> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Suat Yıldırım Meali > 37 – Saffat Suresi(1-100)
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 37 – Saffat Suresi(1-100)  (Okunma Sayısı 1027 defa)
26 Mart 2011, 13:41:18
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 26 Mart 2011, 13:41:18 »



37 – SÂFFÂT SÛRESİ(1-100)


Mekke’de indirilmiş olup 182 âyettir. İsmini ilk ayetinde geçen kelimeden almıştır. Bu sûrede önce melaikeden, daha sonra cinlerden bahsedilir. Cahiliye arapları arasında yaygın olan ve cinleri Allah’ın kızları sayan şirk inancı iptal edilir. Müteakiben, insanların ölümden sonra dirilip hesap verecekleri vurgulanır. Hz. İbrâhim, Hz. İsmâil, Hz. Mûsâ, Hz. Harun, Hz. İlyas, Hz. Lut (aleyhimü’s-selam) gibi peygamberlerin tebliğleri hatırlatılır, müminlere kesin bir zafer vaad  edilir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1 – Yemin ederim o saf saf dizilenlere,

Müfessirlerin çoğuna göre ilk üç âyette bildirilen işleri yapanlar melaike topluluklarıdır. Birinci âyette emirleri yerine getirmek için hazır kıta bekleyen; ikinci âyette yağmurun yağmasını düzenleyen, üçüncü âyette ise peygamberlere vahiyleri, salih kullara ise ilhamları getiren melaike toplulukları kasdedilmiştir.

2 – Sevk-u idare edip menedenlere,

3 – Kitap okuyanlara ki [77,5-6]

4 – Sizin ilahınız bir tek İlahtır.

5 – O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasında olan bütün varlıkların, hem de güneş’in bütün doğuş yerlerinin Rabbidir. [70,40; 55,17]

Güneş ufukta her gün farklı yerlerden doğar, böylece birçok doğuş sözkonusu olur. Bu sayede güneşin, dünyanın bütün bölgelerinde muhtelif zamanlarda görülmesi mümkün olur.

6 – Biz dünyaya en yakın semayı yıldızlarla süsledik. [67,5; 15,16-18]

Gökler sınırsız olmayıp birtakım sınırları vardır. Hiçbir âsi şeytan o hudutları aşamaz. Hiçbir gök cismi kendi ekseni dışına çıkamaz. Onların yollarına da başka cisim giremez. Uzay boş sanılır, ama oradaki sınırlar çok kesin hatlarla çizilmiştir. İnsanın ay’a gitmesinin ne kadar zorluklardan sonra gerçekleştiği  pek iyi bilinmektedir. Oysa dünyanın uydusu olan ay, bize en yakın gök cismidir.

7 – Ve orayı her türlü şeytandan koruduk.

8 – Onlar Mele-i Âla’ya yükselip dinleyemezler ve her taraftan bombardımana tutulurlar.

9 – Dinlemeye kalksalar kovulup atılırlar. Hem onlar için devamlı bir azap vardır.

10 – Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar. [15,8-12]

Cahiliye arapları arasında kehanet pek yaygın idi. Kâhinlerin cinlerle irtibatlı olarak gaybî haberler getirdiklerine inanırlardı. Hz. Peygamber (a.s.)’ı da öyle nitelendirdiler. Allah, şeytanların Mele-i Âlaya yaklaşır yaklaşmaz, delici bir ışın tarafından kovalandıklarını bildirir.

11 – Onlara bir sor bakalım: Kendileri mi yaratılışça daha güçlü kuvvetli, yoksa Bizim diğer yarattıklarımız mı? Doğrusu Biz onları, yapışkan bir çamurdan yarattık. [40,57]

Bunlar: Melaike-i kiram, gökler âlemi, yer ve ikisi arasındakiler, şihablar ve diğer mahlûklardır. “Men” ism-i mevsûlü akıllı varlıkları tağlib için olup, onlarla beraber şuursuz ve cansızlar da dahildirler.

12 – Ne var ki sen onların haşri inkâr etmelerine şaşırıyorsun, onlar ise seninle alay ederler.

13 – Kendilerine nasihat edildiğinde uyarmaları dikkate almazlar.

14-17 – Gerçeği gösteren bir delil veya bir mûcize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve “Bu,” derler, “besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecekmişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!”

18 – De ki: “Evet, diriltilecek, hem de zelil ve perişan bir vaziyette diriltileceksiniz!

19 – Bu iş için sadece bir tek emir yeter! Bir de bakarsınız ki hepsi dirilmiş, etraflarına bakınıyorlar.

20 – “Eyvah, bize!” derler, “İşte bize bahsedilen hesap günü!”

21 – Melekler de: “Evet, evet bu, sizin yalan saydığınız hüküm günüdür!” derler.

22-24 – Yüce Allah meleklere şöyle emreder: “O zalim müşrikleri, yoldaşlarını ve Allah’tan başka putlaştırdıkları nesneleri toplayın ve hepsini doğru cehennem yoluna dizin! Hem tutuklayın onları, çünkü sorguya çekilecekler!” [17,97]

25 – Ne oldu size, neden birbirinize yardım etmiyorsunuz?

26 – Doğrusu bugün onlar birbirini yardımdan mahrum bırakıp azaba teslim etmişler, acz içinde kıvranmaktadırlar.

27 – Birbirlerine dönüp itham ederek karşılıklı soru yöneltirler. [40,47-48; 34,31-33]

28 – Tâbi olanlar önderlerine: “Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?”

29-32 – “Hayır, bilakis!” derler, “öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz.

Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir gürûh idiniz!”

“Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık.”

33 – O halde o gün hepsi azap çekmekte müşterektirler.

34 – İşte Biz suçlulara böyle davranırız.

35-36 – Çünkü onlara “Allah’tan başka ilah yok!” denildiğinde, kibirlenip kafa tutarlar ve: “Deli bir şairin sözüne bakarak hiç biz ilahlarımızı bırakır mıyız, olacak iş mi bu?” derlerdi.

37 – Hayır! o deli değildir. O size gerçeğin ta kendisini getiren ve bütün peygamberleri tasdik eden bir resuldür. [41,433; 21,92]

38-39 – Siz yarın âhirette elbette o acı azabı tadacaksınız.

Ama aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz (yoksa size bundan fazla bir azap verilmeyecek).

40 – (Lâkin Allah’ın) ihlasa erdirdiği kulları, yaptıklarının mükâfatını, kat kat fazlasıyla alacaklardır. [103;1-3; 95,4-6; 19,71-72; 74,38]

İstisna burada munkatı olup “lâkin” mânasına gelir.

41-42 – Onların, tarife hacet olmayan, her yönden mükemmel bir nasipleri vardır, onlara meyveler vardır. Ve onlar hep izzet ve ikramla ağırlanırlar.

Cennette meyveler, sadece lezzet için yenir. Cennette acıkma duygusu olmayacaktır.

43-47 – Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar.

Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen,

içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler,

dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından ikram edilir. [56,17-19; 78,34]

Başka yerlerden, cennette hizmet edenler arasında çocukların da bulunduğu anlaşılmaktadır (52,24; 76,19). Bâliğ olmamış müşrik çocukları cennetlik olup, annesi babası cehenneme gitmiş bu çocuklar, mutlu olsunlar diye, cennetliklere hizmet etmek üzere vazifelendirilirler.

Dünya içkilerinin kokusu ve tadı pis olup mideyi olumsuz yönde etkiler. Daha sonra beyne tesir edip baş döndürür, karaciğerin çalışmasını aksatarak bünyeyi harap eder.


48-49 – Yanlarında, kocalarından başkasının yüzüne bakmayan, yumuşak bakışlı, güzel gözlü, gün yüzü görmemiş yumurtanın pembe beyaz renginde eşleri de olacaktır.

50 – Birbirleriyle sohbete girerler.

51-53 – Derken biri der ki: “Sahi, benim de yakın bir arkadaşım vardı.

Yanıma gelir, iğneli iğneli “Sen de mi,” derdi, “bu masala inananlar arasında yer alıyorsun? Yani biz ölüp çürümüş kemik, toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilip hesap vereceğiz, buna da inanılır mı?”

54-57 – “Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?” dedi. Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında buldu.

“Vallahi,” dedi “nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin!

Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!” [7,43]

58-61 – Sonra cennetteki arkadaşlarına dönerek: “O ilk ölümümüzden sonra artık bize burada ölüm olmayacak değil mi, o azap bize hiç ulaşmayacak değil mi?

Ne güzel! Şükürler olsun! İşte kurtuluş, işte büyük başarı diye buna derler.

Çalışanlar, asıl, böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!”

62-65 – “Şimdi iyi düşünün.” buyurur Yüce Allah,

“Sonuç olarak böylesi bir mutluluk mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı?

Biz onu zalimler için bir dert ve azap yaptık.

O öyle bir ağaçtır ki cehennemin ta dibinden çıkar. Meyveleri: sanki şeytanların başları!” [23,20; 56,51-52; 17,60]

Zakkum: Tadı çok acı, pek fena kokan bir bitki olup ondan çıkan sıvı, bedene bulaşması halinde deriyi tahriş eder.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 37 – Saffat Suresi(1-100)
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:46:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 37 – Saffat Suresi(1-100) rüya tabiri,37 – Saffat Suresi(1-100) mekke canlı, 37 – Saffat Suresi(1-100) kabe canlı yayın, 37 – Saffat Suresi(1-100) Üç boyutlu kuran oku 37 – Saffat Suresi(1-100) kuran ı kerim, 37 – Saffat Suresi(1-100) peygamber kıssaları,37 – Saffat Suresi(1-100) ilitam ders soruları, 37 – Saffat Suresi(1-100)önlisans arapça,
Logged
01 Temmuz 2018, 14:12:11
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 01 Temmuz 2018, 14:12:11 »

Esselamu aleykum. Rabbim bizleri kur anı okuyan anlayan ve onun rehberliğinde yaşayıp kurtuluşa erişen kullardan eylesin inşallah. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes