๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 03 Mayıs 2012, 20:25:49



Konu Başlığı: Pasaportla İslam Ülkesine Girip Casusluk Yapan
Gönderen: Zehibe üzerinde 03 Mayıs 2012, 20:25:49
100. Pasaportla İslam Ülkesine Girip Casusluk Yapan Kimselerin Durumu


 

2653. ...İbn Seleme b. el-Ekvâ'mn babasından; demiştir ki: Pey­gamber (s.a.) (Huneyn) sefer(in) de iken huzuruna müşriklerden bir casus geldi ve ashabın yanında oturdu. Sonra çıkıp gitti. Bunun üze­rine Peygamber (s.a.);

"Onu arayıp bulun ve Öldürün" buyurdu. (Seleme) dedi ki; Ben (bazı sahabelerden) önce yetişip onu öldürdüm ve eşyasını al­dım.  (Hz.  Peygamber de) ganimet olarak  onun eşyasını bana verdi.[36]

 
Açıklama

 

Bu hadis-i şerif kısa bir şekilde rivayet edilmiştir. Hatta mevzubahis olan casusluk hadisesinin hangi seferde oldu

ğu bile açıklanmamıştır. 2654 numaralı hadisle Müslim'in rivayetinden bu hadisenin Huneyn seferinde cereyan ettiğini, casusun süvari olduğunu İs­lâm ordusu içinde dostça konuşup görüştüğü ve yiyip içtiği sırada inceden inceye ashabın halini gözden geçirdiğini anlayabiliyoruz.

Metinde geçen "Nefl" kelimesi lügatta ziyâde manasınadır. Gazilere, paylarına düşen ganimetten fazla olarak verilen mallara da Nefl denir.[37]

Yine metinde geçen Se'leb kelimesi Fıkhi bir terim olarak maktulün elbisesine, binitine, silahına, heybesine, hayvanı üzerinde yüklü olan malı­na denir. Maktulün bunlar haricindeki malı Seleb değildir. Yine böyle mak­tulün başka hayvan üzerinde bulunan kölesi ile hizmetçisi ve yüklü malı da selebten sayılamaz.

Bu, İbn-i Ekva' hadisini Buhâri, düşman diyarından emansız ve izin­siz olarak gelen bir harbî, islam memleketine girdiğinde bunun hükmünün ne olabileceğine dâir açtığı bir babında rivayet etmiştir. Fakat Buhâri: "Bu harbi öldürülür mü, öldürülmez mi? Bu konuda nefyen ve isbâten hiç hüküm bildirilmemiştir. Sebebi de meselenin mezheb sahibi âlimler arasın­da ihtilaflı olmasındandır. İmam Mâlik, İslam diyarına izinsiz gelen harbî hakkında tayin edilecek cezayı devlet reisinin ve hükümetin re'yine bırak­mıştır ve bu makule harbînin hükmü, diğer muhariplerin tabi oldukları hüküm gibidir," demiştir.

Evzâî ile îmam Şâfıî; "Eğer emansız ve izinsiz gelen harbî, elçilikle ve düşman tarafından siyâsi bir vazife ile geldiğini iddia ederse bu iddiası kabul olunur," demişlerdir. îmam Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yûsuf ve Ahmed İbn Hanbel; "Harbî'nin bu tür bir iddiası kabul olunmaz. Bu, müslümanlar için fey'dir kendisi esir ve selebi ganimettendir," demişler­dir. İmam Muhammed de: "Harbî ve mallan, onu yakalayan gaziye ait­tir," demiştir.

Eğer emansız ve izinsiz gelen harbî casus olursa mevzumuz olan İbni Ekvâ hadisinden istifâde edilen hükme göre bu casus öldürülür. Bu babda ulemânın icmâı vardır. Casus harbi olmaz da, muâhid bir devlete mensup, yahut zımmî veya haraca bağlanmış birisi olursa, Mâlikle Evzâi'ye göre bu casus, ahdini bozmuş sayılır. Devlet isterse onu köle yapar, dilerse katleder, katli caizdir; demişlerdir. Fakat ulemânın cumhuruna göre bu kimsenin ahdi bozulmuş olmaz. Fakat ahitnamede taraflardan birinin ca­susluk yapması halinde ahdinin bozulacağı zikredil m işse o zaman ahdi bozulur.[38]

 

2654. ...İyâs b. Seleme'nin babası Seleme'den; Rasûlullah (s.a.) ile birlikte Hevâzin'de savaşa katıldım. Kahvaltı yapıyorduk. Çoğu­muz yaya idi ve bizde  bir zayıflık hâli vardı. Ansızın kırmızı bir erkek deve üzerinde bir adam çikageldi. Devenin boşböğründen de­riden yapılmış bir ip çıkardı, onunla devesini bağladı, sonra geldi cemaatle birlikte kahvaltı yapmaya başladı. (Cemaatin) zayıflığım ve hayvanların cılızlığını görünce, (birdenbire) çıkıp devesine doğru koştu ve onu çözdü sonra çöktürüp üzerine oturdu, sonra da onu koşturmaya başladı. Boz bir dişi deve üzerinde Eşlem (kabilesin)den bir adam da onun ardına düştü. Bu deve cemaatin hayvanlarının en iyisiydi. Ben de koşarak çıktım ve o (birinci adamı takip eden) adama yetiştim. Dişi devenin başı erkek devenin kalçası hizasında idi. Ben de dişi devenin kalçası hizasında idim. Sonra ilerledim er­kek devenin kalçası hizasına geldim. Sonra daha da ilerledim, deve­nin yularını yakalayıp onu çöktürdüm. Deve dizini yere koyunca kılıcımı çekip (adamın) başına vurdum. Derhal (yere) düştü. Hayva­nı yüküyle birlikte çekip getirdim. Rasûlullah (s.a.) (yüzünü) döne­rek beni karşıladı ve

"Bu adamı kim öldürdü?" diye sordu. (Oradakiler);

Seleme b. el-Ekva (öldürdü) dediler. Bunun üzerine Rasûlullah;

"Bunun bütün eşyası onundur." buyurdu.[39]

Râvi Harun dedi ki; bu rivayet Hâşime aittir.[40]

 
Açıklama

 

Metinde geçen kelimesi, yan, böğür ve kemer gibi mânâlara gelir. Burada devenin böğrü anlamında kullanılmış­tır. Bu durumda sözü geçen kimsenin devenin böğründe sarih olan bir ipi çözüp aldığı anlaşılıyor. Bu kelime Müslim'in sahihinde şeklinde rivayet edilmiştir ise; "Develerin bağlanmasına yarayan deriden ya­pılmış ip" demektir.[41]

 
Bazı Hükümler

 

1. Harbden dönen bölükleri karşılamak, başarılı işler yapanlara, medh-u senada bulunmak müstehabdır.

2. Küfür diyarının kâfir casusu öldürülür. Bu hususta bütün ulemâ­nın ittifakı vardır. Hatta Nesaî'nin rivayetinde Peygamber (s.a.) in ashabı­na bu adamı arayıp öldürmelerini emir buyurduğu bildirilmektedir.

3. Tekellüfsüz olmak ve maksada halel getirmemek şartıyla cinaslı konuşmak caizdir.[42]

[36] Buhârî, cihâd 173; İbn Mâce, cihâd 29.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/195-196.

[37] Bilmen Ö.N. Hukuku İslâmiyye, III. 347.

[38] Miras Kâmil,Tecrid-i Sarih, VIII, 475, 476.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/196-197.

[39] bk. Müslim, cihâd 45.

[40] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/197-198.

[41] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/198.

[42] bk. Davudoğlu A. Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi VIII, 497.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/198.