Konu Başlığı: Buzâ'a Kuyusunun Suyu Gönderen: Zehibe üzerinde 02 Aralık 2011, 21:29:04 34 Buzâ'a Kuyusunun Suyu 66....Ebû Sa'îd el-Hudrî (r.a.) den rivayet edilmiştir ki; Resû-İullah (s.a.)'e hayız bezlerinin, köpek leşlerinin ve kokmuş nesnelerin atıldığı bir kuyu olan Buzâ'a kuyusundan abdest alabilir miyiz? diye soruldu. Resûlullah (s.a.) "Su temizdir, onu hiç bir şey pisletmez" buyurdu.[320] Ebû Dâvûd dedi ki: Bazı râvîler, senedde geçen Abdullah b. Rafı yerine Abdurrahman b. Râfî demişlerdir.[321] Açıklama Zikri geçen Buzâ'a kuyusu Medine'de meşhur bir kuyu idi.Bulunduğu yer, çevresinden oldukça alçak olduğundan halkın çöplüklerini, köpek, leşlerini ve diğer pislikleri sel suları sürükler getirir buraya doldururdu. Hatta kadınlar hayız bezlerini de atarlardı. Bütün çevrenin suları bu çukurda kalan kuyuya aktığı için büyük bir havuz teşkil edecek kadar da çok su birikirdi. Tirmizî şârihi Mubarekfûrî, bu hadis-i şerifle ilgili açıklamasında, bu sellerin aktığı yerin bir kuyu olduğunu, yoksa Hidâye müellifi Merğınânî'-nin zannettiği gibi bostanlar arasında akıp giden bir su olmadığını söylemiş ve eğer öyle olsaydı, kuyu ismi verilmezdi, üstelik ağzının çapı da altı arşın idi, demiştir. Bu hadisin getirdiği hüküm ile kulleteyn (iki külle) hadisi'nin arasında bir çelişki var gibi ise de, gerçekte hiç bir çelişki bulunmamaktadır. Muhtelif mezheb âlimleri zahirde var gibi görülen bu çelişkinin giderilmesinde aşağıdaki te'villere baş vurmuşlardır: 1. Maliki ulemâsına göre yukanda da beyân edildiği gibi, az olsun çok olsun, akar olsun durgun olsun vasıflarından birini kaybetmedikçe (necasetin eseri üzerinde görülmedikçe) su pis olmaz. Binaenaleyh Buza'a Kuyusun-daki suyun evsâfı da değişmediği için onun suyu temizdir. 2. Şafiî ulemasına göre ise, durgun sular iki kulleyi aştığı takdirde pis olmaz. "Buzâ'a Kuyusundaki sular bu miktarı aştığı için pis değildir" 3. Hanefüere göre ise, Ebû Dâvûd Sarihlerinden Hattâbî ve İbn Res-lân'ın açıkladıkları gibi Buzâ'a Kuyusu, bilinen mu'tad kuyulardan biri değil; Beni Sâîde bostanlarına suyu akan bir pınardır. Buna göre Buzâ'a kuyusu, akan su hükmünde olduğundan ve necaset eseri görülmediğinden bu kuyunun suyu temizdir. Buna rağmen bazı âlimler, böyle bir kuyu suyunun kullanılması insan tabiatı ve temizlik kaideleriyle bağdaşmayacağından bu kuyuya gelen nesâcetlerin yine sel suları ile akıp gittiğini, kalan suyun temiz bir su olduğu te'-viline gitmişler ve Mâlikî ve Şâfîi ulemasının te'viüerinde zorlama görmüşlerdir. Hadis-i şerifte geçen "hayz bezlerinin, köpek leşlerinin atıldığı" tâbirlerine bakarak o zaman müslümanların bu kuyuya bu pislikleri kendi elleriyle attıkları sanılmamalıdır. Yukanda da işaret edildiği gibi, bu pislikleri oraya sel sulan veya rüzgâr sürükleyip getiriyordu. Tabii ki, o zaman Medine münafıklarının da böyle pislikleri buraya atabilecekleri düşünülebilirse de sulara ve ağaç altlarına abdest bozmaktan nehyedilen müslümanların bu işi yapacakları prensip olarak düşünülemez.[322] Bazı Hükümler 1. Buza'a kuyusunun suyu temizdir. 2. Su ister az olsun, ister çok olsun vasıfları değişse bile içine bir pislik düşmesiyle pislenmiş olmaz. Hz. İbn Abbas ile Ebû Hüreyre, Hasan Basrî, tbnü'l-Müseyyeb, İkri-me, İbn Ebi Leylâ, Sevrî, Davûd-u Zahirî, Nebat, Câbir îbn Zeyd, Mâlik ve Gazâlî bu hadis-i şerifin zahirine dayanarak, "Su ister az, ister çok olsun içine düşen bir şeyle pislenmiş olmaz,. Vasıflarının değişip değişmemesi de önemli değildir" demişlerdir. Oysa bir necasetle vasıflarından biri değişen suyla taharet yapılamayacağına dair icmâ' vardır. îbn Ömer (r.a.) ile Mücâ-hid, İshâk Ehl-i Beytten, el-Müeyyedbillâh, Ebû Tâlib, Nasır, Mezheb İmamlarından imam Ahmed, Şafiî uleması ve Hanefî uleması ise; su kullanıldığı zaman içindeki pisliğin de kullanılmış olacağı düşüncesinden hareket ederek ve aşağıdaki hadis-i şeriflere dayanarak "İçine necaset düşen az su, vasıflan değişse de değişmese de pis olur" demişlerdir. "Herhangi biriniz uykudan kalktığı zaman elini yıkılmadıkça (su) kab(ın)'a sokmasın, çünkü elinin nereden geleceğini bilemez” (bk. 104 nolu hadis) "Birinizin kabını köpek yaladığı zaman İçindekini döksün. Sonra onu yedi defa yıkasın" (bk. 74 nolu hadis) "Sakın hiç biriniz durgun suya işemesin" (bk. 69 ve 70 nolu hadisler) "Müftüler sana fetva verseler bile sen fetvayı kalbinden al."[323] "Şüphe vereni bırak, şüphe vermeyene bak"[324] "Su iki kütleye ulaşınca pis olmaz" (bk. 65 nolu hadis) Bu görüşte olan ulemâya göre bu hadis-i şerifler açıklamakta olduğumuz1 hadisin hükmünü tahsis edmişlerdir. Birinci görüşü savunanlara göre ise ikinci görüşü savunanların dayandığı hadislerde kendi görüşlerini destekleyen kesin bir ifâde yoktur. 67....Ebû Sa'îd el-Hudrî'den rivayet edilmiştir, dedi ki: Resûlül-lah (s.a.)'e köpek leşlerinin, hayız bezlerinin ve insan pisliklerinin atıldığı (bir kuyu olan) Buzaa kuyusundan sana çekilen su hakkında ne dersiniz? diye sorulduğunu işittim. Resûlullah (s.a.) de; "Muhakkak kî su temizdir ona hiç bir şey pisleyemez" buyurdular.[325] Ebû Dâvûd der ki: "Kutebye b. Said'i şöyle derken işittim: "Ben Bu-zâa kuyusunun kayyimine (bekçisine) kuyunun derinliğini sordum; "Bu kuyuda su en çok olduğu zaman insanın kasığına (kadar) çıkar*' Ben de azaldığı zamanki halini sordum. "Bana avret mahallinin aşağısına kadar çıkar" diye cevap verdi. Ebû Dâvûd der ki: "Ben Buzâa kuyusunu cübbemle ölçtüm. Onu kuyunun Üzerine serdim, sonra çıkarıp ölçtüm de eninin altı arşın olduğunu gördüm. (Bir zira (arşın) dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan uzunluktur) Kapıyı açıp da beni içeriye sokan kapıcıya, bu kuyunun eski kapısında bir değişiklik oldu mu? diye sordum, "hayır" cevabını verdi. Kuyudaki suyun renginin bozuk olduğunu gördüm."[326] [327] Açıklama Hadis-i şerifte geçen, "avret mahalli” nden maksat, İbn Reslan’a göre,"diz kapağt"dır. Kuyudaki suyun uzun zaman kuyuda kalması ve içine ağaç yapraklarının düşerek çürümesiyle renginin bozulmuş, olduğu düşünülebilir. Ancak uzun süre kalmaktan ve yosun bağlamaktan, içinde yaprakların çürüyüp dağılarak rengini veya kokusunu bozmasından dolayı su temizleyicilik vasfını kaybetmez. îbn Sîrin'in görüşü ile İmam Mâlik'den gelen bir rivayet istisna edilirse, bu gibi sularla abdest alınabileceği hususunda ittifak vardır. Hanefî mezhebinde de, yapraklar suyun incelik ve akıcılığını bozmadığı müddetçe böylesi su ile abdest alınabilir. Suyun tabiatı denilen incelik ve akıcılığı bozulduğu takdirde su, mukayyed su hükmüne geçeceğinden hadesten taharette kullanılamaz.[328] Bazı Hükümler 1. Her ne kadar bu hadis suyun içine necaset düştügünde suyun pis olmayacağına delâlet etmekte ise de böyle bir suyun pis olacağına dair icmâ' ve hadisler vardır. (Bir önceki hadisin şerhine bakınız.) 2. Pisliklerin topluma ve mahalle sakinlerine zarar vermeyecek uzak bir yerde toplanmasında bir sakınca yoktur. 3. Kadınlar, özel hallerinde kullandıkları, kullanılamayacak hale gelmiş bez parçalarını atabilirler. Ama bunların herkesçe görülmeyecek bir yere bırakılması uygun olur. 4. Meclis olduğu kesinlikle bilinmediği takdirde kuyu ve pınar sulan kullanılabilirler. 5. Şüpheli olan durumlarda, bilen bir kişi varsa, malûmat edinmek için soru sorulabilir.Özellikle böyle bir titizlik abdest alınacak sular hakkında gösterilmelidir.[329] [320] Tirmizî, tahâre 49; Nesaî, miyâh 1, 2; Ibn Mâce, tahâre 76; Ahmed b. Hanbel, I, 235, 284, 308, III, 163, 31, 86, VI, 172, 330. [321] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 127. [322] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 127-128. [323] Ahmed b. Hanbel IV, 194. [324] Buhârî.buyÛ'3; Tirmizî, kıyâmefiO; Nesflî, kudât 11; Dârimî, buyu 2; Ahmed b. Hanbel VI, 153. [325] Tirmizî, tahâre, 49; Nesaî, miyâh 1, 2; tbn Mâce, tahâre 76; Ahmed b. HuıbcI.J, 235, 284, 308; III, 16, 31, 86; VI, 172, 330. [326] Bu durum suyun uzun süre beklemesindendir ve Ebü Davud'un bu kuyuyu ölçmesi, Re-sûlultah'tan yüzlerce sene sonradır. Onun ölçüsü, Resûlullah devrinin ölçüsünden değişik olabileceğinden, bu görüşü, fukahânın yukarıda beyân ettikleri görüşlerini değiştirici mahiyette değildir. [327] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 128-130. [328] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/131. [329] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 131. |