๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Aralık 2009, 17:13:38



Konu Başlığı: Yahudilerle Yapılan Anlaşma
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Aralık 2009, 17:13:38
Yahudilerle Yapılan Anlaşma:


Yahudileri ilgilendiren sayfa ise, her iki tarafı bağlayan bir anlaşma belgesiydi, Belgede şunlar yer almaktaydı:

"Yahudiler, müminlerle birlikte savaşa devam ettikleri müd detçe savaş masraflarına katılacaklardır. Avf oğulları yahudile-ri, müminlerle birlikte bir topluluk teşkil edecekler; yahudiler kendi dinlerinde, müslümanlar da kendi dinlerinde kalacaklar dı. Onların müttefikleri için de, kendileri için de bu böyledir. Ancak ki, bunlardan bir zulüm veya bir kötülük işleyen sadece kendini ve ailesini tehlikeye atmış olur. Neccaroğulları yahudi-leri hakkında konulan hüküm, Avfoğulları yahudileri hakkın daki hüküm gibidir. Haris oğulları ve Saide oğulları yahudileri hakkında konulan hüküm de Avf oğulları yahudileri hakkında konulan hüküm gibidir.

Cüşel oğulları yahudileri hakkında konulan hüküm, Avf oğulları yahudileri hakkında konulan hüküm gibidir.

Evs oğulları yahudileri hakkında konulan hüküm, Avf-oğul-ları yahudileri hakkında konulan hüküm gibidir.

Salebe oğulları yahudileri hakkında konulan hüküm, Avfo-ğulları yahudileri hakkında konulan hüküm gibidir. Bunlardan bir zulüm veya kötülük irtikab eden kimse, sadece kendini ve ailesini tehlikeye atmış olur.

Cefne de, salebe oğullarının bir kolu olup, onların tabi ol dukları hükümlere tabidirler.

Şutaybe yahudileri de Avf oğulları yahudileri gibi olup aynı hükümlere tabidirler.

Salebe oğullarının müttefikleri de kendileri gibidirler. Yahu dilere karışmış ve bağlanmış olanlar da yahudiler gibidirler.

Yahudilerden hiç kimse, Muhammed (s.a.v.)in izni olmadan askeri bir sefere çıkamıyacaktır. Bir yaralamanın Öcünü alma yacaktır.

Fırsat kollayarak cinayet işleyen kimse, o cinayeti, kendi şahsına ve ailesine karşı işlemiş olacaktır. Bu hususta dürüst davranandan Allah razı olacaktır. (Savaşma durumunda) Ya hudilerin masrafları kendilerine, müslümanların masrafları da kendilerine ait olacaktır. Şu kadar ki onlar, bu sahife sahipleri ne savaşanlara karşı, aralarında yardımlaşacaklar ve araların da Öğüt verme, kötülük değil de iyilik dileme esas alınacaktır. Elbetteki iyilik, kötülükten ayrıdır. Hiç kimse müttefikine kö tülük yapmayacak, mazluma yardım edilecektir. Yahudiler, müminlerle birlikte savaşa devam ettikleri müddetçe, savaş masraflarına katılacaklardır.

Yesip beldesinin içi, bu sahife sahipleri için haram ve doku nulmaz bir bölgedir.

Zarar verici ve kötülük işleyici olmamak kaydıyla Himayeci de himaye edilen gibidir.

Bu sahife sahipleri arasında herhangi bir hadise veya çekiş me çıkar, bunun onların aralarını bozmasından korkulursa, o iş, şanı yüce olan Allah´a ve Rasulü Muhammed (s.a.v.)e havale edilir.

Şüphe yok ki Allah, bu sahifedekilere riayetsizlikten son de rece sakınan, doğruluğu ve iyiliği prensip edinenlerden razı olur.

Ne Kureyşliler, ne de onlara yardımcı olanlar asla himaye´ görmeyeceklerdir.

Yesribe saldıracak kimselere karşı onlar (müslümanlarla ya hudiler) kendi aralarında yardımlaşacaklardır. Yahudiler barış yapmaya ve barış akdine katılmaya (müslümanlar tarafından çağırıldıklarında o barışı akdedecek veya o akde katılacaklar dır. Yahudiler tarafından müminlere böyle bir davet yapıldığın da, davetlerine icabet edilmesini müminlerden isteme hakkına sahib olacaklardır. Din uğrunda savaşanlar, bundan müstesna dır. Herkes, kendisini ilgilendiren kısımdan sorumludur.

Bu sahife sahipleri için konulan kabul edilen hükümler, ay nen Evs yahudilerinin Mevlalarına ve kendilerine de -bu sahife sahipleri tarafından- iyi niyetle tatbik olunacaktır. Şüphe yok ki iyilik, kötülükten ayrıdır. Kazananın kazancı, ancak kendisi-nedir.

Muhakkak ki Allah, bu sahifedekilere en doğru ve en iyi şe kilde riayet edilmekten hoşnud olur. Bu sahife, bir zalimi ve suçluyu cezalandırmaya asla engel olmayacaktır. Medine´den çıkan da emniyette, Medine´de oturan da emniyette olacaktır. Bir zulüm veya suç işleyen kimse, bundan müstesnadır.