๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünen-i Darimi => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 14 Haziran 2011, 10:14:13



Konu Başlığı: Erkek kardeşler kız kardeşler ve çocukları hakkında
Gönderen: Hadice üzerinde 14 Haziran 2011, 10:14:13
8. Erkek Kardeşler, Kız Kardeşler, Çocuk Ve Çocuğun Çocuğu Hakkında


 2894. “Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Ebu Şihâb, el-A'meş'ten, (O) Müslim'den, (O) Mesrûk'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivayet etti ki;”

O, ana-baba bir kız-kardeşler ile baba-bir erkek ve kız kardeşlerin (birlikte mirasçı ol­maları halindeki miras paylan) hakkında görüş beyan ederdi de, şöyle derdi:

"Üçte iki, ana-baba bir kız kardeşlerindir. Geriye kalan ise, kadınlara (birşey verilmeksizin) erkeklerindir!" Derken Mesrûk Medine'ye gelmiş ve Zeyd'in bu konudaki görüşünü işitmişti de, bu hoşuna gitmişti. O zaman arkadaşlarından bazısı O'na;

"Abdullah'ın görüşünü bırakıyor musun?" demiş, O da şöyle cevap vermişti:

"Doğ­rusu ben Medine'ye geldim ve Zeyd b. Sâbit'i ilimde derinleşmiş olan­lardan buldum!"[53]

Ahmed sözüne şöyle devam etti: Ben de Ebu Şihâb'a;

"Zeyd bu ko­nuda nasıl görüş beyan etmişti?" dedim de O;

"Onları ortak etmişti" cevabını verdi.[54]

2895. “Bize Saîd İbnu'l-Muğîre, İsa b. Yunus'tan, (O da) İs­mail'den (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi:

Biz Hakim b. Câbir'in yanında bahsettik ki; İbn Mes'ud, ana-baba bir kız-kardeşlerle baba-bir erkek ve kızkardeşlerin (miras paylan) hak­kında demiş ki, O (yani İbn Mes'ud), (mirasın) üçte ikisini ana-baba bir kız kardeşlere, geriye kalanı ise, kadınlara (birşey vermeksizin) erkeklere verirdi. Bunun üzerine Hakim şöyle dedi: Zeyd b. Sabit de­mişti ki;

"Bu, (yani kadınların değil sadece erkeklerin mirasçı olması) cahiliye işindendir! Şüphesiz onların (yani kadınların baba-bir) erkek kardeşleri (artık miras paylarının bir kısmını) onlara geri ver­mişlerdir!"[55]

 


Açıklama
 

 

Ölenin oğlu, oğlunun oğlu... ("furû'u") ve babası, babasının babası... ("usûlü") bulunmaz, birden fazla öz kızkardeşi ile baba-bir kız ve erkek kardeşleri bulunursa, öz kızkardeşler üçte iki pay alırlar. Baba-bir kızkardeşler ise erkek kardeşlerle birlikte asabe olur ve ge­riye kalanı, erkeğe iki, kadına bir pay olmak üzere, paylaşırlar. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Eğer (ölenin) iki kız­kardeşi varsa, bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Ve eğer (mi­rasçılar) erkek kadın birçok kardeş olurlarsa, erkeğe iki ka­dının payı kadar (pay) verilir.”[56]

Bu meselede âlimlerin cumhuru, bu arada Zeyd b. Sabit (Radıyallahu Anh), bu ayetin zahirine uygun olarak yukarıdaki şekilde içtihad etmişlerdir. Bu hususta Abdullah b. Mes'ud (Radıyallahu Anh) ise farklı içtihadda bulunmuş ve sadece baba-bir kardeşlerin asabe ola­cağını, baba-bir kızkardeşlere mirastan pay düşmeyeceğini söy­lemiştir. Çünkü O'na göre mirasta kızların payı olan üçte ikiyi öz kız­kardeşler almış, geriye kalan kızlar için birşey kalmamıştır.[57]

 

2896. “Bize Muhammed b. Yusuf rivayet edip (dedi ki), bize Süiyan, Ma'bed b. Halid'den, (O) Mesrûk'tan, (O da) Hz. Aişe'den (naklen) rivayet etti ki;”

O, iki kızı, oğul kızını ve oğul oğ­lunu (mirasta) ortak eder, iki kıza üçte iki pay verir; "geriye kalanda ise onları ortak edin" (derdi). Abdullah ise ortak etmez, kadınlara (birşey vermeksizin) erkeklere verir ve

"kızkardeşler, kızlar mer­tebesindedir" derdi.[58]

 


Açıklama
 

 

Ölenin iki kızı ile beraber oğul kızı ve oğul oğlu bulunduğunda, kızlar üçte iki pay alırlar. Oğul kızı ise oğul oğluyla beraber asabe olup, geriye kalanı, erkeğe iki, kıza bir pay olmak üzere bölüşürler. Abdullah b. Mes'ud (Radıyallahu Anh) bu meselede de, 2895. haberdeki gibi, kızların mirastaki üçte iki kız payını aldıklarını düşünerek oğul kızına birşey düşmeyeceği içtihadında bulunmuş, böylece oğul kızını baba-bir kızkardeş gibi saymıştır.[59]

 

2897. “Bize Muhammed b. Yusuf haber verip   (dedi ki), bize Süfyan, Ebu Sehl'den, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) rivayet etti ki;”

İbn Mes'ud, kız, oğul kızları ve oğul oğlu hakında şöyle görüş beyan ederdi: (O, kızın yarım payını verdikten sonra, diğer mi­rasçıların paylarına bakardı). Eğer aralarındaki paylaşmada (ka­dınların payı) altıda birden az olursa, onlara (yine) altıda bir pay ve­rirdi. Altıda birden fazla olursa, onlara (yine) altıda bir pay verirdi.[60]

 


Açıklama
 

 

Bu mesele de, Abdullah b. Mes'ud'un (Radıyallahu Anh), hakkında diğer Sahabilere muhalefet etmiş olduğu miras meselelerinden bi­ridir. O'nun buradaki "oğul kızlarına altıda bir" sınırlaması, kızların payının mirasın üçte ikisini (kızın yarım payıyla oğul kızlarının al­tıda bir paylan üçte iki yapar: 1/2+1/6=2/3) aşamayacağı esasına dayanır. Alimlerin cumhurunun bu meseledeki görüşü, oğul kızlarının oğul oğluyla asabe olacakları ve kız yarım payını aldıktan sonra ge­riye kalanı ikili-birli bölüşecekleri şeklindedir.[61]

 

2898. “Bize Muhammed b. Süfyan, el-A'meş'ten, (O) İb­rahim'den, (O da) Mesrûk'tan (naklen) rivayet etti ki;”

O (kız­ların mirastaki payı üçte ikiyi doldurduğunda da, daha aşağı sı­radaki kız sınıflarını bazı durumlarda asabe kabul edip miras paylarına) ortak ediyordu da, Alkâme O'na şöyle demişti:

"(Abdullah böyle yapmıyor). Onların arasında Abdullah'tan daha güvenilir biri var mı?" O da şöyle cevap vermişti:

"Yok. Fakat ben Zeyd b. Sabit ile Medine âlimlerinin; iki kız, oğul kızı, oğul oğlu ve iki kız kardeş me­selesinde (aşağı sıradaki kız sınıflarını bazı durumlarda asabe kabul edip onları miras paylarına) ortak ettiklerini gördüm!"[62]

2899. “Bize Muhammed b. Yusuf rivayet edip (dedi ki), bize Süfyan, Hişam'dan, (O) Muhammed b. Sîrîn'den, (O da) Şureyh'ten (naklen); geriye kocasını, anasını, ana-baba bir kız-kardeşini ve ana-bir erkek kardeşlerini bırakan bir kadının (mirası meselesi) hakkında rivayet etti ki,”

O, (meselenin çözümünü önce) altı pay üzerinden yaptı. Sonra (payları) yükseltti de onlar ona ulaştılar. Şöyle ki: Yarım, yani üç pay kocanın; yarım, yani üç pay ana-baba bir kız kardeşin; altıda bir, yani bir pay ananın; üçte bir, yani iki pay ana-bir erkek kardeşlerin; (kızların payı olan) üçte ikiyi ta­mamlamak için bir pay da baba-bir kızkardeşin![63]

1/2(3)+1/2(3)+1/6(1)+1/3(2)+ l/6(l)=3+3+1+2+1/6=10/6. [64]

 

Açıklama
 


Bu miras meselesinin çözümünde muayyen  pay sahiplerinin (ashâb-ı  ferâizin)  paylarının, ortak paydadan çok olduğu   gö­rülmektedir. Bu duruma, yani payların toplamının ortak paydadan fazla olması haline "avliyye" denir. Bu durumda İbn Abbas (Radıyallahu Anh), âlimlerin cumhurunun aksine, mirasta noksan kalan, yani ortak paydadan fazla olan kısmın, bazı durumlarda ashâb-ı ferâiz, bazı durumlarda asabe olabilen mirasçılara tahsis edilmesi gerektiği içtihadında bulunmuştur. Buna göre yukarıdaki meselede, duruma göre ashâb-ı ferâiz ve asabe olabilen öz kızkardeşle baba-bir kızkardeş mirastan pay alamayacaklardır. Alimlerin cumhuru ise, avliyye durumunda payların ortak payda (mahreç) kabul edilerek, mirasın ona göre taksim edilmesi gerektiği görüşündedirler. Yu­karıdaki haberde, Kadı Şureyh de meseleyi bu şekilde çözmüştür. Dârimî bu hadisi bu bölümde zikretmekle, herhalde, bu meseledeki bu ihtilafa işaret etmek ve kendisinin,  cumhurun görüşünü benimsediğini göstermek istemiştir.[65]


[53] İbn Ebi Şeybe, 11/247-248; Sünenu Saîd, 1/39.

[54] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/151-152

[55] İbn Ebi Şeybe, 11/247., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/152

[56] Nisa: 4/176.

[57] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/152-153

[58] İbn Ebi Şeybe, 11/246-247; Musannaf, 10/251-252; Beyhaki, 6/230., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/153

[59] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/154

[60] İbn Ebi Şeybe, 117249; Musannaf, 10/258 (Maktu' olarak). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/154

[61] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/154-155

[62] İbn Ebi Şeybe, 11/248; Musannaf, 10/252. Bkz. 2894. haber. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/155

[63] Bkz. Musannaf, 10/258-259; İbn Ebi Şeybe, 11/283.

[64] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/156

[65] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/151-156