๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Gül_i RaNa üzerinde 05 Aralık 2009, 22:58:21



Konu Başlığı: Yunan ve Roma Putperestliği
Gönderen: Gül_i RaNa üzerinde 05 Aralık 2009, 22:58:21
Bu sırada Avrupa da putperestliğin karanlığı içinde yaşamak taydı. Batısındaki Vandallar´la Saksonlar, İsa Peygamber´den ön ce, kör bir cahiliyet ortamı içinde bulunuyordu. Onları doğruluğa ulaştıracak hidayetçi ye mürşit yoktu. Nitekim Afrika´nın cahil bazı kabileleri de, kör bir cahiliyet ortamı içinde yaşamaktaydı. Afrikalılarla batılılar arasında inanç ve yaşantı bakımından hiç bir fark yoktu. Sadece renkleri farklıydı. Onlar beyaz, bunlar si yah idiler. Ama yaptıkları iş aynıydı. Vahşilikleri birbirine yakın derecedeydi. Hatta beyazlar daha katı kalpliydiler.

Nihayet Hıristiyanlık; değişikliğe, tahrif ve tebdile uğradıktan sonra, Avrupa´da yayılmaya başladı. Çünkü Yunan ve Roma fel sefeleri ahlakı düzeltmekten, kalplere sükunet ve nefislere hoş nutluk vermekten aciz kalmıştı. Öyleyse aklı, insanların iyiliğine yöneltecek bir dinin gelmesi zorunlu olmuştu. Putlar, toplum için deki tesirini yitirmişlerdi. Çünkü felsefe her ne kadar doğru yola kavuşturamamış olsa da, akılları uyandırmıştı. Anlayışları hare kete geçirip düşünceye sevketmişti. İnsanlar belirli bir düşünme biçimine kavuşmuştu. Şu halde felsefenin yanısıra bir dine de ihti yaç vardı. Özellikle Roma İmparatorluğu´na tabi şehirlerde, in sanların haklarına razı olacakları sosyal bir denge mevcut değildi. Tarihin kaydettiğine göre, Roma devletinde sosyal adalete dayalı bir servet dağılımı gerçekleştirilememişti. Bir tarafta bir avuç azınlık fetih ve savaşlardan elde edilen ganimetlerle lüks içinde yaşıyor, diğer taraftan milyonlarca insan hayatlarını idame etti recek şeylerden bile mahrum bırakılıyorlardı. Halk, büyük bir zu lüm içinde inliyordu. İnsanlar, kendi hakları olan şeylerin başka larına verilmesinden, kendileri yoksulluk içindeyken ayrıcalıklı smflarm büyük bir zenginlik içinde yaşamalarından huzursuzluk duyarlar. Normalde mahrumiyet içinde olduklarında hissedeme-dikleri eza ve cefayı, bu gibi durumlarda fazlasıyla hissederler. İş te Roma tebaasındaki elem ve acılar böylesine ileri derecedeydi.