๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni İbni Mace => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 15 Aralık 2011, 06:42:49



Konu Başlığı: Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)den
Gönderen: Ekvan üzerinde 15 Aralık 2011, 06:42:49
4255) "... Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)den

4255) "... Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

Bir adam kendine israf etti (yâni aşırı derecede günahlar işledi). Sonra ölüm döşeğine düşünce oğullarına vasiyet ederek: Ben öldü­ğüm zaman cesedimi yakınız, sonra ufaltıp kül hâline getiriniz ve beni (m külümü) rüzgâra ve denize saçınız. Çünkü Allah'a yemin ede­rim ki, eğer Rabb'ım bana kadir olursa hiç kimseye vermediği bir asa­bı bana muhakkak verecektir, dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aley­hi ve Sellem) buyurdu ki:

Onlar da adama öyle yaptılar (yâni vasiyyetini yerine getirdiler). Bunun üzerine (Allah) yere :

Aldığını (geri) ver, buyurdu. Adamda o anda kalkıverdi ve Allah ona:

Seni bu yaptığına sürükleyen nedir? dedi. Adam:

Senin haşyetin (veya senin mahâfetin» —Yâni senden olan kor­kum. Yâ Rabbi! dedi. Allah da onu bu sebebten dolayı[132]

 

İzahı
 

Bu hadisi Buhâri, "Tevhîd", "Rıkak" ve "Beni İsrail" kitaba lannda, Müslim de "Tevbe" kitabının 4. babında rivayet et­mişler.

Adamın "Rabb'im bana kadir olursa" sözünün zahirine göne ken­disi ölümden sonra dirilmeye ve Allah'ın ölüleri diriltmeye kadir ol­duğuna inanmamıştır. Böyle inkarcı bir kimsenin bağışlanması duru­mu nasıl izah edilir? diye insanın hatırına bir soru gelir. îlim adam­ları bu soruya çeşitli cevablar vermişler.

Sindi: Adamın böyle söylemesinin sebebi şu olabilir: Adam cesedi yakılıp kül hâline getirildikten sonra rüzgâra ve denize saçı­lan bir kimsenin zerrelerinin birleştirilerek diriltilmesinin mümkün olmadığı, muhal olduğu görüşünde olabilir. Allah'ın kudreti muhal olmayan şeyleri kaplar. Aklen ve dînen muhal ve imkânsız olan şey­lere şümulü yoktur. (Meselâ Allah'ın benzeri ve dengi olan ikinci bir varlığın bulunması aklen ve dînen muhal ve imkânsızdır. Allah'ın kudreti böyle bir varlığa taalluk etmez. Başka bir deyimle Allah'ın böyle bir varlığı meydana getirmesi düşünülemez. Çünkü meydana getireceği varlık O'nun tarafından yaratılmış bir varlık olur. Yara­tık olan hiç bir şey Allah'a benzemez ve dengi olamaz.). Bu adam da vasiyyeti infaz edildiği takdirde tekrar dirilmesinin mümkün olma­dığı, muhal olduğu görüşünü taşıdığı için "Rabbim bana kadir olursa" demiş. Bu görüş onun Allah'ın kudretini inkâr etmesini gerektirmez ki: Bununla kâfir olur. Artık nasıl bağışlanır? diye bir soru sorulsun. Çünkü adam aklen ve dînen mümkün olan bir şeye Allah'ın gücünün yetmediği kanaatim taşımamış. Ancak muhal olmayan bir şeyi mu­hal sanmış ve dindeki durumu bilmemiştir. Küfür ise dinden olduğu kesinlik kazanan bir hükmü veya Allah'ın aklen mümkün olan her şeye kadir olduğunu inkâr etmektir.

îkinci bir ihtimal şudur: Adam Allah'tan çok korktuğu için aklı­nı kaçırmış, dengesini yitirmiş ve ne yaptığını, ne söylediğini bilmez hâle gelmiş olabilir. Bu hâle düşen bir kimse yararlı olan şeyi yarar­lı olmayan şeyden ayıramaz hâle gelir. Hayatta bunun örnekleri çoktur. Meselâ bir tehlike anında kişi yararlı olmayan bir şeye yararlı olabilir ümidiyle sarılır. (Denize düşen, yılana sarılır sözü tipik bir örnektir). Bu durumda olan kimse fiil ve hareketlerinde deli gibi olur. Bu yoruma göre adam bu sözünde özürlü sayılır ve bununla kâfir olmaz.

Bâzıları o adamın fetret ehlinden olduğunu söylemiştir. Yâni hiç bir peygamberin şeriatının yürürlükte olmadığı bir devirde yaşamış­tır.

Diğer bir yoruma göre adam herhangi bir peygamberin dininden haberdar değildir, bu hususta bir duygusu yoktur, demiştir. Sin-d i' nin   sözü bitti.

H a t t â b î de bu ifâde ile ilgili olarak çeşitli yorumları nakletmiştir. H a t t â b î bu arada: Adam öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmemiş, fakat vücûdunun yakılıp tozunun rüzgâra ve denize saçılması hâlinde diriltilmiyeceğini cehaleti dolayısıyla sanmıştır. Adamın imanlı olduğu, bu vasiyeti Allah korkusuyla yaptığını itiraf etmesinden anlaşılır, der.

El-Hâfız: îbn-i Akil'in dediği gibi bu hadîs, kıyamet günü adamın karşılaşacağı durumu ve Allah'ın onu bağışlıyacağıni haber vermek mahiyetindedir. Bâzıları demişler ki Allah, adamın ru­hunu sorguya çekmiş, demiş ise de bu görüş uygun değildir. Çünkü hadîste adamın cesedinin zerrelerinin toplatıldığı, birleştirildiği ve kendisinin ayağa kalktığı bildirilmiştir. Bu olaylar ise kıyamet günü vuku bulur, diye bilgi vermiştir.



Konu Başlığı: Ynt: Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)den
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Şubat 2018, 15:56:41
Essalamu aleyküm Rabbim bizleri doğru işler yapanlardan ve cennete girenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)den
Gönderen: Sevgi. üzerinde 25 Şubat 2018, 00:58:24
Aleykümüsselam hepimiz Allah tan ziyadesiyle korkalım ancak bu şekilde cesedin yakılması dinimizde yoktur