Konu Başlığı: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Zehibe üzerinde 07 Aralık 2011, 21:09:12 23, 24. Kabir Ve Kabir Azabı 4750... el-3erâ İbn Âzib'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur. "Şüphesiz ki müslümana kabirde soru sorulduğu zaman Al-Iah'dan başka bir ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.)'in Allah'ın elçisi olduğuna şahidlik etmesi (var ya!). İşte buyruğunda anlatılan hal odur." Aziz ve celil olan Allah'ın "Allah inananları dünya hayatında da âhirette de sağlam sözle tesbit eder."[635] buyurduğu odur."[636] Açıklama 4753 numaralı hadiste de açıklanacağı üzere kabirde ölüye şu üç soru sorulacaktır: "Men rabbüke= Rabbin kimdir? "Ma dînüke= Dinin nedir? "Mâ hâzerracülüllezi büise fiküm= size peygamber olarak gönderilen şu şahıs kimdir?" Gerçek müminler bu sorulara kelime-i şehadet getirerek rahatça cevap vereceklerdir. Hadis-i şerifte açıklandığı üzere, yüce Allah, Kur'ân-i Keriminde bu kelime-i şehadetten "sağlam söz" diye bahsetmiş ve insanları bu sözle sabit tutacağını beyan buyurmuştur. Her ne kadar hadiste yüce Allah'ın "sabit söz" diye bahsettiği sözün sadece kabirde sorulan sorulara cevap sadedinde getirilen kelime-i şehâ-detmiş gibi bir ifade varsa da, aslında şehadetin kabirle kayıtlanması bir kayd-ı ihtirazi değildir, kaydı ittifakidir. Binaenaleyh, Allah'ın bu "sabit söz" diye bahsettiği kelime-i şehadete kabirde getirilen şehadet gibi dünyada getirilen şehadetlerin cümlesi de dahildir. Kâfirlerin ve mü'minlerden bazı günahkârların kabir azabı görecekleri ve Münker ile Nekir'in sual sorması haktır. Bütün bunlar Kitap ve sünnetle sabittir. Kitapdan delili: 1- "(Kabir azabından biri de) ateşdir ki onlar sabah akşam arz olunacaklardır..."[637] 2- "Benim kitabımdan yüz çeviren bilsin ki onun dar bir geçimi olur ve kıyamet gününde onu kör olarak hasrederiz."[638] Bazı müfes-sirler bu ayette geçen "dar geçim" tabirine şöyle bir açıklama getirmişlerdir: Bunun böyle olması gerekir. Çünkü biz kâfirleri dünyada rahat bir yaşayış ve yüksek bir refah içinde görüyoruz. Kâfirlerin kıyamet gününden önce dar ve sıkıntılı bir yaşayışta olmaları icabeder. Bu da kabir azabıdır, kıyamet gününde kör olarak haşr edilme bunun üzerine atıftır.[639] Sünnetten delili: "İdrardan sakınınız, zira kabirdekilerin çoğunun çektikleri azab bu yüzdendir."[640] hadis-i şerifidir. Bilindiği kabirde soru sormakla görevli iki melek vardır ki, bunlardan birinin ismi Münker diğerinin ismi ise Nekir'dir. Bunlar ölen kişiye rabbini, dinini ve peygamberini sorarlar. Bu hususta da pek çok hadis-i şerif vardır. Mümin kişi bu sorulara cevap verir, ama kafir veremez. Sözkonusu iki melek ölünün kabrine gelir, Allah ölüyü diriltir ve melekler sorularını yöneltirler. Mutezile ve bid'atçilerin çoğunluğu Münker ve Nekir sualini inkâr etmişlerdir.[641] Bu mevzuda gelen hadislerden biri şu mealdedir: "Ölü mezara gömülünce birine Münker diğerine Nekir adı verilen siyah mavi iki melek gelir. Ona derler ki: Şu (Muhammed Aleyhisselam denilen) zat hakkında ne dersin? O da şöyle cevap verir: O Allah'ın kulu ve rasûlüdür. Ben şehadette bulunurum ki, Al-lah'dan başka ilah yoktur. Muhammed de onun kulu ve rasufüdür. Bunun üzerine melekler: Biz senin böyle diyeceğini zaten bilmekte idik, derler. Sonra onun mezarını yetmiş arşın genişletirler. Daha sonra bu ölünün mezarı ışıklandırılır ve aydınlatılır. Daha sonra melekler Ölüye: Yat uyu, derler o da: Aileme gidin de durumu haber verin der..."[642] Münker ve Nekire mezardaki ölüye hiç görmediği bir şekilde görünecekleri için bu isim verilmiştir. Zira bu kelimelerin sözlükteki manası, bilinmeyen, tanınmayan değişik kılık ve kıyafette olan demektir. (Seyyid Ebu Suca "sabi çocuklar (mezarda) sorguya çekilir" demektedir. Bazılarına göre Peygamber (s.a.) de onlar gibi hesaba çekilir.[643] Bezlu'l-Mechud yazarının açıklamasına göre Suyûtî (r.a.) "ed-Durru'1-Hisan" isimli eserinde, ondört sınıf insanın kabirde sorguya çekilmeyeceğini söylemiştir. Bu mevzuda İbn Âbidin (r.a.)'de şöyle demiştir: "Kabirde sekiz nevi müslüman azab görmeyeceklerdir: Şehid, hudud bekçisi asker, taundan ölen, sabırlı olmak ve sevap saymak şartıyla taun zamanında başka bir sebep ile ölen, sıddik, çocuk, cuma günü veya gecesi ölen ve her gece Mülk suresini okuyanlardır. Bazıları bunlara sure-i Secdeyi okuyanla Ölüm döşeğinde İhlas suresini okuyanı da katmışlardır. Sarih peygamberlerin de ilave edileceğine işaret etmiştir. Çünkü onlar sıddıklardandır. "Esah olan kavle göre peygamberle müminlerin çocuklarına kabirde sual yoktur" diyen Kemal Ibn Hümamdır. Bunu «el Müsayere" isimli eserinde söylemiştir.[644] Levâihü'l-Envâri'l-İlâhiyye isimli eserde ise kabir azabının da âhıret azabını hafifletici sebeplerden olduğu ifade edilmektedir.[645] 4751... Enes İbn Malik'clen demiştir ki: "Allah'ın peygamberi bir gün Neccar oğullarının hurmalığına girmişti (orada bulunan kabirlerden korkunç) bir ses işitti de korktu. Bunun üzerine: "Bu kabirlerde yatanlar kimlerdir?" dedi. "Ey Allah'ın Rasulü, (onlar) cahiliyyc döneminde ölen bir takım insanlardır" dediler (Peygamber efendimiz de): «Cehennem azabından ve Deccal'in Fitnesinden Allah'a sığınınız" buyurdu. Bunun üzerine '"Bu da niçin (oluyor), Ey Allah'ın rasulü?" dediler. (Hz. Peygamber de şöyle) buyurdu: Muhakkak ki bir mü'min kabrine konduğu zaman ona bir melek gelir ve ona: Sen (dünyada iken) kime ibadet ediyordun? diye sorar. Eğer Yüce Allah o mü'mine hidayet vermişse; "Allah'a ibadet ediyordum" der, bunun üzerine kendisine: "Sen şu (peygamber olarak gönderildiği söylenen) kimse hakkında ne dersin?" diye sorarlar. (O mü'min de): "O Allah'ın kulu ve rasulüdür" cevabını verir. Artık bundan sonra kendisine başka bir soru sorulmaz. (Ruhen) Cehennemde bulunan evine götürülür ve: "Bu (ev) senin evindir, cehennemde senin için (hazırlanmış) idi. Fakat Allah seni korudu ve sana acıdı da onu sana cennette bir evle değiştiriverdi." denir. (O mü'min de): "Beni bırakınız gideyim de ailemi müjdeleyeyim" der. Kendisine: "Hayır olmaz, sen burada kabrinde otur." cevabını verirler. Muhakkak ki kafir kabrine konduğu zaman kendisine bir melek gelip sertçe çıkışır da: "Sen (dünyada) neye tapıyordun?" diye sorar. O da: "Bilmiyorum" cevabını verir. (Melek de ona) "Bilmez ve hakka uymaz ol" der, sonra ona: "Şu (Peygamber olduğunu söylenen) kimse hakkında ne dersiniz?" denir. (O kafir de onun hakkında onu yalanlayan) "Halkın dediğini derim" cevabını verir. Bunun üzerine (o melek) onun kulakları arasına demirden bir tokmak vurur; (o adam) öyle bir bağırış bağırır ki, insan ve cinnilerden başka onu bütün yaratıklar işitir."[646] Açıklama Bazı hadis-i şeriflerde bir cenaze kabre konduğu zaman kendisine soru sormak üzere iki melek geldiği ifade edilirken[647] mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte bir meleğin geldiğinden bahsedilmesi, bu hadis-i şerifler arasında bir çelişki olduğu; anlamına gelmez. Çünkü bu durum şahıslara göre değişir. Allah, kabir sualinin çetin geçmesini istediği kimselere defnedenler gittikten ve ölü yalnız başına kaldıktan sonra, soru sormak üzere iki melek birden gelir ve ikisi birden soru sorar. Allah'ın kabir sualinin biraz daha kolay geçmesini murad ettiği kimseler, bu iki melek cenazeyi demeden kimseler, daha kabrin başından ayrılmadan Önce gelirler. Daha da kolay geçmesini istediği kullara da som sormak; üzere sadece bir melek gelir. Meleğin ölüye, Hz. Peygambere iman edip etmediğini sorarken açıkça: Allah'ın rasulü Muhammed (s.a.) hakkında ne diyorsun? demeyip de; Şu adam hakkında ne diyorsun? demesi imtihanın kuralına riayet etmek, Hz. Muhammed'in gerçekten peygamber olduğunu ona sezdirmemek, bir başka ifadeyle soru içerisinde cevabı da vermekten kaçınarak imtihandaki cevabın gizli kalması esasına uymak içindir. Metinde kabir sualini muvaffakiyetle atlatan bir mü'minin kabrinde kıyamete kadar kalacağı ifade edilmektedir. Nitekim Tirmîzî'nin rivayetinde de: "... Sonra o iki melek gelir güveği gibi uyu ki; onu (gelin ve güveyi) ailesinden elbet en çok sevdiği kişi uyandırır, derler. O kişi Allah onu mahşerde yatağında uyandırıncaya kadar (orada uyur)"[648] Duyuruluyor. Diğer bir hadis-i şerifte ise; "Hiç şüphe yok ki sizden biriniz öldüğü vakit kendisine sabah akşam varacağı yer gösterilir. Cennetlikler -dense cennetlik olacak, cehennenıliklerdense cehennemlik olacaktır. Kendisine: İşte senin yerin burasıdır... denilecektir."[649] Muhammed Zekeriyya İbn Yahya el-Kandehlevî'nin Bezi üzerine yazdığı tahkikte ve Bezi yazarının Bezl'de ifade ettikleri gibi bütün bu hadis-i şeriflerden anlaşılan şudur: Ölü kabrinde kıyamete kadar uyur. Orada kaldığı sürece, cennet ve cehennemde bulunan makamı kendisine sabah akşam arz edilir.[650] İmam-i Kurtubi'nin bu mevzudaki açıklaması da şöyledir: "Ölülerce cennet ve cehennemin arz edilmesi, ruhendir. Bedenden bir cüzün de buna iştirak etmesi mümkündür. Aslında kabirde kabir hayatında gündüz yoktur. Sadece geceden ibarettir, ancak buradaki sabah ve akşamdan maksat, dünyadaki sabah ve akşam vakitleridir. Ancak şehidlerin ruhları için kabir hayatı sözkonusu değildir. Onlar doğrudan doğruya cennete giderler."[651] Bu mevzuda Buharı şârihi Kamil Miras (r.a.) de şöyle diyor: "Sual melekleri meyyite suallerini sorup gittikten sonra meyyitin vazifesi ne olur? Cevap: Eğer Said kişi ise onun ruhu cennete gider. Eğer şakî ve günahkar bir kişi ise onun ruhu da cehennemin kenarında büyük bir taş üzerine gider. İbn Abbas'dan rivayet edildiğine göre bir kısım insanlar da Berzah-'ta bulunurlar ki burası, ne cennettir ne de cehennem. Ashab-ı A'raf kıssası da buna delalet eder. Bazı ulemanın beyanına göre ervah-ı suadâ cennette olmakla beraber kabirleriyle olan alakaları bile kesilmez. Bu alaka, bilhassa cuma gece ve gündüzü ile cumartesi gecesi güneş doğuncaya kadar pek canlı bir surette vuku bulur."[652] Bazı Hükümler 1- Kabir Suali haktır: Bu bakımdan mevzumuzu teşkil eden bu hadis kabir sualinin hak olduğunu söyleyen Ehl-i sünnetin lehine, aksini iddia eden Rafîzîlerle Haricilerden ve Mutezileden bazılarının aleyhine bir delildir. 2- Kabir hayatı ve azabı haktır. Kabir azabından Allah'a sığınmak gerekir. 3- Deccal çıkacaktır. Onun şerrinden Allah'a sığınmak gerekir. Rasulü ekrem efendimiz sözü geçen hususlarda Allah'a şöyle sığınmıştır: "Ya Rab ben, kabir azabından sana sığınırım, Mesih-i Deccal'in fitnesinden de sana sığınırım. Hayat ve memat fitnesinden de sana sığınırım."[653] Sünen-i Ebu Davud'da bu mevzuda Hz. Peygamberin şöyle dua ettiği ifade ediliyor: "Ey Allah'ım, cehennem azabından, kabir azabından, Deccal'in fitnesinden, hayat ve ölümün fitnesinden sana sığınırım."[654] 4752... (Şu bir Önceki hadisin) bir benzerini de (yine) aynı senedle Ab-dulvehhab rivayet etti; (Abdulvehhab) dedi ki: "Bir kul kabrine konup ta arkadaşları undan ayrılıp gittiği zaman, o, (kendisinden uzaklaşmakta olan) arkadaşlarının ayak tıkıltılarını duyar. Hemen arkasından iki melek gelip ona (şöyle) derler..." (Ab-dülvehhab aşağı yukarı bir) önceki hadise yakın şeyler rivayet etti ve bu hadiste (şunları da) söyledi: "Kafirle münafık meleğe (şöyle) derler." (Yani bu hadise bir Öncekinden farklı olarak) "münafık" kelimesini de ilave etti (ve rivayetine devam ederek şöyle) dedi: "(Onun çıkardığı) bu feryadı ins ve cinden başka ona yakın olan herkes işitir."[655] Açıklama Bir önceki hadis-i şerifte Münker - Nekir in sorularına doğru cevap veremeyen kimselere meleklerin vurduğu tokmakların seslerinin, insanlar ve cinlerden başka herkes tarafından işitildiği ifade edilirken burada insan ve cinlerin dışında sadece ölüye yakın olan varlıkların işitilebileceğinden bahsedilmesi, bu iki hadisin arasında bir çelişki olduğunu göstermez. Çünkü uzaklık konusunda âhiret ölçüleriyle dünya ölçüleri birbirlerinden tamamen farklıdırlar. Dünyada en büyük uzaklık olarak kullanılan "şark ile garp arası kadar" ifadesi âhirette bir evin iki duvarı arasındaki mesafe kadar küçüktür. Binaenaleyh bu hadiste âhiret ölçüleriyle verilen "Ölünün yakın çevresi" sözünde dünyadaki "Şark ile garp arası kadar uzak" sözü gibi bir sonsuzluk ölçüsü ifade ettiğinden bu iki ifade arasında bir çelişki sözkonusu değildir. Binaenaleyh kabirde azab gören kimselerin feryadı insan ve cinlerin dışında yakın olsun uzak olsun herkes tarafından işitilir. Bu hadisle ilgili açıklamayı bir önceki hadisle (3230) numaralı hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.[656] 4753... Berâ İbn Âzib'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.) ile birlikte en-sardan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Bakî1 mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasûlullah (s.a.) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. (Hz. Peygamber) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa: "Kabir azabından Allah'a sığınınız" buyurdu. Cerir'in rivayetinde burada (şu) ilave vardır: Ve (Hz. Peygamber şöyle) buyurdu: "Muhakkak ki (ölü kendisini defnedenler) dönüp giderlerken (soru meleği tarafından) kendisine: "Ey adanı, Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir?" diye sorulduğu sırada (onların) ayak seslerini duyar." Hennâd (da hadisin bundan sonraki kısmını şöyle) rivayet etti: (Hz. Peygamber sözlerine devam ederek şöyle) dedi: "Ve ona iki melek gelir. Onu oturtarak ona "Rabbin kimdir?" derler: Rabbim Allandır, der sonra ona: Dinin nedir? derler: Dinim İslam'dır, der, sonra: "Şu size gönderilen adam da kimdir? diye sorarlar. "Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasûlüdür, cevabını verir. Sonra bunu: "Sana öğreten nedir?" derler; (o da): "Ben Allah'ın Kitabım okudum, ona inandım ve (onu) tasdik ettim der." Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardı: "Bu (nu bana öğreten şey) Aziz ve Celil olan Allah'ın (şu) sözüdür: "Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tesbit eder." (İbrahim (14) 27) (Bu hadisin bundan) sonra (ki kısmında hadisin ravileri olan Cerir ile Ebu Muaviye rivayetlerinde) birleşerek hadisin kalan kısmını şöyle rivayet ettiler: (Hz. Peygamber sözlerine devamla şöyle) buyurdu: "Bunun üzerine gökten bir münadî Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete (açılan) bir kapı açınız. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku gözünün alabildiği kadarınca açılıp genişler. "Kafire gelince..." (Hz. Peygamber hadisin bu kısmında) kafirin ölümünü anlattı. (Onun ölümün nasıl zor ve şiddetli olduğunu açıkladıktan sonra şöyle) buyurdu: "Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine: Rabbin kimdir? derler O (korkusundan): hık-mık edip: Bilmiyorum, cevabını verir. Bunun üzerine Dinin nedir? derler (yine) hık-mık ederek: Bilmiyorum der, sonra: Size gönderilen adam da ne oluyor? derler, (yine) hık-mık edip: Bilmiyorum cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir bir münadi: Yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme (açılan kapılardan) bir kapı açınız." diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine (öyle bir) daraltılır (ki) kaburga kemikleri birbirine girer." Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardır: "Sonra ona yanında demirden bir tokmak olan kör ve dilsiz (bir zebani) musallat edilir. Eğer o (tokmak) dağa vurulsa (dağ) toz haline gelir. (Zebanı) o tokmağı o kafire öyle bir vurur ki, o vuruşu (n sesini) insanla cinden başka şark ve garb arası (nda bulunan tüm varlıklar) işitir. (O kafir de yediği bu darbe ile) toz haline gelir, sonra (azabın devam etmesi için o kafirin) ruh(u tekrar) kendisine iade edilir."[657] 4754... (Bir önceki) hadisin bir benzeri Ebu Ömer Zazan'dan rivayet edilmiştir.[658] Açıklama Bu hadislerle açıklama (4751) numaralı hadisin şerhinde yapıldığından burada tekrara lüzum görmüyoruz.[659] [635] İbrahim (14), 27. [636] Buharî. cenâiz K9: tefsir sure 14/2; Müslim, cenne 73; Tirmîzî, tefsir 15/1; Nesâi, cenaiz, 114; İbn Mace, zühd 32. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/561. [637] Mü'min (40), 46. [638] Tâhâ (20) 124. [639] Bk. Gölcük Doç. Dr. Şerafeddin, Ehl-i Sünnet Akaidi, s. 235-236. [640] Bk. Tirmîzî. cenâiz 70. [641] Bk. Gölcük Doç. Dr. Şerafeddin, Ehl-i Sünnet Akaidi, s. 237. [642] Bk. Tirmîzî, cenâiz 70. [643] Bk. Uludağ Süleyman, İslam Akaidi, Şerhu'l-Akaid, 251. [644] Bk. Davudoğlu A.. İbn Abidid Terceme ve Şerhi, III, 399. [645] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/562-564. [646] Tirmîzi. cenaiz 70. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/564-565. [647] Bk. Tirmîzi, cenaiz 70. [648] Tirmîzî, cenâiz, 70. [649] Bk. Buharı, cenâiz, 90;; rikâk 42; Müslim, cenne 65, 66; Nesâi, cenâiz 116; İbn Mâce, zühd, 32; Muvatta, cenâiz 48; Ahmed b. Hanbel, II, 51, 11.3, 123. [650] Bk. Halil Ahmed, Bezlu'l-Mechûd, XVIII. 292. [651] Bk. el-Mübarekfûri, Tuhfetü'l-Ahvezî, IV. 184. [652] Bk. Miras Kamil, Tecrid-i Sarih, IV, 644-645, I. Baskı. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/565-567. [653] Bk. Müslim, Mesâcid. 129. [654] 984 no'lu hadis. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/567. [655] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/567-568. [656] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/568. [657] Nesâi, cenâiz 114; İbn Mâce, zühd, 32. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/568-571. [658] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/571-572. [659] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/572. Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Kaan Han üzerinde 09 Şubat 2015, 22:53:57 Allah kimseye yasatmasin insallah
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Rüveyha üzerinde 09 Şubat 2015, 23:33:40 Esselamu Aleykum ve rahmetullah.Mevlam muhafaza eylesin İnşaAllah.Ne zordur kabrin ilk gecesi,o günü hayırlı geçen,ebedi dünyasıda hayırlı geçecektir İnşaAllah.Rabbim kabir sorgusunu ümmeti Muhammede kolaylaştırsın İnşaAllah.Rabbim razı olsun.
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Ceren üzerinde 10 Şubat 2015, 00:33:52 Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Reyyan abla.Allah yolun da ömür geçiren,hizmet eden,hayatını iman dolu geçiren kullarından eylesin bizleri.Kabir azabından korusun.Cehennem azabı dan korusun .Kabiri cennet bahçesi olan kullarından eylesin Rabbim bizleri inşallah.....
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Yunus Emre üzerinde 10 Şubat 2015, 01:13:01 Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh.Allah (c.c) bizleri Münker ve Nekir vesilesi ile suale çekecektir inşallah sorgumuz rahat ve başarılı geçer ve şöyle bir şey varki Dünyada ki güzelliklerin en iyisi kabirde Dünyadakinden kat kag güzeldir ve aynı şekilde Dünyadaki azaptanda kabirdeki kat kat büyüktür.Ve en iyisi Cennetteki güzellik ise kabirdekinin kat kat fazlasıdır.AMA bir gerçek varki Cehennemdeki azapta kabirdekinden kat kat büyüktür Rabbim bizi Kabir ve Cehennem azabından korusun Cennet ile ödüllendirsin inşallah
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 26 Ağustos 2015, 18:51:29 Aleyna ve aleykum selam ve rahmetullah , Kabir suali de azarda haktır. Rabbim suallere kolaylıkla cevap verenlerden eylesin bizleri inşallah.
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Pelinay üzerinde 29 Ağustos 2015, 19:30:36 Ve aleykumusselam ve rahmetullah;amin amin amin ecmain inşallah..Rabbim o suallere doğru ve kolay cevap verebileceğimiz bir hayat yaşatsın bizlereinşalalh.
Allah razı olsun paylaşımınız için. Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Ceren üzerinde 29 Ağustos 2015, 19:32:49 Aleykümselam.Rabbim ömrünü İslam yolunda harcayan ,Allahın emir ve yasaklarına göre yaşayan ve ahiretini kazanan,kabir azabından kurtulan kullardan eylesin bizleri inşallah...
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 06 Eylül 2015, 15:48:42 Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh...Amin ecmain İnşaAllah.Rabbim c.c bizleri kabir azabından muhafaza eylesin İnşaAllah.Rabbim doğruluktan hakkikatten ayırmasın İnşaAllah.Rabbim bizlere bildirmiş olduğu yasaklardan uzak durmayı nasip eylesin İnşaAllah.Allah c.c razı olsun İnşaAllah...
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Muratb8 üzerinde 04 Ocak 2016, 16:03:50 Esselamu Aleykum ve rahmetullah Allah bizleri kabir azabından korusun inşallah kıyamet gününe kadar bizler dirilene kadar güzel bir yerde bekleriz yani ateşte beklemektense daha güzel ve temiz olan bir yer demek istiyorum.Biz müslümanlar ve bütün ilimdünyası ailesi inşallah cennete gideriz inşallah amin.
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: SeLiNaY 8 üzerinde 17 Ocak 2016, 23:11:36 Selamun Aleykum. İnsanın ölümünden başlayıp , kıyamet günü dirilinceye kadar geçecek olan zamanda " kabir" denir. Kabir hayatı dünya ile ahirat arasında bir geçiştir. İnsan ölünce kabir hayatı başlar ve orada kıyametin kopmasını bekler. Yüce Allah bizlere kabir azabı göstermesin inşallah
Allah razı olsun Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Ocak 2016, 23:57:57 Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Ölümü bir bitiş olarak görmemek lazım . Aksine ölüm sonsuzun başlangıcıdır. Kabir ise ilk sorgudur. Rabbim bizleri cennetine koysun.
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Ruhane üzerinde 18 Ocak 2016, 01:01:27 Rabbim o gunumuzde yardım eylesın.. Kabır azabından korusun.. İmanlı kullarından olarak huzuruna alsın bizleri.. Allah razı olsun ..
Konu Başlığı: Ynt: Kabir Ve Kabir Azabı Gönderen: Sevgi. üzerinde 18 Ocak 2016, 01:14:48 Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain. Bu dünya elbet gelip geçicidir. Oyüzden öncelikle bu dünyaya geliş sebebimizin Allah ( Celle Celalühu ) Rızasını kazanmak olduğunu unutmamalıyız ve yaşantımızı Allah'ın Rızasına uygun olmasına dikkat etmeliyiz. Rabbim akıbetimizi hayr eylesin inşaAllah... Paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim..
|