๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 31 Ocak 2012, 15:04:35



Konu Başlığı: Ölen Birinin Bıraktığı Çocukların Geçimi
Gönderen: Zehibe üzerinde 31 Ocak 2012, 15:04:35
14-15. (Ölen Birinin Bıraktığı) Çocukların Geçimi

 

2954... Câbir b. Abdillah (r.a.)'den Rasûlullah (s.a.) (şöyle) buyurdu:

"Ben müslümanlara kendilerinden daha yakınım (Binâenaleyh) "Kim (arkasında) bir mal bırakırsa (o mal) mirasçılarınındır. Kim de (arkasında) bir borç ya da (küçük) çocuk bırakırsa (o çocuğa bak­mak) bana aittir ve (o borç ta) benim üzerimedir."[108]

 

Açıklama
 

Metinde geçen kelimesi yakın anlamına gelmektedir.Rasûl-ü zişân efendimiz bu sözüyle bir Peygamber ve devlet başkanı sıfatıyla müslümanlann en yakın velisi olduğunu, bu bakımdan bir müslümanın ölürken arkasındaki bıraktığı çocuklarını ve bakıma muhtaç olan diğer aile fertlerini korumanın ve geçimleriyle ilgilenmenin bırakmış olduğu borçları ödemenin kendisine düştüğünü ifâde etmek istemiştir.

Bazılarına göre bu söz Ben müslumanlara kendilerinden daha yakınım

sözü "Ben vefat eden bir müslümanın çocuğunun işleriyle o kadar yakından ilgilenirim ki kendisi hayatta olsa bu kadar ilgilenemezdi..." anlamına gelir.

Bu mevzuda Kurtubi şöyle diyor: "Peygamber (s.a)Mn ölen bir kimse­nin borcunu üzerine alması, ihtimalki yüksek ahlakı gereği bir teberru olup-vacip değildi"

Rasûluüah (s.a.)'in bu borcu nereden ödediği ihtilaflıdır. Kendi malın­dan ödediğini söyleyenler olduğu gibi, müslümanlar yararına gelen mallar­dan ödediğini ileri sürenler de vardır. Keza bu ödemenin ona vacib olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi teberru' suretiyle verildiğine kail olanlar da vardır.[109]

 

2955... Ebû Hüreyre'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu:

"Kim (ölür de geriye bir) mal bırakırsa, o varislerinindir. Kim de geriye borç ve bakıma muhtaç çocuk bırakırsa o bizedir...[110]

 

2956... Cabir b. Abdillah’dan demiştir ki Peygamber (s.a.) (şöyle) buyururmuş:

“Ben bir müslümana kendisinden daha yakınım. (müslüman) bir kişi (arkasında) borç bırakarak ölürse (onu ödemek ) bana (düşer.Müslümanlardan) bir kimse (arkasında) mal bırakacak olursa (o mal da onun) mirasçılarına aittir.[111]

 

Açıklama
 

Hz. Cabir’den rivayet olduğuna göre, Peygamber efendimiz İslamiyetin ilk yıllarında borçlu olarak ölen kimselerin cenaze namazının kılmazmış. Bir gün borçlu olarak ölen bir kimsenin cenazesi getirilmiş te Peygamber efendimiz:

“Bu adamın borcu varmıdir?" diye sormuş, halk

"Evet iki dinar borcu var" deyince (onun namazını kılmak istememiş ve)

"Kardeşinizin namazım kılınız” buyurmuş. (Orada hazır bulunan) Ebû Katâdenin

"Ey Allah'ın Rasûlü, o borcu ben yükleniyorum" demesi üzerine, Onun cenaze namazını kıldırmış.[112]

Fakat daha sonraları İslâm fütuhatı gelişip İslam devleti zenginleşince, Peygamber efendimiz

"Ben müslüinanlara kendilerinden daha yakınım. Kim bir borç bıra­kırsa ödemesi bana düşer. Kim de bir mal bırakırsa mirasçılarınındır." buyurarak[113] bu uygulamayı yürürlükten kaldırmıştır.[114]

Metinde geçen "ene evlâ bikülli mü'minin" cümlesi Ahzâb sûresinde şu manaya gelen lafızlarla ifade buyurulmuştur. "Peygamber mü'minlere canlarından ileridir."[115]

Rivayete göre Rasûl-ü Ekrem Efendimiz Tebük seferine gidileceğini ilan edince bazı kimseler ailelerinden izin isteyeceklerini söylemişler. Bunun üze­rine bu âyet-i kerime indirilerek "Peygamberin emr u irşadı mü'minlere ne­fislerinin delaletinden daha hayırlıdır.[116] buyurulmuştur.

İbn Abbas (r.a.) ile Atâ b. Ebî Rebâh bu âyet-i kerimeyi şöyle tefsir et­mişlerdir. "Rasûl-u Ekrem mü'minleri bir şeye davet eder, nefisleri de baş­ka bir şeye davet ederse, Rasûlullah'ın davetine icabetmek nefislerinin arzusuna uymaktan daha hayırlıdır." Müfessir, Mukatıl'den de "Peygam­ber (s.a)'in emirde irşadına uymak, mü'minlerin

 

bazısının diğer bazısının fikir ve içtihadına uymasından daha hayırlıdır." suretinde bir tefsir nakledilmiştir.[117]

[108] Buhârî, nafakat 15; Müslim, feraiz 15-17, Tirmizî, feraiz 1, İbn Mâce, feraiz 9, 13.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 11/216.

[109] Davudoğlu Ahmed, Sahih-i Müslim terceme ve şerhi, VIII-139.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 11/216-217.

[110] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 11/217.

[111] Buhari, feraiz 4, 25, kefale 5, istikraz11, tefsir (3) 1; Müslim, Cuma 3, feraiz 14-17; Tirmizi, feraiz 1, cenaiz 69; Nesai, cenaiz67; İbn Mace, Mukaddime 7, Sadakat 13, feraiz, 9.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 11/217.

[112] Buhari, feraiz 4, 15, Zekat 17, kefalc 5; Müslim feraiz 14; Ebû Davûd, vesaya 17; Nesâi, Cenaiz 67; İbn Mace, Sadakat 13, Ahmed b. Hanbel, II, 70.

[113] Mansûr Ali Nasıf, el-Tac licamiul-usûl, 11-226

[114] Miras Kamil, Tecrid-i sarih tercemesi, VII-390.

[115] Ahzâb, (33), 6.

[116] Ahzab, (33), 6.

[117] Miras Kamil, Tecrid-i sarih tercemesi, VII, 391.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 11/217-218.