๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 01 Mayıs 2012, 13:01:53



Konu Başlığı: Ganimetten Mal Çalan Bir Kimsenin Bu Suçunu Saklamak
Gönderen: Zehibe üzerinde 01 Mayıs 2012, 13:01:53
Ganimetten Mal Çalan Bir Kimsenin Bu Suçunu Saklamak Yasaktır
[281]

 

2716. ...Semura b. Cündüb'den demiştir ki Rasûlullah (s.a.); "Gani­metten mal aşıran bir kimseyi saklayan kimse onun gibidir." buyurdu.[282]

 
Açıklama

 

Bu hadis-i şerifin zahirinden anlaşıldığına göre ganimetten mal çalan kimsenin işlediği bu suçu bildiği halde onu yetkili mercilere haber vermeyen kimse de hırsızın bu suçuna ortak gibidir. Do­layısıyla ganimet hırsızına uygulanan ceza hırsızın suçunu saklayan kimseye de aynen uygulanacağı gibi, ahirette de bu hırsızın yaptığım saklamak su­çundan Allah'ın huzurunda hesaba çekilecektir.

Abdurrauf el-Münavi de; "Bazı ilim adamları bu kimsenin sadece ahi­rette, hırsız gibi hesaba çekileceğini, fakat dünyada ona hırsız muamelesi ya­pılamayacağım söylemişlerse de seleften bazı kimselerin o kimsenin hem dün­yada hem de ahirette aynen ganimetten mal çalan hnırsız gibi muamele gö­receğini söylediklerini" ifade etmektedir.[283]

Ancak Hafız ez-Zehebî, Mizanü'l-İtida) isimli eserinde, Musannif Ebû Davud'un süneninde, Semûra b. Cündüb isnâdıyla altı hadis rivayet ettiğni ve bunların hiç birinde de hükme medar olma niteliği olmadığını söylüyor.

Şurasını da belirtmek isteriz ki, "Her kim bir müslümanın dünya gus-salarından bir gussasını giderirse, Allah onun kıyamet günü gussalarından bir gussasını giderir. Kim başı sıkılan birine kolaylık gösterirse Allah ona dünya ve ahirette kolaylık ihsan eder. Kim bir müslümanın ayıbım örterse Allah onun hem dünyada hem de ahirette ayıbını örter. Kul din kardeşinin yardımında bulundukça Allah da onun yardımında bulunur."[284] anlamındaki hadis-i şerifle bu hadis-i şerif arasında bir çelişki olduğu zannedilmemelidir. Çünkü müslümanların günahlarını saklamayı emreden müslim hadisinin hük­mü vacib değil menduptur. Binaenaleyh, bir müslümanın gizli b ir suçunu bilen onu hakime haber verse günahkar olmaz. Ancak bu hüküm fitne ve fasetçılığıyla tanınmış kimseler hakkındadır. Bir defa bir suç işleyerek tevbe eden ve bir daha yapmayan kimsenin kusurunu gizlemek icabeder. Çünkü fesatçının kusurunu gizlemek, onu daha başka fitne ve fesatlar çıkarmaya teşvik olur. Bir defe suç işleyenin hali ise böyle değildir.

Buraya kadar verilen izahat suç işlendikten sonraya aittir. Onu işlerken görenin hükmüne gelince, menetmeye iktidarı olursa derhal müdahelede bulunarak menetmesi vaciptir. Çünkü bu müdahale münkeri yasaklamak de­mektir. MUdahale etmemekse helal değildir. Mesela hırsızı birinin malını ça­larken görenin mal sahibine haber vermesi icabeder aksi takdirde hırsıza yar­dım etmiş olur.[285]

[281] Bu bab'a, Concordance numara vermemiştir.

[282] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/310-311.

[283] Bk. el-Münâvî, Feyzu'l-kadir, VI, 212.

[284] Müslim, ez-Zikr ve'd-duâ 38.

[285]bk, Davudoğlu Ahmed, Selâmet Yollan, IV, 355.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/311-312.