๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 11 Şubat 2012, 23:21:55



Konu Başlığı: Hac Bölümü
Gönderen: Zehibe üzerinde 11 Şubat 2012, 23:21:55
11. HAC BÖLÜMÜ

 

"Menâsik" kelimesi "mensek" kelimesinin çoğuludur. "Mensek" bir ibadetin eda ediliş tarzı ve edası esnasında gözle görülebilen zahirî kısım­ları demektir. İbadet yapılan yere de "mensek" denilir. Esasen "mensek" kelimesi zaman ve mekân için kullanılır. Daha sonra bu kelime hacc iba­detinin bütün fiillerini ifade eden bir terim haline gelmiştir. Kur'ân-ı Ke-rım'de;  = Bize ibâdet edeceğimiz yerleri, hac amellerini göster"[1] âyet-i kerîmesinde bu kelime hem zaman ismi, hem de hacc İbâdetinin bütün fiilleri anlamında kullanılmıştır. "Mensek" kelimesi bir mekân ismi olarak "kurban kesilen yer" manâsını da ifâde eder. Aynı kökten gelen "nesike" kelimesi kurbanlık hayvan, "nüsük" kelimesi de ibâdet anlamında kullanılır.

Hac sözlükte kasdetmek, hürmek gösterilecek makamları ziyaret et­mek demektir. Şeriatte ise "belli bir zamanda Arafat'ta bir mikdâr dur­mak ve sonra Kabe'yi tavaf etmek" demektir. Belli zamandan maksat, Arafat'a nisbetle Kurban Bayramının arefe günü zeval mden, Bayram gü­nünün fecrine, tavafa nisbetle de Bayram gününün fecrinden ömrün niha­yetine kadar devam eden zamandır.

Allah teâlâ ve tekaddes hazretleri haccı, "Allah'ın evini ziyaret et­mek, buna gücü yetenler için Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.”[2] âyetiyle farz kılmıştır. Hz. Peygamber de hac ibâdetinin İslâmın beş esa­sından biri olduğunu bildirmiştir. Bütün İslâm âlimleri, haccın farziyyeti üzerinde icmâ etmişlerdir. Haccın farziyyetini inkâr etmek küfürdür. Hac ömürde bir defa yerine getirilmesi gerekli ve yeterli olan bir farzdır.

Farz olan hac, şartlarına sahib bir müslümanın ömründe bir defa eda­sıyla mükellef olduğu hacdır. Bu şartlar oluştuğu ilk yılda hacca gidilmeli­dir. Buna haccın fevrî oluşu denir. Daha sonraki yıllara bırakılırsa tercih edilen görüşe göre günahkâr olunur. Fakat eda eden günahtan kurtulur. Hiç haccetmeden ölen mükellef ise, hac için vasiyette bulunmuş olsa bile, günahkârdır.

Vacip olan hac; nezredilen (adanan) veya başlanılmışken bozulan na­file bir haccın kazasıdır.

Nafile olan hac; henüz mükellef olmayan bir kimsenin veya farz olan haccı yapmış olan kimsenin yaptığı hacdır.

Umresiz olarak yapılan hacca hacc-ı ifrâd denir. "Hac" denilince dar manâsıyla "hacc-ı ifrâd" anlaşılır.

Şevval, Zilkade ve Zilhicce'nin ilk on günü hac mevsimi olarak belir­lenmiştir. Hacc-ı temettü' ile Hacc'ı kıran ve bu müddet içerisinde edâ edilebilir. Hac bu zaman dışında edâ edilemez. Ancak Umre yapılır. Şev­val ayından önce hacca başlanamaz. Hatta hac için tavâf-ı kudümü ta'kip edecek olan sa'y da ancak hac aylarında caiz olur.

Mekke ve civarındaki hacılara Mekkî, başka ülkelerden gelen hacılara âfâkî denir.[3]

[1] el-Bakara (2),  128.

[2]  el-Bakara (2), 97.

[3] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 6/387-388.