๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 15 Kasım 2011, 05:53:49



Konu Başlığı: Hz. Peygamber (S.A)in Yemini Konusunda Gelen Haberler
Gönderen: Zehibe üzerinde 15 Kasım 2011, 05:53:49
Hz. Peygamber (S.A)'in Yemini Konusunda Gelen Haberler[86]

 

3263... İbn Ömer (r.anhüma)'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a), en çok; "Kalbleri değiştirene yemin ederim ki, fıayır...” şeklinde yemin ederdi.[87]

 

Açıklama
 

Haberde Hz.Peygamber (ş.a)'in Allah'ın sıfatlarından bi­risi ile yemin ettiği anlaşılmaktadır. Bu sıfat; "Mukallibu'I-<ulûb: Kalbleri değiştiren"dir.

Aynî; kalbleri değiştirmekten maksadın; Allah'ın, kullarının kalbini, ima-ıı terkedip küfrü seçmeye veya küfrü terkedip imanı tercih eder hale getir­mesi olduğunu söyler.

Ibn Hacer de; "Mukallibu'l-kulûb, üzerine yemin edilendir. Kalpleri de­ğiştirmekten maksad, kalbin kendisini değil, araz ve ahvalini değiştirmekir." der.

Şevkânî'nin bu konu ile ilgili sözleri de şu şekildedir: "Mukallibu'l-kulûb, kendisi ile yemin edilen şeydir. Kalbleri değiştir-nek sözü ile kastedilen kalblerin hallerini değiştirmektir; zâtını değil. Bu ifalede; kendisine lâyık bir şekilde sabit olan sıfatı ile Allah'ı isimlendirmenin caiz olduğuna delâlet vardır. Kadı Ebu Bekir b. el-Arabî: Hadis, kendileri ile vasfedildiği ve ismi anılmadığı zaman Allah'ın fiilleri ile yemin etmenin caiz olduğunu gösterir, der. Hanefîler; kudretle ilmin arasını ayırmışlar ve Allah'ın kudreti ile yemin ederse yemin gerçekleşir, ilmi île yemin ederse ger­çekleşmez, demişlerdir. Delilleri şudur: İlimle, malum da kastedilir. Nitekim Allah (c.c): "Bize karşı çıkabileceğiniz bilginiz var mı?..." buyurmuştur.[88]

Şevkânî'nin bildirdiğine göre Râğıb; Allah'ın kalbleri ve gözleri değiş­tirmesini, "Allah'ın onları bir görüşten diğer görüşe çevirmesidir" şeklinde izah eder.

Hadis; irade gibi kalbî amellerin, Allah'ın yaratması ile olduğuna delâ­let eder.

Yine hadis; Allah'ın kendisine lâyık bir şekilde, onun sabit olan sıfatla­rı ile isimlendirilmesinin caiz olduğunu gösterir.

Hadis-i şerif; Allah'ın sıfatlarından biri ile yemin edip de yeminini bo­zana keffareti gerekli görenler için delildir. Bu konunun esasında ihtilâf yok­tur. İhtilâf, Allah'ın hangi sıfatları ile yemin edilip, hangileri ile edilemeye­ceği konusundadır. Gerçek şu ki, sadece Allah'a ait olan, başkalarında bu­lunmayan sıfatlar ile yemin etmek caizdir. "Mukallibu'l-Kulûb" bu çeşit sı­fatlardandır.

Yukarıya naklettiğimiz bu mütalaa, Hafız İbn Hacer'e aittir. Hanefîle-rin Hidâye adındaki fıkıh kitabında: "Yemin, Allah adıyla veya Rahman, Rahîm gibi diğer isimlerinden biri ile, ya da; Allah'ın izzeti, celâli, kibriyâsi gibi, örfen yemin edilen sıfatlarından biri ile edilir" denilmektedir.

Hidâye'de anılan bu sıfatlar, Allah'ın zâti sıfatlarıdır.[89]

 

Bazı Hükümler
 

1. İnsanlarm kalbî amellerinin yaratıcs, Allah'tır

2. Allah'ın zatı sıfatlarından bin ile yemin etmek caizdir.[90]

 

3264... Ebû Saîd el-Hudrî'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a); yeminde mübalağa ettiği zaman;"Ebu'l-Kasım'ın canına sahib olan (Allah)'a yemin ederim ki..." derdi.[91]

 

Açıklama
 

Bu hadis, Lü'Iüî'nin rivayetinde mevcut değildir. Onun için Münziri kitabında zikretmemiştir. Mizzî, el- iraf'ında, îbn Mâce'ye de nisbet eder. Ancak İbn Mâce'de aynı isnad ve aynı metinle bu hadis yoktur. Fakat, Rufâ'a el-Cühenî'den, "Rasûlullah (s.a) yemin ettiğinde; Muhammed'in canına sahib olan, derdi," şeklinde bir rivayet vardır.[92]

Bu hadisi Ebu Saîd el-Hudrî'den nakleden Âsim b. Şümeyh için; Ebû Hatim, "Meçhul"; Ebû Bekir el-Bezzâr: "Bilinen biri değil" derler. İbn Hibbân ise bu zâtı, sika raviler arasında saymaktadır.

Bilindiği gibi; Ebu'l-Kasım, Hz. Peygamber'in künyesidir. Rasûlullah (s.a)'m ilk oğlu Kasım olduğu için Efendimiz "Kasım'ın babası" manasına "Ebu'l-Kasım" diye künyelenmiştir.

Hadis-i şerif; "hayatıma sahip olan", "nefsim elinde olan" gibi sözler­le yemin etmenin meşru olduğuna delildir. "Ebu'l-Kasım'ın canına sahip olan" diye terceme ettiğimiz cümlenin tam karşılığı; "Ebu'l-Kasım'ın nefsi elinde olan" demektir. Aliyyü'1-Kârî; "Elinde" kelimesinden maksadın, Al­lah'ın tasarrufu, kudreti, iradesi olduğunu söyler.

Hz.Peygamber (s.a)'in buna benzer sözlerle yemin ettiğine işaret eden daha başka haberler de vardır. Yukarıda İbn Mâce'den naklettiğimiz riva­yet bunlardan biridir. Zaten, "Nefsim elimde olan", "Hayatıma sahip olan" gibi sözlerin ifade ettiği mana Allah'tır. Çünkü bunlara sahip olan Allah'­tır. Dolayısıyla bu şekilde edilen yeminler Allah'a edilen yeminlerdir.

Hadiste, Hz.Peygamber (s.a)'in yeminde mübalağa ettiği zaman bu şe­kilde yemin ettiği ifade ediliyor. Fakat böyle bir kayit olmadan Hz.Peygamber (s.a)'in normal hallerde de adı geçen sözlerle yemin ettiği çok olmuştur. Aliyyü'l-Kârî'nin bildirdiğine göre Tıybî; bu gibi sözlerde Allah'ın kud­retini izhar olduğu için, bu şekildeki yeminlerin daha üstün olduğunu söyle­miştir.[93]

 

3265... Ebû Hureyre (r.a)'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a) yemin ettiği zaman; "Hayır, estağfirullah" derdi.[94]

 

Açıklama
 

Hadisin zahiri; Hz. Peygamber (s.a)'in yemin ettiği zaman "Estağfirullah" dediğine, yani bu şekilde yemin ettiğine de lâlet etmektedir. "Estağfirullah"; "Allah'tan bağış dilerim" manasınadır.

Bu kalıp ise, bilinen yemin kalıplarına benzememektedir. Şüphesiz Hz. Peygamber'in bu şekilde yemin etmesi devamlı değildir. Bazan böyle yemin ederdi.

Âlimler, bu haberde ifade edilen manayı izahda farklı şeyler söylemiş­lerdir. Aliyyü'l-Kârî'nin el-Mirkât adındaki eserinde verdiği şu bilgi bu ko­nuya oldukça açıklık getirmektedir:

Kâdî, bu sözün manasının; eğer mesele bunun aksine ise, Allah'tan ba­ğış dilerim, demek olduğunu söyler. Kadı'nın beyanına göre; gerçi bu söz (ve'stağfirullah) yemin değildir, ancak sözü tekid edip kuvvetlendirmesi ba­kımından yemine benzer. Onun için ravi buna yemin demiştir.

Tıybî ise şöyle der:

"sözündeki "vav" harfi, atıf içindir. Bu da kendisine atıf yapılan mahzuf bir cümlenin olmasını gerektirir. Buna karine de; sözüdür. Çünkü bu ya; Cenab-ı Allah'ın sözünde olduğu gibi, ge­çen sözü reddetmek maksadıyla yemine h azırlık içindir, ya da başlı başına yemindir. Her iki takdire göre de mana; "Allah'a ye­min etmem ve Allah'tan af dilerim" demektir. el-Muzhir sahibinin şu görü­şü bu anlayışımızı teyid eder: Rasûlullah (s.a); bilmeden (lağv) yemin ettiği zaman hemen peşinden, dilinden kayan bu sözü telafi için, estağfirullah derdi. Gerçi, Kur'ân'da da belirtildiği üzere, Hz.Peygamber'in bu davranışı affe-dilmişti ama o bunu ümmetinin böyle şeyden kaçınması için delil olarak söy­lerdi."

İbn Melek de Muzhir'a uyarak, Hz.Peygamber'in bu şekildeki sözleri; konuşma esnasında ağzından çıkan "evet vallahi, hayır vallahi" gibi sözle­rinin yemin olmadığına işaret etmek ve o sözleri telâfi için söylediğini kaydeder.

Aliyyü'1-Kâri, bu nakilleri yaptıktan sonra kendi görüşünü şöyle orta­ya koyar:

"Hz.Peygamber(s.a)'in yanlışlıkla (lağv) yemin etmesi mümkün değil­dir. Çünkü bu, peygamberlik makamına aykırıdır. Hadiste geçen sözün tak­dirinin şu şekilde olması mümkündür: Hz.Peygamber (s.a) yemin ettiği za­man onun yemini "Hayır ve Allah'tan bağış dilerim" sözüne bitişikti. Yani yemin ettiği ve bunda "lâ" sözü ile mübalağa ettiği zaman, derdi. Bundan maksadı; benden sadır olanın hilâfına, Allah'ın bildiği şeyden dolayı Allah'tan af dilerim, demekti. Çünkü her ne kadar bunda bir sorumluluk olmasa da, iyilerin hasenatı mukarrebûnun seyyiâtıdır. Ya­hut da takdir; yemin etmekten dolayı Allah'tan af dilerim, şeklindedir. Çünkü zaruret olmadıkça yemin etmemek efdaldir. Zira yemin aslında bir hiledir ve insan bundan nehyedilmiştir. Onun için bazıları; gerçek de olsa yemin et­mekten kaçınmışlardır. Hz.Peygamber (s.a)'in ettiği yeminler hep ihtiyaca binaendir. O, ya bir hükmü te'kid ya da yemin etmenin caiz olduğunu be­yan için yemin etmiştir. Bu yüzden, yemin etmek istediği zaman, yemin et­mez, onun yerine bu sözü söylerdi."

Aliyyü'l-Kârî'nin üzerinde durduğumuz hadisi şerhederken söyledikle­ri bundan ibaret. Zaten ihtiyaca da k afi gelmektedir.

Aliyyü'1-Kârî, şerhinde; yeminin haddizatında mekruh olduğunu ancak ihtiyaç halinde başvurulabileceğini söylüyordu. Acaba bu hüküm genel mi­dir, yoksa duruma göre yeminin hükmünde değişiklikler olur mu? Bu konu­da, Hanbelî âlimlerinden meşhur İbn Kudâme, el-Muğnî adındaki eserinde (özet olarak) şöyle der:

Yeminler beş çeşittir:

1- Vacib yeminler: Masum birini helakten kurtarmak için edilen yeminler.

2- Mendub yeminler: İki hasmın arasını bulmak, bir müslümanın gön­lündeki kini gidermek gibi bir maslahata dayanan yeminler. Bir tâatı işle­mek veya bir günahtan kaçınmak için edilen yeminler de bazı Hanbelî ve Şâ-fiîlere göre bu cümledendir.

3- Mubah olan yeminler: Mubah bir işi yapmak ya da yapmamak için edilen yeminlerdir. Gerçeğe uygun olan veya öyle zannedilen yeminler bu tür­dendir.

4- Mekruh yeminler; Mekruh bir işi yapmak veya mendub bir işi yap­mamak için edilen yeminler.

5- Yalan yere edilen yeminler. Bu da haramdır.[95]

 

3266... Âsim b. Lakît'den rivayet edildiğine göre, Lakît b. Âmir bir hey'etle Rasûlullah (s.a)'a gelmişti.Lakît şöyle dedi:

Rasûlullah (s.a)'ın yanına vardık... Lakît; içerisinde Rasûlullah (s.a);"İlâhının Ömrüne (bekasına) yemin ederim ki..." buyurdu (söz­leri de bulunan) bir hadis söyledi.[96]

 

Açıklama
 

Hadiste geçen ve "...ömrü" diye terceme ettiğmiz "amr" kelimesi "ömür, hayat" manalarınadır. Allah (c.c)'a izafeten söylendiğinde, "Allah'ın bekası, devamı" manaları anlaşılır.

Gerçi haberin ifadesine göre Hz.Peygamber (s.a); "Allah'ın bekası" değil de "İlâhının bekası" demiştir. Fakat bu da "Allah'ın bekası" anlamınadır. Çünkü muhatabı müslümandı ve müslümanın ilâhı Allah'tır.

Ebu'l-Kasım ez-Zeccâc, bu terkibi açıklarken; "Amr, hayat demektir. Le amrillahi diyen kişi; sanki, Allah'ın bekasına yemin ederim... demiştir" demektedir.

Bu tür sözlerin yemin sayılıp sayılmayacağı konusunda İslâm âlimlerin­den iki önemli görüş nakledilir:

1- Mâlikîve Hanefîlere göre; bu sözlerle yemin tahakkuk eder. Çünkü Allah'ın bekası onun zatî sıfatlarındandır. İmam Mâlik: "Bu şekilde yemin eden beni şaşırtmaz. İshak b. Râhûyeh'in Musannef'inde Abdurrahman b.Ebî Bekre'den rivayet ettiğine göre, Osman b. EbiTÂs'm yemini; ömrüme ye­min olsun ki şeklinde idi." demiştir.

Hanefi fıkıh kitaplarından Bedâî'de de şöyle denilir: "Allah'ın bekası­na (ömrüne) yemin ederim ki şöyle yapmayacağım, diyen kişinin sözü ye­mindir. Çünkü bu, Allah'ın bekasına yemin etmektir. Bu da ancak onun sı­fatında kullanılır. Ayrıca bu sözle yemin etmek yaygındır. Allah (c.c): "Se­nin ömrüne yemin ederim ki onlar sarhoşluklarında bocalıyorlar." buyu­rur.[97] Tarafe de, bir şiirinde: "ömrüne yemin ederim ki, ölüm kimsede ha­ta etmedi..." demektedir."

2- Şafiî ve îshak b. Râhûyeh'e göre; bu sözle ancak niyet edilirse yemin sayılır. Ahmed b. Hanbei'den her iki görüş de nakledilmiştir. Ancak Şâfiîlerin görüşüne benzeyeni daha tercih edilenidir.

Bu görüşün sahipleri; yukarıda zikredilen âyetin mevzubahis sözlerle ye­minin tahakkukuna delil olamayacağını, çünkü Allah (c.c)'ın her sözle ye­min edebileceğini söylerler. Yaratıklar ise öyle değildir. Çünkü Allah'tan baş­kasına yemin edilmeyeceği sabittir, derler.

Bilindiği gibi, yemin için kullanılan harfler üçtür. Bunlar; "Bâ, tâ, vav" harfleridir. Üzerinde durduğumuz sözde, bu harflerden birinin değil de "lâm" harfinin oluşu da Şâfiîlerin görüşünün delillerindendir.[98]

[86] Concordance bu bab'a numara vermemiştir.

[87] Buharı, eymân 3, kader 14, tevhid II; Tirmizî, nüzûr 13; Nesâi eymân 1, 2; İbn Mâce, keffârât 1; Dârimî, nüzûr 12; Muvatta, nüzûr 15.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/212.

[88] En'âm, (6) 148.

[89] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/212-213.

[90] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/213.

[91] Ahmed b. Hanbel, III, 33, 48.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/213-214.

[92] İbn Mâce, keffârât 1.

[93] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/214.

[94] İbn Mâce, keffârât 1.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/214-215.

[95] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/215-216.

[96] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/216-217.

[97] Hicr, (15) 72.

[98] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/217-218.



Konu Başlığı: Ynt: Hz. Peygamber (S.A)in Yemini Konusunda Gelen Haberler
Gönderen: Ceren üzerinde 06 Mayıs 2017, 21:39:29
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri yalan yere yemin etmekden bos yere yemin etmekden korusun insallah...


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Peygamber (S.A)in Yemini Konusunda Gelen Haberler
Gönderen: Sevgi. üzerinde 07 Mayıs 2017, 16:14:10
Aleyna ve aleykümüsselam Efendimiz yemin ederken en çok kalpleri değiştirene diye yemin etmiştir çünkü Allah isterse kalpleri tersine çevirir inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Peygamber (S.A)in Yemini Konusunda Gelen Haberler
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Mayıs 2017, 17:06:33
Ve aleykümüsselam Rabbim Peygamberimizin yoluna iletsin Rabbim paylasim icin razi olsun