๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünen-i Darimi => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 12 Haziran 2011, 19:10:07



Konu Başlığı: Bebeğin Mirası
Gönderen: Hadice üzerinde 12 Haziran 2011, 19:10:07
47. Bebeğin Mirası


3130. “Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize el-Eş as, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir b. Abdillahtan (naklen) haber verdi ki;” O şöyle dedi:

"Bebek doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölürse), mirasçı olur ve namazı kılınır."[367]

3131. “Bize Ebû Nuaym rivayet edip (dedi ki), bize Şerîk, Ebû İshak'tan, (O) Atâ'dan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) ri­vayet etti ki;” O şöyle dedi:

"Bebek doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölürse), mirasçı olur ve namazı kılınır."[368]

3132. “Bize Mâlik b. İsmail rivayet edip (dedi ki), bize İs­rail, Simâk'tan, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki;” O şöyle dedi:

"Meryem oğlu İsa (Aleyhisselam) dışında, doğan hiç kimse yoktur ki, doğduğunda bağırmış, ağlamış olmasın! (Doğan kimsenin) doğduğunda bağırması ve ağlaması, şeytanın onun karnını sıkmasından dolayıdır. Bu sebeple o bağırır!"[369]

3133. “Bize Yahya b. Hassan rivayet edip (dedi ki), bize Yahya -ki O, İbn Hamza'dır-, Zeyd b. Vâkıd'den, (O da) Mekhûl'den (naklen) rivayet etti ki;” O şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş:

"Doğan çocuk, canlı olarak doğsa da, (doğumundan sonra hemen ölmesi halinde), doğduğunda çığlıkla bağırmadıkça, ağlamadıkça mirasçı olamaz. "[370]

3134. “Bize Ya'lâ rivayet edip (dedi ki), bize Muhammed b. İshak, Atâ'dan, (O da) Câbir'den (naklen) rivayet etti ki;” O şöyle dedi:

"Doğan çocuk doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölür­se), namazı kılınır ve mirasçı olur."[371]

3135. “Bize Abdullah b. Muhammed rivayet edip (dedi ki), bize Ma'n, İbn Ebi Zi'b'den, (O da) ez-Zühri'den (naklen) ri­vayet etti ki;” O şöyle dedi:

"Ben, (çocuğun) doğduğunda ak­sırmasının, bağırma/ağlama (istihlâl) sayılacağı görüşündeyim."[372]

3136. “Bize Ebu'n-Nu'man rivayet edip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Mupre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivayet etti ki;” O şöyle dedi:

Çocuk doğduğunda bağırmadıkça/ağlamadıkça mi­rasçı yapılmaz. Ona, doğduğunda bağırmadıkça/ağlamadıkça namaz da kılınmaz. Şu halde o doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölür­se), namazı kılınır, mirasçı yapılır; (öldürülür ise) diyeti tam diyet yapılır."[373]

3137. “Bize Abdullah b. Salih rivayet edip (dedi ki), bana el-Leys rivayet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivayet etti ki... Ve O'na düşük çocuğun durumunu sormuştuk da, O şöyle cevap vermişti:”

"Ona namaz kılınmaz. Doğan hiçbir çocuğa da, doğ­duğunda çığlıkla bağırmadıkça/ağlamadıkça namaz kılınmaz."[374]

 

Açıklama
 


Ana rahminde bulunan çocuk (cenin), takdiren hayatta sayıldığı için mirasçı olmaya elverişli bir varlıktır. Ancak, onun mirasçı ola­bilmesi için canlı olarak doğması gerekir. "Canlı" olarak doğan, sonra da ölen bir çocuğun mirasçı olacağı ve miras bırakacağı hususunda farklı görüşler vardır. Hanefî âlimlerle İmam Şafii (Rahmetullahi Aleyh), doğum ânında ağlayan, bağıran veya gülme, aksırma, bir uzvunu ha­reket ettirme gibi bir canlılık belirtisi gösteren çocuğun mirasçı ola­cağını ve miras bırakacağını söylemişlerdir. İmam Malik (Rahmetullahi Aleyh) ile İmam Ahmed'e (Rahmetullahi Aleyh) göre ise, doğup da hemen ölen çocuğun mirasçı olabilmesi için bağırması, ağlamış olması şart­tır. Hanefi âlimler, müessir bir fiil sonucu ölü olarak düşen çocuğun da mirasçı olacağı içtihadında bulunmuşlardır. Canlı olarak doğup da sonra ölen çocuğun cenaze namazının kılınacağı konusunda ise ihtilâf yoktur.[375]


[367] İbn Ebi Şeybe, 11/382; Musannaf, 3/533; Beyhaki, 4/8. Bu haberin merfû' rivayeti için bkz. Tirmizi, Cenâiz, 43(3/350-351); İbn Mace, Cenâiz, 26(1/483), Feraiz, 17 (2/919). Tirmizi bu haberin mevkuf rivayetinin daha sahih olduğunu söyler. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/280

[368] İbn Ebi Şeybe, 11/384., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/280

[369] Bu haberin merfu ve mevkuf şahidleri için bkz. Müslim, Fedâil, 146(4/1838); Müsned, 2/233; İbn Ebi Şeybe, 11/384, 385., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/280

[370] Bu Hadis mürseldir. Mekhûl Tabiûndandır. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/281

[371] Tirmizi, Cenâiz, 43(3/351). Bkz. 3130. haber. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/281

[372] İbn Ebi Şeybe, 11/385; Musannaf, 10/58, 63., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/281

[373] İbn Ebi Şeybe, 11/383; Musannaf, 3/530., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/282

[374] İbn Ebi Şeybe, 11/383; Musannaf, 3/529-530,10/63., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/282

[375] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 6/279/282-283