> Forum > ๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑ > Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler > Sorularımız ve Cevaplarımız > Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu?
Sayfa: [1] 2 3 4 ... 6   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu?  (Okunma Sayısı 23588 defa)
19 Haziran 2009, 14:18:11
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 19 Haziran 2009, 14:18:11 »



Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm’da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.

Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.

İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.

Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm’ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.


Ahmed Şahin

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu?
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:00:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? rüya tabiri,Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? mekke canlı, Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? kabe canlı yayın, Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? Üç boyutlu kuran oku Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? kuran ı kerim, Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? peygamber kıssaları,Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu? ilitam ders soruları, Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu?önlisans arapça,
Logged
11 Mart 2011, 20:46:00
monarozam571

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5


« Yanıtla #1 : 11 Mart 2011, 20:46:00 »

Esselamünaleyküm,
bazen eşarp bazen ''türban''...Ama farkında değilizki türban rahiplerin bonesi...
Efendimiz asm kızı Hz Fatma annemiz siyah çarşaf giyermiş yani siyah çarşaf giymek sünnettir..
Hadi sahabe efendilerimizin eşleride giyerlermiş...onlardan aktarma sözleri vardır...hatta peçe takarlarmış..ihrama girdiklerinde Efendimiz asm peçelerini çıkarmalarını söylermişl günümüzde eşarplar rengarenk ve erkeğin dikkatini dağıtacak kadar göz kamaştırıcı diye bilirim...

Ahzâb Sûresi 59. Âyet-i Kerîme
Tefsirli Meâli



img197.imageshack.us/img197/1254/ayet.jpg




Ey Nebî(yy-i Zî Şân)! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle ki; cilbâblarından (bir kısmına dolanıp, diğer) bir kısmını (da uzuvlarının şeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkıtsınlar. İşte sana! Bu (örtünmeleri), onların(, câriyelerden ve İslâm'ın yasakladığı bazı aşağılık işleri yapan kadınlardan seçilip) tanınmalarına ve (kötü insanlar tarafından) eziyet olunmamalarına daha yakın (bir davranış)dır. Allâh dâima (çokça bağışlayan bir) Ğafûr ve (kullarına çokça acıyan bir) Rahîm olmuştur.



(Bu yüzden evvelce hicâb âyeti indiği halde, bu hususta dikkatli davranmayarak işlemiş olduğumuz günahlarımızı bağışlar ve bundan sonra emir tuttutğumuz için mükâfatınızı veririz.)





------------------------------------------------




Bu Âyet-i Kerîme'de geçen "Celâlib" kelimesinin müfredi olan "Cilbâb" kelimesine sahâbe ve tabi'în (Radıyallâhu anhüm) birkaç manâ vermiştir..:



a) İbni Abbas'tan(Radıyallâhu anhümâ) rivayet edildiğine göre; baştan aşağı örten dış elbisedir.



b) İbni Cübeyr ve bazı ulemâ'ya göre; "Milhafe" ve "Mikne'a" dır. Bu da yüzle birlikte bütün bedeni örten peçe ve çarşaf anlamındadır.



Diyânet eski reislerinden Ömer Nasûhî Bilmen; Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Konyalı Mehmet Vehbî Efendi ve İzmirli İsmâil Hakkı (Rahimehullah) gibi son devrin en büyük müfessirleri cilbâb kelimesine önce "ÇARŞAF" sonra da "Ferace" manâsını vermişlerdir. Dolayısıyla burada örf de nazâr-ı itibara alınacak olursa, şehir kıyâfeti olarak, özellikle de Osmanlı kültürümüzde çarşaf öne çıkmaktadır. Nitekim Elmalılı merhûmun: "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketlerimizde vâlidelerimizin tesettür tarzı çarşaftı. Bin üçyüz onda İstanbul'a geldiğim zaman, İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartı ile tesettür tarları da bu idi!" şeklindeki beyanları bu örfü bize anlatmakta yeterlidir. Ancak Âcem yurdunda ferace ve çarşaf kullanıldığı gibi, Anadolu'da atkı-şalvar, Erzurum yöresinde ihram ve Karadeniz bölgesinde peştamal-dolaylık isti'mal edilmiştir. Şu kadar var ki; bu örflerin her birinin İSLÂM'da kabul görmesi şu şartlara bağlıdır..:



a) Tepeden tırnağa tüm bedeni örtmesi,
b) Hiçbir uvzun şeklini belli etmeyecek derecede bol olması ki; bu iki şart dikkatle düşünülecek olursa; günümüzde gelenek olarak bilinçsizce giyilen atkı-şalvar ve peştamal-dolaylığın bu şartlara hâiz olmadığı ortadadır. Hatta bazı yörelerin uyguladığı dize doğru çekilmiş çarşaflarda uygun değildir.

Dolayısıyla isim takıntısından ziyâde, burada zikredilen şartların aranma zorunluluğu vardır. Ama şu demek değildir ki; "Örtün de, nasıl örtünürsen örtün!", zira burada "Örtünsünler!" buyurulmamış, bilâkis "Cilbâblarını üzerlerine çeksinler!" buyurularak, cilbâb namında bir isim belirtilmiştir. Demek ki; Allâh-u Te'âlâ'nın kadınlara emri, bu şartları barındıran çarşaflara bürünmeleridir.



c) İçindeki şahsı süslü ve cazip göstermemesi,
d) İçini gösterecek şekilde şeffaf olmaması,
e) Yüz avret değilse de, zamanımızın fitnesi göz önünde bulundurularak çene altından değil de burun altından bağlanması,
f) Allı-pullu ve gösterişli renk ve şekillere sahip olmayıp, erkeklerin nazarlarını bertaraf edecek bir özellikte olması ki; bu yüzden siyah renk kullanılmalıdır. Nitekim Ümmü Seleme (r.anha) Vâlidemiz'in:" 'Üzerlerine çarşaflarını çeksinler!' âyet-i kerîmesi inince Ensâr Hanımları dışarı çıkarken sanki başları üzerinde kargalar varmış gibi siyah kisvelere büründüler."
(Abdürrezzak, el-Musannef: 2/123; Ebû Dâvûd, Libâs: 32, No: 4101,2/459; İbn Ebî Hâtîm, No: 17784,10/3154; İbni Kesîr: 6/471; Suyûtî, ed-Dürru'l-mensûr; 12/141; Âlûsî: 22/89) şeklindeki beyânı, bu hususta yeterli bir delildir.

Bu şartlar göz önünde bulundurulduğu takdirde; günümüz MÜSLÜMAN Kadınlarının giydikleri; abâye, manto, etek-bluz, pardösü gibi kıyâfetlerin İSLÂM'la uzaktan yakından alâkası olmadığı açıkça ortaya çıkar. Zirâ bu tür kıyafetler ve üzerlerine atılan süslü-püslü başörtüler, tepeden tırnağa tüm bedeni örtmemekte, örtse de şekli belli etmekte, şekli belli etmese de giyeni cazip göstererek dikkatleri üzerine çekmektedir. Halbûki İSLÂM'ın istediği tesettür şekli; giyenin genç mi yaşlı mı, güzel mi çirkin mi olduğunu belli etmeyecek bir örtünmedir



MAHMUT EFENDİ HAZRETLERİ
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

''GökLer ağLıyor biz ağLıyoruz çok mu? Bize yobaz diyorLar haberiniz yokmu desinLer desinLer ALLAH için yobaz olmuşuz ÇOK MU ?''
16 Haziran 2011, 11:28:32
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« Yanıtla #2 : 16 Haziran 2011, 11:28:32 »

Aleyna ve Aleykümüsselam..sevgili monarozam571 kardeşim gayet güzel açıklamışsınız Allah razı olsun ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Haziran 2011, 14:13:19
Halis_52

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 642


« Yanıtla #3 : 16 Haziran 2011, 14:13:19 »

         Esselamu aleyküm kıymetli kardeşim. Yazınız dikkatimi çekti ve istifade ettim. Yazınıza ek fayda temin hem de katkı açısından bir şey de ben eklemek istiyorum. Sevgili peygamberimiz" Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana ALLAH lanet etsin!) [İ.Rafii]" buyurmaktadır. Evet kardeşim bu hadisten yola çıkarak sizlerin de belirttiği gibi sadece İslami ölçülerde tesettüre bürünmek yeterli olmayıp, günümüz ortamını da hesaba katarak çok rengarenk ve dikkat çekici bir şekilde allı-pullu giyinmek de fitneyi uyandırmak olsa gerek. En uygunu sizin de dediğiniz gibi, ya hiç dikkat çekmeyecek çekilde siyah renk (başarabilirsek) ve ya daha sadece ve süsten uzak elbiselerin tercih edilmesi sanırım hem örfi, hem İslami, hem akli olması açısından çok daha munasip olacaktır. Bütün bunlara rağmen yine de İslami olmak şartıyla giyim tarzımız ve modamız fitneye ve çevremizin olumsuz tutumlarına sebeb olacaksa uygun ortam ve yörede ifrad ve tefritten uzak İslami kurallara riayet şartıyla değişik tarzlar olabilir. Çizgimiz İslami bir kimlik ve kişilik ... Rabbim sizlerden razı olsun. Böyle güzel yorumlarınıza ihtiyacımız olduğunu bildirir, sizleri Rahaman'a emanet ederiz. Selam ve dua ile...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 16 Haziran 2011, 14:14:26 Gönderen: Halis_52 »
Kayıtlı

16 Haziran 2011, 14:17:43
Halis_52

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 642


« Yanıtla #4 : 16 Haziran 2011, 14:17:43 »

Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm’da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.

Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.

İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.

Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm’ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.


Ahmed Şahin

Böyle güzel bir konuyu bizlerle paylaştığınız için rabbim sizlerden binlerce razı olsun hocam. Çok hasas ve dikkat edilmesi gereken bir konu... Günümüzün bozuk ortamında bu konu daha da bir önem arz etmekte... Bu güzel paylaşımınıza ki ( Her paylaşımınız güzel) bir rep hediyem olsun. :)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3 4 ... 6   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes