๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 03 Mayıs 2012, 19:01:04



Konu Başlığı: Harpte Kadınları Öldürmek Yasaktır
Gönderen: Zehibe üzerinde 03 Mayıs 2012, 19:01:04
111. Harpte Kadınları Öldürmek (Yasaktır)


 

2668. ...Abdullah (b.Ömer) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a) in gazalarından birinde bir kadın ölü olarak bulunmuş, bu­nun üzerine Rasûlullah (s.a) kadınlarla çocukların öldürülmesini ya­saklamıştır.[85]

 
Açıklama

 

Bu hadis"i Şerifte, savaşta kadınlarla çocukları öldürmenin ya­sak olduğu ifade edilmektedir.

Bu mevzuda ed-Dürrü'1-muhtar yazarı şunları söylüyor: "Savaşta kadınlar, çocuklar, deliler, harpte bağırıp çağıramayacak ve (mürted bile olsalar) çocuğu olmayacak derecede yaşlı olanlar, körler, topal­lar, kötürümler,bunamışlar, insanlara karışmayan rahipler Ve kilise hade­mesi öldürülmez. Ancak bunlardan biri kral, yahut savaşabilir, yahut harpte rey sahibi olur, yahut mal sahibi olup, malıyla savaşa yardım ederse öldürü­lür.[86]

Peygamber efendimiz, Durey b.Sımne'nin harp işlerinde görüşünden is­tifade edilen bir kimse olduğu için yüzyirmi yaşında ve kör olduğu halde öl­dürülmesini emretmiştir. Çocuk ve deliller savaşırlarken öldürülürler. Ka­dınlar, rahipler vesaire esir edildikten sonra savaştıkları takdirde öldürülür­ler. Hükümdar olan kadın her ne kadar savaşamasa bile öldürülür. Keza hü­kümdar olan çocuk ta öldürülür. Çünkü hükümdarların öldürülmesinde karşı tarafın önemli bir dayanağı yıkılmış yıkılmış olur."[87]

 

2669. ...Rebâh b.Rebî'den, demiştir ki: Biz Rasülullah (s.a) ile bir savaşta idik. Halkı bir şeyin etrafında toplanmış halde görünce; "Bunlar neyin etrafında toplanmışlar, bak gel." diyerek (oraya) bir adam gönderdi. (Bu adam oraya bakıp) geldi ve;

Öldürülmüş bir kadının etrafında (toplanmışlar) dedi. Bunun üzerine (Hz. Peygamber);

"Bu (kadın) öldürülmez " buyurdu. (Ravi devamla şöyle dedi) İleri birliğin başında da Halid b. el-Velid vardı. (Hz.Peygamber oraya tekrar) bir adam gönderip;

"Halid'e söyle hiç bir kadını ve (savaşın dışında bir iş için) kiralanmış (ve emir altında) olan bir kimseyi öldürmesin/' diye emir verdi.[88]

 
Açıklama

 

Bu hadisenin Mekke'nin fethi esnasında vuku bulmuş olması ihtimali kuvvetlidir.Nitekim Taberânî'ninlbn Ömer'den rivayet ettiği bir hadiste Hz.Peygamberin Mekke'ye girişinde böyle bir olayın meydana geldiğinden bahsedilmektedir.

Her ne kadar mevzûmuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte savaş esnasın­da hiç bir kadını öldürmenin caiz olmadığı ifade ediliyorsa da, İbn Mâce'nin rivayetinde geçen; "... Bu kadın savaşanlar içinde savaşmış değildi..." ifadesi, harpte öldürülmesi yasaklanan kadınların, sadece savaşa katılma­yan kadınlar olduğunu, bilfiil harbe katılmış olan kadınları öldürmekte bir sakınca bulunmadığını ifade etmektedir. Nitekim Musannif Ebû Dâvûd'un mürsellerinde, îkrime'den rivayet ettiği şu hadis-i şerifte bu gerçe­ği te'yid etmektedir: "Peygamber (s.a) Taif'te öldürülmüş bir kadın gör­dü. Bunun üzerine

"Ben sizi kadınları öldürmekten menetmedim mi? Bunun sahibi kim? dedi. Müteakiben bir adam:

Ya Rasûlallah, ben bu kadını terkime aldım, o ise beni yere vura­rak öldürmeye kalkıştı. Artık ben de onu öldürdüm, dedi. Rasûlullah (s.a.) kadının gömülmesini emir buyurdu."

Rasûlullah (s.a.)'in katile birşey demeyip onu takrir buyurması çar­pışmaya iştirak eden bir kadının öldürülebileceğine delâlet etmektedir.[89]

Hafız İbn Hacer el-Askalâni'nin açıklamasına göre, İmam Malik ile İmam Evzâî; düşman, müslümanlara karşı kalkan olarak kullansa bile yi­ne de savaşta kadın ve çocukların öldürülemeyeceği görüşündedirler.

İmam Şafiî ile Küfe ulemasına göre ise, savaşta savaşan kadınlarla münafık çocukları öldürmek caizdir.

Mevzûmuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisi İmâm-ı Şafiî ile Küfe ule­mâsının delilini teşkil etmektedir.

Yine mevzûmuzu teşkil eden bu hadisi şerifte savaşta harple ilgisi olmayıp ta, harple ilgisi olmayan işleri görmek üzere kiralanan kimseleri öldürmenin de yasak olduğu ifâde edilmektedir. Hanefî ulemâsından Aliy-yü'1-Kârî'nin açıklamasına göre bir kimsenin harple ilgisi olmayan ücretli bir kimse olduğunun alâmeti silahsız olmasıdır.[90]

 

2670. ...Semûra b. Cündüb'den; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.); "Müşriklerin yaşlılarını öldürün, çocuklarını bırakın” buyur­muştur.[91]

 
Açıklama

 

Henüz bulûğa ermeyen çocuklardır.Kendişinde yaşlılık alâmetleri beliren, yahut 50-51 yaşlarına va­ran kimsedir. Burada kastedilen, gücü kuvveti yerinde olup harbe yaraya­cak adamlardır. Yahut mutlak surette bulûğa erenler kasdedilmiştir. Yok­sa elden ayaktan düşmüş ihtiyarlar kasdedilmemiştir. Şu halde "Buluğa ermeyen çocuklarla işe yaramayan ihtiyarlar öldürülmeyecek," demek olur ve hadis, çocukların öldürülmesini yasaklayan hadise muvafık düşer.

Şerh sözünden, bıyıkları yeni terlemiş delikanlılar da kastedilmiş ola­bilir. Böyleleri müslüman olurlar ümidi ile öldürülmeyebilir. Nitekim İmam Ahmed b. Hanbel: "Yaşlılar hemen müslüman olmazlar; gençler İslâmi-yeti kabule daha yakındırlar" demiştir. Binâenaleyh bu hadis vergi karşılı­ğında kâfir olarak bırakılanlarla tahsîs edilmiş olur.[92]

 

2671. ...Âişe (r.anha) den demiştir ki; Kureyza oğullarının, bir tek kadınından başka hiçbir kadın öldürülmedi. Rasûlullah (s.a.) (Kureyza oğullarının) erkeklerini kılıçla öldürürken bu kadın benim yanımda, sarsıla sarsıla gülüyor ve (kendi kendine) söyleniyordu. Derken sahibini göremediğim bir ses

Falanca kadın nerededir? diye, kadının ismiyle çağırdı. Kadın da;

Benim! diye cevap verdi. (Hz. Âişe diyorki); "Ben (o kadına);

Bu hâlin ne? dedim.

Ben bir iş yaptım (da ondan dolayı aranıyorum), dedi ve he­men götürülüp boynu vuruldu. Ben o kadına olan şaşkınlığımı hala unutamıyorum. Çünkü öldürüleceğini bildiği halde sırtı ve karnıyla (sağa sola döne döne) gülüyordu.[93]

 
Açıklama

 

Bilindiği gibi, Benû Kureyza Medine'deki yahudi kabilelerindendi. Medine İslam devletine tabi idiler. Fakat hicretin beşinci, (milâdi 627) senesinde Hendek Savaşında düşmanla birleşerek İs­lam devletine ihanet ettiler.

Hz. Peygamber, Hendek savaşından sonra Benû Kureyza mahallesini kuşattı ve eli silah tutan tüm erkekleri idam etti. Kadınlardan da sâdece bir kadının boynunu vurdu.

Hattâbî'nin beyânına göre, kadının suçu Hz. Peygambere sövmekti. Hanefî ulemâsı da bu kadının suçunun Hz. Peygambere sövmek olduğuna hükmetmiş ve Peygamberlerden herhangi birine sövmenin cezasının ölüm olduğunu söylemişlerdir.

Ulemâ peygambere söven bir kimsenin had vurularak mutlaka öldü­rülmesi mi gerektiği, yoksa ceza vermeden kendisine tevbe etmesi için bir teklifte bulunmak mı gerektiği hususunda ihtilâfa düşmüşlerdir. Bâzıları onun tevbesinin makbul olmadığı ve dolayısıyla hemen cezalandırılması lâzım geldiğini söylerken bir kısmı da bu kimsenin de mürted gibi tevbesinin makbul olduğunu binâenaleyh tevbe ettiği takdirde kendisine had vu­rulamayacağını söylemişlerdir.

Hanefî fıkıh kitaplarından ed-Dürrü'1-Muhtâr isimli eserde deniliyor ki: "Musannifin Fetavâsında zikredilmiştir Ki; Peygamber efendimize dil uzatma cür'etinde bulunan veya ona kalbiyle buğzeden müslüman hadden öldürülür. Nitekim yukarıda geçmiştir, fakat Kitabü'ş-Şifâ'da: "Peygam­ber Efendimize dil uzatma cür'etinde bulunan veya kalbiyle buğzeden müslümanın hükmü mûrted'in hükmü gibidir." diye zikredilmiştir. Bundan anlaşılmıştır ki, o müslümanın tevbesi kabul edilir yani hadden öldürül­mez. Nitekim akıl sahiplerine gizli değildir.

Musannif kendi şerhinde: "Ben Mısır'da Hanefi müftüsü Şeyhülis­lam İbnAbdülaFden işittim ki, kemal ve diğer fukaha, Bezzâziye sahibine tabi olmuşlar. Bezzâziye sahibi de es-Seyfu'1-MeslûI sahibine tabi olmuş. es-Seyfül-Meslûl sahibi Peygamber efendimize dil uzatan veya buğzeden müslümanın tevbesinin kabul edilmeyeceğini kendisine nisbet edip, kendi­sinden başka Hanefî âlimlerinden hiçbir kimseye nisbet etmemiştir." diye zikretmiştir. Netf, Muînu'l-hükkam, Şerhü't-Tahâvi, Haviz-Zâhidi ve di­ğer mu'teber fıkıh kitaplarında: "Peygamber efendimize dil uzatan müs­lümanın hükmü, mürtedin hükmü gibidir." diye açıklanmıştır.

Netf'in ibaresi şöyledir: Peygamber efendimize dil uzatan müslüman mürteddir. Hükmü mürtedin hükmü gibidir. Mürted'e tatbik edilen ceza ona da tatbik olunur. Bundan anlaşılmıştır ki; Peygamberimize dil uzatan kişinin tevbesi kabul edilir, hadden öldürülmez. Nitekim evvelce geçtiği vecihle Kitabü'şşifa'da da böyle zikredilmiştir.[94]

 

2672. ...es-Sa'b b. Cessâme'den rivayet olunduğuna göre; Kendisi (bir gün) Peygamber (s.a.)'e, (savaşta) üzerlerine gece baskını dü­zenlenen müşriklerin saldırıya uğrayan, kadın çocuk ve evlerinin du­rumunu sordu. Peygamber (s.a.)'de:

“Onlar da onlardandır'1 buyurdu. Amr b. Dinar (bu son cüm­leyi) “Onlar babalarındandır." diye rivayet ederdi.

ez-Zührî dedi ki; Daha sonra Rasûlullah (s.a.) (savaşta) kadınla­rın ve çocukların öldürülmesini yasakladı.[95]

 
Açıklama

 

Buhârî sarihlerinden Kastalânî'nin açıklamasına göre metinde geçen; "Onlar da onlardandır" cümlesinden maksat; "Sa­vaşta çocuklar ve kadınlar da mutlak surette müşrik erkekler gibi öldürülür" demek değildir. Ancak savaşta, gece baskını gibi müşriklerin kadın ve ço­cuklarını kendilerinden ayırdetmenin mümkün olmaması gibi hallerde ço­cuklar ve kadınlar da öldürülebilir. Bu gibi haller dışında çocuklar ve kadınlar Öldürülemez, demektir. Kastalânî'nin bu izahı bu mevzuda gelen hadisler-deki farklı ifadelerin arasını uzlaştırmaktadır.

Hattâbî de bu cümleyi açıklarken, "Müşriklerin çocukları ve kadınları din bakımından müşrikler gibidirler ve harpte onlar, ancak müşriklerden ayır-dedilemedikleri zaman öldürebilirler, aksi takdirde öldürülemezler" demek suretiyle Kastalânî'nin bu sözlerini te'yid etmiştir.

Biz mezheb imamlarının bu mevzudaki görüşlerini 2667-2669 numaralı hadislerin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz. Me­tinde geçen, "Onlar da onlardandır” cümlesi, Müslim'in Amr b. Dînâr'-dan naklettiği hadiste; "Onlar babalarindandır"[96] şeklinde geçmektedir.

Her ne kadar Zührî mevzuumuzu teşkileden bu hadisin neshedildiğini söylemişse de bu doğru değildir. Çünkü yukarıda da açıkladığımız gibi bu hadis müşriklerin kadınları ile çocuklarının öldürülmesini mutlak surette em­retmiş değildir. Müşriklerin Öldürülmesi cevazı gece baskını gibi çoklarla kadınları erkeklerden ayırdetmenin mümkün olmadığı hallerle ilgilidir ve bu hüküm kıyamete kadar geçerlidir.[97]

 
Bazı Hükümler

 

1. Düşmana gece baskını düzenlemek caizdir.

2. Daha önce dine davet edilen kafirlere, bılahere habersiz olarak baskın yapılabilir.

3. Kâfirlerin çocukları dünyevi muamelelerde babalarına tabidirler.Hadisin Âhiretle ilgili hükümleri hakkında ise üç görüş vardır:

a) Kâfirlerin çocukları ergenlik çağına varmadan ölürlerse cennetlik olurlar,

b) Cehennemliktirler,

c) Bu mevzuda birşey söylenemez.[98]

[85] Buhârî, cihâd 147, 148; Müslim, cihâd 25, 26; Tirmizi, siyer 19; lbn Mâce, cihâd 30; Dârimi, siyer 24; Muvatta, cihâd 9; Ahmed b.Hanbel II, 22, 23, 76, 91, 100,  115,122,123.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/219.

[86] Davudoğlu Aıımed, İbn Abidin, VIII, 384.

[87] Davudoğlu Ahmed, İbn Abidin, VIII, 387.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/220.

[88] İbn Mâce, cihâd 30; Ahmed b.Hanbel, III, 488; IV, 178.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/220-221.

[89] bk.Davudoğlu A.Selâmet Yollan IV, 110.

[90] Aliyyü'1-Kâri, Mirkâtü'l-Mefâtih, IV, 237.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/221-222.

[91] Tirmizi, siyer 28; Ahmed b. Hanbel, V,  12, 20.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/222.

[92] Davudoğlu Ahmed, Selamet Yollan, IV, 111.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/222.

[93] Ahmed b. Hanbel, VI, 277.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/222-223.

[94] Davudoglu Ahmed, İbn Âbidin, IX, 26, 27.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/223-224.

[95] Buhârî, cihâd 146; Müslim, cihâd 26-28; İbn Mâce, cihâd 30.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/224-225.

[96] Müslim, cihâd 28.

[97] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/225.

[98] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/226.