Konu Başlığı: Ebû Tâlib el-Mekkî Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 15 Ekim 2011, 21:20:24 1. Ebû Tâlib el-Mekkî Aslen İran'ın batısındaki Cebel bölgesinden olup uzun süre Mekke'de kaldığı ve burada yaşadığı İçin Mekkî nispesinİ alan Ebû Tâlib, Gazâlî (Ö.505/1111) ve Abdülkadir Geylânî (ö.561/1165) üzerinde önemli tesirleri olan bir mutasavvıftır. [1061] Tasavvuf yolunun incelikleri hakkında benzerinin tasnif edilmediği belirtilen Kûtu'l-kulûb adlı eseri, tasavvuf tarihinin en önemli kaynaklarındandır. Bununla birlikte eserde zayıf ve uydurma hadisler olduğu gerekçesiyle Kûtu'l-kulûb, muhaddisler tarafından tenkit edilmiştir. [1062] Nitekim Nevevî (Ö.676/1277), Regâib Namazı ile ilgili rivayetin Kûtu'l-kulûb'da zikredilmesine bakarak buna aldanılmaması gerektiğine dikkat çekmiştir. [1063] Öte yandan sûfiler bu esere büyük bîr değer vermekte, müellife karşı tam bir güven beslemektedirler. Sühreverdî (ö.632/1234), Avârifu'l-maârifte Ebû Tâlib'İn bütün nakillerine İtimat edileceğini, kitabında bereket bulunduğunu belirtmiş, [1064] onun bu hüsn-İ şehadetini esas alan Bursevî, Sühreverdî-nin bu sözünü değişik eserlerinde zikretmiştir.[1065] Öyle ki Bursevî "İmam Ebû Tâlib'in kitabındaki sözler bize yeterlidir [1066] diyerek tam bir teslimiyet örneği göstermiştir. Yukarıda Regâib Namazı ile ilgili Nevevî'nin tenkit dolu açıklamasına karşı Bursevî, Ebû Tâlib'i savunmuş; İmam Mekkî ki, muhaddis olduğundan [1067] dbâl-i Mekke'de on seneden ziyade nebatatla taayyüş eyleyip vücûdu sebz-renk [1068] alıp halde ona muâdil ve denk yok iken,[1069] naklen ve keşfen Kûtu'l-kulûbda Salât-i Berâtı tashih ettikleri ledâ üli'l-ebsâr nümayân iken" demiştir. [1070] Bursevî Şerhu Nuhbe'de ise Ebû Tâlib'in, Lâ uhibbu haberan illâ sabiten: Sabit olmayan bir haberi zikretmeyi sevmem [1071] dediğini naklediyor ki, onun bu ifadesinden bir haberi ya nakil, ya da keşif yoluyla tahkik etmeden eserlerinde zikretmediği anlaşılmaktadır. Sühreverdî (ö.632/1234)-nin gerek biraz önce geçen Ebû Tâlib hakkındaki hüsn-i şehadeti ve gerekse Ebû Tâlib'in bizzat hadislerin tashihinde nakil ve keşif yolunu kullandığına İşaret eden sözleri Bursevfyİ büyük ölçüde etkilemiş, bundan dolayı da Bursevî Kûtul-kulûb'daki bütün bilgilerden gönül rahatlığıyla istifade etmiştir. [1072] Konunun baş tarafında Ebû Tâlib'in bir çok sûfiyi etkilediği belirtilmiş, bunlar arasında özellikle Gazâlî'nin ismi geçmişti. Bursevî gibi Gazâlî de, Ebû Tâlib el-Mekkî'nin tesirinde kalan mutasavvıflardandır. [1061] Hatîb, III, 89; İbnü'l-lmâd, III, 120-121; Cami, s. 172; Saklan, Bilal, "Ebû Tâlib", DİA, X, 239-240. [1062]İzmirli, s. 92,104; Saklan, a.g.e., X, 240, [1063] Nevevî, Fetâvâ, s. 62-63. [1064] Sühreverdî, s. 193. [1065]Şerhu Nuhbe, nr. 36 vr. 98a; Ruh, VII, 229. Bursevî, bu eserlerinde Mekkî'nin İlminin bolluğundan hıfzının çokluğundan, manevi halinin yüksekliğinden ve Kutu'l-kulûb'da verdiği bilgilerin doğruluğundan sözetmektedir. [1066] Ruh, VII, 229. Bursevî, 1136/1724 yılında 4 Receb çarşamba günü minber kenarında murakabede iken sol tarafından yeşil elbiseli nurâni bir şeyhin gelerek hırkasının yenini öptüğünü, bu zatın Ebû Talib el-Mekkî olduğunu söylemektedir. Kitabü'n-Netice, i, 463. [1067] Ebû Tâlib, Mekke'de hadis tahsil etmiş, Ahmed el-Masîsi, Ebû Bekir el-Müfîd ve daha başka muhaddislerden rivayette bulunmuştur. Hatîb, III, 89; İbnü'1-Imad, ili, 120. İzmirli ise, Ebû Tâlib'in zâhid ve sûfi olduğunu, fakat hadis imamlarından olmayıp Kûru'l-kulûb'unda ehâdîs-i mevzua bulunduğunu belirtmektedir. İzmirli, s. 104. [1068] Ebû Tâlib, daha çok perhizkar bir hayat yaşamayı âdet edindiğinden yemek yemeyi terketmiş, yalnız mubah olan bitkilerle yetindiğinden dolayı da vücudu yeşil bir renge bürünmüştür. İbnü'1-Imâd, III, 120-121. [1069] Kaynaklar onu ibadete düşkün salih bir adam olarak tanıtmaktadır. Hatıb, III, 89; İbnü'U Imâd, III, 120. [1070]Şerhu'l-Erbaîn, s. 17. [1071]Şerhu Nuhbe, nr. 36 vr. 98a. [1072] Kûtu'l-kulûb'dakİ Tasavvufi Hadislerin Hadis Metodolojisi Açısından Değeri" adlı bir doktora tezi hazırlayan Bilal Saklan, Mekkî'nin hadis elde etme yollan konusunda detaylı bilgi vermemesine rağmen onun keşif, ilham ve rüya yoluyla hadis rivayetini benimsediğini belirtmiştir, a.g.e., basılmamış doktora tezi, Konya 1989, s. 88, 124. Ayrıca bk. Mekkî, Kûtu'l-kulûb, I, 15-16, II435. |