> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Söyleşi > YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan  (Okunma Sayısı 774 defa)
01 Temmuz 2012, 09:49:40
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Temmuz 2012, 09:49:40 »



YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan: Katsayı sorununu çözmeye kararlıyız
İbrahim BARAN • 61. Sayı / SÖYLEŞİ


Katsayı problemi uzun yıllardır ülke gündemini sürekli meşgul ediyor. Teknik ve mesleki eğitim veren lise ile imam-hatip liseleri mezunları katsayı problemi nedeniyle istedikleri bölümlerde okuyamıyorlar. Türkiye’de üniversitelerle ilgili en yetkili kuruluş olan Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) konuya ilişkin tavrı bugüne kadar hep çözümsüzlüğe yönelikti. Demokrat kişiliği ile bilinen Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın YÖK Başkanı olması ile birlikte kurulda ilk gündeme gelen konulardan biri de katsayı problemi oldu. YÖK, sorunu çözmek için farklı formüller geliştirdi ama Danıştay kararları iptal ederek konunun tekrar tartışılmasına yol açtı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’la yalnızca katsayı problemini değil, üniversitelerle ilgili birikmiş sorunları ve olası çözüm önerilerini de konuştuk.

Katsayı problemi yıllardır binlerce öğrenciyi mağdur ediyor. Bu problemi çözmek için cesur adımlar attınız. Fakat Danıştay konuya ilişkin aldığınız kararları iptal ederek tartışmaları tekrar gündeme getirdi. Sizi bu sorunu çözmeye yönlendiren şey neydi?
Biliyorsunuz katsayı problemi Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri. Son 11 yıldır birçok öğrenci bu politikadan çok fazla zarar gördü. Aşılması mümkün olmayan zararlar bunlar. Bazı zararlar vardır mesela biraz gayretle aşarsınız. Fakat bu böyle bir şey değil. Öğrencilerin önüne konulan baraj 180 soruluk bir sınavda 30 soruluk, puan olarak da 50 puanlık bir farkı ortaya çıkarıyor ki, bunu aşmak çok kolay görünmüyor. 50 puanlık bir farkı normal bir lise öğrencisinin kapatması mümkün değil. Bugüne kadar bu engeli geçmeyi başaran bir iki öğrenci hatırlıyorum. Onlar da çok müstesnaydı zaten. Temel nedeni buydu katsayı sorununa eğilmemizin. Bir defa çok büyük bir haksızlık var ortada. İkinci olarak bu politikanın uygulanmasıyla ortaya çıkan sonuçlar çok vahimdi. Teknik ve mesleki eğitimin ne kadar önemli olduğunu herkes vurguluyor. Nutuklar atılıyor, büyük sözler söyleniyor. Ama iş uygulamaya gelince kimsenin sesi çıkmıyor. Türk endüstrisinin en çok ihtiyaç duyduğu personel işte bu katsayı problemi mağduru olan teknik ve mesleki eğitim mezunu öğrencilerdir. Asıl meselemiz yalnızca katsayıyı halletmek değil Türkiye’nin önündeki bu problemi kaldırmaktır. Katsayı problemini hallettiğimizde göreceksiniz birkaç yıl içerisinde teknik ve mesleki eğitim kendine gelecek. İnsanlar eskiden olduğu gibi çocuklarını bu okullara gönderme hususunda birbiriyle yarışacaklar. Benim lisede okuduğum yıllarda elektrik-elektronik bölümüne girmek için torpil gerekiyordu. Mahallenin hatırı sayılır kişilerine gidilir, o bölüme girmek için araya girmeleri istenirdi. O zaman üniversite okumanın da çok bir önemi kalmıyordu. Fakat zaman içinde neler oldu hep birlikte gördük. Neredeyse sıfır prestije düştüler. Teknik ve mesleki eğitimi güçlendirmezsek Türk sanayicisinin ve iş adamının ihtiyaç duyduğu personeli üretemeyeceğiz. Bu durumda bu memlekette üretim doğru düzgün gerçekleşmeyecek. Az üretince içinde bulunduğunuz durumun mahkumu olacağız. O zaman birbirini etkileyen faktörler devam edip gidecek ve fasit daire içerisinde dönüp duracağız. Üçüncü bir nedeni de bu değişikliği her ne kadar teknik ve mesleki eğitim için yapıyor gözüksek de bu problemden asıl etkilenenler genel lise mezunları oluyor. Mesela benim oğlum üniversite sınavına girecek ve “hangi bölümde okuyayım?” diye meslek seçmekle uğraşıyor. Ama önünde birkaç alternatif olsa onu rahatlatırdı. Oğlum gibi binlerce öğrenciyi de rahatlatırdı. Böyle bir rahatlık da lazım. Öğrencileri belli koridorlara mahkum etmemeliyiz. “Sen ancak bu koridorda koşabilirsin, diğer koridora geçemezsin” diyemeyiz. Bu kötü bir şey. Çocuklar istedikleri bölüme giderlerse işini severek yapan başarılı bireyler yetiştirmiş oluruz. Orada o kadar büyük bir alan var ki bu alanda serbestlik oluşturmak lazım.

Konu ile ilgili dünyada uygulama nasıl?
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama yok. Türkiye’dekinin tam tersine, geçişlere ne kadar izin verirseniz aradaki bariyerleri ne kadar kaldırırsanız sistem o kadar makbul oluyor.

Türkiye’de de ne kadar engel konulursa o kadar iyiymiş gibi bir anlayış var.
Tabii. Maalesef böyle bir durum var. Bunlardan kurtulmak için katsayıyı kaldıralım, daha başarılı bir sistem olsun, başarılı bireyler yetişsin istiyoruz. Çünkü başarı oldukça önemli. “Eğer başarılı biriyseniz, kabiliyetleriniz, çalışkanlığınız sizi bir yerlere götürecekse buyurun gidin” demek istiyoruz. “Burada başladınız, başka seçeneğiniz yok, buradan ilerlemeye çalışın” demek istemiyoruz. Bizim öğrencilerimiz okula giderken kendi iradesiyle gitmiyor. Öğrencilerimize yardım eden insanlar var. Annesi, babası, öğretmenleri filan… Onların etkisiyle öğrencilerimiz bir yerlere gidiyorlar. 13-14 yaşındaki bir çocuk ne kadar rasyonel bir tercih yapabilir?

Aileler de çocukları lise bittikten sonra işsiz kalmasınlar diye meslek liselerine gönderiyorlar.
Bence böyle yaparak akıllıca bir iş yapıyorlar. Bir klasik lise mezunu ile teknik okul mezununu mukayese ederseniz, teknik okul mezunu mezuniyetten sonra kötü de olsa bir iş bulacak kendine. Klasik lise mezunu içinse aynı şeyi söylememiz mümkün değil.

Burada aslında düz liseler için bir dezavantaj durumu söz konusu olmuyor mu?

Düz liseler için müthiş bir dezavantaj söz konusu. Liseyi bitirdiğinde hiçbir iş bulamayacaksa çok kötü bir durum ortaya çıkıyor. Ama mesela marangozdur, tornacıdır. Kendisine iyi kötü bir iş bulabilir.

Üniversitelileşme oranının işsizlikle ters orantılı olduğu konuşuluyor. Üniversite mezunu ne kadar çok olursa yaptığı işten tatmin olma o oranda artıyor. Üniversite mezunu bir kişi meslek lisesi mezunu birinin yaptığı işi yapmayı kolay kolay kabullenmiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle böyledir. Üniversite mezunu insanlar haliyle eğitimlerine uygun işlerde çalışmak isteyeceklerdir. Bu doğal. Üniversite mezunu olmak işsizliği azaltır gibi genel bir kanıya sahip olmak bizim gibi ülkelerde çok kolay görünmüyor. Buradaki sorun da bence ekonomik gelişmişlik düzeyi ile ilgili.

KATSAYI SİSTEMİNİN ADİL OLMASI GEREKİYOR

Danıştay’ın verdiği son kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son derece yanlış bir karar. Bir örnek vereyim –sıkça veriyorum bu örneği zaten– fen lisesi mezunu bir öğrenci düşünelim. Çok başarılı bir öğrenci. Üniversite sınavına girdi ve bütün soruları çözdü. Alacağı puan 300. Ağrılıklı orta öğretim başarı puanı da 100 olsun. Alan içi bir yere giderse 100 puan 0.8 ile çarpılır ve 80 olur. 300 ile toplarsak 380 olur ve bu puanla istediği her yerde okuyabilir. Ama mesela bu çocuk vazgeçti fen bilimleri ile ilgili bir bölümde okumaktan ve siyasal bilgiler fakültesine gidip diplomat olmak istedi. Fen bilimleri dışında bir alana yöneldiği için 0.3 ile çarpılacak puanı, 30 puan olacak 300 puan da diğer tarafta var, toplarsak 330 puan olacak. 330 puanla siyasal bilgiler fakültesine giremeyecek. Birilerinin iyi dediği, savunduğu, adaletli bulduğu sistemle Türkiye’nin en başarılı öğrencisi, fen lisesini birincilikle bitirmiş, üniversite sınavındaki bütün soruları doğru cevaplamış, ağırlıklı orta öğretim başarı puanı 100 olan bu çocuk siyasal bilgiler fakültesinde uluslararası ilişkiler bölümüne gidemiyor. Ben adil bir sistemden adalet beklerim. Niçin vermediğinin başka nedenleri vardır herhalde. Ama adaleti en yalın şekliyle bize sunması lazım. Yoksa insanların adalete olan güvenleri azalır ve adaletin olmadığı yerde de hiçbir zaman tatminkâr idareler olmaz.

Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının ardından siz sorunun çözümüne ilişkin başka bir proje geliştirdiniz. Fakat Danıştay yeniden kararı bozdu. Sorunu kesin bir şekilde çözmek için geliştirdiğiniz başka projeler var mı? Katsayı problemini kesin bir şekilde çözmeye kararlı mısınız?

Danıştay 1. yürütmeyi durdurma kararını verdikten sonra iki hususa dikkat çekti. Birincisi alanlar meselesiydi. Diyor ki “öğrenciler bu eğitim sistemi içerisinde bir alana yönlendiriliyorlar. Siz de bu yönlendirmeyi dikkate alın. Bu alanı muhafaza edin”. “Bir makas kullanın” demekti bu bir anlamda. “Her öğrenciyi aynı statüye koymayın. Sosyal bilimler bölümü mezunuysa ona uygun bir katsayı uygulayın, fen bilimleri bölümü mezunuysa başka türden bir katsayı uygulayın, eşit ağırlıklı bölümü mezunuysa başka türden bir katsayı uygulayın” diyordu. İkincisi “ölçülülüğe dikkat edin” diyordu. Ölçülülük Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan bir hüküm. Buna göre bölümler arasına bir fark konulduğunda o anlamlı bir fark olmalı. Göstermelik bir fark olmamalı. Öyle bir fark olmalı ki alanlardaki geçişi yansıtmalı. “Sosyal bilimler bölümünden mezun olan öğrenci kendi alanından tercih yapacağı zaman avantajlı bir duruma gelsin. Fakat alan dışı bir tercih yaptığında bu durum onun için dezavantaj oluştursun.” İlk aldığımız kararda bu hususa dikkat etmiştik aslında. 0.15 ve 0.13 farklılığında farklı bölümde tercih yapıldığı vakit 0.02’lik bir oynama oluyor puanlar arasında. Sembolik bir şey yapmak isteseydik o farklılığı 0.001 yapardık. Bu sembolik bir fark olurdu. 1 milyon kişinin girdiği bir sınavda bizim uygulamak istediğimiz sistemde bölüm dışı tercihlerde 8 soruluk bir fark ortaya çıkıyor ki, bu da aslında iddia edildiği gibi küçük bir fark değil. Danıştay’ın kararları karşısında elbette biz yeni projeler geliştireceğiz. Katsayılar arası farklılıkları değiştirebiliriz. Sorun artık matematiksel bir probleme dönüştüğü için sonsuz sayıda çözüm var yani.

BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ BİR İKİ YILA KADAR ÇÖZÜLÜR

Bayan öğrencilerin başörtüsü ile üniversitelerde eğitim yapması meselesi de uzunca...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan
« Posted on: 26 Nisan 2024, 18:32:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan rüya tabiri,YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan mekke canlı, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan kabe canlı yayın, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan Üç boyutlu kuran oku YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan kuran ı kerim, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan peygamber kıssaları,YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ilitam ders soruları, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes