๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑ => Sorularımız ve Cevaplarımız => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 25 Ağustos 2009, 05:54:34



Konu Başlığı: Dövmeler abdeste ve gusle mani mi?
Gönderen: Zehibe üzerinde 25 Ağustos 2009, 05:54:34
Ben de kolumdaki dövmeleri gösterdim. Bunlarla abdest olmazmış, önce deriyi kaldırıp altındaki renkleri silmek gerekiyormuş, ben de bunu göze alamadım, deyince beni rahatlatan açıklamalarda bulundular. Dövmeler abdeste de gusle de engel olmaz, sana yanlış bilgi vermişler, diyerek beni size yönlendirdiler.

Gerçekten de kollarımda bedenimde bulunan dövmeler abdeste, gusle engel değiller mi? Bunların abdeste engel olduğunu söyleyen arkadaşlarım bana yanlış bilgi mi vermiş olmaktalar?

Cevap: Peygamberimiz (sas) kollara, bedenin herhangi bir yerine dövme yaptırmayı uygun bulmamış, yabancılara ait böyle faydasız alışkanlıkları taklit etmeyi tavsiye etmemiştir. Bununla beraber, dövmelerin abdeste, gusle mani olmayacağı da ilgili kitaplarda açıklanmıştır. Çünkü abdest ve gusülde esas olan, derinin üzerinden suyun akıp gitmesi, bedeni ıslatarak temizlemesidir. Dövmeler ise deri üzerinde tabaka teşkil etmediklerinden cildin ıslanıp temizlenmesini önlemezler. Dolayısıyla tanıştığınız yeni arkadaşlarınız doğru bilgi vermişler, eskiler ise maalesef ibadetine bile mani olacak yanlış telkinlerde bulunmuşlardır. Bilgili arkadaşla bilgisiz arkadaşın farkı da böylece meydana çıkmıştır.

Bilgisiz arkadaşın zararlarını anlatan Peygamberimiz (sas), "İnsan farkına varmadan cahil dostunun benimsediklerini benimseyebilir. Seçtiği dosta dikkat etmelidir!" ikazında bulunmuştur. Demek ki bilenlerle yakınlık kurarsanız doğruları benimsersiniz, bilmeyenlerle arkadaşlık ederseniz böyle yanlışlara kapılır, ibadetinizi bile yapamaz hale gelirsiniz.

Şirazlı Sadi iyi arkadaşın bıraktığı güzel etkiyi anlatırken şöyle tatlı bir misal verir: Çevresine ibretle bakan adamın biri, ormanda dolaşırken bir meşe yaprağından gül kokusu geldiğini anlayarak; "Nasıl oluyor da gül gibi kokuyorsun ey meşe yaprağı?" der. Dile gelen meşe yaprağı da şöyle cevap verir:

"Uzaklardaki gülün yapraklarını rüzgâr uçurup buralara kadar getirdi. Ben onları kendi yanımda misafir ettim. Bir müddet gülle arkadaşlık ettik. Gül kokusu bana arkadaşlık ettiğim bu gül yaprağından geldi."

Demek ki, bilgili insanlarla arkadaşlık ederseniz güzel şeyler öğrenir, sağlam bilgiler elde edersiniz. Bilgisiz kimselerle dostluk kurarsanız pişman olacağınız yanlışları benimser, ibadetinizi bile yapamaz hale gelirsiniz. Seçtiğiniz arkadaş ve dostlara dikkat!

Soru: Kendisine gusül farz olan cünüp (dinen kirli) sayılan kimsenin yıkanmadan ibadet yapamayacağını biliyoruz. Ancak bu yıkanmanın kendine mahsus şartlarını bilmiyoruz. Bu şartlar konusunda kısa da olsa bilgi verebilir misiniz?

Cevap: Cünüp olan, yani dinen kirli sayılan kimsenin ibadet edecek temizliğe kavuşması için gusül yapması farzdır. Yapılan bu guslün sahih olması için de üç farzın yerine getirilmesi gerekir. Bu üç farzın başında biri, önce yıkanmış elle üç defa ağza su alıp iyice çalkalayarak ağız içinde kuru yer bırakmamak, arkasından gelen ikincisi de, aynı şekilde burna üç defa su çekip burun içini kuru yer kalmayacak derecede yıkamak. Son üçüncü farz ise baştan aşağıya dökülen su ile tüm bedeni yıkamak, iğne ucu basacak kadar kuru yer kalmadığı andan itibaren guslün tamamlanıp temizliğin gerçekleştiğini bilmek.

Ahmet Şahin