๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 02 Aralık 2011, 21:10:29



Konu Başlığı: Kadının Abdest Suyu Artığı İle Abdest Almak
Gönderen: Zehibe üzerinde 02 Aralık 2011, 21:10:29
39. Kadının Abdest Suyu Artığı İle Abdest Almak


 

77.... Âişe (r.anha)dan, şöyle demiştir; "Ben ve Resûlullah (s.a.)cünup iken aynı kaptan guslederdik" [368]  [369]

 

Açıklama

 

İslâm, kadınlan erkeklerin bir parçası olarak görmüş, cenneti annenin ayaklan altına sermiş, kadını mübarek ve saygıya lâyık bir varlık bilmiş, onu, kadınlığına uygun bütün haklan bahşederek mu­kaddes bir varlık kılmıştır.

Kadınlığın tarihde çeşitli dönemlerde uğradığı haksızlık ve hakareti bil­meyenler belki şu hadis-i şerifte, kadının abdest aldığı kaptan arta kalan su­yun temizliğinin zikredilişindeki önemi kavrayamazlar. Bu bakımdan eski dinlerde ve devirlerde kadına ait düşünce ve telakkilerden bazı örnekler sun­mak faydalı olacaktır.

Romalılarda kadının hukukî ehliyeti yoktu. Tanrılarını memnun etmek için her sene kadın ve kızlarını kurban eden eski Hindlilere göre, "acıya, sa­bır, rüzgâr, ölüm, ateş, zehir, haşerat ve cehnenem, kadından daha kötü de­ğillerdir."

Tevratta şöyle yazılıdır; "Kadın ölümden acıdır. Allah nezdinde iyi kimse kadından kurtulandır."

Hıristiyanlarda; İlk hıristiyan din adamları Roma toplumundaki yay­gın fuhuş ve rezalete bakarak bütün bunlardan sorumlu kişinin kadın oldu­ğuna hükmettiler. Kadının (pis olduğuna) ve ondan uzaklaşılması lâzım geldiğine ve bekârlığın Allah yanında evlilikten daha şerefli olduğuna karar  verdiler.

İslâmiyet bütün bâtıl fikirleri kökünden yıkarak hakkı ve Fıakikati ka­falara yerleştirdiği halde İngiliz kanunları daha 1805 yılına kadar erkeğin ka­rısını satmasına müsaade ediyordu.[370]  [371]

 

Bazı Hükümler

 

1. Cünub pis değildir. Cünub kelimesinin anlamı lügâtta uzak demektir. Namaz kılmak, Kur'ân okumak,mescide girmek v.s. gibi faziletlerden uzak kaldığı için kendisinden meni çı­kan kimselere cünub denir.

2. Durgun suya cünub bir kimsenin girerek yıkanmasının yasaklanma­sının hükmü ise, tenzihen mekruhtur. Çünkü o cünub kişinin vücuduna te­mas eden sular temizdir, fakat temizleyici değildir. Böyle cünub kimsenin vücuduna temas eden sular, içine dalman suyun yarısını teşkil ettiği zaman suyun hepsi kullanılmış su (müstamel) durumuna geleceğinden dolayı cünûb kimsenin durgun suya girerek yıkanması yasaklanmıştır.

3. İki kişinin aynı kaptan avuçlayıp üzerine dökerek gusletmesi caizdir. Daha fazla kişilerin hükmü de böyledir.

4. Az bir suya cünub bir kimsenin elini sokarak avuçlaması o suyu te­mizlikten çıkarmaz. Bu hususta kadınla erkek arasında fark yoktur.

5. Halk arasında yaygın olan "karı kocanın guslettikten sonra,bir bir­lerinin mahrem yerlerini görmeleri tekrar gusletmeyi gerektirir" sözü yan­lıştır, dînî hiç bir mesnedi yoktur..

 

78. ...Ümm-ü Subeyye el-Cuheniyye'den rivayet edildiğine göre,  O, şöyle demiştir: "Resûlullah (s.a.) ile birlikte bîr o, bir ben ellerimizi suya batırarak aynı kaptan abdest alırdık."[372]  [373]

 

Açıklama

 

Hadis-i şerifte geçen Ümmü Subeyye el-Cüheniyye'nin Havle bint-i  Kays oldyğu söylenir Havle (r..anna) Hârice bin Haris'in ninesidir. Efendimize biat eden bahtiyar kadınlardandır. Kendisinden Nâfî' ve Salim rivayette bulunmuşlardır.                                               

Hadis-i şerifte geçen Ümm-ü Subeyye (r.a.) Hazretlerinin aralarında mahremiyyet veya nikâh bağı olmadığı halde Resülullah'la bir kaptan su almasını bazıları, "bu hadise örtünme âyetleri gelmeden olmuştur'* diye açıklarken; bazıları da "Resûlullah (s.a) ile Ümm-ü Subeyye aralarında birbirlerini görmelerine engel bir örtü olduğu halde aynı kaptan aynı zamanda sıra ile avuçlayarak abdest alıyorlardı'* diye yorumlamışlardır. Üçüncü bir görüşe göre ise, aynı kaptan peş peşe su almaktan maksat, Önce Resûluüah (s.a.) söz ko­nusu İcaptan abdest alması sonra da Hz. Ümmü Subeyye'nin aynı kaptan abdest almasıdır. Ancak bute'vil hadisin zahirine uygun değildir.

Bazı ilim adamları mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif ile 81 ve 82 numaralı hadisler arasındaki zahirî çelişkiye bakarak sözü gecen hadislerin zayıf olduğunu ve mevzumuzu teşkil eden hadîsin onlara tercih edilmesi ge­rektiğini, şayet 81 ve 82 numaralı hadislerin sıhhati kabul edilse bile, mevzu­muzu teşkil eden hadisle neshedilmiş oldukları cihetle hükümsüz kaldıklarım söyleyerek bu çelişkiyi gidermeye çalışmışlardır. Ancak Hafız tbn Hacer'in de ifâde ettiği gibi, böyle zahiren biribirlerine aykırı gibi görünen hadislerin aralarını te'Iif etmek mümkün olduğu zaman tercih edilip, nesh yoluna git­memelidir. Burada da 81 ve 82 nolu hadislerdeki nehyi, kerahat-i tenzihiye-ye hamlettiğimiz zaman, söz konusu* tezat ortadan kalkmış olacaktır. Binaenaleyh mevzumuzu teşkil eden hadisteki cevazı mutlak câizliğe; 81 ve 82-hadislerdeki nehyi de kerâhet-i tenzihîyyeye yormak bu hadisler arasın­daki tezadı ortadan kaldırmak için eh isabetli yol olmalıdır.

 

79....Abdullah b. Ömer (r.a.)’ den rivayet edildiğine göre O şöy­le demiştir: Resulullah (s.a.) zamanında kadınlar ve erkekler (bir ara­da) abdest alırlardı."Râvi Müsedded, "Hep birlikte aym kaptan" dedi.[374]  [375]

 

Açıklama

 

Kadınlarra ve erkeklerin toplu halde bir kaptan abdest almalanndan maksat, aralarında bulunan nikâh bağı veya mahremiyet sebebiyle birbirlerine haram olmayan kadınlar ve erkeklerin beraber­ce abdest almalarıdır. Eğer yabancı kadınlarla erkekler aynı anda ve beraberce bir kaptan aldıkları kabul edilirse aralarında, bir perdenin bulunması gere­kir. Çünkü bu mevzuda gelen nasslar bunu emretmektedirler. Yahutta bu­rada anlatılan hadisler örtünme âyeti inmeden öncesine aittir.

Bu hadiste geçen "bir kaptan" sözü hadisin sadece Müsedded yoluyla gelen rivayetinde bulunmakla beraber rivayet sahih olduğundan bu sözü nazar-ı itibara almak ve hadisi açıkladığımız şekilde anlamak gerekir, kanaatindeyiz.

Bununla beraber iki veya daha fazla kişinin aynı kaptan avuçlayarak abdest almaları caizdir.

 

80....Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle demiştir; "Biz (erkekler) Pey­gamber (s.a.) sağlığında kadınlarla beraber bir kaptan abdest alır, el­lerimizi aynı kaba batırırdık.”[376]  [377]

 

Açıklama

 

Sünen-i Ebî Davud'un bazı nüshalarında bu hadis-i şerifte geçen “abdest alırdık” kelimesinden sonra "ve gusiederdik" sözü yer almaktadır. Yabancı bir erkekle yabancı bir kadının beraberce yıkanma­ları müslümanlarca hicab âyetinden önce bile caiz görülmediğinden bu ha­diste anlatılan kadın ve erkeklerin beraberce abdest almaları ve gusletmeleri hâdisesinin aralarında nikâh bağı bulunan kadınlarla erkekler arasında mey­dana gelmiş olması icâb eder. Dolayısıyla bu hadis bu babda geçen bu mev­zu ile ilgili tüm hadislerin bu istikâmette te'vil edilmesini gerektirmektedir. Nitekim, Menhel yazarının da açıkladığı gibi hadiste geçen "en-nisâ" keli­mesinin başında bulunan "el" takısı mahzûf ve muzafün ileyh durumunda olan bir "nâ" zamirinden bedel olduğundan, hadisi; "Biz Hi. Peygamber za­manında hanımlarımızla birlikte bir kaptan beraberce abdest alırdık" şek­linde anlamak lazımdır.[378]

 

Bazı Hükümler

 

1.Karı-koca aynı kaptan abdest alıp gusledebilirler.

2. Dini herhangi bir mahzur bulunmadığı takdirde ıkı kişi aynı kabı kullanabilirler.[379]

[368] Müslim» hayz 43, 46; Ahmed b. Hanbd, VI, 210.

[369] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 146-147.

[370] Mustafa Sibâî, İslama ve Garbhlara göre Kadın (trc. 1. Toksan) s. 14-20.

[371] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 147.

[372] Ahmed b. Hanbel, VI, 367.   

[373] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 147-148.

[374] Buhârî, vudû' 43; ğusl9,15; hayz 5; Libâs 91; Müslim, hayz41,43-47,49,50; Tirroizî, tahâre46; libâs 61; Nesâî, tahâre 57,145, ğusl 9; ibnMâce, Tahâre 32; 34-36,108; Ah-med b. Hanbcl II, 4, 13,103, 142, 111, 112, 116, 130,135, 209,249, VI-30,37,43,64, 91, 103, 118, 127, 129, 131, 157,161, 168, 170, 171, 172, 173, 189, 191-193, f99,210, 230, 231, 235, 255, 265, 281, 366, 367.

[375] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 148-149.

[376] bk. Bir önceki hadisin kaynaklan.

[377] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 149-150..

[378] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 150.

[379] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 150.