๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 22:48:47



Konu Başlığı: Uhud´un Yankıları ve Hz. Peygamberin Düzenlediği Seriyyeler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 22:48:47
Uhud´un Yankıları ve Hz. Peygamberin Düzenlediği Seriyyeler





Uhud savaşından sonra Kureyşliler, Muhammcd (sav)´i he zimete uğrattıklarım iddia ediyor ve bu konuda şiirler söylü yorlardı. Arap beldelerinde şiir adeta bir yayın vasıtası haline gelmişti. Bir olay, bir kaside ile dile getirilecek olursa, bunu, uzak yakın bütün Arap kabileleri duyardı. İnsanlar, Kureyşli-lerle, Kureyşlilerin sürgün ettikleri Muhammed (sav) arasında meydana gelen şiddetli çarpışmanın nasıl sonuçlandığını öğrenmek istiyorlardı. Kureyşliler, Hz. Peygamberi Mekke´den çıkarmışlardı, ya da O, rabbinin emrine uyarak Mekke´den çık mıştı. Kureyşliler kendi cahiliyet ve mütekebbir davranışlarıy la övünüyor, müslümanlara karşı savaş açıyorlardı. Muham-med (sav) ise hak yolunda cihad veriyor, hakka dayanarak ba tıla karşı savunma savaşı veriyordu. Etraftaki insanlar, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı Uhud gününde müslümanların ba­tılı bertaraf ettiklerini görmüşlerdi. Müşriklerin mü´minler önünden kaçıp hezimete uğradıkları haberi bütün Arap yarı madasında yayılmaktaydı. Bunun üzerine müşrik Kureyşlilerin gururları kırılmış, itibarları sarsılmıştı. Oysa daha Önceleri on lar Arapların en şereflileri ve en önde gelen liderleriydiler. Hz. Muhammed (sav) tarafından parçalanan şeref bayraklarını yeniden zirveye çıkardıklarına, eski heybetlerine kavuştukları na, mü´minlerden öçlerini aldıklarına dair haberlerin Arabis tan Yarımadasında yayılması gerekiyordu. Bedir´de Kureyşlile rin Araplar yanındaki itibar ve mevkileri sarsıntıya uğradığına ve diğer rakip kabilelerin, onların işgal ettiği mevkiyi ele geçir mek için harekete geçtiklerine göre, böyle bir durumda Kureyş lilerin Muhammedi Uhud´da hezimete uğratmış oldukları -bu onların hüsnü kuruntularıydı- haberinin bütün Arap yarımada sında yayılması ve bütün atmosferi bu haberle doldurmaları, her yerde konuşulan konunun bu olması gerekiyordu. Savaş, Mekke, Taif ve havalisi ile Hz. Peygamberin şehri olan Medine arasında cereyan etmişti.

Hz. Peygambere saldırmak için harekete geçtiler. Bedevi Araplar küfür ve iki yüzlülükte daha aşırı ve Allah´ın Resulüne indirdiği hükümlerin sınırlarım tanımamaya daha müsaittiler. Bedir´de Allah kendilerini yerle bir ettikten sonra, bazı kabile ler yeniden müslümanları vurmaya yöneldiler. Müşrikleri müs lümanlara karşı kışkırtacak faktörler yeniden harekete geçti. Kendi düşüncelerine göre, mü´minleri hezimete uğrattıklarını sanıyorlardı. Bu haberi her tarafa yaymaya ve putperestlerin mü´minlere karşı kinlerini alevlendirmeye çalıştılar. Arap kabi leleri arasında hainlik ve dessaslık ruhu gittikçe kabarmaya başladı. Onlar, müşrik Kureyşlilere karşı yaltaklanmaya başla dılar. Bütün bu olup bitenlere karşı Hz. Peygamber ve ashabı birbirlerine sabır tavsiyesinde bulunuyor ve Allah yolunda cihad ediyorlardı. Kureyşliler, müslümanları küçümsemelerine rağmen, yine şu iki düşünceyi kalplerinden ve zihinlerinden çı-karamıyorlardı:

1- Bunlar düşmanları olan mü´minlerden tam anlamıyla in tikam alamamışlardı. Bedir savaşında müşrikleri yenmiş olan bahadır müslümanlarm çoğu hala hayattaydı ve bunların kılıç ları, yeniden şakırdamak için, Hz. Peygamberden emir bekli yorlardı. Kureyşli müşrikler her ne kadar Hamza´dan öçlerini almış olsalar da, karşılarında hala Hz. Ali, Zübeyr bin Avam, Sad bin Ebu Vakkas, Ebu Ubeyde, Amir bin Cerrah gibi büyük şahsiyetler vardı. Yine Hz. Peygamberin vezirleri Ebu Bekir ile Ömer de bunlar arasındaydı. Karşılarında Allah ve Resulünün, parlayan ve gözlerini alan nurları vardı.

2- Mü´minlerin, ansızın üzerlerine baskın yapmalarından korkuyorlardı. Mü´minler, iman etmeleri için bunlara bir fırsat tanımışlardı. Fakat bunlar müşrikliklerini devam ettirdikleri ve mü´minlere karşı tecavüzlerini sürdürdükleri takdirde hak kın kılıçları kendilerini takipsiz bırakmayacaktı. Bu sebeple müşrik Kureyşliler mü´minlerin ne yapacaklarını takip ediyor lar ve diğer müşrik kabileleri Medine´li müslümanlara karşı kışkırtıyorlardı. Kendilerine bir, ya da birkaç mü´mini getirip teslim edecek olanlara bağışlarda bulunuyorlardı. Hz. Peygam berin adamlarını yakalayıp kendilerine getirebilecek olan bazı müşrikleri parayla satın alıyorlardı. Bedevi araplar, sahibi bu­lundukları küfür ve nifak hususunda çok azılıydılar. Mü´minle rin başlarına felaket gelmesini temenni ederler, maksatlarına kavuşmak için, her türlü hile ve hiyaneti işlerlerdi. Nitekim Hz. Peygamberin etrafa göndermiş olduğu seriyyeler de, bu be devi Araplar vasıtasıyla müşrik Kureyşlilerin hile ve hiyaneti-ne maruz kalmaktaydılar. Hz. Peygamber hep tetikte duruyor ve müşrikleri takip ediyordu. Her taraftan onları gözetecek adamlar bulmaya çalışıyordu. Şit Hattab, Hz. Peygamberin, kabile ve beldelere, haber almak için gönderdiği seriyelere dev riye adını vermektedir. Bunların bir kısmı mü´minlere ganimet getirmekte, bir kısmı da gözetlemekte olduklarından dolayı müşrik bedeviler tarafından yakalanarak Kureyşli müşriklere kurban olarak takdim edilmekteydiler. Tabii ki, müşrik bedevi Araplar arasında Islama meyilli olanlar da vardı. Bunları hidayete kavuşturmak için Hz. Peygamber bazı elçiler gönderi yordu. Fakat yine de bu elçiler, onların hile ve hiyanetlerine maruz kalarak öldürülüyor ve Kureyşli müşriklere takdim edi liyor, ya da satılıyorlardı.



Konu Başlığı: Ynt: Uhud´un Yankıları ve Hz. Peygamberin Düzenlediği Seriyyeler
Gönderen: Ceren üzerinde 09 Şubat 2021, 01:51:27
Esselamu aleyküm.uhud savaşı müslüman kardeşlerimizin İslam için ikinci savaşıdır.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...