๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Aralık 2009, 16:11:32



Konu Başlığı: Sulh Anlaşması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Aralık 2009, 16:11:32
Sulh Anlaşması


Kureyşliler Muhammed (sav)in savaşmak için gelmiş olma dığına kanaat getirdiler. Osman (ra)ın Kureyşlilerin yanından kalkıp Peygamber efendimizin yanına dönmesinden sonra, vu ruşmaya hazır olan kılıçlar tekrar kınlarına sokuldu. Kalpler sükunet buldu. Barış arzusu ve azmi Muhammed´e (sav) dön dü. O, savaşın yolunu tıkayacak yasaklara saygı gösterilmesini sağlayacak bir strateji uygulamak istiyordu.

Kureyşliler elçi olarak Süheyl bin Amr´ı Peygamber efendi mize gönderdiler. Ona şu direktifi verdiler:

Muhammed ´le sulh anlaşması yapacağız. Ancak yapacağı mız sulh anlaşmasının maddelerinden biri de, onun bu sene Kabe´yi tavaf etmeden Medine´ye geri döneceğini öngörecektir! Allah´a andolsun ki, Muhammed´in Mekke´ye zorla girip Ka­be´yi tavaf ettiği haberini Arapların ağzına düşürmeyiz!

Hukukçuların da dedikleri gibi şüphesiz bu, zorlayıcı ve ta hakküm edici bir şarttı. Ama yüce Rabbin de vasfettiği gibi şef katli ve merhametli Peygamber efendimiz, bu şartı kabulde güçlük çıkarmadı. Her ne kadar ashabı protestoyla homurdan-dılarsa da o, kabul etti. Sahabiler kabullenemiyorlardı. Çünkü onlar Peygamber efendimizin bildiğini, risaletin icaplarını ve îslam davetinin zorunlu olarak gerektirdiği hususları bilmiyor lardı, îslam daveti ürkütücü değil, rağbet ettiriciydi. Bu davet, kılıçla değil, güzel öğütle yayılmıştı.

Kureyş elçisi Süheyl, Hz. Peygamberle görüşmüş ve iki ta raf, aşağıdaki maddeleri kapsayıcı bir prensip anlaşması yap mışlardı. Anlaşma, özet olarak şu maddeleri içeriyordu:

1- Müslümanlar, bu sene hac maksadıyla Beyti ziyaret etme yecekler.

2- İki taraf, 10 yıl süreyle birbirleriyle savaşmayacaklar.

3- Mekke´den Medine´ye giden müslümanları Muhammed (sav), Mekke´ye geri verecek. Ama müslümanlığı bırakarak Me dine´den Mekke´ye giden mürtedleri, Mekkeliler Hz. Peygambe re geri vermeyecekler.

4- Muhammed´in (sav) ahdine girmek isteyen kimse girer ve onun yükümlü olduğu hususlarla yükümlü olur. Kureyşlile rin ahdine girmek isteyen kimse girer ve onların yükümlü oldu ğu hususlarla yükümlü olur.

Bu şifahi anlaşma tamamlandıktan sonra Hz. Ömer öfkeli ve kızgın bir halde gelip Ebubekir (ra)´in yanında durdu ve şöyle dedi:

- Ya Ebubekir! Muhammed, Allah´ın gerçek peygamberi değil midir?

- Allah´ın gerçek peygamberidir.

- Biz müslüman değil miyiz?

- Müslümanız.

- Onlar (Kureyşliler) müşrik değil midirler?

- Müşriktirler.

- Peki ne diye dinimizi hakarete uğratıyoruz?!

- Ey Ömer, Muhammed´in emrine uy! Şüphesiz ben, onun Allah´ın elçisi olduğuna tanıklık ederim.

- Ben de onun Allah´ın elçisi olduğuna tanıklık ederim.

Hz. Ebubekir´le konuştuktan sonra onun yanından ayrılan Hz. Ömer, Resulullah (sav)ın yanına gitti, ona sordu:

- Ya Resulullah! Sen Allah´ın elçisi değil misin?

- Allah´ın elçisiyim.

- Biz müslüman değil miyiz?

- Müslümanız.

- Onlar müşrik değil midirler?

- Müşriktirler.

- Peki, ne diye dinimizi hakarete uğratıyoruz?!

- Ben, Allah´ın kulu ve elçisiyim, O´nun emrine karşı gele mem. O, beni hiçbir zaman ziyana uğratmayacaktır]

Resulullah (sav)m bu cevabı üzerine Hz. Ömer sakinleşti ve Peygamber efendimizin, Allah´ın emrine göre hareket ettiğini anladı. Öfkesi dindi. Nefs-i levvame sahibi bir kimseydi. Yaptı ğı hatalardan dolayı kendini kınadı. Söylediği sözlerden ötürü pişman olmuştu. Hep şöyle derdi: " O zaman söylemiş olduğum sözlerimden dolayı azaba çarpılmaktan korktuğum için hep sa daka verir, oruç tutar, namaz kılar ve köle azad edip durumum!"