> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud > Gıybet
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gıybet  (Okunma Sayısı 3292 defa)
14 Nisan 2012, 16:12:02
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 14 Nisan 2012, 16:12:02 »



35. Gıybet


 

4874... Hz. Ebu Hüreyre'den (rivayet edildiğine göre) Peygamber (s.a.)'e:

Ey Allah'ın Rasulü gıybet nedir? diye sorulmuş da,  (Müslüman) kardeşini (gıyabında) hoşlanmayacağı bir şeyle anmandır." buyurmuş, (sonra) "Eğer benim söylediğim (şeyler o) karde­şimde varsa ne buyurursun?" denmiş.

Eğer söylediğin (şeyler) onda (gerçekten) varsa gıybet etmiş olur­sun. Eğer söylediğin (şeyler) onda yoksa iftira etmiş olursun." cevabı­nı vermiştir.[351]

 
Açıklama

 

Gıybet, bir müslümam, gıyabında işittiği takdirde incinebileceği şeylerle anmaktır. Bu şeyler ister o müslümanın bedenine, nesebine, yaradılışına dair olsun, ister dinine, elbi­sesine, eşya ve yiyip içeceklerine dair olsun. Söylenen şeyler o kimsede varsa gıybet olur, yoksa iftira olur. Mevzûmuzu teşkil eden hadis-i şerif­te ifade edilmek istenen budur.

Gıybetin haram olduğuna dair nass çoktur. Kur'an-ı Kerimde şu âyet-i kerimede: "Müslümanın gıybetini yapmak onun ölü iken etini yemeye benzetilmiştir. "Kiminiz de kiminin arkasından çekiştirmesin. Sizden herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bun­dan tiksindiniz...."[352]

Lisan ile gıybet haram old.uğu gibi, kalp ile de haramdır. Yani zanna dayanarak bir müslümanın bir takım kabahatlerle muttasıf olduğunu kalp­ten geçirmek ve onu bu şekilde ayıplamak da gıybettir. Fakat, bu kabahat­lerle gerçekten muttasıf olduğu bilindiği halde bu kusurların sadece kalp­ten geçirilmesi, dille.ifade edilmedikçe gıybet sayılmaz ve kalbinden ge-Çiren kimseyi vebal altına sokmaz.

Bazı mazeretler sebebiyle gıybet etmek caiz olur. Bu özürler İmam Gazzali hazretlerinin zikrettiği üzere altı tanedir:

1. Zulme uğramış bir kişinin zalimi hâkime şikayet ederken, onun kö­tülüklerini hâkime anlatması,

2. Aklen ve şer'an çirkin olan bir şeyi değiştirip fesadı gidermekte yar­dımcı olmak. Mesela, "falan şöyle bir fesat çıkarmak üzeredir, gelin bu­nu önleyelim..." demek gibi.

3.  Fetva istemek, çözüm aramak: "Falan bana şöyle yaptı, buna karşı ne yapayım? diye fetva istemek.

4. Müslümanları, bir zalimin veya fesatçının şerrinden sakındırmak: "Falan kimse, bid'atçidir, onun bid'atlerinden sakınınız..." demek gibi.

5. Ayıplamak gayesi taşımaksızın ve başka bir yolla tarif etmek de mümkün olmadığı için bir kimseyi meşhur olan kötü lakabıyla anmak gi­bi.

6. Fışkını ve zulmünü açıktan işlemekten çekinmeyen kimselerin her­kesçe de malum olan fısk ve zulmünü dile getirmek.

Gıybetin ilacı, "Gıybetten sakınınız. Muhakkak ki gıybet zinadan daha şiddetlidir."[353] gibi gıybet hakkında gelen tehdidleri ve gıybetin dünyevi uhrevî zararlarını düşünmektir. Gerçekten gıybet zinadan daha şiddetlidir. Çünkü zinanın tevbe neticesinde affa uğraması mümkündür, fakat gıybet "kul hakkı" olduğundan bunu işleyen tövbe etse de gıybet edilen kişi hakkını helal etmedikçe cenab-i hak affetmez.[354]

Gıybetin keffareti, "Gıybetin keffâreti tevbe ve pişmanlıktır ve bir da­ha gıybet etmemeye kesin karar vermektir. Gıybet ettiği kimseden helal­lik istemek, Hasan Basri'ye göre gerekli değil, istiğfar kâfidir. Amma "Ata'ya göre "Sana zulmettim, gıybet ettim, dilersen affeyle, dilersen hakkını al" demek lâzımdır. İmam Gazzali -"bu görüş esahtır" der. Fakir derim ki: Hellallık dilediği zaman daha çok incinme ihtimali varsa genel olarak (istiğfar) ile helallik dilemek gerek."[355]

 

4875... Hz. Aişe'den demiştir ki:

Peygamber (s.a.)'e; Safiyye'nin şöyle şöyle (kusurlarının) olması (onun) sana (layık olmadığını itiraf etmen için) yeter; dedim.

Müsedded'in dışındaki raviler (bu cümleyi şu kelimeleri de ekleyerek) rivayet ettiler: (Hz. Aişe bu sözüyle Hz. Safiyye'nin) kısa boylu olduğu­nu söylemek istiyordu.

Bunun üzerine (Hz. Peygamber bana):

"Muhakkak ki sen öyle bir söz söyledin ki eğer (o söz) deniz su­yuyla karıştırılmış olsaydı kesinlikle denizin suyuna galip gelir (onu ifsad eder) di." buyurdu.

(Rivayete göre yine, Hz. Aişe) şöyle demiştir:

" Ben (yine bir gün) Hz. Peygamber'e bir adamın taklidini yaptım da (Hz. Peygamber):

"Benim için şu kadar (dünya malı verilmiş) olsa da ben bir insa­nın taklidini yapmayı sevmem" buyurdu.[356]

 
Açıklama

 

Bu hadis-i şerif, kinaye yoluyla da olsa bir   kimsenin varatıişinda, boyunda, poşunda bulunan bir kusuru işaret etmenin gıybet sayıldığı gibi, bir kimsenin herhangi bir ha­reketini taklit etmenin de gıybet sayılacağına delâlet etmektedir.

İmam Nevevî'nin açıklamasına göre metinde geçen "keza" kelimesi, ayıplanmanın üstüste iki defa tekrarlandığına delalet ettiğinden, Hz. Aişe'nin Hz. Hafsa'mn iki kusurunu birden anlatmak istediği, ancak bunlar­dan birini diliyle söylediği, diğerine de "işte şu kadar" demek suretiyle eliyle işaret ederken de onun boyunun çok kısa olduğunu söylemek iste­diği anlaşılmaktadır.

Hz. Peygambere, bir cümleden oluşan bu sözün, aslında cinsleri ve tür­leriyle birçok yaratıkları içinde bulunduran uçsuz bucaksız denizi bile bu­landırabilecek ve onun suyunun karakterini bile bozabilecek kadar mane­vi bir pisliğe ve acılığa sahip olduğunu söyleyerek, bu sözün kötülüğünü en veciz bir şekilde dile getirmiştir.[357]

Hafız Münzirî'nin açıklamasına göre yapılması haram olan taklid, hakaret kasdiyle yapılan takliddir. Çünkü böylesi taklidlerle taklid edenin kendini beğenmesi, taklit ettiği kişinin yaratılışını hakir görmesi ve ona eziyyet vardır. Bu ifadeden de anlaşıldığı üzere bu taklit, kişinin boyu po­şu gibi yaratılışıyla ilgili takliddir.

Kişinin, kendi iradesi dahilinde olan fiilleri ile ilgili taklidlere gelince; eğer bu taklidler, onun işlemiş olduğu bir takım masiyetlerle ilgili olur ve onu bu kötü işlerinden vazgeçirmek kasdiyle yapılırsa, yapanın heybet ve vakararma helal getirmeyecek şekilde olması kayıt ve şartıyla caizdir. Aksi takdirde caiz değildir. Tevbe eden bir kişinin yaptığı günahlarla il­gili hareket ve davranışlarını taklit etmek de asla caiz değildir. Kişinin taatleri ve diğer güzel halleri ile ilgili hareket ve davranışlarını taklit et­mekte ise de bir sakınca yoktur.[358]

 

4876... Said b. Zeyd'den (rivayet edildiğine göre) Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Muhakkak ki Ribanın en şiddetlisi haksız yere bir müslümamn şerefine (dil) uzatmaktır."[359]

 
Açıklama

 

Bu hadis-i şerifte grybetin haramlık bakımından ribadan daha şiddetli olduğu  ifade edilmektedir.

Çünkü ribada kişinin haksız yere malına tecavüz vardır. Gıybette ise kişi­nin şeref ve haysiyetine tecavüz vardır. Şeref ve haysiyyetin ise maldan üstünlüğü aşikardır.

Metinde geçen "Haksız yere" kaydı, bazı hallerde bazı kimseler hak­kında gıybet etmek hakkının doğduğuna ve bu durumda gıybet etmenin caiz olduğuna delalet etmektedir. Biz hangi hallerde gıybet etme hakkının doğduğunu (4874) numaralı hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.

Ancak bazı hallerde dinler hakkında gıybet etme hakkı doğarsa da, ölüler hakkında gıybet etme hakkı hiçbir zaman doğmayacağı için onlar

hakkında gıybet etmek hiçbir zaman caiz olmaz.

Tîbî'nin de ifâde ettiği gibi bu hadis-i şerifte gıybet etme ribanın çeşit­leri arasına sokulmuş ve ribanın en şiddetlisi olarak gösterilmiştir. Bu du­rum mal değişiminden doğan meşhur ribâ çeşitlerine halk arasında maruf olmayan bir ribâ çeşidi daha ilave etmektedir.[360]

 

4877... Hz. Ebu Hüreyre'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Büyük günahların en büyüğü kişinin haksız yere bir müslü­mamn şerefine dil uzatmasıdır. Bir sövmeye karşılık iki defa sövmek de büyük günahlardandır."[361]

 
Açıklama

 

Hadis-i şerif, bir müslümamn gıybetini yapmanm en büyük günahlardan olduğunu ifade ettiği gibi kötü bir söz söyleyen kişiye aynı şekilde iki kötü sözle karşılık vermenin de büyük günahlardan olduğunu ifade etmektedir.[362]

 

4878... Hz. Enes b. Malik'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Miraca çıkarıldığım zaman bakırdan tırnaklan olan bir topluluğa uğradım. (Bu tırnaklarıyla) yüzlerini ve bağırlarını tırmalıyorlardı. (Cebrail'e:)

Bunlar da kimlerdir? dedim.

"(Gıybet etmek suretiyle) halkın etlerini yiyenler ve şereflerine saldıranlardır, cevabını verdi."

Ebu Dâvud der ki: Bu hadisi bize Bakıyye'den (mürsel olarak bir de) Yahya b. Osman rivayet etti. Yahya'nın bi rivayetinde (senedde) Enes yoktur.[363]

 

4879... (Bir Önceki hadis) İbnu'l-Musaffâ'nin (bize) dediği gibi, İsa b. Ebî ise es-Selihr tarafından Ebû'l-Muğire yoluyla da rivayet edilmiştir.[364]

 
Açıklama

 

Tibî'nin açıklamasına göre tırnaklara yüzü ve bağın tırnaklamak bir ölünün arkasından ağlayıp feryat etmekte olan kadınlara mahsus bir sıfat olduğundan halkın yüzüne karşı konuşmadığı için kadınlar gibi arkalarından konuşan kimselere kı­yamet gününde bu sıfat ceza olarak verilecektir. Bu kimselere ceza olarak verilmesi, dünyada yaptıkları işin müslümanlığa yakışmadığı gibi mertli­ğe de yakışmadığını bildirmek içindir.

Seyyid Süleyman Nedvî'nin açıklamasına göre "Berzah âleminde in­sanın durumu dünyadaki durumu ile uygunluk arz eder. Dünya amelleri onun göreceği ceza ve mükafata uygun olarak onun gözünde değişik şekillere bürünürler. Hz. Peygamber'in bir rü'yasında gördüğü gibi insan­lar amellerinin cinslerine göre ceza görmektedirler."[365]
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gıybet
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:29:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gıybet rüya tabiri,Gıybet mekke canlı, Gıybet kabe canlı yayın, Gıybet Üç boyutlu kuran oku Gıybet kuran ı kerim, Gıybet peygamber kıssaları,Gıybet ilitam ders soruları, Gıybetönlisans arapça,
Logged
02 Mart 2014, 19:04:02
Hafsa Nur 6.D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 568



« Yanıtla #1 : 02 Mart 2014, 19:04:02 »

Allah razı olsun sayenizde ödevimi yapmış oldummmm
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Bakış şeytanın oklarından bir oktur.Bir kimse Allah korkusu ile bakışına hakim olursa Allah ona imanın tadını kalbine hissettirir...
Hz. Muhammed S.A.V.
02 Mart 2014, 19:32:25
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 02 Mart 2014, 19:32:25 »

Paylaşım için teşekkürler.Konuya çok güzel ışık tutmuşsunuz.Rabbim razı olsun.
Rabbim bizleri en kısa zamanda bu gıybet hastalığından kurtarsın selamete eriştirsin ve bir daha denizi bile bu­landırabilecek ve onun suyunun karakterini bile bozabilecek kadar mane­vi bir pisliğe ve acılığa sahip olan sözleri söylemekten ,gıybet etmekten ve gıybet olacak davranışlarda bulunmaktan muhafaza etsin.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 02 Mart 2014, 19:32:40 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

06 Mayıs 2014, 13:57:42
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #3 : 06 Mayıs 2014, 13:57:42 »

Belli bir mümin veya zimmi kâfirin aybını, onu kötülemek için arkasından söylemek, gıybet olur. Gıybet, haramdır. Dinleyen, o kimseyi tanımıyorsa, gıybet olmaz.

Gıybet olunan kimse, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, hayvanında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Duyunca üzüleceği bir sözü yüzüne karşı da söylemek günahtır.

Kapalı söylemek, işaret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gıybettir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 06 Mayıs 2014, 14:09:40 Gönderen: Hanife 8.D »
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
22 Kasım 2014, 23:53:35
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #4 : 22 Kasım 2014, 23:53:35 »

Esselamu Aleyküm ve Rahmetullah..Mevlam razı olsun kardeşim..Gıymet, iyi amelllerimizi tüketmeye yeterde artar bile..İnşaAllah gıybet konusunu oldukça ehemmiyet verelim..Kendimiz için istemediğimizi, kardeşlerimiz için de istemeyelim inşaAllah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes