๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 21 Ocak 2012, 21:19:05



Konu Başlığı: Kesilmeleri Daha Faziletli Olan Kurbanlıklar
Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Ocak 2012, 21:19:05
3-4 Kesilmeleri Daha Faziletli Olan Kurbanlıklar

 

2792. ...Hz. Aişe'den demiştir ki:

Rasûlullah (s.a.), siyah içinde yere basan, siyah içinde bakan ve siyah içinde yatan boynuzîu bir koç (getirilmesini) istemiş, koç hemen

getirilmiş ve onu kurban etmeye karar verirmiş ve "Ey Aişe! bıçağı getir," demiş sonra da "onu taşla keskinleşti!" buyurmuş, bunun üze­rine (Hz. Aişe emredileni) yapmış (Hz. Peygamber de) bıçağı almış ve koçu tutup (sol tarafı üzerine) yatırmış ve (bizzat kendi elleriyle) onu kesmiş  (önce)  koçu  yatırarak:

 "bismillahi Allahümme tekabbel m in Mu ha m metlin ve Ali Muhammedin ve min ümmeti Mu-hammedin: "Allanın adıyla (başlıyorum) Ey Allah'ım! (bunu) Muham­med'den, Muhammed ailesinden ve Muhammed ümmetinden kabul eyle" demiş sonra koçu kesmiş.[41]

 

Açıklama

 

Hattâbî'nin de ifâde ettiği gibi metinde geçen "siyah içinde yere basan sözü, ayakları kara anlamında kullanıldığı gibi si­yah içinde bakan sözü; gözleri kara anlamındadır. Siyah içinde yatan; sözü de karnı siyah anlamında kullanılmıştır. Bu da şu demektir ki; Fahr-i Kâi­nat Efendimiz, kurban etmek için ayakları, gözleri ve karnı kara olup vücû­dunun diğer kısımları beyaz olan, boynuzlu koçları diğer renkteki koyunlara, tercih etmiştir. Bu hadis-i şerif, bir ev halkının tümü için bir kurban kesile­bileceğini söyleyenlerin delilidir. Biz fıkıh alimlerinin bu mevzudaki görüş­lerini 2810 nolu hadisin metninde açıklayacağımız için burada ele almıyoruz.[42]

 

Bazı Hükümler 
 

1. Koyun cinsinden kurban kesmek istenildiği zaman boynuzlu bir koç kesmek bu vasıfta olmayan bir ko­yun kesmekten daha faziletlidir.

2. Kurbanlık hayvanı keskin bıçakla kesmek müstehabtır. Bu husus 2810 nolu hadisin şerhinde ele alınacaktır.

3. Hayvanı, sol tarafına yatırarak kesmek menduptur.Çünkü kasap bı­çağı sağ eline alıp hayvanın başım sol eliyle tutacağına göre; hayvanı kesme­den önce sol yanı üzerine yatırmak kesim için daha elverişlidir.

Şafiî alimlerinden İmam Nevevî, kurbanı keserken yüzünün kıbleye ge­tirilmesini de müstehab olduğunu söylemiştir. Bu görüşüne delil olarak da, Hz. Aişe'nin riâyetindeki "kurbanı kesiniz ve nefislerinizi hoş tutunuz. Çünkü kurbanını kıbleye getirerek kesen bir müslüman yoktur ki kıyamet gününde kurbanın kanı ve yediği yemler, o müslümanın mizanına konulmuş olmasın"[43] mealindeki hadis-i şerifi göstermiştir. Gerçekten bu hadis-i şeri­fi Beyhakî de es-Sünenü’l-Kübra'sında rivayet etmiş ve senedinin zayıf ol­duğunu söylemiştir.

4. Bir ev halkı ne kadar kalabalık olursa olsun hepsi için bir kurban kes­mek yeterlidir. Şafîîlerle birçok alimin görüşü budur. Hanefilerle Sevri, bu­nu mekruh görmüştür. Tahavî'ye göre, bu hadis mensuh ya da tahsis edil­miştir.

5. Kurban kesecek kimsenin, kurbanı keserken "Bismillah! Ey Allahım bunu benim için (veya falanca için) kabul buyur!" demesi meşrudur. Kur­banı besmele ile kesmek, kesimin şartıdır. Bu hususta vacib olan kurbanın kesimi ile diğer kurbanların farkı yoktur. Çünkü Cenab-ı Hak Kur'an-ı Ke­riminde "Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin"[44] buyurmuştur.[45]

 

2793. ...Hz. Enes'den rivayet olunduğuna göre: Hz. Peygamber (s.a) yedi tane deveyi, ayakta (yatırmadan) ken­di eliyle boğazlamış, boynuzlu ve alacalı iki koçu da Medine'de kes­miştir.[46]

 

Açıklama

 

"Bedene"   çok  etli  manâsına  gelen   el-bedâne  kelimesinden  türetilmiştir.İri  ve yağlı  oldukları için erkek olsun, dişi olsun deve cinsinden her hayvana bedene ismi veril­miştir. Bazan sığır cinsini ifâde etmek için de kullanılır. Zebh- hayvanı yatı­rarak boğazdan kesmektir. Bilindiği gibi davar ve sığır cinsi bu şekilde kesilir.

Nahr: Ayakta ve göğsünün üstünden kesmek demektir. Deve cinsinin bu şekilde kurban edilmesi daha faziletlidir.

Akran: Boynuzlu demektir.

Emlah: Beyazı siyahından fazla olan alaca demektir.

Hadis-i şerifte Fahr-i Kainat Efendimizin biri kendisi için, diğeri de üm­meti için olmak üzere iki kurban kestiği ifade edilmektedir. Fakat Resulü Zişan Efendimiz, bu ikinci kurbanı sadece sevab kazanmak, bu sevabı üm­metine bağışlamak için kestiğinden sözü geçen kurban ümmetin zenginlerin­den Kurban kesme mesuliyetini asla kaldırmamıştır. Onlar da yine üzerleri­ne düşen kurbanı kesmişlerdir. Zengin olanlar, kıyamete kadar da kurban kesmekle mükellef olacaklardır.[47]

 

Bazı Hükümler

 

1. İnsanın kendisi, aile fertleri ve kendi idaresi altıdakı kimseler için, bir kurban kesmesi caizdir.Biz alimlerin bu husustaki görüşlerini 2810 nolu hadis-i şerifin şerhinde açıkla­yacağız. İnşâallâh

2. Resul-ü Zişan Efendimiz, devamlı surette hayır işlemeye ümmetini bilfiil teşvik etti. Bu hususta kendisi en büyük örnek olmuştur.[48]

 

2794. ...Enes'den rivayet olunduğuna göre:

Hz. Peygamber (s.a) boynuzlu ve alacalı iki koç kurban etmiş (on­ları) tekbir getirerek, besmele çekerek ve sağ dizini kurbanların (sağ) yanlarına koyarak kesmeştir.[49]

 

Açıklama

 

Fahr-i Kâinat Efendimiz, kurbanını kesmeden önce, onu sol yanı üzerine yatırmış, sağ dizini de hayvanın sağ tarafına ko­yup  "bismillahi vallahü ekber" diyerek kesmiştir. Dizi hay­vanın üzerine koymaktan maksat, ona eziyet vermek değil, aksine kolayca can vermesini sağlamaktır.[50]

 

Bazı Hükümler
 

1. Kurbanı keserken, sol yanı üzerine yatırıp sağ dizını kurbanın boğazına koymak mustehabtır.

2. Kurbanı keserken, besmele ile birlikte tekbir almak mustehabtır.

3. Kurban kesmeyi becerebilen bir kimsenin, kendi kurbanını kendisi­nin kesmesi mustehabtır. Eğer elinden kurban kesmek gelmiyorsa, bir baş­kasına vekâlet verip kesilirken yanında hazır bulunmaktır. Çünkü Resûlul-lah (s.a.) Efendimiz "Ey Fatıma! kalk kurbanının yanında bulun, şunu iyi bil ki; onun kanından yere düşen ilk damla ile işlemiş olduğun günahların tümü affedilir.” ve (kesilmeden önce):benim     namazım,    ibadetim,    hayatım   ve ölümüm alemlerin Rabbi içindir.Onun ortağı yoktur, bana böyle emrolundu.Ve ben müslümanlardanım" diyerek dua et." buyurdu. İmran b. Husayn:

Ey Allah'ın Resulü! bu (sevab) yalnız senin ehl-i beytine mi mahsus­tur, yoksa tüm müslümanlar için de var mıdır? diye sordu. Resulü Ekrem de:

"Tüm mü'minler için de vardır." buyurdu.[51] Her ne kadar Hakim, bu hadisin sahih olduğunu söylemişse de senedinde Ebû Hamza bulunduğu için tenkid edilmiştir. Zehebî, bu ravinin çok zayıf olduğunu söylemiştir. Hadis başka yollardan da rivayet edilmişse de, o rivayetlerin senetleri de tenkid edil­miştir. Bununla beraber bu hadisler biribirlerini te'yid etmektedirler.

İbn Kudame'nin açıklamasına göre; kurban kesmek, Allah'a bir yak­laşma olduğundan bir müslümanın kurbanını bir zimmîye kestirmesi mek­ruhtur. Çünkü zimmî bu yaklaşmaya ehil değildir.

İmam Şafiî ile Ebû Sevr ve İbn el-Münzîr'in görüşü de budur. İmam Ahmed ile İmam Malik'e göre; Kurbanı sahibine vekâleten bir zimmînin kes­mesi asla caiz değildir.

Hasan-i Basrî ile İbn Şirin de bunu mekruh görmüşlerdir. Çâbir (r.a.) da "sizin kurbanlarınızı ancak temiz kimseler kesebilir" mealindeki hadis-i şerîfe dayanarak vâcib olan kurbanları, zimmîlerin kesemeyeceğini söyle­miştir.[52]

 

2795. ...Câbir b. Abdillah'dan demiştir ki:

Hz. Peygamber (s.a) kurban bayramı günü hayaları buruk, ala­calı (ve) boynuzlu iki koç kesti, onları (kesime hazırlayıp da yönlerini) kıbleye çevirdiği zaman:diye dua etti ve sonra kesti.[53]

 

Açıklama

 

Bu hadis-i şerifte, Fahr-i Kainat Efendimizin, kurban bay-ramı günü, kurbanını kesmek istediği zaman hayvanın yö­nünü kıbleye çevirdikten sonra şu mealdeki duaları okuyup kurbanı ondan sonra kestiği ifade edilmektedir:

"Ben (bütün dinlerden) yüz çevirerek yüzümü İbrahim'in dini (yani İslam) üzere gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şübhesiz namazım ve (diğer) ibadetlerim, hayatım (boyunca işledi­ğim tüm amellerim) ve ölümüm (anına kadar taşıyageldiğim katıksız ima­nım ve ona bağlı hareketlerim) Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanlardanım, Ey Allahım (bu kurban) senden (bana bir nimet )tir ve Muhammed ile ümmeti (tara­fı )nd an sırf senin (rızan) için (kurban edilmiş)dir."

Hadis-i şerifte, Resulü Zişan Efendimizin kendi kurbanından başka bir de ümmeti için kurban kestiği ifade edilmektedir. 2793 nolu hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi Hz. Peygamberin ümmeti için kestiği bu ikin­ci kurban, ümmetin zenginlerinden o sene kurban kesme mükellefiyetini kal­dırmak için değil, sadece bu kurbanın sevabını ümmetine bağışlamak için­dir. Gerçekten bu ikinci kurbanı ümmetin zenginlerinden kurban kesme mü­kellefiyetini o sene kaldırmak için kestiği farz edilse bile bu sadece Hz. Fahr-i kainata mahsus özel bir durum olabilir. Nitekim 2790 numaralı hadisin şer­hinde açıkladığımız gibi, Resulü Zişan Efendimiz ümmeti için ayrı bir kur­ban kestiğinden dolayı, Haşim oğullarının fakirleri de zenginleri de kurban kesmemişlerdir.[54] Fakat, bir kimsenin başkaları için ayrı bir kurban kese­rek onları kurban kesme mükellefiyetinden kurtaracağı düşünülemez. An­cak o kurbanın sevabını istediği kimselere bağışlayabilir.[55]

 

Bazı Hükümler

 

1. Hayaları burulmuş hayvanı kurban etmek, kerahetsız caizdir.Hatta alimlerden pekçoğu hayaları bu­ruk hayvanı kurban etmenin daha faziletli olduğunu söylemişlerdir. Çünkü eti daha çok daha lezzetli ve güzel kokulu olur.

2. Kurbanı keserken yönünü kıbleye çevirmek müstehabtır.

3. Kurban keserken beslemeden sonra bir de, "Allahü ekber” demek  müstehabtır.[56]

 

2796. ...Ebû Saîd (el Hudrî)'den demiştir ki:

"Rasûlullah (s.a.) hayası burulmadık kara gözlü, kara ağızlı ve kara ayaklı bir koçu kurban etmişti"[57]

 

Açıklama
 

Daha önce tercümesini sunduğumuz 2792 numaralı hadisin şerhinde yaptığımız açıklamalar bu hadıs-ı şerif için de ge­çerlidir. Ancak burada sözü geçen açıklamaya ilâveten şu hususu açıklamak gerekir:

Hz. Peygamberin, hayaları burulmamış bir koç kurban ettiğini ifade eden bu hadis-i şerifle, hayaları buruk bir koç kurban ettiğini ifade eden bir önce­ki hadis-i şerif arasında bir çelişki yoktur. Her ne kadar hayaları burulma­mış hayvanı kurban etmek daha faziletli ise de Hz. Peygamber her iki hayvanı kurban etmenin caiz olduğunu göstermiş olmak için hayaları burul­muş olanlardan da burulmamış olanlardan da, kurban kesmiştir. Bu farklı iki uygulama, bu cevazı göstermek maksadıyla, şuurlu olarak yapılmıştır. Herhangi bir tezat şaibesinden tamamen salimdir.[58]

[41] Müslim, edahi 19; Ahmed b.Hanbel, VI, 78.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/468-469.

[42] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/469.

[43] el-Muhezzeb ve şerhuhû VHI-407-408.

[44] En'am(6), 121.

[45] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/469-470.

[46] Nesai dahaya 59; Buhârî, hac 27, 117,119; Ebû Dâvûd hac, 67; Ahmed b. Hanbel, VI-35, 78, 82.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/470.

[47] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/470.

[48] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/471.

[49] Buhârî, edahi 9, 13-14; Müslim, edahi 17-18; Tirmizî, edahi 2; Nesâî, edahi 14, 22, 29, 30-31; İbn Mâce edahi 1, 13; Dârimî, edahi 1; Ahmed b. Hanbel, 111-115, 170, 183, 189, 211, 214, 222, 255, 272, 279.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/471.

[50] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/471.

[51] Nuruddin Ali b. Ebi Bekr el-Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid 1V-17; Hakim 1V-222.

[52] Eş-Şerhu'l Kebir, İbn Kudame, 11-551.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/471-472.

[53] İbn Mâce edahi 1; Ahmed b. Hanbel VI-220, 225.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/472-473.

[54] Fethurrabbânî; Abdurrahman XI11-61; Mecme'uz-Zevâîd IV-21-22

[55] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/473.

[56] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/473-474.

[57] Tirmizî, edâhî 4; Nesâî, dahaya 14; İbn Mâce, edâhî 4.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/474.

[58] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/474.