๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 27 Nisan 2012, 21:05:20



Konu Başlığı: Hâkimin Hüküm Verirken İctihadda Bulunması
Gönderen: Zehibe üzerinde 27 Nisan 2012, 21:05:20

11. Hâkimin Hüküm Verirken İctihadda Bulunması


 

3592... Hıms halkından ve Muaz b. Cebel (r.a)'in arkadaşların­dan (olan) bir takım insanlardan rivayet olunduğuna göre;

Rasûlullah (s.a) Muaz'ı Yemen'e göndermek istediği zaman ona şöyle sormuştur:

"Bir dava ile karşılaşırsan nasıl hüküm vereceksin?"

Muaz da şöyle cevap vermiştir:

Allahın Kitabıyla hüküm vereceğim. "Allah'ın kitabında (bir hüküm) bulamazsan?

Rasûlullah (s.a)'ın sünnetiyle.

"Ya Rasûlullah'ın sünnetinde ve Allah'ın Kitabında da (bir hü­küm) bulamazsan?"

Kendi görüşümle ictihad ederim,  (hüküm vermekten) geri dönmem.

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) (Muaz'ın) göğsüne vurarak: "Allah Rasûlünün elçisini Allah Rasûlü'nün arzusuna (muva­fık hareket etmeye) muvaffak kılan Allah'a hamdolsun" demiştir.[81]

 
Açıklama

 

İctihad, lügatta, "gayret göstermek, çalışmak, olanca güci sarfetmek" demektir. Bir fıkıh ıstılahı olarak,"hakkında kesin hüküm bulunmayan bir dinî meselede hüküm ortaya koyabilmek için olan­ca gücün sarfedilmesi" şeklinde tarif edilmiştir.

Hattâbî'nin açıklamasına göre; metinde geçen, "kendi içtihadımla hü­küm veririm" cümlesi, "kıyas yoluyla Allah'ın Kitabı ve Rasûlünün sünne­tinin ruhuna uygun olarak hüküm vermeye çalışırım" manasında kullanıl­mıştır. Kitap ve sünnete müracaat etmeden, sırf akıl ve mantık ölçülerine göre hüküm veririm anlamında kullanılmamıştır.

Binaenaleyh bu hadis-i şerif, Kitap ve sünnette açık bir hüküm bulun­madığı zaman kıyasa başvurmanın meşruluğuna ve gereken yerde kıyasla hü­küm vermenin gerekliliğine delâlet etmektedir.

Yine bu hadis-i şerif, hâkimin, hüküm vermek istediği konuda kendi­sinden daha bilgin ve daha fakih de olsa başka bir hâkimin görüşünü taklit edemeyeceğine delâlet etmektedir. Bu duruma göre hâkim, kendisinden da­ha âlim olan bir hâkimin hükmünü daha önce duymuş veya öğrenmiş de ol­sa, yine kendi içtihadına göre hüküm verir. Eğer vermiş olduğu hüküm di­ğer hâkimin hükmüne uygun düşerse uygular, uygun değilse uygulamaz.

Metinde geçen, "hüküm vermekten geri dönmem" sözü de; "ben icti­had etmekten kaçınmam, üzerime düşen ictihad görevini eksiksiz olarak ye­rine getirmeye çalışırım" manasında kullanmıştır.

e!-Cevzekânî; el-Mevzuât isimli eserinde, konumuzu teşkil eden bu ha­disin mevzu olduğunu ve ravilerinden Haris b. Amr'ın kimliğinin meçhul ol­duğu gibi, "Muaz'ın arkadaşları" sözüyle de kimlerin kastedildiğinin belli olmadığını söylemiştir.

Tirmizî de bu hadis hakkında şöyle diyor: "Biz bu hadisi yalnız bu şe­kilde bilmekteyiz. Onun senedi bizce muttasıl değildir."

Ayrıca Hafız Cemaleddin el-Mizzî ile Buharî de bu hadisin senedini tenkid etmişlerse de Zehebî, Mîzanu'l-İ'tidâl'inde; "Bu hadisin Hz. Ömer ile Ab­dullah b. Mes'ud, Zeyd b. Sabit ve İbn Abbas'a ulaşan mevkuf şahidleri bu­lunduğunu, Beyhâkî'nin de bu mevkuf hadisleri Sünen-i Kübrâ'smda tahric ettiğini" ifade etmiştir.[82]

 

3593... Muaz b. CebePden, diğer bir rivayete göre de; Hz. Peygamber onu Yemen'e göndereceği zaman... (aralarında geçen konuşmayı anlatırken) bir önceki hadisin manasını zikretmiştir.[83]

 
Açıklama

 

Bu hadisle ilgili açıklama bir önceki hadisin şerhinde geçmiştir.[84]

 [81] Tirmizî, ahkâm 3; Ahmed b. Hanbel, V, 230, 236. 242.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/175-176.

[82] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/176-177.

[83] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/177.

[84] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/177.