๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 10 Kasım 2011, 20:46:20



Konu Başlığı: Kenzin Ne Olduğu Ve Zînet Eşyasının Zekâtı
Gönderen: Zehibe üzerinde 10 Kasım 2011, 20:46:20
4. Kenzin Ne Olduğu Ve Zînet Eşyasının Zekâtı

 

1563. ...Amr b. Şu'ayb'ın babası vasıtasıyla dedesinden rivayet ettiğine göre bir kadın, kızı ile beraber Resûlullah (s.a.)'a geldi. Kı­zının kolunda kalın iki tane altın bilezik vardı. Resûlullah (s.a.) kadına:

"Bunun zekâtını veriyor musun?" buyurdu. Kadın:

Hayır, dedi. Resûlullah (s.a.):

"Kıyamet gününde Allah'ın onların yerine sana ateşten iki bi­lezik takdırması hoşuna gider mi?" deyince, kadın hemen onları çıkarıp Peygamber (s.a.)'e uzattı ve şöyle dedi:

İkisi de aziz ve celil olan Allah'a ve Resulüne (ait)'dir.[27]

 

Açıklama
 

Hadiste geçen "kadın"ın Esma bint Yezid b. es-Seken olduğu söylenmiştir.

Bu hadis süs olarak kullanılan ziynet eşyasının zekâtını vermenin vâcib olduğuna delâlet etmektedir.

Ebû-Hanife ve arkadaşları, Meymûn b. Mihrân, Mücâhid ve Zührî bu görüştedirler. Aynı zamanda bu görüş, Hz.Ömer, İbn Mes'ûd, İbn Abbâs ve İbn Ömer'den de rivayet edilmiştir. Ayrıca Saîd b. el-Müseyyeb, Saîd b. Cübeyr, Atâ, Muhammed b. Şîrîn ve Tâvûs'un da görüşü budur.

Bunlar altın ve gümüş kapların da zekâtını vermenin vâcib olduğunu söylemişlerdir. Delilleri bu hadis ile "Allınla gümüşü biriktirip onları Al­lah yolunda sarf etmeyenler (var ya) işte onlara elîm bir azabı müjde­le!"[28] âyetidir. Zira âyetin umumu ziynet eşyasını da içine almaktadır. Onu delilsiz olarak âyetin umumundan istisna etmek caiz değildir.

İmam Mâlik, İmam Şafiî, Kasım b. Muhammed, Şa'bî, Katâde, Mu-hammed b. Ali, Ebû Ubeyd, İshak ve Ebû Sever, "süs olarak kullanmak için alınan ziynet eşyası zekâta tabi değildir" demişlerdir. Bu görüş aynı zamanda Câbir, Enes, Hz. Âişe, Esma ve bir kavle göre, İbn Ömer'den rivayet edilmiştir. Delilleri Dârekutnî'nin Câbir'den rivayet ettiği hadistir. Câbir'in merfû olarak rivayet ettiği hadis şudur: "Ziy­net eşyası zekâta tabi değildir"[29] Bu hadis, tenkid edilmiş senedlerle ri­vayet edilmiştir. Bir başka delilleri Mâlik'in Muvatta'da Abdurrahmân b. el-Kâsım'ın babasından rivayet ettiği, "Hz. Âişe, kardeşinin yetim kızları­na bakıyordu, onların ziynet eşyası olduğu halde zekâtını vermiyordu" haberiyle Nâfi'den rivayet ettiği "Abdullah b.Ömer'in kızları ile cariyele­rinin ziynet eşyası vardı da onların ziynet eşyasından zekât vermezdi" ha­beridir. Beyhakî de Amr b. Dînâr tarikiyle şunu rivayet etmiştir:

"İşittik ki İbn Halid, Câbir b. Abdullah'a:

Ziynet eşyasının zekatı var mıdır? diye sordu Câbir:

Hayır, dedi. İbn Hâlid:

Bin dinar olsa da mı? deyince, Câbir;

Daha fazla olsa da, cevabını verdi."

Bazıları da "ziynet eşyasının zekâtını vermek, Ömürde bir sefer vâcib-tir," demişlerdir. Bu kavi Enes'ten rivayet edilmiştir.

Hattâbî dedi ki, "âyetin zahiri onun vâcib olduğunu söyleyenlerin görüşünü desteklemektedir ki, bu eser de onu te'yid etmektedir. Vâcib olmadığını söyleyenlerin delili olarak bazı eserler vardır. Ancak ihtiyatlı olanı, verilmesidir."

İbn Kattan bu hadisin isnadının sahih olduğunu söylemiştir. Tirmizî de bunu İbn Lehîatarikiyle Amr b. Şuayb'tan rivayet etmiş ve demjştirki: "bu, el-Müsennâ b. es-Sabbah'ın Amr b. Şuayb- hadisin bir benzeridir, el-Müsennâ b. es-Sabbâh ile İbn Lehîa hadis rivayet etmede zayıftırlar. Bu ko­nuda Peygamber (s.a.)'den rivayet edilen sahih bir şey yoktur."

Netice olarak diyebiliriz ki, hadisten anlaşıldığına göre ziynet eşyası, zekâta tâbidir. Bu konuda âlimler arasında ihtilâf vardır. İhtiyatlı olan görüş, onun zekâtını vermenin vâcib olduğudur.[30]

 

1564. ...Ümmü Seleme (r.anhâ)'dan; demiştir ki: Altından iş­lenmiş bir ziynet takınmıştım da:

Ya Resûlullah! Bu, kenz midir? diye sordum. Resûlullah (s.a.):

"Bir şey zekâtı verilecek miktara ulaşır, zekâtı da verilirse, kenz değildir," buyurdu.[31]

 

Açıklama
 

Ümmü Seleme, "bu kenz midir?" diye sormakla o ziynet eşyasının; "altın ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda sarfetmeyenler (var ya) işte onlara elim bir azabı müjdele!"[32] âyetinin hükmüne dahil olup olmadığım, dolayısıyle ondan dolayı azab edilip edilmeyeceğini öğrenmek istemiştir.

Hadisin "bir şey zekâtı verilecek miktara ulaşır, zekâtı da verilirse kenz değildir** ifadesinden anlaşıldığına göre nisaba ulaşıp da zekâtı veril­meyen şey, azabı mûcib kenz sayılmaktadır.

Bu hadis nisaba ulaşan ziynet eşyasında zekâtın vâcib olduğunu söy­leyenlerin görüşünü desteklemektedir. Binaenaleyh onların ileriye sürmüş oldukları delillerden biridir.

Hadisin senedinde yer alan Attâb b.Beşir hakkında bazı tenkidler vardır.[33]

 

1565. ...Abdullah b. Şeddâd b. el-Hâdî'den rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.)'in hanımı Âişe'nin huzuru­na girdik. Âişe dedi ki:

Resûlullah (s.a.) yanıma girdi. Eller (parmaklar)imde büyük gümüş yüzükler gördü de:

"Bu nedir? ya Âişe!" dedi. Ben de:

Onları senin için süsleneyim diye yaptım, ya Resûlullah! dedim.

Resûlullah (sa.):

"Onların zekâtını veriyor musun?" diye sordu. Ben de:

Hayır (dadim) veya Allah'ın dilediği bir şey söyledim. O da: "O ateş(e girmen) için sana yeter", buyurdu.[34]

 

Açıklama
 

"Fetehât" kelimesi, "fetha" veya "feteha"nin çoğuludur."Fetha" veya "Feteha" ise, büyük yüzük veya câhiliyyet devrinde kadınların, el parmaklarına taktıkları kaşsız yüzük manasın­da kullanılmaktadır.

"Verik",  "verk" veya "virk" gümüş demektir.

Hadisin "Hayır, veya Allah'ın dilediği bir şey söyledim" fıkrasının manası, cevab olarak ya "hayır" dedim, ya da o anda Allah'ın dilediği bir kelime söyledim anlamındadır.

"O ateş(e girmen) için sana yeter" fıkrasından maksat ise "Cehen­nemde ta'zib edilmen için yalnız onun zekâtını vermemen, sana kâfidir" demektir. Bu söz, ziynet eşyasının zekâtını vermeyene büyük bir tehdittir.

Bu hadis de önceki hadisler gibi ziynet eşyasının zekâta tabi olduğunu söyleyenlerin delillerindendir.

Hadisi Darekutnî, Muhammed b. Atâ'dan tahrîc etmiş ve onun meç­hul olduğunu söylemiştir. Beyhakî onun Muhammed b.Atâ değil de Muhammed b. Amr b. Atâ olduğunu ve Dârekutnî'nin onu dedesine nisbet etmesinden dolayı onun meçhul olduğunu zannettiğini söylemiştir. Nite­kim Ebû Dâvûd da bu hadisin senedinde onu Muhammed b. Amr b. Atâ olarak zikretmiştir.

İbnü'l-Kattân da Beyhakî'nin ifâdesine yakın bir ifade kullandıktan sonra "Muhammed b. Amr b.  Aîâ sikadır," demektedir.

Hâkim de bu hadisi müstedrek'de, aynı zattan yani Muhammed b. Amr. b. Atâ'dan o da Abdullah b. Şeddâd b. el-Hadi'den tahriç edip Şeyhayn'ın şartlarına göre sahih olduğunu ancak onu tahric etmediklerini söylemiştir.[35]

 

1566. ...Ömer b. Ya'lâ bu hadisi yüzük hadisi gibi anlatmıştır. Süfyân'a:

Onun zekâtını o (kadın) nasıl verir? denildi. O da:

Onu başkasına ekler, dedi.[36]

 

Açıklama
 

Yüzük hadisinden maksat, bir önceki Hz.Âişe hadisidir.Yanı  Ömer  b.  Yala,  rivayet  ettiği  hadisi  Hz.Aışe nın

hadisi gibi nakletti.

Ömer b. Ya'lâ, hadisi anlatınca Hz.Âişe'nin yüzüğünün nisaba ulaş­madığı hususu, orda bulunanların dikkatini çekmiş bu sebeble Süfyân-es Levrî'ye onlar tarafından "nisaba ulaşmadığı halde Hz. Âişe o yüzüğünün nasıl zekâtını veriyor?" diye sorulmuştu. Süfyan es-Sevrî cevaben; "O yü­züğünü sahip olduğu başka ziynet eşyasına veya altın gümüş parasına ekli­yordu. Böylece diğerleri ile beraber nisaba eriyordu" demiştir.

Bu hadisi Beyhakî es-Sünenü'1-Kübrâ'da merfu olarak rivayet etmiş­tir.

"Ömer b. Ya'lâ" bazı nüshalarda "Amr b. Ya'lâ" diye geçmektedir. Doğrusu birincisidir. Ahmed b. Hanbel, İbn Maîn, Nesâî, Ebû Hatim ve es-Sâcî onun münkerü'l-hadis, Dârekutnî de metrûkü'l-hadis olduğunu söy­lemişler, Ukaylî da onu zayıf râvilerden saymıştır.

Bu hadisten de ziynet eşyasının zekata tabi olduğu ve nisaba ulaşma­dığı takdirde diğerlerine ekleyip öyle verileceği anlaşılmaktadır.[37]

[27] Nesâî, zekât 19; Tirmizî, zekât 12; Ahmed b. Hanbel, 11-178, 204, 208; VI-452, 453, 455, 461.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/114.

[28] et-Tevbe (9), 34.

[29] Dârekutnî, Sünen, II, 107.

[30] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/114-115.

[31] Dârekutnî, Sünen, II, 105; Beyhâkf es-Sünenü'1-kübrâ, IV, 140; Hâkim, el-Müstedrek, I, 390.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/116.

[32] et-Tevbe (9), 34.

[33] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/116.

[34] Hakim, el-Müstedrek, I, 390.

   Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/116-117.

[35] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/117-118.

[36] Ahmed b. Hanbel, IV-171.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/118.

[37] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/118-119.



Konu Başlığı: Ynt: Kenzin Ne Olduğu Ve Zînet Eşyasının Zekâtı
Gönderen: Ceren üzerinde 20 Haziran 2017, 15:23:56
Esselamu aleykum.rabbim zekatini hakkiyla ve vaktinde veren kullardan eylesin bizleri insallah...


Konu Başlığı: Ynt: Kenzin Ne Olduğu Ve Zînet Eşyasının Zekâtı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 04 Temmuz 2017, 16:44:37
inşaAllah hakkıyla zekatını verenlerden oluruz. Bilgiler için Allah Razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Kenzin Ne Olduğu Ve Zînet Eşyasının Zekâtı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Temmuz 2017, 18:03:32
Ve aleykümüsselam Dinimizde teslimiyet çok önemlidir Zira zaten İslam teslim olmaktır Rabbim paylaşım için razı olsun