Konu Başlığı: Yahudilerin Bozgunculuğu Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 16:44:45 Yahudilerin Bozgunculuğu Cahiliye devrinde Evs ve Hazreç kabilelri arasında sürekli savaş vardı. Nihayet yüce Allah onları İslamiyet bağıyla bir araya getirip kalblerini birbirine ısındırdı ve müttefik bir kuv vet haline geldiler. Bu iki kabile arasında eskiden düşmanlık olduğunu bilen yahudiler, küllenen bu düşmanlığı yeniden alevlendirmeye çalışıyorlardı. Her iki grupta da iman zayıflı ğından, ya da asabiyyet kalıntısından dolayı yahudilere kulak veren kimseler çıkıyordu. Yahudiler arasında yaşlı, kindar ve hasetçi bir adam olan Şemmas bin Kays, Hz. Peygaberin durumundan ürkmüş, Bedir savaşında Cenab-ı Allah´ın ona ikram ettiği zaferden do layı korkmuştu. Daha önce birbirlerine düşman olan Evs ve Hazreç kabilelerinin bir arada dostça yaşadıklarını, birbirlerine destek olduklarını ve birleşik bir kuvvet oluşturduklarını gö rünce korkusu daha da artmıştı. Onların îslamiyet çatısı altın da bir araya geldiklerini gören Şemmas şöyle demişti: "Kayla oğulları bir araya geldiler, bu ülkede hep bir arada yaşıyorlar. Allah´a andolsun ki, onlar istikrar içinde bir araya gelince bize bu beldede yer kalmaz!" Bu ihtiyar adam, uzun uzun düşüne rek planlar hazırladı. Sonuçta iki kabile arasında eski tarihler de yapılan Buas savaşlarını hatırladı. Ve o savaşı Ensar ara sında yeniden gündeme getirdi, iki kabile arasında düşmanlığı alevlendirmek için yaptığı propagandalara bazı zayıf akıllılar da alet oldular. Bu savaşı yeniden dillerine dolayıp birbirleriyle çekişmeye ve övünmeye başladılar. Karşılıklı tartışmalar o ka dar şiddetlendi ki, biri Evs´den, diğeri Hazreç´ten iki kişi, gırt lak gırtlağa boğuşmaya başladılar. Biri diğerine: "isterseniz ye niden savaşırız" diyordu. Orada bulunanlar çok öfkelenmiş, ye niden savaşacakları günü bile tesbit etmişlerdi. Durumu öğrenen Hz. Peygamber, bunun bir yahudi fitnesi olduğunu anlamış ve beraberindeki muhacir sahabilerle birlik te yanlarına giderek şöyle demişti: "Ey müslüman topluluğu! Allah sizin cahiliyetle olan bağlarınızı kesip kopardıktan, kalb-lerinizi birbirinize ısındırdıktan, size İslam hidayetini nasib et tikten ve îslamiyetle müşerref kıldıktan sonra ve ben de aranız da olduğum halde hala ortaya cahiliyet davalarını mı atıyorsu nuz?!" Allah ve Resulü bu olayın bir şeytan oyunu ve düşman tuzağı olduğunu Ensar´a anlattı. Bunun üzerine onlar, hatala rını anlayarak birbirlerini kucakladılar. Sonra itaat edip emir dinleyerek Resulullah´la birlikte geri döndüler. Böylece Cenab-ı Allah, kafir yahudilerin tuzaklarını kendi aleyhlerine çevirmiş oldu. Noksanlıklardan münezzeh olan rabbimiz yahudilerle il gili olarak şöyle buyurmuş: " De ki; ´Ey kitap ehli, gerçeği gör (üp bil) diğiniz halde, niçin Allah´ın yolunu eğri göstermeye yel-tenerek mü´minleri Allah yolundan çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir." (ali-i imran: 99) Yine Cenab-ı Allah, yahudilerin aldatmalarına kapılan müs-lümanlarla ilgili olarak şöyle buyuruyor: "Ey inananlar, kitap verilenlerden herhangi bir gruba itaat ederseniz, sizi, imanınız dan döndürüp kafir yaparlar. Size Allah´ın ayetleri okunmakta ve O´nun elçisi de aranızda iken nasıl inkar edersiniz? Kim Allah´a sarılırsa, muhakkak o, doğru yola iletilmiştir. Ey ina nanlar, Allah´tan O´na yaraşır bir şekilde korkun. Ve ancak müslümanlar olarak ölün ve topluca Allah´ın ipine yapışın, ay rılmayın; Allah´ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbi rinize düşman idiniz. (Allah) Kalblerinizi birleştirdi, O´nun ni-metiyle kardeşler haline geldiniz. Siz ateşten bir çukurun kena rında bulunuyordunuz, sizi ondan kurtardı. Allah size ayetleri ni böyle açıklıyor ki, yola gelesiniz. İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten uzaklaştıran bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kendilerine açık deliller geldikten sonra ayrılığa düşüp ihtilaf edenler gibi olmayın. İşte onlar, (evet) onlar için (kıyamet günü) büyük bir azap vardır" (Ali-i İmran. 100-105) Bu ayeti kerimede mü´minler, aralarındaki birliği bölüp par çalayan yahudilerden sakındırılmakta, Önceki bölük, pörçük ve dağınık halleri kendilerine hatırlatılmakta, aralarına sızdırıl mak istenen kötülüğe karşı tedbirli olmalarını açıklayan yollar bildirilmektedir. Bu yol da, mü´minlerin birbirlerine hayrı tav siye etmeleri, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaları dır. Mü´minler içinde sapıklık ve ayrılığa düşenleri, akıllı ve hikmet sahibi olan diğer mü´min kardeşleri irşad etmelidir. Apaçık beyyineler ve ayetler geldikten sonra bölünüp parçalanmaksa, çok büyük bir günahtır. Bunlar için büyük bir azap vardır. |