Konu Başlığı: 4339) "Abdullah bin Mes'ûd (Radiyallâhü anh)'den Gönderen: Ekvan üzerinde 09 Aralık 2011, 08:24:44 4339)"Abdullah bin Mes'ûd (Radiyallâhü anh)'den
4339) "... Abdullah bin Mes'ûd (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Ben cehennemlik olanlardan en son cehennemden çıkan ve cennetlik olanlardan en son cennete giren adamı şüphesiz bilirim. (O kişi), cehennemden emekleyerek çıkan bir adamdır, (ALLAH tarafın-den) onat Git de cennete gir, denilecek. Bunun üzerine adam cennete gidecek, fakat ona cennet dolu gibi görünecektir. Adam da geri dönerek t Ya Rabbi! Ben cenneti dolu buldum, diyecek. ALLAH (da ona): Git cennete gir, diyecek. O da cennete varacak. Fakat ona cennet (yine) dolu görünecek ve tekrar geri dönecek. Sonra Ya Rabbi! Ben cenneti dolu buldum, diyecektir. ALLAH SÜbhanehu (ona): Git cennete gir, buyuracak. O da (tekrar) cennete varacak ve (yine) ona cennet dolmuş gibi görünecek. Tekrar dönüp Ya Rabbi! Cennet şüphesiz doludur, diyecektir. Bunun üzerine Allah (ona): Git de cennete gir. Çünkü şüphesiz (orada) dünya kadar ve dünyanın on misli sanadır (veya muhakkak dünyanın on katı kadar sanadır) , buyuracaktır. Adam da (Ya Rabbi!) Yegâne hükümdar olduğun halde benimle alay mı ediyorsun (veya benim aklıma mı gülüyorsun) ? diyecektir. Abdullah bin Mes'ûd demiştir ki: (Vallahi) ben Resulullah(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) İ (bu hadîsin sonunu buyururken) azı dişleri görülecek derecede gülerken gördüm, demiştir. (İbn-i Mes'ûd sözüne devamla) Bu adam cennetliklerin mertebece en aşağı olanıdır, söyleniyordu."[194] İzahı Bu hadisi B u h â r İ "Tevhîd" ve "Rıkak" bölümlerinde, Müslim "İmân" bölümünde ve Tirmizİ "Cehennem sıfatı'* bölümünde rivayet etmişlerdir. Hadiste geçen "Habv" emeklemek veya oturarak sürünmek demektir. N e v e v İ: Habv, lügat âlimlerine göre eller ile ayaklar üstünde yürümek anlamına geldiği gibi eller ile dizler üstünde yürümek manâsına, keza ellerle mak'ad üstünde yürümek, yâni oturarak sürünmek mânasına da gelir. En son cehennemden çıkıp en son cennete giren adamın ismi hakkında değişik görüşler vardır. Bâzı rivayetlere göre adı H e n n â d' -dır. Diğer bir görüşe göre adı Cüheyne' dir. Bu adam bir kaç defa cennete varıp orada kendisi için boş yer kalmadığı zannı ile geri döner ve her dönüşte durumu ALLAH'a arz edince, cennete gir, fermanı alır. Nihayet ALLAH (Azze ve Celle) kendisine ; "Git de cennete gir. Şüphesiz dünya kadar ve onun on misli sanadır (veya şüphesiz dünyanın on katı kadar sanadır)" buyurur. Bunun üzerine adamın: (Yâ Rabbi!) Yegâne hükümdar olduğun halde benimle alay mı ediyorsun? (veya benim aklıma mı gülüyorsun? )şeklindeki sözü ile ilgili olarak âlimler değişik yorumlar yapmışlardır. Önce şunu söyleyeyim: ALLAH'ın gülmesi ifâdesi hakikî gülme mânâsına değildir. Çünkü gülmek, şaşmak, üzülmek gibi insanlara mahsus hallerden ALLAH (Azze ve Celle) pâk ve münezzehtir. Bâzı yerlerde vârid olan Dihk, yâni gülme kelimesi O'nun rızası mânâsına yorumlanmıştır. Burada gülme ifâdesinin rızâ mânâsına yorumlanması uygun görülmediği için istihza ve alay manasına yorumlanmıştır. Çünkü genellikle alay eden kimse, hakaret ettiği kişiye güler. Bu itibarla alay etmekle gülmek arasında manâ bakımından bir münasebet vardır. Adamın "Benimle alay mı ediyorsun?" sözü ile ilgili olup yukarda işaret ettiğim görüşler özetle şunlardır: 1. Bundan maksad "Benim vefasızlığım ve sözümde durmamamın cezasını mı veriyorsun?" demektir, diyenler vardır. Sebebi de şudur : B u h â r i' nin Rıkak kitabında "Sırat cehennem köprüsüdür" açtığı bâbta Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'den rivayet ettiği bir uzun hadîse göre bu adam önce cehennem ateşinden kurtarılmasını dileyecek, ALLAH'a yalvaracaktır. ALLAH ona: Senin bu dileğini kabul edersem benden başka şey istemen umulur, buyuracak. Adam başka bir şey istemiyeceğine söz verecek. Fakat ALLAH onu cehennemden kurtarınca o, bu kere cennetin kapıma yaklaştırılmasını dileyecek ve başka hiç bir şey istemiyeceğine söz verecektir. Nihayet ALLAH yine: Sana dilediğini verirsem başka şey de istemen umulur, buyuracaktır. Adam başka şey istemiyeceğine kesin söz verdiği halde ALLAH onu cennet kapısına yaklaştırınca bu defa adam cennete dâhil edilmesini isteyecektir... Hulâsa bu hadîste beyân edildiği üzere adam sözünde bir türlü durmayıp vefasızlık gösterince onun bu hâli bir nevi istihza ve alay etmek yerine konulmuştur. Sonra ALLAH'ın izni ile adam bir kaç defa cennete gidip orayı dolu imiş gibi görüp dönmesi neticesinde, cennete girmesi ümidinin boşa gittiği kanaatına varır ve işlemiş olduğu vefasızlık suçuna karşı cennete girme ümidinin verilip de gerçekleştirilmemesi biçiminde cezalandırıldığını zanneder ve bu yüzden bu sözü söyler. Yâni Yâ Rabbi! Ben vefasızlıklar işledim, sözlerimde durmadım ve böylece bir nevi alay etme suçunu işledim. Sen beni dolmuş durumdaki cennete gönderip git oraya gir demekle bu suçumun cezasını mı veriyorsun? El-Mâziri bu cümleyi böyle yorumlamıştır. 2. Ebû Bekir es-Sayrafî demiş ki: Bu cümledeki istifham edatı olumsuzluk içindir. Yâni "Yâ Rabbi! Sen yegâne hükümdar iken bilirim ki benimle alay etmezsin. Bana ihsan ettiğin bunca geniş cennete liyakatim yoktur. Lâyık olmadığım bunca mertebeleri bana lütuf etmene şaşarım" hayranlıkla hayret ederim. 3. Kadı Iyâz'a göre adam aşırı sevincinden şuurunu kay-bedercesine ne söylediğinin farkında olamayarak böyle konuşacak. Nitekim başka bir adamla ilgili bir hadiste buyuruluyor ki: "Adam aşın sevincinden şaşırarak ALLAH'a: (Sen Rabbimsin, ben de senin kulunum) diyeceği yerde Sen kulumsun, ben de Rabbinim, diyecek." Nevcîz: Azı dişleri mânâsına yorumlanmıştır. Nevcîz'in asıl mânâsı avurt dişleridir. Burada yan dişleri veya öğütücü dişlerdir, diyenler de vardır. Bu cümle, aşın olmamak şartı ile bazen gülmenin mekruh olmadığına delâlet eder. Hadisin sonundaki paragraf, yâni "Bu adam cennetliklerin mertebece en aşağı olanıdır, söyleniyordu" cümlesi râviye aittir. İ b n - i H a c e r, el-Fetih'te şöyle söyler: El-Kermâni: Bu cümle Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in buyruğunun devamı değildir. Râvi'nin sözüdür. Bu sözü sahâbilerden veya başka âlimlerden nakletmiştir, der. 1 b n - i H a c e r daha sonra şöyle der: Evet, "Böyle söyleniyordu" ifâdesi K e r m â n i' nin dediği gibi râviye aittir. Ama "Bu adam cennetliklerin mertebece en aşağı olanıdır'* sözünün asıl kaynağı ve sahibi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem) 'dir. Çünkü bu buyruk, Müslim'in Ebû Saîd (Radı-yallâhü anh) 'den rivayet ettiği bir hadisin başında; \ ifadesiyle bulunur. Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in hadiste durumu belirtilen adamın kavuşacağı bunca lütuf ve ikramı beyân ettikten sonra mübarek azı dişleri görülecek derecede gülmesinin sebebi, ALLAH'ın günahkâr mü'min kuluna olan merhamet, lütuf ve keremine sevinmesi ve memnuniyetidir. Konu Başlığı: Ynt: 4339) "Abdullah bin Mes'ûd (Radiyallâhü anh)'den Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Mart 2018, 17:36:38 Esselamu aleyküm Rabbim bizleri de cennete girenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: 4339) "Abdullah bin Mes'ûd (Radiyallâhü anh)'den Gönderen: Ceren üzerinde 24 Mart 2018, 20:08:29 Aleykumselam.rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..
Konu Başlığı: Ynt: 4339) "Abdullah bin Mes'ûd (Radiyallâhü anh)'den Gönderen: Sevgi. üzerinde 25 Mart 2018, 00:52:10 Aleykümüsselam Allah a iman edenler cehenneme gitselerde sonra cennete gireceklerdir inşaAllah
|