> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sufilerin Hadis Anlayışı  > Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi  (Okunma Sayısı 791 defa)
14 Ekim 2011, 22:21:51
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 14 Ekim 2011, 22:21:51 »



4. Peygamber (a.s.)'dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi


İslâm fıkıh tarihi içinde İmam Ebû Hanife (ö. 150/767) kadar övenleri ve yerenleri çok olan bir başka şahsiyet hemen hemen yok gibidir. Onu medhedenler bazan öyle ileri gitmişlerdir ki, onu peygamber derecesine yak­laştırmışlar, Tevrat'ın onu müjdelediğini, Hz. Muhammed (a.s.)'ın onun gele­ceğini haber verdiğini, ümmetinin çerağı olduğunu söylediğini İddia etmişler­dir.[1376] Menâkıb kitaplan bu çeşit haberlerle doldurulmuştur.[1377] İmam Ebû Hanife'nin müstesna kişiliği, dindeki üstün mevkii sebebiyle bu tür hadisler taraftar da bulmuştur.

Mezhep imamlarına özellikle mensubu olduğu Hanefi mezhebine karşı büyük bir sevgi ve bağlılığı bulunan Bursevî, İmam Ebû Hanife'nin lehinde söylenen bu hadislere itibar etmiş, onlara değer vermiştir. Onun bu konuya ışık tutan sözleri ve ilgili haberlere ait görüşleri vardır. Bursevî söz konusu yukarıdaki hadis çerçevesinde iki şık ileri sürmüştür:

Birinci şıkka göre hadis hükmen mcrfû'dur.

Hadis usûlünde Hz. Peygamber'e aidiyeti açıkça belirtilmeyen, fakat haberlerin mâhiyetinden ona ait olduğu anlaşılan hadislere hükmen merfû hadis denilmektedir.[1378]

Bursevî Şerh-i Pend'de hadisi bu kaide altında mülâhaza ederek şöyle demektedir:

"Rauzatu'l-ahbâr'da gelür ki İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir:

"Peygamber (a.s.)'dan sonra bir nur olur. Ebû Hanife diye künyelenir." Yani Cenâb-ı nübüvvetten sonra bir nur gelir ki ânm künyesi Ebû Hanife'dir. Bu mâna umûr-ı müstakbeleden ihbara müteallik oimağla bu makûle kelâmı sahabi hadis-i merfû hükmünde olub içtihada mecal olmadığı usûl-i hadiste musarrahtır.[1379] Ve bazı rivayâtta "O bu ümmetin kandilidir" lafzı vâki olmuş­tur. Buradan ahz olunub Aynu'l-ilm adlı kitâbda uerade "Ebû Hanife sirâcu ümmeti" yani hadisde bu veçhile vârid oldı demekdir. Nitekim izâfet-i ümmet­ten mehüzdur. Velâkin bazı ehl-i hadis ânı mevzuatta dere itmiştir. [1380]

Bursevî'nin İbn Abbas'a isnad ederek naklettiği bu hadis bazı kaynak­larda uResûtullah (s.a.)'den sonra bütün Horasan üzerine bir ay doğar. Kün­yesi Ebû Hanife o/ur [1381] tarzındadır. Evet, Ebû Hanife'nin fazileti hakkında İbn Abbas'tan nakiller yapıldığı bir gerçektir. Gerek bu hadis ve gerekse Ebû Hanife'nin ümmetin kandili olduğu şeklindeki hadisler Bursevî'nin iddia ettiği gibi bazı ehl-i hadis tarafından değil, belki pek çok muhaddis tarafından mevzu hadisler arasında zikredilmiştir. Dolayısıyla hadisin sıhhati tespit edi­lemediğine göre onun hükmen merfû olduğu davası da ortadan kalkmış olur.

Heytemî (ö.973/1566), Ebû Hanife'nin fazileti konusundaki bütün ha­dislerin uydurma olduğunu, İbnü'l-Cevzî (Ö.597/1200) Zehebî (0.748/ 1347), İbn Hacer (Ö.852/1448), Kasım el-Hanefî (6.879/1476) ve Süyûtî (0.911/ 1505)'nin bu görüşü savunduklarını, bundan doîayı da hadis imamlarından Tahâvî (ö.321/933), Muhyiddin el-Kuraşî (ö?) gibi âlimlerin bu rivayetleri eserlerine almadıklarını belirtmiştir. [1382]

Muhaddislerin takındığı bu menfi tavır sebebiyle olacaktır ki Bursevî hadisin hükmen merfû oluşu İddiasını biraz yumuşatmış ve hadisin lafız yö­nünden olmasa bile mâna yönünden sahih olduğu tezini İleri sürmüştür.[1383]

İkinci şıkka göre hadisin mânası doğrudur.

Bursevî, ilmî karakteri icâbı hadislerin şerh ve yorumunda bu prensibi çokça gündeme getirmekte, muhaddislerin açıkça menfi tavır takındıkları haberlerin kullanımında bu çareye başvurmaktadır. Nitekim bu hadisle ilgili olarak şahsi kanaatini şu sözleriyle beîirtmekdir:

uBizim meblağ-ı ilmimiz budur ki, nazmı cihetinden sıhhati yok ise dahi mânası cihetinden sıhhati olmakla nitekim kelâm-ı İbn-i Abbas ânı teyid ider. Sureti hadiste ifrağ olundu. Hüdâya dal olan kelâmı ise ıtlaktan menolun-madiği İmam Râgıb'm Kitabü'z-zerîasında mesturdur. [1384]

Bu ifadelere göre herhangi bir söz hadis olsun veya olmasın mânası doğruysa, ve kişiyi hayırlı amellere yöneltiyorsa o sözlere engel olunmamalı, aleyhinde bulunulmamahdır. Bu gibi ihtilaflı konularda sonuca bakmalı, iyi ve güzel ise müsamaha İle karşılanmalıdır. Bursevî dillerde dolaşan, fakat senedlerİ bulunmayan pek çok habere sahip çıkmayı gerektirecek şu açıkla­ma ile yukarıdaki sözlerine devam etmiştir:

"Meâ hazâ Şeyhu'ş-Şâfiiyye Veki b. el Cerrah demişdir ki: "Ehâdisi şe­rife halkın zabt ve hıfz ettiği mertebeden ekserdir." Amnçün zahir şer'i müsa-dime etmiyen hadise bu mevzudur veya bâtıldır dememek gerektir. [1385]

Hadislerin kitaplara geçen rakamlardan fazla olduğu, bazı hadislerin gerçekten kayıtlara geçmediği gerçeği doğrudur. Bu noktadan hareketle dinin zahirine ters düşmeyen, isnadı olmayan veya Hz. Peygamber adına uyduru­lan hadislere karşı müsamahalı olmak da son derece mahzurludur. Zira böyle bir durumda mevzuat kitaplarında yer alan birçok hadisin İslâm'a aykırı ol­madığı görülebilir. O zaman mevzu hadisleri listelemenin pratikte bir faydası olmayacaktır. Bursevî, bu konuda Peygamber (a.s.)'a ait oluşu kesin olma­yan hadislerin mânalarının doğru olduğu sürece kullanılmasında bir sakınca görmediğini açıkça İfade etmiş ve:

"Imam-ı Azam'ı çerağa teşbit etti. Zira bu ümmet ânm nur-ı ilmiyle müstenir ve menâr-ı marifetiyle mühtedi olmuştur [1386] sözleriyle Ebû Hanife'nin ilmi otoritesini belirtmiş, Şerh-İ Pend'de ise;

"Ebû Hanife'ye sirac demek ilmi hasebiyledir. Zira hiyadette ilim, nur gibidir. Bu cihettendir ki Sirâcüddin deyu tesmiye ederler [1387] demiş, Kitabü'n-Necât'ta da; "Pes hakikat-ı Resulden me'hûz olub ve nur ile takyid olmakla Ebû Hanife'ye Siracü'l-ümme denildi [1388] cümlesiyle İmam Ebû Hanife'nin ümmet içinde âdeta parlayan bir kandil gibi etrafa hikmet ışıklan, İlini nurları saçtığını belirtmiştir.

Bursevî fırsat buldukça eserlerinde İmam Ebû Hanife'nin menâkıbından örnekler vermek zikri cemilini yadetmek suretiyle onun şahsiyetinden bah­seder. Meselâ;

"Nazar ey/e ki İmam Ebû Hanife (r.h.) müctehid ve fıkhın gaurı (hakikati) 'na ermişken ve zahiren onun gibinin kazasında mazarrat yo/c iken yine mukteza-yı zühdü kazaya mani oldu. Onun için darbı kabul etti ve kaza­yı kabul etmedi. Zira halkın madrubu olmak indellah ihaneti müstelzim değildir, belki bâis-i izzettir [1389] diyerek Ebû Hanife'nin zühd ve takvasına işaret eder.

Bursevî Ebû Hanife'nin ümmetin kandili olduğunu bildiren hadis ko­nusunda tamamen tutarsız da değildir. Zira Aynî (Ö.855/1451), et-Târihu'l-kebîr adlt eserinde söz konusu hadisin bütün tariklerini biraraya getirmiş, bu kadar çok senedi bulunan bir hadise mevzu demenin zor olduğunu iddia etmiştir. [1390] Aynî'nin sıhhatine meylettiği bu hadiste Zahid el-Kevserî (ö.1371/1952) de onu desteklemiştir. Elbânî, Aynî'nin bu tavrına şaştığını, zira onun taassuptan uzak bir ilim adamı olduğunu söylemiş, Kevserî'ye ise çok görmediğini, çünkü onun Ebû Hanife lehinde mutaassıp fikirleriyle şöh­ret bulduğunu ifade etmiştir.[1391]

Süyûtî (Ö.911/1505) ve Heytemî (Ö.974/1566), İmam Ebû Hanife'nin fazi­letini müjdeleyen haberler içinde kendisine güvenilecek en sahih rivayetin Buhârî ve Müslim tarafından tahriç edilen şu hadis olduğunu belirtmişlerdir: [1392]

"İman Ülker yılanında da olsa Farslı'lardan biri onu elde edecektir. [1393] Bu hadisin şerhinde Nevevî (Ö.676/1277), [1394] İbn Hacer (Ö.852/1448), [1395] Kastallânî (Ö.923/1517) ve Münâvî (Ö.1031/1622) [1396] Ebû Hanife'den hiç bahsetmezlerken, Muhammed Habibullah Zâtu'l-Müslim adlı eserinde bu hadiste kastedilenlerin başta Selmân-ı Farisi ve diğer Acemler olmakla birlikte bunda Ebû Hanife'nin büyük menkabesinin bulunduğunu, hatta hadisten onun kastedilmiş olmasının mümkün olduğunu ileri sürmüştür. [1397]

Sonuç olarak İmam Ebû Hanife'nin faziletine ait nakledilen hadisleri kabul ve reddedenler veya Süyûtî ile Heytemî gibi biraz daha uzlaşmacı bir tarzla meseleye bakanların tekellüften kurtulamadıkları, ister istemez bir takım zorlamalara giriştikleri gözden kaçmamaktadır. İşin tekellüfsüz tarafı ise Ebû Hanife'nin gerçekten müstakil mezheb sahibi büyük bir müctehid olduğu, fıkıh tarihinde asırlardır ilminin derinliği, dininin metaneti ve görüşünün isa-betiyle şöhret bulduğudur.

Ehl-i hadis ile ehl-i tasavvuf arasındaki ihtilaflı olan hadislerden bir di­ğeri de "İza tehayyertüm fi'l-umûr" hadisidir.

 
5. İşlerde Hayrete Düşerseniz Hadisi
 

Bursevî'nin değişik eserlerinde malzeme olarak kullandığı bu hadis de mutasavvıflarla muhaddisler arasında İhtilaf konusu olan hadislerdendir.[1398] Bursevî, bu hadisi İbn Kemal (ö.940/1534)'in Hadis-i Erbaîn'de [1399] ve Farsça tefsir sahibi Kâşifi (ö.910/1505)'nin Risâle-i Aliyye'sinde tashih ve irad eyle­yip ziyade şerh ve beyân ettiklerini, bazı muhaddislerin bu hadise mevzu demelerine iltifat edilmemesi gerektiğini belirtmektedir. [1400]

İbn Kemal, Erbam'inde bu hadisi nereden aldığına dair bir açıklama yapmamış, [1401] Aclûnî (Ö.1162/1748) de bu hadisi sadece İbn Kemal'in zikret­tiğini ifade ederek hiçbir değerlendirmede bulunmamıştır. [1402] Hadis konu­sundaki görüşleri iki grupta ele alabiliriz:


[1376] Ebû Zehre, Ebû Hanife s. 7, 67; İbn Abidîn, 1,52-53; Uzunpostalcı, Mustafa, "Ebû Hanife". DİA., X, 130.

[1377]İmam Ebû Hanife'nin menâkıbına dair gerek Hanefılerden gerek diğer mezhep mensupları tarafından bir hayli eser yazılmıştır. Ömek olarak bk. Sayman, Ahbâru Ebî Hanife ve ashabih, Beyrut 1976; Heytemî, Hayrâtu'l-hisân, Beyrut 1983. Bu konudaki literatürün ta­nıtımı İçin bk. Bardakoğlu, Ali, "Ebû Hanife", DİA., X, 143-145.

[1378] Koçyiğit, s. 217.

[1379] Süyûtî, II, 190-191.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:04:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi rüya tabiri,Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi mekke canlı, Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi kabe canlı yayın, Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi Üç boyutlu kuran oku Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi kuran ı kerim, Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi peygamber kıssaları,Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisi ilitam ders soruları, Peygamber a.s.dan Sonra Bir Nur Gelir Hadisiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes