๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 03 Mayıs 2012, 20:42:54



Konu Başlığı: Harpte Hile Yapmak
Gönderen: Zehibe üzerinde 03 Mayıs 2012, 20:42:54
92. Harpte Hile Yapmak


 

2636. ...Amr'dan rivayet olunduğuna göre kendisi Câbir'i (r.a.) şöyle derken işitmiş; "Rasûlullah (s.a.) "Harb hiledir" buyurdu.[576]
 
Açıklama

 

Hud'a; aldatmak, hile yapmak niyetinin aksini göstermek manalarına gelir. Hattâbî'nin açıklamasına göre kelimeyi şekillerinde okumak mümkündür. Bunlardan en fasîhi, "hud'a" şeklinde okunanıdır. Hz. Peygamber de bu kelimeyi "hud'a" şeklinde okumuştur.

Bu kelime had'a şeklinde okunduğu zaman masdar-ı merre olur. Bu takdirde hadis-i şerife şöyle mânâ vermek icabeder: "Savaş bir defa hile yapmaktan ibarettir" Bunu yapabilen, harbi zaferle sona erdirir. İkinci bir hileye ihtiyaç kalmaz. "Hud'a" şeklinde kullanıldığı zaman "hile" anlamında bir isim olur. Bu takdirde hadis "Harbin en önemli tarafı ve rüknü düşmana hile ve oyun yapmaktır" anlamına gelir.

Hudea şeklinde okunduğu zaman çok hilekar ve aldatıcı anlamına gelir. Bu takdirde hadis-i şerif "Harb çok aldatıcıdır. Hilelerle doludur" her zaman için karşı tarafın iki tuzağına düşmek mümkündür. Dolayısıyla çok dikkatli hareket etmek gerekir." anlamına gelir.

Bu hadis-i şerif harpte düşmana her fırsatta hile yapmanın meşru ol­duğunu açıkça ifade etmektedir.

Ancak ulema, 2756 ve 2760 numaralı hadisler gibi, verilen ahdi boz­manın vebalini ve ahde riâyet etmenin lüzum ve önemini belirten hadisleri göz önüne alarak "ahd ve emân" bozmamak şartıyla harpte düşmana karşı hile yapmanın caiz olduğunu ittifakla kabul etmişlerdir.

Hanefi ulemasından İmam Muhammed bu mevzuda şunları söylüyor:

Burada mücâhidin savaş anında kendisiyle savaştığı kimseyi aldatabileceğine ve bunun ihanet olmadığına delil vardır.

Bazı alimler, bu sözün zahirini alarak savaş durumunda yalana izin verildiğini söylemişler ve Rasûlullah (s.a.)'in Ebu Hüreyre'den nakledilen: "Yalan ancak üç yerde caiz olur: tki kişinin arasını barıştırmada, savaşta ve bir kimsenin hanımının gönlünü almasında"[577] Hadisini de buna delil olarak göstermişlerdir.

Lâkin mezhebimiz odur ki, hadîs-i şerifte kastedilen, mahza yalan değil, tevriye yapmak ve üstü kapalı söz söylemektir. Bunun benzeri, İb­rahim (s.a.)'in üç yalan söylediğini belirten hadistir. Bundan maksat onun üç yerde üstü kapalı söz söylediğidir. Çünkü Peygamberler, mahza yalan söylemekten ma'sumdurlar.

Hz. Ömer "üstü kapalı söz söylemede (tevriye yapmada) yalandan kurtuluş vardır," demiştir.

İmam Muhammed (Rahimehullah) kitabın metninde bu sözü şöyle açıklar:

Kişinin kendisiyle savaştığı kimseye, zahirin hilâfına bir şey söyleme­sidir ki, hakikatte, ona açıkladığı şeyin hilafını gizlemesidir.

Hz. Ali'nin, Hendek günü kendisiyle mübareze yaptığı Amr b. Abdu Udde'ye yaptığı gibi Hz. Ali (r.a) ona: "Hani, kimsenin sana yardım et­meyeceğine dair bana garanti vermiştin? Peki, sana şu yardım edecekler kimlerdir?" demişti. Amr, kendisine bu söylenenleri garipser gibi arkasına bakınca, Hz. Ali, birden iki ayağına vurup ikisini de kesmişti.

Mücahidin, arkadaşlarıyla konuşup onu duyan kimseye kendilerinin zafere ulaştığını yahut daha güçlü olduklarını vehmettirmesi de aldatma­dır. Hakikat kendisinin söylediği şekilde olmadığı halde, sözün zahirine göre yalancı duruma düşmeyecek şekilde konuşur. Nitekim rivayet edilir ki, Hz. Ali (r.a.) katıldığı savaşlarda başını önüne eğerek bir kere yere ve sonra yukarı kaldırıp bir defada göğe bakıyor ve şöyle diyordu: "Ne sen yalan söyledin ve ne de ben" Bu davranışıyla çevresinde bulunanlara sanki Rasûlullah (s.a.) kendisine bu durumu haber vermiş ve ashabına da bunu emretmiş intibaını veriyordu. Halbuki onun vukuu mümkün ol­duğu gibi olmaması da mümkündür. Bu ve buna benzer söz ve davranış­larda bir sakınca yoktur.

Aldığımız bir nakil'e göre, Hendek günü adamın biri Rasûlullah (s.a.)'e gelerek;

"Ya Rasûlallah! Benû Kurayza size ihanet edip antlaşmayı bozarak Ebu Süfyan tarafına bey'at etti, dedi. Rasûlullah (s.a.)

"Belki de biz onlara bunu emretmişizdir." buyurdu. Bu sefer adam, Ebu Süfyan'a gidip;

Benû Kurayza'nın sana tabi olmalarını Muhammed istemiş, dedi. Ebu Süfyan;

Bunu kendi kulaklarınla mı duydun? diye sordu. Adam:

Evet deyince Ebû Süfyan:

Yalana yemin ederim ki Muhammed yalan söylememiştir, dedi.[578]

 

2637. ...Ka'b b. Malik'ten rivayet olunduğuna göre; Peygam­ber (s.a.) bir savaş(a çıkmay)ı istediği zaman başka bir savaşa çıkı­yormuş gibi görünür ve; "Harp hiledir" buyururmuş.

Ebû Dâvûd der ki: "Harp hiledir” hadisini bu isnadla sadece Ma'mer rivayet etmiştir.

Amr b. Dinar'ın hadisi de sadece Cabir'den rivayet edilmiştir ve bir de bu hadisi Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den, o da Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.[579]

 
Açıklama

 

"Verra" kelimesi insanın esas maksadını gizleyip, onu bir başka şekilde açıklaması manasına gelir.

İbn-i Melek bu kelimeyi şöyle açıklıyor: "Başka bir maksadı izhar ederek asıl maksadı gizlemektir."

Rasûl-i zişân efendimiz, bir savaşa çıkacağı zaman gideceği yeri açık­lamadığı gibi, önce asıl gitmek istediği yere doğru yola çıkmaz bilakis askerlerine başka bir hedef göstererek, başka bir istikamete gidiyormuş hissini verirdi. Şehirden hayli uzaklaştıktan sonra asıl maksadını ve nereye gitmek istediklerini askerlerine açıklardı. Bu şekilde hareket etmekle hem düşmanı gafil bir şekilde avlama imkanı bulurdu, hemde düşman hesabına çalışan casusların doğru haber almasını önlemiş olurdu. Yalan söylemek ve hile yapmak kesinlikle haram olmakla beraber, harpte caiz kılınmıştır. Taberi, harpte düşmana yalan söylemenin ancak ta'rız yoluyla caiz oldu­ğunu, sarih kelimelerle "hakiki yalan" söylemenin caiz olmadığını söylemişse de, tmam-ı Nevevi hakiki yalan söylemenin de mubah olduğunu fakat bu yalanı tariz yoluyla söylemenin daha efdal olduğunu ifade etmiştir.[580]

[576] Buhârî, cihad 157; Mcnakıb 25; istiâbe 6; Müslim, cihâd 17, 18, zekât 153; Tirmizi, cihâd 5; İbn Mâce, cihâd 28; Ahmed b. Han bel, I, 81, 90, 113, 126, 131, 134; II, 312, 314; III, 224, 297, 308, IV, 387, 459.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/162.

[577] bk. Müslim, birr 101; Ahmed b. Hanbel, VI, 403, 404, 459, 461.

[578] Şimşek M.Said Siyer-i kebir I, 135-136.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/162-164.

[579] Buharı, cihâd 103; Meğâzi 79; Müslim, tevbe 54; Dârimi, siyer 14; Ahmed III, 456,457; IV 387.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/164.

[580] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/164-165.


Konu Başlığı: Ynt: Harpte Hile Yapmak
Gönderen: Pelinay üzerinde 18 Mart 2016, 19:03:26
Efendimizin Harp hilesir sozunden kasit paylasimd ada a iklandigi gibi yalan degil ustu kapali sozdur.
Allah razi olsun paylasimin icin abla.


Konu Başlığı: Ynt: Harpte Hile Yapmak
Gönderen: Ceren üzerinde 18 Mart 2016, 19:07:38
Aleykumselam.Harp hiledir.Ustu kapali yalan olur.Ama harp yaparkende savasirkende yalandan kacinmaliyiz insallah.....


Konu Başlığı: Ynt: Harpte Hile Yapmak
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 18 Mart 2016, 19:36:23
Esselamu aleykum;
Hile her zaman yasaklanan hareketlerindendir....Harptada olsa , birilerinin arasını düzeltmede de olsa mutlaka yalan söylenmez...Ama üstü kapalı konuşulabilir...Rabbim doğru sözlü olanlrdan etsin inşallah şartlar ne olursa olsun ....


Konu Başlığı: Ynt: Harpte Hile Yapmak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 19 Kasım 2016, 15:42:03
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Harpte Hile Yapmak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Kasım 2016, 15:53:56
Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah savaşta hile yapılabilir ama başka şeylerde hile yapmak çok günahtır dikkat edelim inşaAllah