> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud > Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler  (Okunma Sayısı 1619 defa)
05 Şubat 2012, 19:55:44
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 05 Şubat 2012, 19:55:44 »



3. Muharebe (Yol Kesicilik, Eşkıyalık) Konusunda Varid Olan Hadisler

 

4364... Enes b. Malik (r.a) den rivayet edildi ki; Ukl veya Urayne'den bir grup Rasûlullah (s.a)'a geldi. Ama Medine'nin havasına uyum sağla­yamadılar. Rasûlullah (s.a) onlara sağmal develeri tavsiye edip idrarların­dan ve sütlerinden içmelerini emretti. Onlar da gittiler ve iyileşince Rasûlullah'ın çobanını öldürdüler, develeri de sürüp götürdüler. Onların bu yaptıklarının haberi daha günün başında Rasûlullah'a ulaştı. Efendimiz de peşlerinden (adam) gönderdi. Günün ilerlemiş bir vaktinde (yakalanarak) Rasûlullah'a getirildiler. Rasûlullah emretti ve adamların elleri ayaklan kesildi, gözlerine mil çekildi ve Harra'ya atıldılar. Su istiyorlar fakat ken­dilerine su verilmiyordu.

Ebu Kılâbe der ki:

"Bunlar, çalan, öldüren, imandan sonra kafir olan, Allah ve Rasûlüne karşı muharebe eden bir kavimdir."[34]

 

4365... Vüheyb, Eyyûb'dan bu (önceki) hadisi, aynı isnadla rivayet edip şöyle dedi:

Rasûlullah (s.a) çiviler istedi, onlar kızartıldı ve gözlerine çekti, elleri­ni ve ayaklarını kestirdi ve onları (kanlarının kesilmesi için damarlarını ateşle) dağlamadı."[35]

 

4366... Velid bize Evzai'den, Evzai Yahya-yani İbn Ebi Kesir-den o da Ebu Kılabe vasıtasıyla Enes b. Malik'den bu (önceki) hadisi rivayet etti; ravi (bu rivayette şöyle) dedi:

"Rasûlullah (s.a) onları bulmak için iz sürücüler (arayıcılar) gönderdi. Onlar yakalanıp getirildiler. Bunun üzerine Allah tebareke ve tealâ: "Şüphesiz Allah ve Rasûlü ile savaşanların ve yeryüzünde fesad çıka­ranların cezası... (Öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya yerlerinden sürülmeleridir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara âhirette de büyük azap var­dır.)[36] âyetini indirdi.[37]

 

4367... Sabit, Katade ve Humeyd, Enes b. Malik'den bu hadisi rivayet ettiler. Bu rivayette Enes (r.a) şöyle dedi:

"Onlardan birisini, susuzluktan, ağzıyla toprağı ısırırken gördüm. İşte böylece Ölüp gittiler."[38]

 

4368... Hişam, Katade vasıtasıyla Enes b. Malik (r.a)'den bu hadisin benzerini rivayet etti. Râvî şunu ilave etti:

"Rasûlullah (s.a) sonra Müsle (adamların kulak, burnun, dudak gibi or­ganlarını kesmek)'den nehyetti."

Bu rivayette "Çaprazlamasına" sözünü zikretmedi.

Şube; Katade ve Selam b. Miskin'den, onlar da Sabitten hepsi Enes'den bu hadisi rivayet ettiler, Katade ve Selam: "Çaprazlamasına" sözünü zikretmediler. Ben, Hammad b. Seleme'nin dışında onların hiçbi­rinin rivayetinde "Ellerinin ve ayaklarının çaprazlamasına kesildiği'' ifadesini bulamadım."[39]

 

4369... İbn Ömer (radıyallahü anhuma), dedi ki: Bazı insanlar, Rasû-lullah'ın develerini yağma edip sürüp götürdüler, İslam'dan döndüler, Ra­sûlullah (s.a)'ın mü'min olan çobanını öldürdüler. Bunun üzerine Rasû­lullah peşlerinden (adamlar) gönderdi. Hırsızlar yakalandı. Efendimiz el­lerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu.

Onlar hakkında, muharebe ayeti (Maide, 33) nazil oldu. Haccac sordu­ğu zaman, Enes b. Malik'in bildirdiği kişiler onlardır.[40]

 

4370... Ebu'z-Zinâd şöyle, demiştir:

"Rasûlullah (s.a) sağmal develerini çalanların (ellerini ayaklarını) ke­sip, ateşle gözlerini oyunca onun dikkatini çekmek için Allah (c.c): "Al­lah ve Rasûlü ile savaşanların ve yeryüzünde fesad çıkaranların ceza­sı, öldürülmeleri veya asılmaları..."[41] ayetini indirdi.[42]

 

4371... Muhammed b. Şirin demiştir ki: "Bu, yani Enes hadisi hadler indirilmeden (meşru kılınmadan) önce idi."[43]

 

4372... İbn Abbas (ranhuma) şöyle demiştir:

"Allah ve Rasülü ile savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkaranların cezası öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya yerlerinden sürülmeleridir... Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette de büyük azab vardır. Ancak onları yakalamanızdan önce tevbe edenler bunun dışındadır. Biliniz ki Allah bağışlar ve merhamet eder." ayeti müşrikler hakkında nazil ol­du. Onlardan her kim yakalanmadan önce tevbe ederse bu kendilerine lâ­zım olan haddin uygulanmasına mâni olamaz.[44]

 

Açıklama
 

Abbas'dan Selen son naber dışındaki tüm hadisleri, aynı olaydan bahseden bir hadi­sin, biri birinden küçük farklarla ayrılan değişik rivayetleridir. 4372 nu­maradaki son haber de, hadislerde geçen, Maide suresinin 33. ayetinin nü­zul sebebi konusundaki İbn Abbas'ın görüşünü ifâde etmektedir. Tüm ri­vayetler aynı hadise ile ilgili olduğu için izahı hadislerin sonuna bırakma­yı uygun bulduk.

Önce diğer hadis kitapları ile tarih ve siyer kitaplarındaki nakilleri de göz Önüne alarak hadiseyi vermek sonra da hadisin ihtiva ettiği fıkhî hü­kümlere geçmek istiyoruz:

Urayne veya Ukl kabilesinden yedi sekiz kişilik bir grup Medine'ye gelerek müslüman oldular. Ancak Medine'deki ikametleri esnasında, Me­dine'nin havası kendilerine ağır geldi ve hastalandılar. Renkleri soldu, za­yıf ve bitap bir hale düştüler. Hz. Peygamber (s.a)'e müracaat ederek, şeh­ri terkedip develerin yanına gitmek istediler. Rasulullah da develerin ya­nına gitmelerine izin verdi ve tedavi olmaları için, develerin idrar ve süt­lerini içmelerini tavsiye etti. Develer, Küba civarında, Zü'1-Hader denilen yerde idi. Sayılan 15 kadar olan bu develer sağılıyordu. Bir kısmı zekat devesi, bir kısım da Rasulullah'm şahsi malı idi.

Adamlar develerin yanına gittiler, efendimizin tavsiyesi istikametinde süt ve idrarlarından içtiler. Allah'ın izni ile tedavi oldular, iyileşip kendi­lerine gelince, irtidat ettiler ve develerden birisini kestiler. Çobanlardan birisinin de ellerini ve ayaklarını kestiler, gözlerine diken batırarak oydu­lar ve güneşin ortasında ölüme terkettiler. Geri kalan develeri de alıp gö­türdüler. Sağ kalan çoban, Medine'ye gelerek hadiseyi Rasulullah'a haber verdi. Rasulullah hemen peşlerinden yirmi kişilik bir süvari müfrezesi gönderdi. İçlerinde iz sürücüler de vardı. Başlarında Kürz b. Cabir el-Cihrî bulunan bir müfreze kısa zamanda sakilleri yakalayıp Rasulullah (s.a)'a getirdi. Hz. Peygamber (s.a) de onları kendi yaptıklarına uygun bir şekilde cezalandırdı. Ellerini ve ayaklarını kestirdi, gözlerine mil çektirdi ve Han'a denilen yere güneşin altına attırdı. Sıcağın altında: "su su!" diye bağırdıkları halde hiç kimse bunlara su vermedi. Böylece geberip gittiler.

İslam'dan dönen, develeri çalan ve çobanı işkence ederek öldüren Uraynalılara verilen bu ceza, bir çok alime göre hadislerin tercemesi es­nasında meali verilen, Maide suresinin 33. ayetinin nüzulüne sebep ol­muştur. İşaret edilen ayette Cenab-ı Hak, Allah'a ve Rasulüne karşı savaş açanlara verilecek cezayı beyan buyurmuştur. Ayet-i kerimede Rasulul­lah'm uygulamasından gözleri oyma dışındakiler bırakılmıştır.

Konu ile ilgili fıkhı ahkama geçmeden önce akla gelmesi muhtemel bir iki noktaya işaret etmek istiyoruz.

1- Rivayetlerden birisinde Rasûlü ekremin, adamların el ve ayaklarını kestirdikten sonra damarlarını dağlamayıp, kanın akmasına göz yumdu­ğuna işaret edilmektedir. Hırsızlık ve yol kesme gibi suçlara uygulanan el ve ayak kesme cezalarında, kanın durması için kesilen yer ateşle dağlanıp damar büzdüriildüğü halde acaba burada niçin yapılmamıştır?

Bu somya şöyle cevap verilmiştir: Bu adamlar dinden çıktıkları için zaten ölümü hak etmişlerdir. Dolayısıyla ölümlerini engelleyecek bir mu­amelede bulunmaya gerek yoktur.

2- Rasûlullah (s.a) bunlara, el ve ayaklarını kesmenin yanı sıra, gözle­rini oymak, çöle terkedip su vermemek gibi çok katı cezalar vermiştir. Oysa Müsle İslamda haramdır. Rasûlullah bu cezaları niçin vermiş olabi­lir?

Bu muhtemel soruyu da şöyle cevaplamak mümkündür: Kadı Iyaz'ın bildirdiğine göre bu ceza hudud ve muharebe ayeti inme­den önce verilmiştir. Dolayısıyla efendimiz bu cezayı, had olarak değil, kısas olarak vermiştir. Müslüman çobanın gözünü oydukları için kısas olarak Rasûlullah da onların gözlerini uydurmuştur. Ama ayet indikten sonra bu ceza neshedilmiştir. Bazı alimlere göre ise, muharebe ayeti, ha­diste anılanlar hakkında inmiş ama Rasûlullah onların çobana yaptıkları­na karşılık kısas olarak bu cezayı vermiştir.

Çöle atıldıktan sonra bunlara su verilmemesi mes'elesine gelince, Hz. Peygamberdin su verilmemesi yolunda bir emri yoktur. Suyu sahabeler vermemişlerdir. Kadı Iyaz'a göre ölüme mahkum edilen birisinin bir de su verilmemek suretiyle cezalandırılması caiz değildir. Nevevi'ye göre ise bu adamlar dinden dönüp çobanı öldürdükleri için ne su istemeye ne de başka bir iyi muameleyi beklemeye haklan yoktur. Hatta yanında abdest alacak kadar su bulunan kişinin o suyu ölümden ya da şiddetli susuz­luktan korkan bir mürtede verip de teyemmüm etmesi caiz değildir. Fakat suyu isteyen bir zımmi veya hayvan olursa vermek gerekir.

Hadis-i şeriflerde temas edilen Maide suresinin 33. ayetinde anılan ce­zaların Allah Rasûlüne karşı muharebe edenlere mahsus olduğunu görü­yoruz. Hadiste anlatılan hadisede ise Urayneliler, dinden çıkmışlar, çoban öldürmüşler ve deve çalmışlardır.

Bunların yaptıkları, "Muharebe" kelimesinden ilk aklımıza gelen anlam içine girmemektedir. O halde ayet-i kerimedeki muharebebe söz­cüğünden neyi anlayacağız? Bunu açıklığa kavuşturmamız gerekir.

Aşağı yukarı görüşü nakledilen alimlerin tümüne göre ayetteki muha­rebe edenden maksat, silahla insanlara saldıran, onların mallarına ve can­larına musallat olan kişi ya da kişilerdir. Ulemâ bu anlayışta hem fikir ol­dukları halde saldırının şehir içi ve şehir ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler
« Posted on: 01 Mayıs 2024, 12:36:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler rüya tabiri,Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler mekke canlı, Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler kabe canlı yayın, Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler Üç boyutlu kuran oku Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler kuran ı kerim, Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler peygamber kıssaları,Muharebe Konusunda Varid Olan Hadisler ilitam ders soruları, Muharebe Konusunda Varid Olan Hadislerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes