Konu Başlığı: 8.Remiz ikincisi Gönderen: Esila üzerinde 04 Şubat 2011, 13:09:08 İkincisi: Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) başta
....رُوحِى بِهِ اهْتَدَتْ اِلٰى كَشْفِ اَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ 1 وَاَمْنِحْنِى يَا ذَا الْجَلاَلِ كَراَمَةً بِاَسْرَارِ عِلْمٍ يَاحَلِيمُ بِكَ انْجَلَتْ 2 ve ortalarında مَقَالُ عَلِىٍّ وَابْنِ عَمِّ مُحَمَّدٍ وَسِرُّ عُلُومٍ لِلْخَلاَئِقِ جُمِّعَتْ 3 ve âhirde bir hazine-i ulûm olarak gösteriyor. Halbuki, zâhirinde yalnız bir münâcâttır. Hattâ İmam-ı Ali’nin (r.a.) hakikat-feşan sair kasideleri ve ilmî başka münâcâtları gibi, esrar-ı ilmiye ile tam münasebeti görünmüyor. Benim hususî kanaatım şudur ki: Celcelûtiye, madem Risale-i Nur’u içine almış ve sinesine basıp mânevî veled gibi kabul etmiş, elbette وَسِرُّ عُلُومٍ لِلْخَلاَئِقِ جُمِّعَتْ fıkrası ile kendi hazinesinin bir kısım pırlantalarını âhirzamanda neşreden Risale-i Nur’u şahit gösterip Celcelûtiye’yi bir hazine-i ulûm ve bir define-i ilmiyedir diye bihakkın medh ü senâ edebilir. Dipnot-1 İçinde sırların dürülü olduğu hazinelerin keşfine ruhum onunla ulaştı. Dipnot-2 Ey celâl sahibi Allah’ım, bana ilmin sırlarını lütfunla bildir, seninle anlaşılır onlar ya Halîm! Dipnot-3 Bu sözler Muhammedin (a.s.m.) amcasının oğlu Ali’nindir (r.a.) ve yaratılmış olan herşey hakkındaki ilimlerin sırlarını toplamıştır. Celcelûtiye: (bk. bilgiler) Hazret-i İmam-ı Ali: [bk. bilgiler – Ali (r.a.)] Süryanîce: (bk. bilgiler) beyan: açıklama, izah bihakkın: hakkıyla, gerçek anlamıyla cihet: şekil, yön define-i ilmiye: ilim hazinesi emare: belirti, işaret esrar-ı ilmiye: ilmin sırları fıkra: bölüm, kısım hakikat-feşan: gerçekleri yayan hazine-i ulûm: ilimler hazinesi kanaat: görüş, fikir; inanma, razı olma kaside: övgü şiiri kâfi: yeterli mahiyet: asıl, esas, nitelik medh ü senâ: övme ve yüceltme münasebet: bağlantı, ilişki münâcât: Allah’a yalvarış, dua namındaki: adındaki neşreden: yayan sabık: geçen, önceki sair: diğer, başka tâdât etmek: saymak veled: çocuk, evlad yakîn: kesin ve doğru bilgi zâhir: açık, gözle görülür âhirde: sonunda âhirzaman: dünya hayatının kıyamete yakın son devresi şahit: tanık, delil şerâit: şartlar, belirtiler |