> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Süneni Ebu Davud > Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar  (Okunma Sayısı 836 defa)
04 Aralık 2011, 14:38:57
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 04 Aralık 2011, 14:38:57 »




37. Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlarla İlgili İstisna Hükmünün Sonradan Nesh Yada Tahsis Edilmesi


 

2282. ...İbn Abbas (r.a.)'dan; demiştir ki: "Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç kur (üç adet veya üç temizlik süresi) beklerler."[515] ve "Yaşlılıklarından dolayı âdetten kesilen kadınlarınızın bek­leme sürelerinden şüphe ederseniz, (bilin ki) onların bekleme süresi üç aydır."[516] Bunların hükmünden şu buyrukta belirtilenler neshe-dildi;[517] "Eğer onları nikahlayıp da, henüz onlara dokunmadan bo-şarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur."[518]

 

Açıklama
 

"el-Mutallakât" kelimesinin başında bulunan "el" harf-i tarifi, ulemânın bazılarına göre, cins ifâde ettiğinden bu

âyet-i kerîmenin hükmüne sadece normal olarak hayız görmüş olup da kocası ile cinsî münâsebette bulunan fakat hâmile olmadan boşanan ka­dınlar girmektedir. Bu görüşte olan ulemaya göre, âyet-i kerîmede nesh veya tahsîs yoktur. Nitekim âyet-i kerîme de geçen "...kendilerini gözet­lerler..." sözü de bu görüşü teyîd etmektedir.

Hazreti İbn Abbas'a göre ise, "el-Mutallakât" kelimesinin başında bulunan "el" harf-i tarifi, istiğrak ifâde eder. Bir başka ifadeyle yukarıda sözü geçen kadınlarla birlikte, kocasından boşanmış olan diğer kadınlar da bu kelimenin şümulü içerisine girer. Binaenaleyh “el-Mutallekât" keli­mesinin kapsamına normal olarak hayız görmüş olup da kocasıyla birleş­tikten sonra veya birleşmeden önce boşanan kadınlar girdiği gibi hayız çağına girmeden Önce veya hayızdan kesildikten sonra boşanan kadınlar da girerler. Bu görüşe göre yukarıda mealini sunduğumuz Bakara sûresi-, nin 228. âyet-i kerimesi, "âdetten kesilen kadınlarınızın bekleme sürelerin­den şüphe ederseniz bilin ki onların bekleme süresi üç aydır. Henüz adet görmeyenler de böyledir. Gebe olanların bekleme süresi yüklerini bırak­malarına kadardır."[519] âyet-i kerimesiyle tahsîs edilerek henüz hayız çağı­na gelmeden kocasından boşanan kadınlarla, hayızdan kesilmiş olan ka­dınlar bu âyetin hükmü dışında bırakılmış, bunların boşandıktan sonra üç ay iddet beklemeleri gerektiği bildirilmiştir. Bu âyetin devamında da; "İçinizden vefat edenlerin geride bıraktıkları kadınlar dört ay on gün id­det beklerler."[520] buyurularak, hâmile iken kocasından boşanan kadınla­rın dört ay on gün iddet beklemeleri gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, "Ey inananlar, inanan kadınları nikahlayıp da henüz onlara dokunmadan bosarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur."[521] âyet-i kerimesiyle de kocasıyla cinsî münâsebette bulunmaksızın boşanan ka­dınların iddet beklemeleri gerekmediği hükmünü getirmiştir.

Cumhuru ulemâya göre, "el-Mutallakât" kelimesinin başındaki "el", istiğrak ifâde eder. Daha sonra bu mevzuda nazil olan mealini sunduğu­muz âyet-i kerimeler, "el-Mutallakât: boş anmış kadınlar" kelimesinin hük­münü tahsis etmiştir. İbn Abbas (r.a.)'a göre ise, Talâk Sûresinin dördün­cü âyeti daha hayız çağına gelmeden, kocasından boşanan kadınlarla ha-yızdan kesildikten sonra ya da hâmile kaldıktan sonra boşanan kadınları "el-Mutallakât" kelimesinin şûmûlü dışında bırakmış, Ahzâb sûresinin 49. âyeti de bu hükmü neshedip kocasıyla cinsî münâsebette bulunmadan bo­şanan kadınlar hâriç, kocasından boşanan bütün kadınları yine "mütallakât" kelimesinin kapsamı içine sokmuştur.[522]

 

Bazı Hükümler
 

1. Kocasıyla bir yatakta yattıktan sonra boşanan kadınların ıddetı uç kuru dur. Ancak kuru kelimesinin temizlik mânâsına mı yoksa hayız mânâsına mı geldiği ulemâ arasında ihtilaflıdır.

Hanefî ulemasıyla İmâm Ahmed'e göre âyet-i kerimede geçen kuru' sözü hayız mânâsında kullanılmıştır. Sahâbînin ileri gelenlerinden dört ha­life ile, İbn Mesud, Ebû Musa el-Eş'ârî, İbn Abbas, Muaz b. Cebel (r.a.) da bu görüşte oldukları gibi Said b. Cübeyr, Tavus, Said b. el-Müseyyeb de bu görüştedirler. Delîlleri ise, "Peygamber (s.a.)'in hayız görmeye baş­layan Ümmü Habibe'ye kar' günlerinde namazını bırakmasını, bu hali geçtikten sonra güçlenip namazını kılmasını emrettiği"ni ifâde eden 281 numaralı hadis-i şerîfle "Boşanmış kadınlar, üç kar' kendilerini gözetir­ler..."[523] âyet-i kerimesinin zahiridir. Çünkü bu âyet-i kerîmenin zahiri, kar'ın üç tam kar' olmasını emretmektedir. Kar'm temizlik anlamında kul­lanıldığını kabul edersek kadının üç tam kar' beklemesi imkansızlaşacak­tır. Çünkü eğer kadın temizlik halinde boşanmışsa ve içinde bulunduğu temizliği de sayarsak -bir kaç günü geçmiş olacağından- bekleme müddeti eksik olacaktır. İçinde bulunduğu temizliği saymazsak ve onu takib eden temizlikten itibaren hesâb etsek o zaman da bekleme müddeti üçten fazla olacaktır. Şu halde kar' kelimesini temizlik manasına alınca üç tam kar'ı gerçekleştirmek mümkün olmuyor. Ayrıca "yaşlılıklarından dolayı adetten kesilen kadınlarınızın (bekleme sürelerinden) şüphe edersiniz..."[524] âyet-i kerimesinde hayızdan kesilen kadınların ay hesabıyla iddet beklemeleri ge­rektiğinden bahsedilmesi de iddette hayızın asıl olduğunu ortaya koy­maktadır.

İmâm Mâlik ile Şafiî'ye ve Yedi Fakih diye anılan Said b. Müseyyeb, Urve b. ez-Zübeyr, el-Kâsım b. Muhammed, Ebû Bekr b. Abdirrahman, Hârice b. Zeyd b. sabit, Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe b. Mesud, Süley­man b. Yesâr'a göre ise, âyet-i kerîmede kar' sözü temizlik anlamında kullanılmıştır. Bu görüş İmâm Ahmed'den de rivayet olunmuştur. Delille­ri ise; "...kadınları boşadiğiniz zaman iddetleri içinde boşayın..."[525] âyet-i kerîmesiyle, Hz. Peygamberin hanımını hayızlı iken boşayan İbn Ömer için; "Hanımına geri dönsün, sonra temizlenip tekrar hayız görünceye, daha sonra tekrar temizleninceye kadar yanında tutsun..." manasındaki 2179 numaralı hadîs-i şeriftir.

2. Hayızdan kesilen ve kocasından boşanan bir kadının iddeti üç ay­dır. Ulemâ kadının kaç yaşında hayızdan kesileceği konusunda ihtilâf et­mişlerdir.

Hanefî ulemâsının meşhur olan görüşüne göre, kadınlar ellibeş yaşına vardıkları zaman hayızdan kesilirler. Fetva da buna göre verilmektedir.

Mâlikî ulemâsına göre ise, hayızdan kesilme yaşı elliden yetmişe ka­dar devam edebilir. Elli yaşından sonra gelen kan tecrübeli kadınlara so­rulur, onlar hayız kanı olduğuna hükmederlerse bu kanın hayız kanı oldu­ğu kabul edilir. Hayız kanı olmadığım söylerlerse kadının hayzının kesildi­ğine hükmedilir. Eğer kadının hayız yaşı elli yaşından sonra kesilecek olur­sa, onun hayızdan kesildiğine hükmedilir. O zaman kadın iddetini ay he­sabıyla bekler ki bunda ittifak vardır.

fmâm Şafiî'ye göre ise; kadının hayızdan kesilme yaşı altmış ikidir.

İmâm Ahmed'den bu mevzuda çeşitli rivayetler vardır. Birinci rivaye­te göre kadın elli yaşına varınca hayızdan kesilir. Çünkü Hz. Aişe, "kadın elli yaşına girdikten sonra bir daha karnında çocuk bulamaz." demiştir. İmâm Ahmed'den gelen ikinci rivayete göre ise, Arap kadınlarının dışın­daki kadınlar elli yaşında, Arap kadınları ise altmış yaşında hayızdan ke­silirler. Gerçek olan şudur ki elli yaşından sonra genellikle kadınların hay-zı kesilir. Bununla beraber bir kadında elli yaşından sonra kan gelecek olursa o kanın hayız kanı olduğuna hükmedilir. Çünkü kan hayzın alâme­tidir. Fakat altmış yaşından sonra gelen kanın hayız kanı olmadığına hükmedilir. Çünkü altmış yaşından sonra hayız kanının gelmesi mümkün de­ğildir.

3. "...Henüz hayız görmeyenlerin iddetleri, şüphelenirseniz -biliniz ki-üç aydır."[526] âyet-i kerîmesi küçük olduğundan dolayı henüz hayzı gör­meyen kadınların boşanma veya tefrikten sonra iddetinin üç ay olduğunu ifâde etmektedirler.

Ebu Hayyan'a göre ölünceye kadar hiç hayız görmeyen kadınlarla, hayız çağına girdiği halde hayız görmeyen kadınlar da bu âyet-i kerîmenin şümulüne girdiklerinden hayız çağma girmediği için henüz hayız görmeyen kızlar gibi üç ay iddet beklerler.[527] Yaşı, onbeş ile hayızdan kesilme yaşı arasında olup da, bilinmeyen bir arızadan dolayı hiç hayız görmeyen bir kadının iddeti on iki aydır. Bu görüş îmam Mâlik'indir.

Cumhura göre böyle bir kadın elli beş yaşına kadar bekler ve kocası bu müddet içerisinde ona nafaka verir. Hz. Osman ile Hz. Ali, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Mes'ûd, îmâm Şafiî ve Hanefî ulemâsı bu görüştedir­ler. Hz. Ömer'in böyle bir kadının dokuz ay iddet beklemesi gerektiği görüşünde olduğu rivayet edilmiştir. Hasan el-Basri'ye göre ise, bu du­rumda olan kadın bir sene bekler eğer yine de hayızi gelmezse o zaman üç ay daha beklemekle iddeti sona erer ve başka bir kocayla evlenebi­lir.[528] Bu mevzuda cumhuru ulemâ yukarıda naklettiğimiz âyetin zahirî ma­nâsına dayanırken, imâm Mâlik ve tâbîleri bu anlayışın gerek yıllarca ko­casız kalacak kadın ve ona nafaka ödeyecek eski kocası için büyük güç­lükler getireceğini göz önüne alarak âyet-i kerîmeyi şöyle anlamışlardır: "İhtiyarlık çağına gelmedikleri halde hayızları kesilen kadınların ne kadar beklemeleri gerektiği mevzûsunda şüpheye düşerseniz onların iddeti üç ay­dır." Buna, hâmile olma ihtimâline binâen dokuz ay daha ekleyince on iki ay olmuştur.[529] Hanefîler de tatbikâtda îmâm Malîk'in bu görüşüyle amel etmişlerdir.

4. "Ey inananlar, inanan kadınları nikahlayıp da henüz onlara do­kunmadan bo sarsan iz, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yok­tur..."[530] âyet-i kerîmesi ise kocayla cinsî münasebette bulunmadan boşa­nan bir kadının iddet beklemesi gerekmediğine delâlet etmektedir. Eğer bu kadın kocası ile halvette bulunmamışsa ö zaman iddet beklemesi gerek­mediğinde ulemânın ittifakı vardır. Fakat kocasıyla halvette bulunup da cimâ'da bulunmamış olması halinde ulemâ ihtilaflıdır.

Hanefî ulemâsı ile İmâm Mâlik, Sevrî, Zührî, Atâ, Evzâî, Ahmed ve İshak'a göre bu durumda olan bir...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:27:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar rüya tabiri,Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar mekke canlı, Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar kabe canlı yayın, Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar Üç boyutlu kuran oku Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar kuran ı kerim, Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar peygamber kıssaları,Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlar ilitam ders soruları, Boşanıp da İddet Beklemekten İstisna Edilen Kadınlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes