๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünen-i Darimi => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 13 Haziran 2011, 19:25:04



Konu Başlığı: Bir Adam İle Andlaşma Yapan Adam Hakkında
Gönderen: Hadice üzerinde 13 Haziran 2011, 19:25:04
34. Bir Adam İle Andlaşma Yapan Adam Hakkında


3036. “Bize Ebû Nuaym rivayet edip (dedi ki), bize Süfyân, Mutarriften, (O da) eş-Şa'bi'den ve (bize yine) Süfyân, Yunûs'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivayet etti ki,”

Onlar (yani eş-Şa'bi ile el-Hasan) bir adamla andlaşma yapan adam hak­kında;

"O, müslümanlar arasında (yalnız başına olan bir kişidir. Do­layısıyla mirası, bütün müslümanlara ait olmak üzere Beytü'l-Mal'e verilir)" derdi.[244]

Süfyân demiş ki, biz de bu görüşü benimsiyoruz.[245]

 

Açıklama

 

Nesebi meçhul olan veya akrabası arasında tek başına müslüman olan birinin, başka biriyle, yardımlaşmak ve birbirine destek olmak üzere usûlüne uygun olarak andlaşma yapması ile "velâu'l-muvâlât" denilen hükmi bir akrabalık meydana gelir. Daha sonra nesebi meçhul veya o hükümde olan bu kimse -ki ona "mevlâ-yı esfel" denir-, ölür de ashâb-ı ferâiz, asabe ve zevi'l-erham sınıflarından hiç­bir mirasçısı bulunmazsa, andlaşma yaptığı kimse -ki ona da "mevlâ-yı a'lâ" denilir-, ona mirasçı olur.

Bu velâ çeşidinin mirasçılık sebeplerinden biri olduğunu sadece Hanefi âlimleri kabul etmekte, diğer âlimler bu müessesenin nes-hedildiğini söylemektedirler. Yukarıdaki haberden Hasan Basri'nin de "velâu'l-muvâlât"ı mirasçılık sebebi olarak görmediği an­laşılmaktadır. Hanefîlerin bu konudaki delilleri; “Yeminlerinizin bağladığı kimselere paylarını verin”[246] ayet-i kelimesidir. On­lara göre; "Akrabalıkları olanlar Allah'ın hükmüne göre bir-birlerine daha yakındırlar...”[247] ayeti de "velâu'l-muvâlât"ı kal­dırmamış; sadece onun, mirasçıhkta zevi'l-erhamdan sonra geldiğini beyan etmiştir.[248]

 

3037. “Bize Ebû Nuaym rivayet edip (dedi ki), bize Abdulaziz b. Ömer b. Abdilaziz, Abdullah b. Mevhib'den rivayet etti ki;” O şöyle demiş:

Ben Temîm ed-Dârî'yi şöyle derken işittim: Ben Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sorup şöyle dedim: "Yâ Rasulullah, kâfirlerden olup da müslümanlardan bir adamın va­sıtasıyla İslam'a giren adam hakkında dinin hükmü nedir?" Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurdu:

"O (vasıta olan kimse), onun hayatına da, ölümüne de insanların en yakınıdır!"[249]

3038. “Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O) Mansur'dan, (O da) ibrahim'den (naklen rivayet etti ki;” O şöyle dedi: Kendisine Irak'ın (gayr-i müslim) ahalisinden bir adamın, (müslüman) bir adam vasıtasıyla müslüman olduğunda durumunun ne olacağı so­rulmuş, kendisi de şöyle cevap vermiş:

“(Bu vasıta olan müslüman) onun yerine (gerektiğinde) diyet öder, (öldüğünde) de ona mirasçı olur!”[250]

 

Açıklama
 

Velâ'nın bir çeşidi de "velâu1-İslam"dır. Bu, bir müslüman va­sıtasıyla İslam'a giren kimse ile onun müslümanlığına vasıta olan kimse arasında ortaya çıkan hükmi yakınlıktır. İbrahim Nehai ve Lays b. Sa'd gibi bazı âlimler, velâu'l-İslam'ı mirasçılık sebeplerinden biri kabul ederlerken; âlimlerin cumhuru onu mirasçılık sebebi say­mamışlardır. Hanefi âlimlere göre, yeni müslüman olan kimse, müs­lümanlığına vesile olan kimse ile usulüne uygun olarak antlaşma ya­parsa, aralarında hükmi akrabalık meydana gelir ki, ona da velâu'l-muvâlât denir.[251]



[244] İbn Ebi Şeybe, 11/411; Musannaf, 6/20, 9/39. Buralarda bir şahsın elinde müslüman olan birinin o şahısla "velâ"sı sözkonusu edilmektedir. Ayrıca bkz. Buhari, Feraiz, 22(8/10).

[245] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/230

[246] Nisa: 4/33.

[247] Enfal: 8/75.

[248] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/230-231

[249] Buharı, Feraiz, 22(8/10, muallak olarak); Ebû Davud, Feraiz, 13(3/127); Tirmizi, Feraiz, 20(4/427); İbn Mace, Feraiz, 18(2/919); Müsned, 4/102, 103; İbn Ebi Şeybe, 11/408; Musannaf, 6/20; Sünenu Saîd, 1/78; Beyhaki, 10/296-297., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/231

[250] Sünenu Saîd, 1/78-79, 80; Musannaf.9/7., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/231-232