Konu Başlığı: 8.Remiz birinci sual Gönderen: Esila üzerinde 04 Şubat 2011, 13:19:36 SEKİZİNCİ REMİZ Bu remzin beyanından evvel en mühim, iki suale cevap yazılacak. Birinci sual: Bütün kıymettar kitaplar içinde Risale-i Nur, Kur’ân’ın işaretine ve iltifatına ve Hazret-i İmam-ı Ali’nin (r.a.) takdir ve tahsinine ve Gavs-ı Âzamın teveccüh ve tebşirine vech-i ihtisası nedir? O iki zâtın kerametle Risale-i Nur’a bu kadar kıymet ve ehemmiyet vermesinin hikmeti nedir? Elcevap: Malûmdur ki, bazı vakit olur, bir dakika, bir saat; ve belki bir gün, belki seneler kadar; ve bir saat, bir sene, belki bir ömür kadar netice verir ve ehemmiyetli olur. Meselâ, bir dakikada şehid olan bir adam, bir velâyet kazanır. Ve soğuğun şiddetinden incimad etmek zamanında ve düşmanın dehşet-i hücumunda bir saat nöbet, bir sene ibadet hükmüne geçebilir. İşte, aynen öyle de, Risale-i Nur’a verilen ehemmiyet dahi, zamanın ehemmiyetinden, hem bu asrın şeriat-ı Muhammediyeye (a.s.m.) ve şeâir-i Ahmediyeye (a.s.m.) ettiği tahribatın dehşetinden, hem bu âhirzamanın fitnesinden eski zamandan beri bütün ümmet istiâze etmesi cihetinden, hem o fitnelerin savletinden mü’minlerin imanlarını kurtarması noktasından, Risale-i Nur öyle bir ehemmiyet kesb etmiş ki; Kur’ân ona kuvvetli işaretle iltifat etmiş. Ve Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) üç kerametle ona beşaret vermiş. Ve Gavs-ı Âzam (r.a.) kerametkârâne ondan haber verip tercümanını teşci etmiş. Evet, bu asrın dehşetine karşı taklidî olan itikadın istinad kal’aları sarsılmış ve uzaklaşmış ve perdelenmiş olduğundan, her mü’min, tek başıyla dalâletin cemaatle hücumuna mukavemet ettirecek gayet kuvvetli bir iman-ı tahkikî lâzımdır ki dayanabilsin. Risale-i Nur, bu vazifeyi en dehşetli bir zamanda ve en lüzumlu ve nazik bir vakitte, herkesin anlayacağı bir tarzda, hakaik-i Kur’âniye ve imaniyenin en derin ve en gizlilerini gayet kuvvetli burhanlarla ispat ederek, o iman-ı tahkikîyi taşıyan hâlis ve sadık şakirtleri dahi, bulundukları kasaba, karye ve şehirlerde, hizmet-i imaniye itibarıyla âdetâ birer gizli kutup gibi, mü’minlerin mânevî birer nokta-i istinadı olarak, bilinmedikleri ve görünmedikleri ve görüşülmedikleri halde, kuvve-i mâneviye-i itikadları cesur birer zâbit gibi,kuvve-i mâneviyeyi ehl-i imanın kalblerine verip mü’minlere mânen mukavemet ve cesaret veriyorlar. Gavs-ı Âzam: [bk. bilgiler – Abdulkàdir-i Geylânî (k.s.)] Hazret-i İmam-ı Ali: [bk. bilgiler – Ali (r.a.)] beşaret: müjdeleme burhan: güçlü, kesin delil, kanıt cemaat: topluluk, grup cihet: şekil, yön dalâlet: hak yoldan ayrılma, sapkınlık dehşet-i hücum: dehşetli saldırı fitne: bozgunculuk, ara bozma hakaik-i Kur’âniye ve imâniye: Kur’ân ve iman hakikatleri, gerçekleri hizmet-i imâniye: iman hizmeti hâlis: içten, katıksız iltifat: yönelme, değer verme iman-ı tahkikî: inandığı şeylerin aslını, esasını bilerek inanma, sağlam, iman incimad etmek: donmak istinad: dayanma, dayanak istiâze etme: Allah’a sığınma itikad: inanç karye: köy keramet: Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hâl ve fiiller kerametkârâne: keramet göstererek kesb etme: kazanma kutup: esas, önder, rehber kuvve-i mâneviye-i itikad: inançtaki mânevî kuvvet, dayanak mukavemet: direnç, dayanıklılık mü’min: iman eden, Allah’a ve Onun gönderdiği şeylere inanan nokta-i istinad: dayanak noktası sadık: bağlı, doğru savlet: saldırı tahribat: tahripler, yıkıp bozmalar tahsin: güzel bulma takdir: beğendiğini dile getirme taklidî: araştırmaksızın, taklide dayanan tebşir: müjdeleme, müjde teveccüh: ilgi, yönelme teşci etmek: cesaret vermek, gayrete getirmek vech-i ihtisas: özel mazhariyetin sebebi velâyet: velilik zâbit: subay, askere kumanda eden rütbeli asker âhirzaman: dünya hayatının kıyamete yakın son devresi ümmet: Peygamberimize inanıp onun yolunda gidenlerin hepsi şakirt: talebe, öğrenci şehid: Allah yolunda canını feda eden Müslüman şeriat-ı Muhammediye: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) getirdiği din; İlâhî kanun ve hükümler şeâir-i Ahmediye: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sembol hükmündeki sünnetleri, prensipleri |