> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud > Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu?  (Okunma Sayısı 1392 defa)
22 Şubat 2012, 21:25:40
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 22 Şubat 2012, 21:25:40 »



Baba Veya Annenin Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur Mu?

 

Bu babdaki hadisler evladın kayıtsız ve şartsız bu emre uymak mecbu­riyetinde olduğuna delalet etmezler. Şöyle ki; İbn Ömer (r.a.) sevdiği ka­rısını babasının emri üzerine Resul-i Ekrem (s.a.)'in emri ile boşamış ise de bu olaydan umumî bir hüküm çıkarılamaz. Çünkü Ömer (r.a.) gibi bir baba kendi gelininden hoşlanmamış ve oğlunun onu boşamasını istemiş ise, muhakkak bu istek Allah yolunda.,bir istekdir. Dünya ile ilgili bir is­tek değildir. Nitekim et-Tac el-Cami H'I-Usul adlı hadis kitabının V. cil­dinin başında bulunan "birrin nevileri" babında rivayet olunan bu hadisin haşiyesinde; "Ömer (r.a.)'in hoşlanmaması üzerine oğlu Abdullah'ın ka­rısını boşaması için, Peygamber (s.a.)'in emir vermesi hükmü, Hz. Ömer ve onun gibi zatlara mahsus bir hükümdür. Çünkü Ömer'in hoşlanmama­sı muhakkak Allah içindir ve din açısından hoşlanmamayı gerektiren bir nedene dayanır. Bunun içindir ki, Peygamber (s.a.) Abdullah'a kadını bo­şamayı emretmiştir. Böyle bir özel durum olmadıktan sonra kadını boşa­ma hususunda erkek kimseye itaat etmekle mükellef değildir. Ancak bo­şamayı gerektiren meşru bir sebeb varsa, bu ayrı bir meseledir. Bilindiği gibi "boşama, Allah katında en çirkin helâldir" mealinde sahih hadis  vardır" denilmiştir.

îbn Hacer Heytemi de ez-Zevâcir kitabının "baba ve anneye itaat" babında, bu babdan önceki babda, baba ve anneye itaatsizliğin ölçüsü hakkında geniş bilgi vermiştir. Orada ezcümle ve özetle şöyle der: "Baba ve anneye ukuk diye ifade edilen asilik ve itaatsizlik, onlara örf ve adet­te basit sayılmayacak derecede eziyet etmek ve incitmektir. Eziyet ve in­citme konusunda muteber olan şey baba ve annenin durumudur. Yani ba­ba ve anne bir şeyden inciniyorsa, evlâd bundan sakınmalıdır. Lâkin ba­ba ve annenin ikisinin veya birisinin aklı noksan olduğu ve iyi ile kötüyü seçemediği için evlâdına bir şey emreder veya menederse, buna muhale­fet etmek de Örf ve adette asilik itaatsizlik sayılmazsa, evlad bu durumda muhalefet edebilir ve bu muhalefetten dolayı fasık sayılmaz. Çünkü ma­zurdur. Mesela adam, karısını seviyor ve ondan ayrılmak istemiyor, baba­sı veya annesi yahut ikisi de onun karısını boşamasını istiyorlar. Bu istek kadının diyanetinin noksanlığından bile ileri gelse adam baba ve annesi­nin isteğine uymaya mecbur değildir. Ebu Derdâ'nm hadisinden bu hü­küm çıkarılır."

Yazar "baba cennet kapılarının en hayırlısından girmeye vesiledir artık dilersen baba ve annenin hukukunu iyice koru veya iyice koru­mayı terk et"[573] mealindeki hadisi kast ediyor,

"Çünkü Ebu'd-Derda (r.a.) soru sahibini serbest bırakıyor. Ama baba­nın emrine uyulup boşamanın daha iyi olduğuna işaret ediyor. İbn Ömer (r.a.) hadisi de böyle yorumlanır."

(Yazar 5138 numaralı Ebû Davud hadisini kasd ediyor) "Baba ve annenin diğer emir ve yasaklan da böyledir. Yani sırf akılla­rının noksanlığı ve meseleyi kavrayamama medeni ile verecekleri emir veya yasak, akıllı adamlara arz edildiği zaman bu noktada baba ve anne­ye itaat etmemeyi eziyet ve incitmek saymazlarsa, evlât o işte muhalefet  edilebilir."

Şu halde, baba ve annenin evlâdına kanlarını boşamaları için verecek­leri emre uyma zorunluluğu yoktur ve bu emri yerine getirmemekle ev­lâd, haram bir iş yapmış sayılmaz.[574]

 

5139... (Behz b. Hakîm'in) dedesinden demiştir ki: (Hz. Peygambere):

Ey Allah'ın Rasulü kime iyilik edeyim? diye sordum da,

Annene, sonra annene, sonra (yine) annene, sonra babana sonra da sıra ile en yakınına ve en yakımna"dedi ve şöyle buyurdu: "Bir adam (kendisini hürriyete kavuşturan) efendisinden (yahutta yakının­dan) yanında bulunan ihtiyaç fazlası o mal kıyamet gününde sahibi­nin yanına (zehirinin çokluğundan dolayı) başının kılları dökülmüş (zehirli) bir yılan olarak çağn(lıp getiri)Iir."[575]

Ebu Davud der ki; "Akra" tehirinden başının kılları dökülen demek­tir.[576]

 

Açıklama
 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifle birlikte  Allah'ın en çok sevdiği amelin vaktinde kılman namazdan sonra anne ve babaya iyilik olduğunu ifade eden hadis-i şerif[577] ve Resulü Ekrem eendimzin cihada katılmak isteyen bir sahabiye: "Git yaş­lı anne ve babana hizmet et"[578] buyurması, ayrıca "Rabbin yalnız ken­disine ibadet etmenizi, anne ve babaya ihsanda bulunmanızı emret­ti."[579] ayet-i kerimesi gibi âyet-i kerimeler, anne ve babaya iyilik ve ih­sanın Allah'a itaattan sonra ikinci derecede gelen büyük bir görev oldu­ğunu açıkça ortaya koyan delillerdir. Özellikle mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte dayanarak Kurtubî (r.a) der ki:

"Bu hadis gösteriyor ki, anneye yapılacak ihsan ve şefkatin, babaya ya­pılandan üç misli azla olması gerekmektedir. Çünkü anne babadan fazla olarak, hamilelik, doğum ve emzirme zahmetlerine katlanmıştır. Babanın bu üç konuda hiçbir yardımı olmamıştır."[580]

Nitekim, şu âyet-i kerime de bu gerçeği ifade etmektedir: "Biz insana anne ve babasını tavsiye ettik (Çünkü) annesi kendisini (gebelik zah­meti, doğum sancısı ve emzirme) zaaf üzerine zaafla taşımış, sütten ay­rılması da iki yıl sürmüştür. Bana, anne ve babana şükret. Dönüşü­nüz banadır."[581]

Hadis-i şerifte fakir düşüp de kendisini azad eden ve elinde ihtiyaç faz­lası mal bulunan efendisine veya yakın akrabasına müracaat ettiği halde onu eli boş geri çeviren efendinin veya yakın akrabanın karşısına o malın, zehrinin çokluğundan başının kılları dökülmüş kel bir yılan suretinde çı­karılacağı haber verilmektedir. Binaenaleyh ihtiyaç fazlası bir malı, özellikle el açmış olan yoksul bir yakından esirgemenin vebali çok büyüktür.

Hadis-i şerifin sonundaki bu tehdidin, kendisini azat ettikten sonra fa­kir düşerek kendisine el açan eski efendisine, yanında bulunan ihtiyaç fazlası malı vermekten imtina eden kimse hakkında olması da mümkün­dür.[582]

 

5140... (Kuleyb b. Menfaa'nın) dedesinden (rivayet edildiğine göre) kendisi (birgün) Peygamber (s.a.)'e gelip:

Ey Allah'ın resulü kime iyilik edeyim? demiş de, (Peygamber efendimiz):

Annene, (sonra) babana, (sonra) kizkardeşine, (sonra) erkek kar­deşine ve (sözü geçen bu kimselerden) sonra gelen yakınma (iyilik et). Bu (yapılması) gereken bir vazifedir. (Bunlar) ilişkileri devam ettiril­mesi gereken yakınlardır."[583]

 

Açıklama
 

Hadis-i şerif baştan anııe-baba ve kardeşler olmak  üzere bütün akrabaya karşı iyilikte bulunmayı tavsiye etmekte, babadan önce annenin, erkek kardeşten önce de kizkardeşin zikredilmesiyle de annenin iyiliğe babadan, kızkardeşin de erkek kardeş­ten daha çok muhtaç olduklarına işaret edilmektedir.

Metinde geçen "mevlâkellezî yelî" kelimesiyle de derece itibariyle sö­zü geçen yakınlardan sonra gelen akrabalardır. Kızkardeşin oğlu, erkek kardeşin oğlu, hala, amca, hala oğlu ve hala kızı gibi. Nitekim bir önceki hadis-i şerif de buna delalet eder. Avnü'I-Mabud yazarının açıklamasına göre "bir adam Rasûlullah (s.a.)'a gelerek:

Benim hüsnü sohbetime en layık olan kimdir? diye sordu.

Annendir, buyurdular.

Sonra kimdir? dedi,

Sonra annendir, buyurdu.

Sonra kimdir? dedi,

Sonra annendir, buyurdu.

Sonra kimdir? dedi,

Sonra babandır, buyurdu"[584] mealindeki hadis mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte geçen "ve" harfinin "sümme (sonra)" anlamında kul­lanıldığına, bu da "mevlâkellezî yelî" kelimesiyle sözü geçen kimselerin kast edildiğine delalet eder.

Nitekim, Kur'an-i Kerim'in muhtelif âyetlerinde sılâ-yi rahim (yakın­larla ilişkiyi sürdürmek) teşvik edilmiştir.[585] Hz. Peygamber de çeşitli ha­dislerinde bunu ısrarla emretmiştir.[586]

Bu mevzuda gelen hadis-i şeriflerden biri şu mealdedir: "Şüphesiz Allah mahlukatı yaratmıştır. Onlardan fariğ olduğu va­kit, rahm ayağa kalkmış, bu katledilmekten sığınan bir makamdır, demiş. Yüce Allah'da: Evet! Sana sıla yapana, benim de sıla yapma­ma, senden ilgiyi kesene benim de ilgi kesmeme razı değil misin? bu­yurmuş, rahm:

Evet razıyım, demiş Yüce Allah da:

Bu sana verilmiştir, buyurmuştur."[587]

Sılanın hakikati; atiyye, şefkat ve merhamet manalarına gelir ki, Al-lahın kullarına bir lütfü, ihsanı ve bir rahmetidir. Daha açık tabirle sıla-i rahim akrabayı ziyaret ederek hallerini sormak, gerekirse yardımlarına koşmak uzakta iseler mektuplaşmak, selam göndermek suretiyle aradaki mânevi bağın kopmamasına dikkat etmektir. Bağın kopmasına "kat-ı ra­him" denir ki; büyük günahtır. Mamafih süa-i rahimin dereceleri vardır.

En yüksek derecesi farzdır, bunu terk eden günahkâr olur. En aşağı de­recesi de selamı kelamı kesmektir. Sılanın kimlere farz olduğuna gelince; taraflardan biri erkek, diğeri kadın olsa birbirlerine nikâh düşmeyecek de­recede yakın akrabaya farz olduğunu söylemişlerdir. Bu takdirde amca-oğulları ile dayı oğullarına farz değildir. Bir takımlarına göre miras babın­da zevil ehram denilen bütün akrabaya arzdır. Nevevî bu ikinci kavlin da­ha doğru olduğunu söylüyor.[588]

 

5141... Abdullah b. Amr)dan (rivayet edildiğine göre); Rasûlullah (s.a.); "Kişinin anne ve babasına lanet etmesi en büyük günahlardan­dır" buyurmuş da (kendisine); "Ey Allah'ın Resulü, insan anne ve baba­sına nasıl lanet eder? demiş. (Rasûlullah (s.a.)'de): "Kişi bir adamın ba­basına lanet eder, o da onun babasına lanet eder. O (bir başkasının) annesine lanet eder, o da (onun) annesine lanet eder" buyurmuştur.[589]

 

Açıklama
 

Hz. Peygamber'in insanın kendi babasına lanet etmesinden bahsedince sahabe-i kiramın bunu hayretle karşılayarak: "Ey Allah'ın ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu?
« Posted on: 27 Nisan 2024, 02:53:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? rüya tabiri,Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? mekke canlı, Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? kabe canlı yayın, Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? Üç boyutlu kuran oku Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? kuran ı kerim, Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? peygamber kıssaları,Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu? ilitam ders soruları, Ebeveyn Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur mu?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes