๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 27 Kasım 2011, 21:27:36



Konu Başlığı: Ateşte Pişen Şeve Dokunmaktan Dolayı Abdest Alma
Gönderen: Zehibe üzerinde 27 Kasım 2011, 21:27:36
75. Ateşte Pişen Şeve Dokunmaktan Dolayı Abdest Almanın Lüzumuna Israrla İşaret Eden Hadisler

 

194....Ebû Hureyre (r.a.) demiştir ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle bu­yurdu: "Ateşin pişirdiği her şey(i yemek)den (dolayı) abdest ge­rekir."[207]  [208]

 

Açıklama
 

Muhaddislerin âdeti, bir mes'elede nesh varsa evvelâ mensüh (hükmü kaldırılan) hadîsleri sonra da nâsih hadîsleri zikreder­ler. Ebû Dâvûd, pişmiş ete dokunmaktan dolayı abdestin bozulmadığına işaret eden hadîsleri mensûkkabul etmiş, abdestin bozulduğunu ifâde eden hadîs­leri sonra getirmiştir. Cumhurun görüşü ise; daha evvel de ifâde edildiği gibi bunun tam tersidir. Yani ateşte pişen şeye dokunmaktan dolayı abdest al­manın vücûbunu ifâde eden hadîsler neshedilmiştir.

Daha evvelce geçtiği gibi Arapça'da Vudû' el ve ağız yıkamak mânâsı­na gelebileceği gibi, abdest almak manasına da gelir. Buradaki vudü'dan mu­rat, el veya ağız yıkamak değil, abdest almaktır. Çünkü, ŞârîMn sözünden ilk anlaşılacak olan şey, dînî manâdaki vudû'a hamletmektir ki, burada ab­dest almaktır.

Bu hadîs, ateşte pişen şeyden dolayı abdest almanın şart olduğunu ifâ­de etmektedir. Konu ile ilgili açıklama bundan sonraki hadîs-i şerîfin şer­hinde verilecektir.

 

195....Ebû Süfyân b. Sa'îd b. Muğîre haher verdi ki: Kendisi (bu­gün) Ümmü Habîbe[209]  'nin yanına girmiş o da Ebû Süfyân'a (içmesi için) bir tas sevîk ikram etmiş, Ebû Süfyân (Sevîk'i içtikten sonra) su iste­yip ağzını çalkalamış. Bunun üzerine Ümmü Habîbe, şöyle demiş;

Yeğenim (ey kız kardeşimin oğlu) abdest almayacak mısın? Çünkü Rasûlullah (s.a.); "Ateşin değiştirdiği (pişirdiği) veya ateşin dokunduğu[210]  şeyden dolayı abdest alınız" buyurdu.[211]

Ebû Dâvûd, Zühri hadîsinde ("Kızkardeşimin oğlu" yerine) "oğ­lan kardeşimin oğlu dedi" demektedir.[212]

 

Açıklama
 

Sevîk, buğday veya arpa kavutunun su, bal, veya süt ile kanştırılmasıdır.

Ümmü Habîbe bunun yenilmesinden dolayı abdestin lüzumuna işaret etmiş ve Rasûlullah'm bununla ilgili emrini haber vermiştir.

Ateşte pişen şeyi yemekten dolayı abdesti lüzumlu görenler bu hadîse istinâd etmişlerdi. Ömer b.Abdi'l-azîz, Hasen el-Basrî, Zührî, Ebu Kılâbe, Ebû Miclez ve Ebû Dâvûd bu görüştedir.

Ateşte pişen şeyi yemekten dolayı abdestin vacip olmadığı görüşüne sa­hip olan ulemâ bu hadîsin, bundan önceki bâbta geçen hadîslerle nesh edil­diğini söylemişlerdir.

îmam Nevevî, Müslim Şerhi'nde, bu ihtilâfın Islâmın ilk devirlerinde olduğunu, daha sonra abdestin vacip olmadığı hususunda icmâ olduğunu kay­detmektedir. İbn Hâcer de îbn Batardan şu mütâlâayı nakletmiştır: "Arap­lar câhiliyye devrinde temizliğe alışık olmadıkları için Rasûlullah ateşte pi­şen şeyi yedikten sonra abdest almalarım emretmiştir, islâm yerleşip, insan­lar temizliğe alışınca bu hükmü nesh etmiştir."

"Rasûlullah'in fiili, ümmeti ile ilgili sözlerine mufinz olmaz ve onu neshetmez" şeklindeki ifâdeler, ancak sözün hususiyetine dâir bir delil ol­duğu takdirde geçerlidir. Burada öyle bir delil olmadığı gibi, Efendimiz Ebû Bekir, Ömer ve Ali {radıyallâhu anhüm)'nin et ve ekmek yedikten sonra adest almamalarına ses çıkarmamıştır.

Ahmed b. Hanbel ve İbn Mâce'nin Câbir'den yaptıkları rivayetlerde, Câbir, Rasûlullah (s.a.) Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'le beraber ekmek ve et yemiş, onlar abdest yenilemeden namaz kılmışlardır.

Bilindiği gibi, nâsih-mensûh meselesinde, iki hadîs-i şerif arasını te'lif etmek imkânı varken birinin diğerini nesh etmesi söz konusu değildir. Bu hadîs-i şerifleri te'vil eden bazı ulemâ konuya daha değişik bir şekilde yak­laşmakta ve şu görUşü ileri sürmektedirler: "Ateşte pişen şeyleri yemekten dolayı abdeste lüzum yoktur diyen hadîslerin, abdest almanın farz olmadı­ğına; abdesti emreden hadislerin de müstehab'a hamledildiğini" söylemekte­dirler. Böylece neshi söz konusu etmeden hadîsler arasım te'lif etmektedirler. Hattâbî'de bu görüşü benimseyenler arasındadır.

Beyhâkî, Osman ed-Dârimî'den naklen şunları söylemektedir:

"Bir konudaki hadîsler birbiriyle tearuz ederler ve bir tarafı tereme ke­sin bir işfiret bulunmazsa, Hulefâ-i Râşid’nin ameline bakılır ve onların ameli istikametindeki hadisler tercih edilir."

Nevevî de bu görüşü tercih etmiştir.

Tahâvî Meân-i'1-Âsâr adlı eserinde Hulefâ-i Râşidî'nin, ateşte pişmiş bir şeyi yedikten sonra abdest almadan namaz kıldıklarına dâir birçok haber ri­vayet etmiştir.[213]

İkinci görüş tercihe daha şayandır. Dört mezhep İmamının görüşleri de bu istikâmettedir. Zira, sahabeler, Rasûlullah'ı yakından izlerler, emirleri nedib te ifâde etse (farz imâsı vermemesi kaydı ile) ona titizlikle uyarlardı. İçlerinde Hulefâ-i Râşidîn'in de bulunduğu seçkin sahabe topluluğu abdest almadıklarına göre, adest almayı emreden hadîs-i şeriflerin, bir hüküm ifâ­de etmedikleri yani mensûh oldukları anlaşılır.[214]

[207] Nesâî, tahfire   121; Ahmed b. Hanbel, İl, 4S8; iV,30.

[208] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 347-348.

[209] Ümmü Habîbe Ramle bini Ebî Süfyan Sahr b. Harb: Rasûlullah'm hanımlarındandır. Babası Ebû Süfyan'dan senelerce önce müslüman olmuş ve kocası Ubeydullah b. Cahş ile beraber Habeşistan'a hicret etmiştir. Fakat kocası orada vefat etmiş, Rasûlullah kendisi ile Hicrî altı veya yedi senesinde evlenmiştir. Bir seferinde Ebû Süfyân Medine'ye gel­miş ve kızı Ummu Habîbe'nin odasına girmiş, Ummü Habîbe yerdeki yatağı toplıyarak babasını oturtmamış, Ebû Süfyân: Demek babandan bir döşeği kıskandın?deyince,"Bu, Rasûlullah'm döşeğidir. Sen hala şirk üzeresin" cevâbını vermiştir. Hz. Âişe'nin anlat­tığına göre, Ummu Habîbe öleceğinde Hz. Âişe'yi çağırtmış ve "Aramızda eşler arasın­da olan şeyler olmuş olabilir. Hakkını helâl et" demiş, Hz. Âişe'de hakkını helâl edip onun için duâ etmiştir. Bunun üzerine Ümmü Habîbe "Sen beni sevindirdin, Allah'da seni sevindirsin" demiştir. Ümmü Habîbe Hz. Aişe'ye söylediğinin aynısını Ümmü Se­leme'ye de söylemşitir. H. 44 yılında Medine'de vefat etmiştir. Rasûlullah'tan 65 hadîs rivayet etmiştir .Bunlardan ikisinde Buhârî ve Müslim ittifak etmişlerdir. (Geniş bilgi için, bk. İbn Sa'd Tabaka t, VIII, 96-100; lbnu'1-Esir, Usdu'l-gabc, VII, 110; Zehebî, A'lâmu'n-nubelâ, II, 218-233; İbn Hacer, el-tsabe, IV; Tehzîbu't-Tehzîb, XII, 419; tbnu'1-Imad, ŞezerAtu'z-zelıeb, I, 54.)

[210] Şüphe râvîlerden birine aittir.

[211] Ahmed b. Hanbel, VI, 326.

[212] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 348-349.

[213] bk. Şerfau Meâni'l-Âsâr I, 64, 65.

[214] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 349-350.



Konu Başlığı: Ynt: Ateşte Pişen Şeve Dokunmaktan Dolayı Abdest Alma
Gönderen: Ceren üzerinde 01 Nisan 2018, 14:47:46
Esselamu aleykum.rabbim razi olsun bilgilerden kardesim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Ateşte Pişen Şeve Dokunmaktan Dolayı Abdest Alma
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Nisan 2018, 00:45:39
Aleykümüsselam ateşte pişen şeyleri yemek için abdest almak iyi olur inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Ateşte Pişen Şeve Dokunmaktan Dolayı Abdest Alma
Gönderen: Mehmed. üzerinde 02 Nisan 2018, 17:27:33
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimiz in yaptıklarını yapan yapmadıklarını yapmayanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun