> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud > Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse  (Okunma Sayısı 1919 defa)
03 Mayıs 2012, 20:30:04
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 03 Mayıs 2012, 20:30:04 »



98. (Kafirlerin Hesabına) Casusluk Yapan Kimsenin Müslüman Olduğu Ortaya Çıkınca Nasıl Muamele Yapılır?


 

2650. ...Ali b. Ebi Talib'in katibi olan Ubeydullah b. Ebi Rafi' dedi ki: Ben Ali (r.a.)'yi (şöyle) derken işittim: Rasûlullah (s.a.) benî Zübeyr ve Mikdad-ı;  "Haydin Hâh bahçesine gidin! Orada, yanında mektup bulunan bir câriye vardır. Mektubu ondan alın"

diyerek gönderdi. Atlarımızı koşturarak yola koyulduk. Bahçeye var­dık. Derken ansızın cariye karşımıza çıkıverdi. Bunun üzerine: Mek­tubu getir, dedik.

Bende mektup yok, cevabını verdi. Ben de: Ya mektubu çıka­rırsın, yahut da elbiseleri bırakırsın! dedim. Bunun üzerine örülü saçlarının arasından mektubu çıkardı. Biz de onu peygamber (s.a.)'e getirdik. Bir de ne görelim mektup Hatıb b. Ebi Beltea (tarafın)dan Rasûlullah (s.a.)'in bazı işlerini haber vermek üzere bazı müşriklere (hitaben yazılıp gönderilmiş) Rasûlullah (s.a.);

"Ey Hatıb! Bu nedir?" diye sordu. (Hatıb);

Ey Allah'ın Rasûlü! Benim hakkımda (hüküm vermekte) ace­le etme. Ben Kureyş'in müttefiki idim. Ama onlardan değildim. Şurası bir gerçek ki (Muhacirlerden) Kureyş (kabilesine mensup bazı kimseler) in Mekke'de hısımları vardır. (Bu akrabalar) hısımlıkları sebebiyle (muhacirlerin) Mekke'de bulunan ailelerini koruyorlar. Be­nim (Mekkelilerle olan hısımlığım) kalmayınca onlara bir iyilik yap­mayı ve bu iyilik sebebiyle (oradaki) akrabalarımı korumalarını (sağ­lamayı) arzu ettim. Allah'a yemin olsun ki ey Allah'ın Rasûlü ben­de küfürde yok, dinden dönme de yok dedi. Rasûlullah (s.a.)'de;

"(Bu adam), size doğru söyledi" buyurdu. Bunun üzerine Ömer;

Beni bırak ta şu münafığın boynunu vurayım, dedi. Rasûlul­lah (s.a.) de;

“Gerçekten o Bedir (muharebesin) de bulunmuştur. (O'nun katle layık olduğunu nereden biliyorsun. Allah onların durumuna muttali olduğu için Bedir ehli hakkında;

"İstediğinizi yapınız. Ben sizi affettim." buyurmuştur." ceva­bını verdi.[23]

 
Açıklama

 

Hz. Hâtıb'ın babası Ebu Beltea'nın ismi Amr b. Umeyr b. Seleme'dir. Hz. Hâtıb'ın başından geçen bu hadise üze­rine yüce Allah onun hakkında; "Ey iman edenler Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri veliler (dostlar) edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Rasû­lü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi (belirte­cek mektup) ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi (mi) gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz h erse yi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur."[24] mealindeki ayet-i keri­meyi indirdi. Müfessirlerden Ebü Ömer'e göre bu ayette geçen "Ey mü'-minler!..." hitabına Hz. Hatıb da dahil bulunduğundan Cenab-ı Hak bu ayet-i kerime ile Hz. Hâtıb'ın imanına şahitlik etmiştir. Aslında Hatıb mühim hizmetlerde bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi hicretin altınca yılında Hudeybiye dönüşünde Peygamber efendimiz tarafından bir mek­tupla Mısır ve İskenderiye Meliki Mukavkıs'e elçi olarak gönderilmesidir. Bu elçiliğinde Hz. Hatıb Mukavkıs'm yanında beş gün kalmış ve bir takım hediyelerle dönmüş gelmiştir. Bu hediyeler Düldül adındaki meşhur beyaz katır, gufeyr adında bir merkep, elbise vesaire ile Peygamberimizin oğlu İbrahim'in anası Mariye ve hemşiresi "Şirin" idi. Rasûlullah Sirin'i Has­san b. Sabit'e hediye etti.

Hz. Hâtıb, Ebu Bekr Sıddık'ın hilafeti zamanında Mısır'a gönderil­miş ve Mısırlılarla sulh akdetmiştir. Bu sulh, Mısır'ın, hicretin 20. yılında Amr b. As tarafından fethi zamanına kadar yürürlükte kalmıştır. Hz. Hâ­tıb tacirdi. Vefatında dört bin dinar nakit ile birçok servet bıraktı. Hicre­tin otuzuncu yılında vefat etmiş ve namazı Hz. Osman tarafından kıldırılmıştır.[25]

Hz. Hatıb'ın sözü geçen mektubu gönderdiği kimseler, Mekkeli müş­riklerden Süheyl b. Amr ile Safvan b. Ümeyye ve İkrime b. Ebi'Cehl idi. Hz. Hatıb bu mektubunda Hz. Peygamberin bir savaş hazırlığı içinde bu­lunduğunu ve Mekke üzerine yürümesi ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu yazmıştır. Hz. Ali'nin rivayetine göre Yüce Allah peygamberini bu mektup­tan haberdar etti ve Mekke'yi fethetme düşüncesinin Mekkeli müşriklere ulaş­masına engel oldu. Buhârî sarihlerinden Bedrüddin Ayni'nin bildirdiğine göre bu mektup şu mealde idi:

"... Ey Kureyş cemaatı! Rasûlullah (s.a.) size karşı mühim bir kuv­vetle varıyor ki gece karanlığı gibi korkunç olan bu ordu sel gibi akacak­tır. Allah'a yemin ederim ki, Rasûlullah üzerinize yalnız başına gelse bile Allah onu size galip kılacaktır ve verdiği va'di yerine getirecektir. Vaktin­de başınızın çâresine bakınız! vesselam."Sözü geçen mektubu Mekke'ye iletmek isterken yakalanan kadının ismi Sârâ'dır. Hatib bu kadını on di­nara tutmuştu. Hz.Peygamber bu kadının Ebu Süfyan'ın karısı Hind ile be­raber öldürülmesini emretmişti. Fakat bu kadın Abdülmuttalip oğullarının azatlı cariyelerinden bulunduğundan affolunması rica edilince affolunmuştur. Hz. Ömer'in hilafeti zamanına kadar yaşamış nihayet bir süvarinin atının ayak­ları altında çiğnenerek ölmüştür.[26] Metinde her ne kadar Hz. Peygam­ber, Hz. Hatıb'ın doğru söylediğini ifade ettikten sonra, Hz. Ömer'in Hz. Peygamberin bu açıklamasıyla yetinmeyip Hz. Hatıb'ın boynunu vurmak için izin istediği ifade ediliyorsa da, İbn Hacer'in bildirdiğine göre Hz. Ömer, Hz. Peygamber'in emrine aykırı hareket eden bir kimsenin boynu­nun vurulacağını zannettiği için onu öldürmeye niyetlenmiş, fakat bu dü­şüncesinin isabetli olup olmadığını iyice kestiremediği için de Hz. Peygamber'den izin istemiştir. Yoksa Hz. Ömer'in Hz. Peygamberin sözü veya hükmünden kılpayı ayrılması bile düşünülemez. Tarih buna şahittir.

Ayrıca Halebî'nin siyerinde Hz. Ömer'in bu çıkışının aslında Hz. Pey­gamberin yaptığı açıklamadan önce olduğu, fakat ravilerden bazılarının yanlışlıkla takdim ve tehir suretiyle bu sırayı değiştirdikleri ifade edil­mektedir.

Yine Hafız İbn Hacer'in açıklamasına göre bazı kimseler, Rasûl-i zişan efendimizin metinde geçen, "İstediğinizi yapın sizi affettim*' anlamı­na gelen cümlesindeki, Bedir mücahidlerinin günahlarının affedilmesi ile ilgili müjdenin Bedir mücahidlerinin geçmiş günahlarıyla ilgili olduğunu, Bedir savaşından sonra işleyecekleri günahların da affın kapsamına girme­yeceğini iddia etmişlerse de aslında bu müjde, Bedir mücahidlerinin ölün­ceye kadar işleyecekleri günahları kapsamına almaktadır.

Binaenaleyh metinde geçen, "Affettim" kelimesinin geçmiş za­man sığasıyla (kipiyle) kullanılmasından maksat, Bedir mücahidlerinin sa­dece geçmiş günahlarının affedilmiş olduğunu bildirmek değil, Bedir mücahidlerinin günahlarının kesinlikle affedileceğini bildirmektir. Çün­kü istikbale ait bir haberin mazi siğasıyla bildirilmesi o haberin kesinlikle meydana geleceğini ifade eder. Nitekim Hz. Peygamberin, Hz. HatnVın, bu günahı Bedir savaşından sonra işlemesine rağmen, Bedir mücahidlerin­den olduğu için onun bu günahının affedilmiş olabileceğinden bahsetmesi de bu gerçeği tekid etmektedir.

Yine metinde geçen, "İstediğinizi yapınız." anlamındaki cümleyle Bedir mücahidlerinin şerefi, büyüklüğü ve işleyecekleri günahların affedildiği ifade edilmek istenmiştir. Yoksa, "size herşey helaldir her istediğinizi yapınız." gibi bir mânâ kasdedilmemiştir.[27]

 
Bazı Hükümler

 

1. Bir kimse te'vile müsait bir suç işlerse suçlu olması ihtimali kuvvetle muhtemel bile olsa bu du­rumda bu sanığın yapacağı açıklamaya itibar edilir. Zann-ı galibe itibar edilmez.

2. Düşman hesabına casusluk yaptığı tesbit edilen bir müslümanm Öldürülmesi caiz değildir. Böyle bir casusun ölüm cezasının dışında bir ceza ile cezalandırılıp cezalandırılmayacağı hususu ulema arasında ihti­laflıdır.

Rey taraftarlarına göre eğer bu kimse müslümanların sırlarını düşma­na bildirmişse şiddetli bir şekilde dövülür ve uzun zaman hapsedilir.

İmam Evzai'ye göre, eğer bu casus müslüman ise, devlet reisi veya onun vekîli bu casusu ibret teşkil edecek şekilde cezalandırır ve onu sür­gün eder. Eğer zımmî ise müslümanlarla olan antlaşması bozulmuş olur. İmam Mâlik kendisine bu mevzuda hiç bir hadis ulaşmadığını söylüyor ve bu gibi casusların devlet reisinin yapacağı içtihadla cezalandırılması ge­rektiğine inandığını ifade ediyor.

İmam Şafiî'ye göre ise, eğer bu casus müslümanlara hizmet etmiş ve hizmetiyle onların güvenini kazanmış biri olursa ve bu suçu yanlışlıkla yaptığı anlaşılırsa ona ceza verilmez. Eğer bu özellikleri taşımıyorsa ta'zir cezasıyla cezalandırılır.

3. Müctehid seviyesinde bulunan bir kimse kendi içtihadına dayana­rak bir kimsenin kâfir ya da münafık olduğunu söyleyecek olursa bu isna­dından dolayı cezalandırılması gerekmez.

4. Gerçeğin meydana çıkarılması hususunda lüzumlu belgeleri ele ge­çirmek üzere veya haddlerin infazı için kadınların kendiliğinden açılan yer­lerini gözden geçirmek caizdir.

5. Müşavirler hükümdara ve hâkimlere fikirlerini söyleyebilirler.

6. Casusların mektuplarını okuyarak sırlarını ortaya çıkarmak caizdir.

7. Bedir mücâhidlerinin geçmiş ve gelecekleri günahları affedilmiştir.[28]

 

2651. ...Şu (bir önceki hadis-i şerifte geçen) olay Ali (k.v.)'den de rivayet olunmuştur. (Ali r.a.) dedi ki: (Hz. Peygamberin Mekke üzerine yürümeyeceğini Öğrenen) Hatip (meclisten kalkıp) gitti ve Mekke halkına;

Muhammed sizin üzerinize bir sefer yapmak üzere kesin karar aldı diye bir mektup yazdı. (Ebu Abdirrahman) dedi ki; (Hz. Ali'­nin rivayet ettiği) bu hadiste şu (sözler) bulunmaktadır: (Mektubu götüren kadın yakalandığında);

"Be...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:49:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse rüya tabiri,Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse mekke canlı, Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse kabe canlı yayın, Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse Üç boyutlu kuran oku Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse kuran ı kerim, Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse peygamber kıssaları,Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimse ilitam ders soruları, Kafirlerin Hesabına Casusluk Yapan Kimseönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes