> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud >  Elçiler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Elçiler  (Okunma Sayısı 1069 defa)
28 Nisan 2012, 19:40:11
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Nisan 2012, 19:40:11 »



154. Elçiler


 

2761. ...Nüaym b. Mes'ûd el-Eşceî'den demiştir ki:

Ben Rasûlullah (s.a) 'i (Müseylimenin elçileri, huzurunda) Mü-seylime'nin mektubunu okudukları zaman (Müseylime hakkında) siz ne diyorsunuz, derken işittim. (Onlar da) "Biz de (onun bu mektup­ta) dediği gibi (Peygamber olduğunu) söylüyoruz." diye cevap verdi­ler. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) "Şunu iyi biliniz ki: Eğer elçi­ler öldürülseydi ikinizin de boynunu vururdum.” buyurdu.[440]

 
Açıklama

 

Bilindiği gibi Müseylime, Hz. Peygamber devrinde Peygamberliğini ilan eden ve Kezzab = yalancı ismiyle meşhur olan kimsedir. Hanife oğullarından birçok kimseleri de kendine inandırma­ya muvaffak olan bu kimse, Hz. Ebû Bekir es-Sıddık'ın halifeliği sırasında öldürülmüştür.

Şeyhü'l-islam İbn Teymiye'nin Musannafında Ahmed b. Hanbel (r.a)'e nisbet ederek rivayet ettiği bir hadiste Müseylime'nin Hz. Peygambere gön­derdiği elçilerden birinin İbnü'n-Nevvaha diğerinin de İbn Üsal isminde ol­duğu ifade ediliyor.

Bu iki elçi Hz. Peygamberin huzurunda Müseylime'nin peygamberlik iddiasını tasdik etmekle, İslam dininden çıkmış olduklarından ölüm cezasını hak etmiş oldular. Fakat elçilik görevleri, öldürülmelerine engel teşkil etti­ğinden onlara sadece "Şunu iyi biliniz ki: Eğer elçiler öldürülseydi ikinizin de boynunu vururdum." demekle yetindi.

Hz. Peygamberin bu sözü, küfür diyarından elçi olarak İslam ülkesine gelen bir elçinin, devlet başkanının veya diğer müslümanların huzurunda küfrü gerektiren bir söz söylemesi halinde bile öldürülemeyeceğini ifade etmekte­dir. Çünkü elçilik, taraflar arasında anlaşmayı sağlayan bir görev olduğun­dan, elçiler kendileriyle antlaşma yapılan taraflar hükmündedirler. Bu se­beple kendilerine saldırılamaz.

Ancak elçiler fevkalade hallerde (gözaltında) tutulabilirler. Bu sebep­ten peygamber (s.a) Mekke'de alıkonulan müslüman sefir, kendisinin ordu­gâh kurduğu Hudeybiye'ye sağ ve salim avdet edinceye kadar Mekkeli mu­rahhasları alıkoymuştu.[441]

 

2762. ...Harise b. Mudarrab'dan rivayet olunmuştur ki, Abdul­lah İbn Mes'ud (r.a) in yanına varıp "Bende hiçbir Araba karşı düş­manlık yoktur. Hanife oğullarının mescidine uğradım. Bir de ne gö­reyim, hepsi Müseyleme'ye. inanıyorlar." demiş. Bunun üzerine Ab­dullah (b. Mes'ûd) onlara haber gönder (ip huzuruna gelmelerini iste) di. Kısa bir süre sonra hepsi (huzuruna) getirildi. (Hz. Abdullah) İbnü'n-Nevvaha'dan başka hepsinden tevbe etmelerim istedi (ve) Îbnü'n-Nevvaha'ya dönerek -sen Müseyleme'nin elçisi olarak geldi­ğin zaman ben Rasûlullah (s.a)'ı (sana hitaben):

"Eğer sen elçi olmasaydın boynunu vururdum." derken işittim. Sen bugün (artık) elçi değilsin- dedi ve Karaza b. Ka'b'a (İbnü'n-Nevvaha'yı öldürmesi için) emir verdi. (Karaza da) Sokakta onun boy­nunu vurdu. Sonra (Hz. Abdullah veyahut Karaza) "Kim İbnti'n-Nevvaha'yı sokakta ölü olarak görmek istiyorsa" (Gitsin onu sokak­ta ölü olarak görsün) dedi.[442]

 
Açıklama

 

Hz. Harise b. Mudarrab'ın Abdullah b. Mes'ûd'un huzurunda "Bende hiçbir Arab'a karşı kin yoktur" demekten maksadı, herhangi bir düşmanlık ve kin tesiri altında konuşmadığını ve Hanife oğullan hakkında söyleyeceği sözlerde hissi olmadığını, anlatarak Hz. Ab­dullah'ın kendisine güvenini sağlamak ve söyleyeceği sözlerin doğruluğuna onu inandırmaktır.

Hz. îbn Mes'ûd, Rasûlü zişan efendimizin -"Eğer sen elçi olmasaydın, boynunu vururdum."sözünden İbn Nevvâha'nınöldürülmesi gerektiği hal­de elçilik görevinde bulunduğu için onu öldürmediği manasını çıkarmış, sonra da ondan elçilik görevi kalkınca, tevbeye davet etmeden onun boynunu vur­muştur.

Bu hadis-i şerif, küfrünü içinde gizleyip de tevbe etmediği anlaşılan bir kimseyi Öldürmenin caiz olduğunu söyleyen İmam Malik'in delilidir. Gerçi Hanife oğullarının bir îsjam ülkesi olan Kufe'de küfürlerini izhar etmeleri mümkün değildi. Hz. Harise b. Mudarrab onların içlerine girerek hallerine yakından vakıf olmuştu. O sırada Kufe'de vali bulunan Abdullah bin Mes'-ud (r.a) durumu öğrenince onları tevbeye davet etmişti. Hz. İbn Mes'ud'un bunların Müseyleme'ye kesin bir şekilde iman etmeyip de sadece kalplerinde Müseyleme'ye karşı bir meyil olduğunu, fakat ona kesin bir şekilde iman etmediklerini hissettiği için onları tevbeye davet etmiş ve tevbeleri sonunda serbest bırakmış olabilir. Fakat onların, Müseyleme'ye kesin bir şekilde ina­nıp İslam'dan döndüklerine inanmış olsaydı İbnü'n-Nevvaha gibi onları da öldürürdü. Hattâbî'nin açıklamasına göre; Hz. Abdullah'ın, İbnü'n-Nevvaha'yı öldürdüğü halde diğerlerini tevbeye davet ederek tevbeleri so­nunda onları serbest bırakmasının sebebi budur. İbnii'n-Nevvaha'yı ise tev­beye davet etmeye lüzum görmemiştir. Çünkü o küfrünü açıklıyor ve halkı açıkça Müseyleme'ye inanmaya davet ediyordu.[443]

 
155. Kadının Eman Vermesi

 

2763. ...İbn Abbas'dan demiştir ki:

Ebû Talib'in kızı Ümmü Hanî, kendisine (gelerek) -Fetih günü müşriklerden birini himayesine aldığını ve Peygamber (s.a)'e varıp bunu haber verdiğini (Hz. Peygamberin de)

"Senin himayene aldığın kimseyi biz de himayemize almışızdır. Senin eman verdiğin kimseye biz de eman vermişizdir." buyurduğunu-söylemiştir.[444]

 
Açıklama

 

Hz. Ümmü Hani'nin himayesine aldığı kimse Haris b. Hişam b. Muğire el-Mahzumi'dir.

Eman: Güvene ulaşması hususunda düşmana verilen söz veya yapılan işaretten ibarettir.[445] Emanın rüknü, emanı bildiren şeylerdir. Bu cihetten eman üç kısma ayrılır:

1. Eman-ı sarih (sarih eman): Bir kimseye karşı "Sana eman verdim", "Siz eminsiniz", "Size bir zarar yoktur" gibi bir tabirle verilen emandır.

2. Eman bilkitâbe (yazıyla verilen eman): Ehl-i harbe emanname gön­derilmek suretiyle verilen emandır.

Şu kadar var ki: Bu emannameyi gönderen zatın emin, müslüman, di­ğer şartlan taşıyan kimse olduğu malum olmalıdır. Bunlar delilleriyle bilin­medikçe eman tahakkuk etmiş olmaz.

3. Eman bilkinâye (kinaye ile eman) Emanı işrab ve ifnam eden bir ta­bir veya bir işaretle verilen emandır. "Geliniz" "korkmayınız" diye kendi­lerine hitabedilen şahıslar, bunun eman olduğuna zahib bulundukları tak­dirde emana nail olmuş olurlar.[446]

Bu mevzuda Dürrü'1-Muhtarda şöyle deniyor: "Hür erkeğin veya kadı­nın, her ne kadar fasık, yahut kör, yahut ihtiyar olsa bile, yahut cihad için kendilerine izin verilmiş çocuk veya köle de olsa, eman verdiği kafirler öldü­rülemez. Müslümanlar, emanı bildikten sonra her ne kadar kafirler o lisanı bilmeseler bile öldürülemezler. Ancak kafirlerin emanı müslümanlardan işit­meleri şarttır. Kafirler müslümanlardan uzak bir yerde oldukları için emanı işitmezlerse, bu emana itibar edilmez.[447]

 
Bazı Hükümler

 

1. Mekke harple fethedilmiştir. Eğer sulh ile fethedilmiş olsaydı, Mekkehlenn tumune eman verilmiş olur­du. Dolayısıyla Hz. Ümmü Hani'nin Mekkelilerden bir kişiye özel olarak eman verip ayrıca bu emanı Hz. Peygambere tasdik ettirmesine lüzum kalmazdı.

2. Kadının vermiş olduğu eman sahihtir. Nitekim ulemanın çoğuna gö­re kölenin vermiş olduğu eman da sahihtir. Ancak rey taraftarları, bu mev­zuda köleyi savaşa katılan köle ve savaşa katılmayan köle olmak üzere ikiye ayırırlar. Savaşa katılan kölenin verdiği emanı sahih, savaşa katılmayan kö­lenin verdiği emanı da geçersiz sayarlar.[448]

 

2764. ...Aişe (r.a)'den demiştir ki:

"Eğer (müslüman) bir kadın mü'minlere karşı (bir kafire) eman verecek olursa (bu eman) geçerlidir."[449]

 
Açıklama

 

Şevkanî'nin yaptığı açıklamaya göre İmam Malik (r.a)'in arkadaşlarından olan Abdü'l-Melik b. Mecişun'ün dışında ulemanın tümü kadının verdiği emanın geçerli olduğunda görüşbirliğine var­mışlardır. Ancak Abdülmelik b. Macişün eman verme yetkisinin sadece devlet başkanına ait olduğunu söylemiştir.

Hafız İbn Hacer'in Fethu'l-Bari sindeki açıklamasına göre bu mevzuda Sehnun'da İbn Mâcisün gibi düşünmektedir.[450][440] Ahmed b. Hanbel, 111, 487.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/390-391.

[441] İslam'da Devlet İdaresi Hamidullah Muhammed 120-121.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/391-392.

[442] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/392.

[443] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/393.

[444] Buharî, cizye 9, Salat 21, edeb 94; Müslim, müsafirin 82; Tirmizî, siyer 25; Darimî, salat 151, siyer 58; Muvatta sefer 28; Ahmet b. Hanbel, VI, 341, 343, 423, 425.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/393-394.

[445] bk. Hukuk-u İslamiye Kamusu, Bilmen Ömer Nasuhi III, 336.

[446] A.g.e.

[447] bk. İbn Abidin, Terceme, Davudoğlu, A. VIII, 391.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/394.

[448] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/395.

[449] Tirmizi, siyer 25.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/395.

[450] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/395.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Elçiler
« Posted on: 07 Mayıs 2024, 15:32:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Elçiler rüya tabiri, Elçiler mekke canlı, Elçiler kabe canlı yayın, Elçiler Üç boyutlu kuran oku Elçiler kuran ı kerim, Elçiler peygamber kıssaları, Elçiler ilitam ders soruları, Elçilerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes