> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Şefkat ve Merhameti
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şefkat ve Merhameti  (Okunma Sayısı 7320 defa)
12 Aralık 2009, 23:59:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 12 Aralık 2009, 23:59:07 »



Şefkat ve Merhameti


Resulüllah (s.a.v.), şefkatli ve merhametli bir insan olarak va sıflandırılmıştır. Şefkat ve merhamet, birbirine yakın anlamlar ifade eden iki kelimedir. Cenab-ı Allah, peygamber efendimizin bu vasfıyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

"Andolsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, müminlere şefkatli, mer hametlidir. " (Tevbe 128)

"(Ey Muhammed), biz seni ancak alemlere rahmet olarak gön derdik. " (Enbiyâ 107)

Bu konuyla ilgili olarak yazdığımız bahislerde de kesin olarak açıkladığımız gibi, rahmetin eserleri genel olur. Peygamber efen dimiz de buna işarette bulunmuştur. O, insanları rahmete çokça özendirmiştir. Ashabından bazısı şöyle demiştir: "Ey Allah´ın re sulü! rahmetten çokça bahsediyorsun. Biz de eşlerimize ve çoluk çocuğumuza merhamet ediyoruz." Bunun üzerine peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Benim istediğim bu değildir. Asıl istediğim şey, bütün topluma merhamet etmenizdir ."

Şefkat ile eşanlamlı olan merhamet, özeî bir konumda bulu nurlar. Peygamber efendimizde bütün topluma ve umuma karşı merhamet duygusu bulunduğu gibi özel bir şefkati de vardı. An cak bu özel şefkati, umuma olan merhameti ile çelişmediği zamanlar varlığını gösterirdi. Peygamber efendimiz Allah´ın takdir ettiği cezayı (had) gerektiren suçu işleyen zalim ve günahkarlara karşı da şefkat gösterirdi. Bu nedenle Cenâb-ı Allah şu uyarıcı buyruğunu vermişti:

"Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vu run; Allah´a ve ahiret gününe inanan (insan)lar iseniz Allah´ın dini(ni uyguluma hususu)nda sizi, onlara karşı acıma duygusu tut(up engelle)mesin. Müminlerden bir grup da onlara yapılan azaba şahit olsun." (Nur2)

Peygamber (s.a.v.) efendimiz çekingen yaratılışlı kimselere merhametle yanaşırdı. Onlara şefkat göstererek dostluk kurar, kendine yakın tutardı. O ürkek ve katı yapıdaki kimseleri kazan masını bilirdi.

Rivayete göre Arabinin biri Peygamber efendimizin yanma ge lip ondan bir şeyler istemiş Peygamberimiz de ona vermişti. Sonra da "Sana yeterince ihsanda bulundum mu?" diye sorunca Arabi: "Hayır, pek iyi bir şey vermedin " demişti. Arabinin böyle demesi ne öfkelenen müslümanlar kalkıp onu dövmek istemişlerdi. Pey gamber efendimiz, yerlerinde durmalarını işaret ettikten sonra kalkıp evine gitmiş, o Arabiye bir şeyler daha göndermişti. Sonra gelip, "Şimdi sana yeterince iyilikte bulundum mu?" diye sorunca, Arabi şu karşılığı vermişti: "Evet Allah sana, ailene ve aşiretine hayırla mukabelede bulunsun." Peygamber efendimiz ona demiş ti ki: "Daha önce dediğini dedin ve ashabımın gönlünde sana kar şı kırgınlık meydana geldi. Eğer dilersen şimdi benim yanımda söylediğin sitayişkâr sözlerini onların huzurunda da tekrarla ki, sana karşı kalplerinde meydana gelmiş olan kırgınlık ortadan kalksın." Arabi, evet diye cevap verdi. Ertesi gün akşam vakti ge lip Peygamber efendimizin yanına durdu. Peygamber efendimiz şöyle dedi: "Şu Arabi bizim hakkımızda söylediğini söyledi. Biz de ona fazladan ihsanda bulunduk. Bunun üzerine o iyiliğimizden hoşnut oldu."

Arabi de şöyle karşılık verdi: "Evet. Allah sana, ailene ve aşire tine hayırla mukabelede bulunsun. "

Arabinin böyle demesi üzerine Peygamber efendimiz şu açıkla mada bulundu: "Benimle şu adamın durumu, devesi ürküp kaç mış olan bir adamın durumuna benzemektedir. Devesini yakala mak için insanlar peşine düşüp kovalarlar. Kovaladıkça da hayvancağız daha da kaçıp uzaklaşır. Sahibi, takibe koyulmuş olan insanlara seslenerek şöyle der: ´Benimle devemin arasından çı kın; ben ona sizden daha merhametliyim ve onun durumunu siz den daha iyi bilmekteyim.´

Adam devesine cepheden yaklaştı ve onu yakalayıp yerdeki süprüntülerin üzerinden kaldırdı. Sonra da yanına getirdi yere çöktürdü yükünü sırtına vurup bağladı sonra da kendisi üzerine binip o insanlara karşı durdu. Ben de eğer bu adamın söylediği sözlerinden ötürü sizinle onu başbaşa bırakmış olsaydım, onu öl dürürdünüz. Dolayısıyla o da cehenneme giderdi ," [1]

Bu hadis, Peygamber efendimizin İslâm davetini ve irşadını yaparken hikmetle davrandığını, insanları hak yola iletirken ür kütmediğini, bilâkis ürkek kimseleri kendine yaklaştırdığını, on ları cezalandırmadığını, tam aksine hakka yakın kıldığını, helak etmediğini, farklı yapıdaki insanları akıllıca idare ettiğini, şidde te başvurmadan onları doğru yola yönelttiğini haber vermekte dir. Bu hadis-i şerifte peygamber efendimizin tam bir şefkate sa hip olduğunu, bu şefkatinin de gönüllere ilaç olduğunu müşahede etmekteyiz. Şiddet hiçbir zaman için çare değildir. Aksine şiddet, kaba davranarak insanları haktan koparmaya ye uzaklaştırmaya yol açarak; kötülükte ısrar etmeye neden olur. İnsanların kötülük çemberinin dışına çıkmalarına engel olur.

Bütün bu yöntemlerde ilâhi risaleti tebliğin kemal noktası açıklanmaktadır. Yöneticinin, idaresi altında bulunan kimseleri nasıl yöneteceği ve onları hak noktasına nasıl getireceği, onları nasıl himaye edeceği Öğretilmektedir.

Peygamber efendimizin şahsi şefkati, kendisiyle ilişki kuran kimseler tarafından muamelelerinde müşahede edilmiştir. O, eş lerine, akrabalarına, uzak yakın bütün taallukatma merhamet ve şefkatle davranırdı. Örneğin amcası Abbas, Bedir gazasında esir düştüğünde uyuyamaz olmuştu. Amcasının iniltisini duyduğun da ağlamaya başlamıştı. Bu meselede birbiriyle çelişen iki durum görülmektedir:

1. Amcası Abbas için elem duymuştu. Çünkü amcası esir düş müş ve esaretin acılarını tadıyordu. Bundan dolayı ona karşı şid detli bir şefkat duygusunu hissetmeye başlamıştı. Fazlasıyla üzü lüyordu.

2. İnsanlar arasında eşit muameleyi gerektiren adalet. Buna göre aynı mucib sebeplerle karşısına çıkan kimselere eşit muame lede bulunması gerekiyordu. Hem şefkat sebeplerini, hem de ada letin mucib sebeplerini bir kişinin kendinde bir arada bulundur ması pek zordur. Ancak bu, Muhammed (s.a.v.) için pek de zor de ğildi. Peygamber efendimizin hem şefkatli hem de adaletli dav randığı, kendi damadına yönelik uygulamalarında açıkça görül müştür. Damadı bir gazada esir düşmüştü. Onu, hürriyetine ka vuşabilmesi için fidye vermekten affetmemişti. Esirlerini, fidye olmadan serbest bırakmayı kabul etmemişti. Damadı, kendi zevcesi ve Muhammed (s.a.v.)´in kızı Zeyneb´i babasına gönder mişti. Zeyneb kendi çeyizi olan bir mücevheri, kocasının kurtuluş fidyesi olarak Peygamber efendimize takdim etmişti. Bu mücev her, Peygamber efendimiz nazarında kadınların en şereflisi ve en kıymetlisi olan Hatice tarafından kızı Zeyneb´e düğün hediyesi olarak verilmişti. Zeyneb, bu mücevheri fidye olarak babasına takdim ederken babasının şefkatli gönlünde merhamet duygu­suyla adalet duygusu karşı karşıya geldi. Onun mübarek kalbi bu duyguların etkisi altında kaldı. Kızına karşı son derece şefkatliy di. Bu mücevheri görünce, geçmişteki anıları tazelendi. Bu anılar onun nazarında en vefakâr, en kıymetli, en şefkatli, en aziz kadın olan Hatice´ye aitti. Her ne kadar anıları tazelendi, kızına karşı şefkat duygulan kabardıysa da esirler arasında ayrım yapmadan adaleti tatbik etmesi gerekiyordu. İşte bu noktaya gelindiğinde çok zor bir durumla karşılaşmıştı. Duyguları kuvvetlenmiş, kalbi adalet ve şefkat duygularının etkisi altında kalmıştı. Muhammed (s.a.v.) gönlünde tazelenen anıların çokluğundan ve bunlara kar şı görevini de yerine getirmesi gerektiğinden dolayı ağlamaya başladı. Fidyeler üzerinde hak sahibi olan gazilerle mücahitleri huzuruna çağırdı. Ne yapacağını onlara sordu. Görüşlerini aldı. Kendi görüşünü onlara zorla kabul ettirmek istemiyordu. Netice de hak sahibi olan mücahitlerle gaziler, fidye olarak takdim edi len mücevheri sahibesine, yani Zeyneb´e iade etmesini önerdiler.

Bu rivayette Peygamber efendimizin hem babalık şefkatini hem de iyi, temiz, şefkatli ve iffetli zevcesinin anılarını, bunların yanı sıra yapılması gereken adalet görev anlayışını kendinde top ladığını müşahede etmekteyiz. Şüphesiz ki babalık şefkati görev ile çelişmez. Şefkati en çok insanlara uyguladığı eşitlikte görülmüştür. Kızı Zeyneb´in oğlunun can çekişmekte olduğunu duydu ğunda da şefkat duyguları kabarmıştı. Zeyneb, bu ümmetin pey gamberi olan babasına ölmekte olan torununu görmesi için haber göndermişti. Fakat o şefkatli insan, can çekişmekte olan torunu nu görmeye dayanamayacağını bildiğinden dolayı kızına şu me sajı iletmişti: "Doğrusu, aldığı da verdiği de Allah´a aittir. Her şe yin, onun katında belli bir eceli vardır. Sabredelim ki ibret ala lım."

Fakat Zeyneb, babasının gelip can çekişmekte olan torununu görmesi için ısrar ediyordu. Bu iş için babasına yemin vermişti. Neticede Peygamber efendimiz, beraberindeki sahabilerle birlik te Zeyneb´in evine gelmişlerdi. Çocuğu alıp kucağına koymuş ve çocuk kucağındayken can vermişti. Çocuğun ruhunu teslim etti ğini gören Muhammed (s.a.v.)´in gözlerinden yaşlar boşanmaya başlamıştı. Onun bu halini gören Sa´d bin Ebi Vakkas, "Bu da ne, ya Resulüllah?" diye sorunca, Resulüllah şöyle cevap vermişti: "Bu, Allah´ın dilediği kulunun kalbine yerleştirdiği rahmetidir. Allajı, ancak merhametli kullarına rahmet eder."

Peygamber efendimizdeki görev yapma sorumluluğu ve şefka ti, oğlu İbrahim´in vefatı anında da açıkça müşahede edilmişti. Yaşı ilerlediği halde Cenâb-ı Allah, İbrahim´i ona bağışlamış, son ra da bu emanetini geri almıştı. Peygamber efendimizin bir baba olarak, İbrahim´in vefatında gösterdiği hüznü, başka hiçbir za man görülmemişti. Çünkü başına gelen bu ağır musibetten dolayı ağlamaya başlamıştı. Üsame bin Zeyd, Muhammed (s.a.v.)´in ağ ladığını görünce feryad-ı figan etmeye başlamıştı. Onun bu halini gören Peygamber efendimiz ya...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şefkat ve Merhameti
« Posted on: 29 Mart 2024, 03:40:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şefkat ve Merhameti rüya tabiri,Şefkat ve Merhameti mekke canlı, Şefkat ve Merhameti kabe canlı yayın, Şefkat ve Merhameti Üç boyutlu kuran oku Şefkat ve Merhameti kuran ı kerim, Şefkat ve Merhameti peygamber kıssaları,Şefkat ve Merhameti ilitam ders soruları, Şefkat ve Merhametiönlisans arapça,
Logged
26 Şubat 2014, 20:54:47
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #1 : 26 Şubat 2014, 20:54:47 »

ALLAH razı olsun ödevim de çoook yardımcı oldu...
Büyük dersler çıkarıyorum bu tür makalelerinizden... Sevgili Peygamberimiz(s.a.v)in güzel ahlakını özeniyorum...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
26 Şubat 2014, 22:22:01
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 26 Şubat 2014, 22:22:01 »

Paylaşım için teşekkürler.Rabbim razı olsun...
Bu hafta Peygamber Efendimiz(s.a.v)in merhametiyle ilgili bir makale ödevimiz vardı...Farklı kaynaklardan ,sitelerden birçok araştırma yaptım. Araştırma sonunda Peygamberimizin ümmeti olmakla ne kadar büyük bir nimete sahip olduğumuzu elhamdülillah daha iyi anladım...Rabbime şükrettim
. İyi ki böyle bir peygamberin ümmetiyiz...Rabbim bizleri Efendimiz(s.a.v)in oluşturduğu manevi merhamet ve şefkat dairesinden dışarı çıkarmasın...

Ne mutlu O'nun merhamet ve şefkat duygularını anlayıp kuşananlara ve ne mutlu
 O'nun yolundan gidip şefaatine nail olabilenlere....
Rabbim O'nun aydınlattığı nurlu yoldan bizleri ve tüm insanlığı ayırmasın ve bizleri Habibi'nin şefaatine nail eylesin inşALLAH...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 26 Şubat 2014, 22:25:40 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

26 Şubat 2014, 23:14:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 26 Şubat 2014, 23:14:30 »

Ya Rabbi o öyle bir Peygamber ki,herkesin bir birinden kaçtığı kıyamet günü ümmetine dua edecek,şefaat edecek bir Peygamber di.Onun şefkati ,merhameti hem bu dünyada ,hem ahiret te adını duyuracak.Rabbim milyonlar salatü selam etsin o Peygambere.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Mart 2014, 16:20:41
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #4 : 13 Mart 2014, 16:20:41 »

Selamünaleyküm;
Allah ın rahmeti ve esenliği sizin üzerinize olsun kardeşlerim...
Resulüllah (s.a.v.), şefkatli ve merhametli bir insan olarak va sıflandırılmıştır. Şefkat ve merhamet, birbirine yakın anlamlar ifade eden iki kelimedir. Cenab-ı ALLAH, peygamber efendimizin bu vasfıyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:


"Andolsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, müminlere şefkatli, merhametlidir. " (Tevbe 128)

Allah ın ve bizlerin çok sevdiği peygamber efendimizin bir yönü daha ortada....

Allah peygamber efendimizi ve onun davranışlarını o kadar güzel olmuş ve Kuranı  kerim i bize onu tanıtmak için göndermiş ki ....
Allah bizleri Peygamber efendimiz gibi merhameti  ve şefkat dolu yüreğinden bir parça da olsa versin bize...
Allah razı olsun... Peygamber efendimiz(SALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM )peygamber efendimize sonsuz salat ve selam olsun..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes