๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 19 Şubat 2012, 19:14:43



Konu Başlığı: Dar Ev ve Çocuk
Gönderen: Zehibe üzerinde 19 Şubat 2012, 19:14:43


e- Dar Ev Ve Çocuk

 

Hadiste dünyevî hayatın şekavet ve huzursuzluklarının baş amillerin­den biri olarak gösterilen fena mesken, içerisinde yaşayan her yaştaki sa­kinine zararlı olmakla beraber en büyük zararı çocuklara yapmaktadır. Meskenin çocuğun terbiye ve sıhhatli bir gelişme göstermesindeki ehem­miyetini ibraz sadedinde: "Lojmanda baş yeri çocuk almalıdır. Lojman çocuğun ihtiyaçları nazara alınarak plânlanıp inşâ edilmelidir" denil­mektedir. Günümüz araştırıcıları çocuk ölüm nisbetinin nâmüsâit evlerde müsait evlere nazaran daha önde olduğunu tesbît etmiştir. Sağ kalanlar içerisinde de çocuk suçlan işleyerek mahkemelere, çeşiti ruhî ve bedenî arazlarla hastanelere düşenlerin nisbeti yüksektir.

Bunlardan başka çocuk şahsiyetinin gelişmesinde de bu dar evlerin menfi rolü büyüktür. Hz. Peygamber (aieyhissalâtu vesselam)'in çocuk­larla münâsebetini incelerken çocuğa tam bir hürriyet tanımanın esâs ol­duğunu görmüş. Hz. Peygamber (aieyhissalâtu vesselâm)'in çocuklara aşırı sevgi göstermekten başka müdâheleden de kaçındığını belirtmiş, he­le dayağa hiç yer vermediğini misâllerle beyân etmiştik. Halbuki dar mes­kende, her'ailenin ulaştığını tetkik edip karıştırarak merakını tatmîn etme, her an hoplayıp zıplayarak eğlenme, gürültü yapma fıtratında olan çocukların mütemâdî müdâhale, azar, tekdir te'dip ve dayağa mâruz kalmaları için en iyi ortam hazırlanmış oluyor. Hz. Peygamber (aieyhissalâtu vesse-lâm)'in evinin sadeliği, mü si umanlara sadeliği tavsiye edip dikkat çekici, "dünyâya çekici" tezyinatı istihkar edişi de çocuk terbiyesi noktasından değerlendirilebilir. Zira, günümüzde olduğu gibi, bu çeşit câzib biblolar, tablolar, rengârenk ve parlak masa ve sehpa Örtüleri gibi hep çocukları kendine davet eden çeşitli süsleme unsurları çocuklara müdâhale imkân­larına sayılan nisbetinde arttırmaktadır. Hele bunlar ellerinin ulaşacağı seviyede, -darlık veya odaların düşüncesizce plânlamaları sebebiyle de -günlük cevelân sahasının içerisinde yer alıyorlarsa böyle bir ev, çocuklu bir aile için büyük küçük herkese, gerçekten büyük bir huzursuzluk kay­nağı olacaktır. Bu açıdan eski evlerimizi takdir etmemek elden gelmiyor. Bugünkü, üzerlerindeki tezyin unsurlarıyla çocukları kendine çeken, her an kırılıp dökülmeye hazır koltuk ve sehpâlara bedel, her bakımdan em­niyetli, çocuk ölçüleriyle de mütenasib kanapeler, minderler, çocukların ulaşamayacağı seviyede (raflarda, duvarlarda) yer alan tezyin unsurları, onların terbiyesinde, anne-babaya âdeta yardımcı durumundadırlar. Geniş ve iyi plânlanmış meskenler, bu yeni şartların zararlarını asgarî bir nisbe-te indirebilirse de dar evlerde -ki günümüzde iktisadî ve içtimaî bir sebep­lerle çoğunluğu teşkil etmektedirler mümkün değildir.

Darlığın çocuğun ruhî inkişâf ve terbiyesiyle olan menfî ilgisini araş­tırıcılardan dinleyelim: "Bir evde oda başına düşen ferd sayısı T den 2.5'a yükselirse çocuk çabuk sinirlenen, kırıp dökmeyi huy edinen bir tip

olur." Bu ifâde bir başka ekibin "Evin genişliği, adam başına ortalama sekiz - on metrekareden daha az bir yer isabet edecek şekilde dar olursa ebeveynle çocuklar arasıdaki münâsebetler son derece gergin olur, ebe­veyn çocuklara bağırıp çağırmaktan kendilerini alamazlar" hükmüne te­vâfuk etmektedir. Bu araştırmalardan bahsederken şunu belirtmek gerekir ki kalabalık ve dar meskenlerde çocuk, davranış bozuklukları göstermek tehlikesiyle haşhaşadır. Sonunda genç çocuğun ruhî gelişmesi önlenmiş olur ve böylece ortaya çıkan gecikme, şartlar değişmedikçe bir daha telâ­fi de edilemez. Çocukta meydana gelen "bir kısım ruhî bozuklukların, ço­cuğu anne-baba ile aynı odada yatıp kalmasından" ileri geldiği artık bi­linen bir husustur.

 
 
Ailede ferd sayısı
 Bir lojmanda ikâmet edilebilir oda sayısı Geniş               Yeterli                Yeiersiz               Çok yetersiz   _
 
I
 2
 1
 
 
 
2
 3
 2
 1
 
 
3
 4
 3
 2
 1
 
4.
 4
 3
 2
 1
 
5
 5
 4
 3
 2
 
6
 5
 4
 3
 2
 
7
 fi
 5
 4
 3
 
 
 6
 5
 4
 3
 
9
 7
 6
 5
 4
 

Fena Meskenlerin İçtimaî ve İktisadî Neticelen ve Bunları Telâfi Et­mek için gösterilen Gayretler:

"Bu seriye giren hâdiseler, beşeri ve ahlâki plânda tecâhülü imkânsız, insanı isyana sevkeden vahim bir durumu gözler önüne sermektedir. Fe­na mesken, bir yandan esâs sebebini îeşkîl eden içtimaî eşitsizlikleri tak­viye edip artırırken diğer yandan da ferd ve ailelerin bozulmalarının ye­gâne sebebi olmaktadır. (...)"

"Fena meskenler, gruplar teşkil edecek şekilde bir arada bulundukla­rı zaman, cemiyetin dışında kalan fertlerin bir araya gelmesine imkân ha­zırlayan yuvalar ortaya çıkmış olur. Böylece o fertlerin tekrar düzeltilmeleri iyice zorlaşır. Diğer taraftan, itisâdî imkânsızlıklar sebebiyle başka yerde yerleşmeyecek olan aileler de bozulmaya yüz tutacaklar. Bu durum, sâdece vahim ruhî neticelere müncer olmakla kalmıyor, aynı zamanda devlet için de çok pahalıya mal oluyor. Hattâ gecekondunun bir "lüks maddesi" olduğu söylenmiştir, içtimaî Muavenet Dâiresi gecekondularda oturan muhtelif ailelere hastalık ve hastaneye kaldırılmaları için yapılan masrafları rakamlara vurmayı denedi. Devletin karşıladığı yük, gerçek­ten ağır (....) Bâzan o kadar ağır ki, aile için mükemmel dayalı döşeli bir mesken inşâsı daha ucuza çıkıyor. Bu değerlendirmede ne komşulara da bulaştırma tehlikesi, ne hastalık sebebiyle kişinin kaybedeceği iş verimi, ne de ailenin çekeceği ızdırâb ve bozulmalar hesaba katılmamıştır. Mese­lâ A.B.D'de Cleve land şehrinin gecekondu mahalleleri ağır bir yüktür. Orada şehir halkının sâdece onda biri oturduğu halde, şehirdeki mevcut polis, itfaiye ve içtimaî muavenet hizmetlerinin %26'sı, bütün şehir sakin­leri için yapılan masrafların da %36'sı onlara gitmektedir. Bu nisbet bir çok Amerikan şehirlerinde mevcuttur."

Son araştırmalarla, mesken darlığının, bilhassa çocuk için bir yıkım ol­duğunu anlayan batılılar, iktisadî imkânlarına paralel olarak, mesken te­lakkilerini değiştirerek ferd başına bir odayı esâs alma görüşüne ulaşmış­lardır. Le Monde Gazetesinin bir haberinden Fransa'da 1976 yılı içerisin­de, sırf günlük vaktinin mühim bir kısmı mutfakta geçen anneyle, bu es­nada çocukların münâsebetlerini en iyi bir tarzda tanzim etmek gayesiy­le, bundan böyle inşâ edilecek meskenlerde mutfakların en az 12 m2 ol­ması için kanunî mecburiyet koyma cihetinde prensip kararına varıldığım öğreniyoruz.

Çocukların ihtiyacı nazar-i itibâra alınarak kanunlaştınlan diğer bir hu­sus, lojman dışı genişlikle ilgili. İslâmî meskenin plânını incelerken "ha­nenin müştemilâtından" olarak telakki edildiğini belirttiğimiz avlu unsu­runun modern "blok inşaatları" dediğimiz toplu meskenlerde ortadan kalkmasının husule getirdiği boşluk ve ızdıraplan telâfi etmeyi, -hiç olsun azaltmayı-, hedef edinen bu tedbîre göre Fransa'da- şimdilik resmî, blok inşaatlarında lojman başına asgarî, 0,75-1,000 m2'lik bir boş saha bırakı­lacaktır.

Bu tedbirlere ehemmiyet veren Fransa'da doğum nisbetinin düşüklüğü sebebiyle çocuk sayısının son derece az olması bir yana, kış mevsiminin oldukça mutedil ve nisbeten kısa geçtiğini, her şehirde mahalle aralarında sık sık irili ufaklı parklar, çocuk bahçeleri vs. olduğunu, çocuklar için ay­rıca ana okulları, kreşler bulunduğunu, kaldırımların oldukça geniş oldu­ğunu vs. nazara alırsak, yurdumuzda bu tedbirleri daha da çoğaltmaya, çocuk sayısı, kış süresi ve diğer bir kısım imkânsızlıklara muvâzî olarak değişik rakamlara yer vermeye mecbur olduğumuzu anlarız. İstanbul'un bahçelerden mahrum edilmiş, parklardan yoksun, kaldırımları -bazân hiç yok denecek kadar - dar, nüfûsça kalabalık yerlerinde çocuklar ömürleri­nin baharını yaşamaktan çok uzaktırlar. Bu talihsizlerin sağlıklı bir geli­şim göstermeleri, tesadüfe kalmış gibidir.

Bu fecî durumu bütün büyük şehirlere teşmil etmek gerekir. Hele Er­zurum gibi iklim îcâbı sekiz ay içeride kalmak zorunda olan çocukların durumu yeni inşaatlarda behemahal nazara alınmalıdır.[309]

 

[309] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 16/570-574.