Konu Başlığı: Nikahtan Doğdum Hadisi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 14 Ekim 2011, 00:22:38 13. Nikahtan Doğdum Hadisi Aynı lafızlarla olmasa da Beyhakî (ö.458/1066)'nin Delâilü'n-nübüvve'sinde buna benzer bir hadis bulmaktayi2. Hz. Peygamber'İn şerefli soyunun anlatıldığı bu yerde Beyhakî, Enes b. Malik ve Ebû Bekir b. Abdirrahman'dan Resûlullah (s.a.)'İn "Haractü min nikâh ve lem ahruc min sifâh: Ben nikah yoluyla olan bir evlilikten meydana geldim. Gayr-İ meşru bir yoldan gelmedim [1474] hadisini tahriç etmiştir. Bursevî bu hadisin kapsamına velileri de katarak şöyle bir açıklama yapmaktadır: "Nübüvvet ve velayette sıhhat-i nikah şarttır. Nitekim gelir: "Vülidtü min nikâh la min sifâh: Nikah sonunda doğdum, zina sonunda değil." Pes, sırr-ı velayet dahi sırr-ı nübüvvet gibidir. Ve nikah-ı gayr-i sahihten gerçi ba'z gelmiştir, velakin adaleti zâhir-i şeriattadır. Kaza ve şehadet ve emsali makbuldür. Zira bunlar, ahkâm-ı zahiredendir ki "Sallû halfe külli berrin ve fâcirin; Salih ve facir herkesin ardında namaz kılınız [1475] mucebince iktida olunur, feemma hakikatte silsileden hariç olmakla İktida olunmaz. Elhasıl, veled-i zina veliyy-i örfî olmaz. Eğerçi mü'min-i şer'î olur. Zira, netice-i velayet nikah-ı sahih üzerine mebnidir ki nikah mevzûât-ı ilahiyyedendir. Fa'lem zâlik!" [1476] Hz. Peygamber'İn kendi zatı hakkında ifade buyurduğu rivayet edilen ve diğer peygamberleri de içine alan bu hadiste peygamberler topluluğunun sahih bir nikah akdi sonucunda dünyaya geldikleri vurgulanmaktadır. Bu hadisten ilham alan Bursevî, aynı hükmün veliler İçin de geçerli olduğunu söylemektedir. Ona göre sağlam temellere oturmamış, gayr-i meşru aileden velayete lâyık bir çocuk dünyaya gelemez. Velilik için tıpkı peygamberlikte olduğu gibi sahih bir nikah şarttır. Bursevî'nin buna benzer dikkat çekici yorumlan Şam'la İlgili aşağıdaki hadisde de görülmektedir. [1474] Beyhakî, Delâil, I, 174. İbn Kesîr hadisi "garîb" olarak değerlendirmiştir, a.g.e., dp. [1475] Münâvî, IV, 201. bk. Ruh, III, 496. [1476] Kitabü'n-Netice, II, 376. bk. Rûh, X, 112; Tuhfe-i Halîliyye, s. 71. |