๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Aralık 2009, 23:03:24



Konu Başlığı: Taktik
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Aralık 2009, 23:03:24
Taktik


Peygamber efendimiz askerlerini düşman karşısında peşpeşe gelen saflar halinde düzenlerdi. Bunu da Cenab-ı Allah buyur muştu: "Allak, kendi yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gi bi saf bağlayarak çarpışanları sever.  (Saff: 4)

Askerlerin peşpeşe saflar halinde tanzim edilmesini Cenab-ı Allah Peygamber efendimize böylece emretmişti. Peygamber efendimiz de, Kur´an-ı Kerim´in açıklanmasına ihtiyaç duyulduğu zaman Kur´an-ı Kerim ayetlerini kendi söz ve davranışla rıyla açıklardı. Nebevi savaşların ilki, büyük Bedir muharebesi idi. Bu savaşta Peygamber efendimiz, Allah´ın sevdiği saf niza mını uygulamıştı. Ibn îshak´m rivayetine göre o, eline aldığı bir okla askerleri sıraya dizmiş ve saf nizamına göre tertiplemişti. Saf dışına çıkmış olan Sevad bin Azbe´nin karnına okun ucuyla vurarak; uEy Sevad sırana geç", demişti. Sevad da ´canımı in cittin ya Rasulullah! Halbuki Allah seni hak ve adaletle gön derdi, îzin ver de sana kısas uygulayayım´, dedi. Peygamber efendimiz karnını açarak, "Hadi bakalım ey Sevad, kısası uygu la" dedi. Sevad ise onu kucaklayarak karnını öpmeye başladı. Peygamber efendimiz ona; ´Niçin böyle yaptın, ey Sevad?"diye sordu. Sevad şu cevabı verdi: "Bugün Allah´ın emriyle ecelimin geldiğini görüyor ve ölüp senden ayrılmaktan korkuyorum. Bu nun için, seninle geçen en son dakikamın, tenimi tenine değdir mekten ibaret olmasını ve bunun da kıyamet gününde bana şefaat ve benim azaptan kurtulmama vesile olmasını istedim!" Sevad´ın böyle demesi üzerine Peygamber efendimiz, onun için hayır duada bulundu.

îman ordusuna, kendilerine hücum emri verilmeden düşma na saldırmamalarını emretti. Hep birlikte hücum etmelerini dağınık şekilde saldırmamalarını temin etmek için, onlara bu emri vermişti. Oklar teker teker atılabilirdi, ama bununla ok lar israf edilmiş olacaktı. Halbuki hep birden saldırmaları du rumunda hangi hedefe atacaklarını iyi seçebilirlerdi. Böylece düşman daha fazla ezilmiş ve teçhizat da israf edilmemiş ola­caktı. Yine Ibn îshak´ın rivayetine göre, Rasulullah (sav), ken disinden emir çıkmadıkça düşmana saldırmamalarını mü´min askerlere emretmişti: "Düşman sizi kuşattığı anda onları ok larla geri püskürtün" demişti. Buhari´nin "Sahih"inde yer alan bir rivayette, Ebu Üseyd´in şöyle dediği nakledilir: "Resulullah (sav) efendimiz Bedir gününde bize şöyle dedi: "Düşman et rafınıza yığıldığı anda, onlara ok atın ve ok atmada birbiriniz-le yarışın."

O esnada Resulullah (sav) efendimiz, insanların zihinlerini meşgul etmesin ve dikkatlerini dağıtmasın diye develerin bo-yunlarındaki çanların sökülmesini emretmişti.

Bu adil savaşta Peygamber efendimiz sahabilere: "Ehad ehad, parolasını vermişti. Muhacirlerin özel olarak kendi aralarmda parolaları: "Ya Beni Abdurrahman", Hazreçlilerin ve Evs-lilerin özel parolaları da: "Ya Beni Abdillah" idi.

Önce de belirttiğimiz gibi, mü´min ordusundaki asker sayısı üçyüzonüç idi. Buhari´nin rivayetine göre, muhacirlerin sayısı ise altmış küsurdu. îmam Ahmed bin Hanbel´in rivayetine göre ise muhacirler yetmiş altı kişiydi.

Peygamber efendimiz, sancağı Mus´ab bin Umeyr´e vermişti. Sancağın rengi beyazdı. Muhacirlerin siyah renkli sancağını da Ebu Talib oğlu Ali´ye vermişti. Ensar´m sancağı siyah renkliy di. Bu sancağı da Sa´d bin Muaz´a vermişti. Başka bir rivayete göre Ensar´m sancağını Habbab bin Münzir taşımaktaydı. Re-sulullah (sav) efendimiz Kays bin ebi Sa´saa´yı da Habbab´ın be raberinde bulundurmuştu.

Resulullah (sav), askerleri böylece düzene koymuştu. Muha cirlerin başına kendilerinden birini koymuştu ki, o da İslam´ın bahadırlanndandı. Ensar´m başına da kendilerinden birini koy muştu. O da aynı şekilde îslam büyüklerinden, kahramanların­dan biriydi. Bunu böyle yapmakla, Muhacirlerle Ensar her gru bun kendi adamıyla ünsiyet ve arkadaşlık kurmasını temin et mek için böyle yapmıştı. Allah ve Resulünün insanlar için uy gun gördüğü cihad böyleydi. Yarışacak olanlar bu yolda yarış sınlar.