> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud > Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse  (Okunma Sayısı 966 defa)
09 Mayıs 2012, 12:04:52
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 09 Mayıs 2012, 12:04:52 »



24. Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse


 

2515. ...Muaz b.Cebel'den rivayet olunduğuna göre Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Savaş ikidir:

Allah'ın dinini yüceltmek isteyen, devlet başkanına itaat eden, (cihad yolunda) malım ve canını harcayan, (silah) arkadaşına kolay­lık gösteren ve fesattan kaçan kimse(nin yaptığı savaş). Bu şekilde savaşan kimsenin uykusu da uyanıklığı da sevabtır.

Övünmek, gösteriş ve ün için savaşan, devlet başkanına itaat etmeyen" ve yeryüzünde fesat çıkaran kimse(nin savaşı). Bu (şekilde savaşan) kimse (günahını karşılamaya) yeterli bir sevab ile dönmez."[181]

 
Açıklama

 

"Kefâf"   kelimesi;   hayır,   sevab,  yeterli  rızık,  manalarına gelir. İbnu'I-Esir'in Nihâye'deki ifadesine göre ise, bu kelime bir şeyin ihtiyaca cevab verecek mikdanni ifade etmek için kul­lanılır.

Kadı Iyâz metindeki bu kelimenin bulunduğu cümleye "bir sevapla dönmüş olmaz" diye mana vermiştir. Ancak şunu ifade edelim ki Kadı lyâz'ın verdiği bu mana, söz konusu kelimedeki kâfin kesre ile "kifaf" şeklinde okunmasıyla ilgilidir. Eğer bu kelimedeki kâfetha okunacak olursa, Kadı Iyâz'a göre sözü geçen cümleye, "kıyamet gününde kendisine yete­cek kadar olan bir rızıkla dönmüş olmaz" diye mana vermek gerekir. Çünkü "kefaf" kelimesi "yeterli rızık" anlamına gelir.

el-Muzhır ise, "kefaf" kelimesi denklik, eşitlik manasına geldiğinden bu cümleye, "günahına denk bir sevapla dönmüş olmaz" diye mânâ ver­miştir. el-Muzhır'ın verdiği bu manaya göre övünmek, gösteriş ve ün için savaşan, devlet reisine veya onun tayin ettiği kumandanlara itaat etmeyen ve yeryüzünde fesat çıkaran kimsenin savaştan kazandığı sevab günahını karşılayamaz. Bilakis günah sevabından daha fazla olarak savaştan dön­müş olur. Nitekim Tîbî ve Hafız Münzirî de bu manayı tercih etmişlerdir. Çünkü ibâdetler salim bir niyetle yapılmadıkları zaman günaha dönüşür­ler. Günah işleyenler ise günahkâr olurlar.

Ancak bu hadisin senedinde Bakiyye b. Velid vardır. Bu râvi çok tenkide uğramıştır.                                                         

Bilindiği gibi ibâdetlerde riya dört şekilde bulunur:

1. İbâdette sâdece riya bulunur, sevap kasdı bulunmaz. Riyanın en şiddetlisi budur. Bu kimse bu ibadetinden dolayı günahkâr olur.

2. Hem sevab kasdı hem de riya bulunur. Fakat riya sevap kasdından daha fazladır. Bu çeşit riya birinci derecedeki riyaya yakındır.

Bu hastalığa tutulan kimse de her ne kadar ibâdetlerinde Allah'ın rızasını kazanma niyyeti varsa da bu niyyet çok az olduğundan o kimseyi ibadete zorlayacak güçte değildir. Tenhada kaldığı zaman ibadet yapa­maz.  Riya ile yaptığı ibâdetlerinden dolayı da günahkâr olur.

3. Riya ile sevap kasdı eşittir. Bu kimseyi yaptığı ibâdetlere sürükle­yen kuvvet ne sadece gösteriş yapma duygusudur, ne de sadece sevab ka­zanma arzusudur. Onu ibadete sürükleyebilen riya ile sevap kasdının bir-leşmesidir. Çünkü içindeki riya onu tek basma ibâdete sürüklemeye yeterli olmadığı gibi, sevap kazanma duygusu da onu tek başına ibadet yapmaya sürüklemek için yeterli değildir. Bu kimseye ibadetinden dolayı sevap ve­rilmediği gibi günah da yazılmaz.

4. Sevap kazanma arzusu gösteriş arzusundan daha çoktur. İşte ibâ­detlerine bu şekilde bir riya karışan kimseye ibadetinden dolayı sevab veri­lirse de bu sevab amelinin tam karşılığı değildir. Çünkü ibadetine az da olsa riya karışmıştır. Bu riya amelini tamamen ibtal etmezse de sevabım azaltır. Riyanın bundan Önceki derecelerine ise asla sevap verilmez.[182]

 

2516. ...Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre bir adam (Hz. Peygambere);

Ey Allah'ın Rasûlü, bir adam Allah yolunda savaşmak istiyor ve aynı zamanda ganimet elde etmek istiyor (buna ne buyurursu­nuz)? diye sormuş. Rasûlullah (s.a.) da;

"Onun için bir sevab yoktur." buyurmuş Halk bu cevabı (göz­lerinde) büyüterek o adama (bu soruyu); Rasûlullah (s.a.)'e tekrar­la, herhalde sen cevabı iyi anlayamadın demişler. Bunun üzerine o adam;

Ey Allah'ın Rasûlü adam Allah yolunda savaşmak istiyor ve aynı zamanda ganimet elde etmek arzu ediyor! diyerek soruyu tek­rarlamış. (Hz. Peygamber de);

“Ona sevab yoktur" buyurmuş. (Orada bulunanlar) (sözü ge­çen) adama (soruyu);

Rasûlullah (s.a.)'e bir daha tekrar et demişler. O da Hz. Peygamber'e (soruyu) üçüncü defa tekrarlamış* (Hz. Peygamber yine); "-Ona sevap yoktur" cevabını vermiş.[183]

 
Açıklama

 

Hadis sarihlerinin açıklamasına göre metinde geçen; "Bir adam Allah yolunda savaşmak istiyor ve aynı zamanda

ganimet elde etmek arzu ediyor' 'cümlesine iki şekilde mana vermek müm­kündür:

1. "Bir adam görünüşte Allah yolunda cihad etmek istiyor. Ama asıl maksadı cihad etmek değil, dünyalık temin etmektir."

2. "Gerçekten, Allah'ın rızâsını kazanmak için Allah yolunda savaş­mak istiyor. Fakat bu cihad arzusunun yanında aynı zamanda ganimet elde etmek de istiyor."

Hz. Peygamberin "Ona sevap yoktur" buyruğunu da yukarıdaki cüm­leye verilecek manaların ışığında anlamak gerekiyor.

Buna göre, eğer yukarıdaki cümleye birinci mana verilecek olursa, "ona sevap yoktur" cümlesi, "ona bu cihadından dolayı hiç bir sevap verilmez" anlamına gelir.

Eğer sözü geçen cümleye ikinci mana verilecek olursa, "ona sevap yoktur" cümlesi, "ona tam bir cihad sevabı verilmez sevabı eksik olarak verilir" anlamına gelir. Riyanın ibâdetlerin sevabını hangi ölçüde azalttığı­nı bir önceki hadisin şerhinde açıkladığımız için burada tekrara lüzum görmedik. Ayrıca harpten elde edilen ganimetin, ahirette elde edilecek ci­had sevabının üçte ikisini eksilteceği 2497 numaralı hadis-i şerifte ifade edilmektedir. Ayrıntılı bilgi için sözü geçen hadisin şerhine müracaat edi­lebilir.[184]

[181] Nesaî, cihad 46, bey'a 29; Darimi, cihad 24; Muvatta, cihad 43; Ahmed b. Hanbel, V, 234.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 9/506.

[182] Aliyü’l-kari, Aynü'I-ilm ve Zeynü'1-hılm, II, 85, 86.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 9/506-508.

[183] Sadece Ebû Dâvud rivayet etmiştir.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 9/508-509.

[184] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 9/509.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:55:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse rüya tabiri,Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse mekke canlı, Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse kabe canlı yayın, Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse Üç boyutlu kuran oku Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse kuran ı kerim, Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse peygamber kıssaları,Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimse ilitam ders soruları, Dünyalık Elde Etmek Ümidiyle Savaşan Kimseönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes