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 08 Mart 2018, 19:18:52 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri dünya ve ahirette hayır üzere eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Mart 2018, 02:34:46
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 13 Mart 2018, 02:34:46 »

Aleykümüsselam kıyamet günü en büyük şefaatçimiz Allah tır umudumuzu kesmeyelim inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Mart 2018, 16:32:41
sedanurr

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 534



« Yanıtla #4 : 13 Mart 2018, 16:32:41 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem in şefaatine nail olup cenneti kazananlardan eylesin Rabbim bizlere hem bu dünyada hem de öteki dünyada hayır nasip etsin.. Amin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes