> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Savaş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Savaş  (Okunma Sayısı 1040 defa)
17 Aralık 2009, 23:04:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Aralık 2009, 23:04:42 »




Savaş


Bu düzenlemeden sonra artık savaşmak an meselesi haline gelmişti. Savaşacak iki ordudan biri kuvvetli imana sahip olup vuruşmak için azmini bilemişti. İkinci ordu ise, Allah´a inanmı yor ve savaşmak azmine de sahip değildi. Nitekim bunu, daha önce iki ordununun durumunu anlatırken belirtmiştik. Bu iki orduyla ilgili olarak Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur:

uIşte şunlar, rableri hakkında çekişen iki hasım taraf: inkar edenler için ateşten giysi biçildi. Başlarının üstünden de kay nar su dökülüyor! Onunla karınlarının içindekiler ve derileri eritiliyor. (Ayrıca) onlar için demir kamçılar da var." (Hac: 19-21)

Bu ayet-i kerimeler kafirlerin kıyamet gününde karşılaşa cakları durumlardan bahsetmektedir. Bu ayetlerin lafızlarında, onların savaştaki durumlarına da işaretler vardır.

Bedir savaşı, karşılıklı düello ile başladı. Müşriklerin bazı önde gelen büyük şahsiyetleri müslümanlardan, düello için karşılarına çıkacak adamlar istediler. Bu istekleri yerine geti rildi. Düello için müslümanlarm iki kılıcı ortaya çıktı. Bunlar dan biri Allah ve Resulünün arslanı Hamza, diğeri de İslam kahramanı Ali´ydi.

Utbe bin Rebia, kardeşi Şeybe bin Rebia ve oğlu Velid ile bir likte düello için meydana çıktılar. Karşılarında ensardan üç ki şi çıktı. Onlara "Bizim size ihtiyacımız yoktur. Ancak kendi kavmimizden, yani Mekke´li muha muhacirlerden bize denk kimselerle savaşmak istiyoruz!" dediler. Sonra Kureyşliler için den biri şöyle seslendi: "Ey Muhammed! kendi kavmimizden, yani muhacirlerden bize denk kimseleri düello meydanına çı kar!" Bunun üzerine Peygamber efendimiz de Kureyşliler´e kendi yakın akrabalarından, amcası Hamza ile amcasının oğlu Ali´yi çıkardı. Onların cihad edip gayret sarf etmelerini istemiş, yerlerinde rahatça oturmalarına gönlü razı olmamıştı. Ubeyde bin Haris bin Abdulmuttalib´i Hamza bin Abdulmuttalitfi ve Ali bin Ebu Talib´i düello meydanına çıkardı. Öyle görülüyordu ki, bunlar zırha büründüklerinden dolayı, karşı taraf onları ta nımamıştı. Bunlar kendilerini tanıttılar ve "Şerefli denk kimse ler!** dediler. Ubeyde, Ukbe ile, Hamza Şeybe ile ve Ali de Velid ile vuruştu. Hamza ile Ali, rakiblerini öldürdüler. Ubeyde ile Ukbe´ye gelince, bunlar iki defa birbirleriyle vuruştular ve ikisi de yaralandılar, sonuçta Hamza ile Ali kılıçlarını çekerek Uk be´ye saldırdılar ve onu yere yıkıp öldürdüler. Bundan sonra her iki taraftan karşılıklı ok atışmaları başladı. Bazı müslü-manlar yaralandılar. Muhammedi ordu, ustalıkla oklarını fırla tıyor ve Kureyş´in önde gelen büyük şahsiyetlerini seçiyor, on ların liderlerini avlıyorlardı. Ok atışma anında adam avlamak mümkündür. Kılıçla karşılaşma durumunda ise tedbir almak zordur. Müşrikler bu durumu görünce kılıçla saldırıya başladı lar. Artık onlarla karşılaşmak zorunlu hale gelmişti. îşte bu esnada Peygamber efendimiz, ordusuna birden müşriklere sal dırmaları için emir verdi. Yerden bir avuç toprak alarak Ku-reyşliler´in üzerine savurdu ve "yüzleri çirkin olsun!" diyerek beddua etti. Kureyşliler´in hepsine o toprağın zerreleri isabet etti. Sonra sahabilerine "iyi saldırın, işi sıkı tutun" diye talimat verdi. îki ordu birbirine girişti. Peygamber efendimiz de yuka rıdaki gölgeliğinde, olup bitenleri seyrediyordu. Cenab-ı Al lah´ın kendisine vermiş olduğu sözün gerçekleştiğini hissedi yordu. Kureyşliler´i yalnız başına hezimete uğratmıştı: "(Ey Muhammed, oku) attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı." (Enfal: 17)

Sa´d bin Muaz kılıcını çekmiş olarak bir kaç Ensar´la birlikte Peygamber efendimizin gölgeliğinin yanında durmuş onu koru yorlardı. Düşmanların hücumundan endişe ediyorlardı. İnsan ları dinlerinde fitneye düşürüp, geri çevirmeye çalışan ve bir kısım mü´minleri esir alan Kureyşli müşrik liderleri ve baha dırları, Muhammed ordusu Öldürmeye başlamıştı. Müşriklerin başına büyük bir felaket gelmişti. Neticede Allah´ın kelimesinin yüce olduğunu anlamışlardı.

Burada üzerinde düşünmeye değer iki husustan bahsetme miz gerekiyor şöyle ki:

1- Peygamber (sav) efendimiz kendi akrabalarını ve vefakar lığını, Haşim oğullarına iyilikle mukabelede bulunmak gerekti ğini unutmamıştı. Çünkü Haşim oğullan da peygamber (sav) efendimizle birlikte Kureyşlilerin Mekke´deki boykotları esna sında eziyet çekmişlerdi. Ama yine de müşrik idiler. Fakat Pey gamber efendimiz onlara karşı vefakar davranacaktı. Onların boykot esnasında Peygamber efendimize yaptıkları iyiliğin kar şılığını Peygamber efendimiz verecekti. Onlar savaş meydanın da müslüman askerler tarafından öldürülmeyeceklerdi. Pey gamber efendimiz onların, istemeyerek, Kureyşli liderler tara fından savaşa zorla sürüklendiklerini biliyordu. Bunlar, Mek ke´de iken Peygamber efendimize eziyet eden kimseler değiller di. Aksine Kureyşli müşriklerin boykotları esnasında Peygam ber efendimizi himaye etmeye çalışmışlardı. Peygamber efendi miz ise güvenilir ve vefakar bir insandı. Yapılan iyilikleri unu tacak değildi. Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah şöyle buyurmuştur -"iyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?" (Rahman: 60)

îşte Abdulmuttalib oğlu Abbas da Peygamber efendimizle birlikte Akabe biatında Evslilerle Hazreçlilerin yanına gitmiş ve onların Peygamber efendimizi koruyacaklarına dair temi natlarını almak istemişlerdi. Şimdi bu durumda savaş meydanında onun, müslümanlarm kılıçlarıyla öldürülmesine Peygam ber efendimiz müsaade edecek miydi?"

îşte bu sebeple Peygamber efendimiz, îbn Abbas´ın rivayeti ne göre, o esnada ordusuna şöyle talimat vermişti:

"Haşim oğullarıyla diğerlerinden bazı müşriklerin istemeye rek, zorla savaşa sürüklendiklerini biliyorum. Onları öldürme nize gerek yoktur. Sizden her kim Haşim. oğullarıyla karşılaşır sa, sakın onları Öldürmesin. Ebu Buhteri ile karşılaşan, onu öl­dürmesin. Resulullah´ın amcası Abdulmuttalib oğlu Abbas ile karşılaşan sakın onu öldürmesin!"

Akrabalarından bazılarını öldüren kimselerden biri -ki o da Ebu Huzeyfe idi- (herhalde Peygamber efendimizin yanında bu lunmadığı bir sırada) şöyle demişti: "Müşrik babalarımızı, oğul larımızı ve kardeşlerimizi Öldüreceğiz de, Abbas´ı sağ mı bıra­kacağız?! Allah´a andolsun ki, eğer ben onunla karşılaşırsam kılıcımı onun ağzına gem gibi vuracağım!" Ebu Huzeyfe´nin bu sözünü Peygamber efendimiz duyduğunda çok üzülmüş ve üzüntülü bir halde Hattab oğlu Ömer´e şöyle demişti: "Ya Ebu Hafs! Resulullah´ın amcasının yüzüne kılıçla vurulur mu hiç?"

Peygamber efendimizin bu sözleri, amcası Abbas´a karşı ne kadar şefkatli olduğunu, Abbas ile Ebu Leheb arasında ne ka dar fark bulunduğunu göstermektedir.

Herhalde kendi öz babasını öldürmüş olduğundan dolayıdır ki, bu sözü söylemiş olan Ebu Huzeyfe çok pişman olmuş ve bu nu dile getirerek şöyle demişti: "Bedir gününde o sözü söyledi ğimden dolayı azaptan kurtulacağıma inanamıyorum. Hala korkuyorum. Ancak şehit olursam, o hatamın keffaretini ödeye bilirim!" Böyle dedikten sonra Yamame savaşında şehit düş müş ve günahını affettirmişti.

Müslümanlar Bedir savaşma kendi iradelerine rağmen zorla sürüklenmiş olan Haşim oğullarına, Peygamber efendimizin is teğine uyarak, akrabalarına merhamet ederek, kılıç çekmemiş lerdir. Çünkü onlar Mekke´de iken Peygamber efendimizi koru muş, sıkıntılarına ortak olmuşlardı. Bu savaş sadece küfre ve tecavüze karşı yapılan bir savaştı.

Ebu Buhteri´ye gelince, Kureyşli müşriklerin boykot belge lerini yırtma esnasında, onun ne gibi yararlılıklar gösterdiğini bilmektedir. Musibeti esnasında Peygamber efendimize ne kadar yardımcı olduğunu bildiğinden dolayı, Peygamber efendi miz Bedir savaşında Ebu Buhteri´nin karşılaştığı musibet esna sında elbetteki ona yardımcı olmak isteyecekti. Meczer bin Zi-yad el-Belevi, -Ensar´ın müttefiki- Ebu Buhteri ile karşılaşmış ve ona şöyle demişti: "Resulullah (sav) efendimiz bizleri seni öl dürmekten men etti.M Ebu Buhteri´nin yanında, Mekke´den kendisiyle birlikte gelmiş olan bir arkadaşı da vardı, ikisi bir likte sefer arkadaşlığı yapmaktaydılar. Belki de aralarında dostluk ve muhabbet alakaları da vardı. Ebu Buhteri, sadece kendisinin değil, arkadaşlarının da öldürülmemesini aksi tak dirde her ikisinin de öldürülmesini istemişti. Bunun üzerine Meczer şu cevabı vermişti: "Allah´a andolsun ki, biz senin arka daşını sağ bırakmayacağız. Peygamber efendimiz sadece sana ilişmememizi emretti!" Meczer´in bu kesin cevabı üzerine Ebu Buhteri şöyle dedi: "Hayır, Allah´a andolsun ki ben, onu yalnız bırakmayacağım. Şu halde ikimizi birlikte öldürün. Mekke´li kadınların "Ebu Buhteri yaşamak için arkadaşını harcadı" de melerini istemem!" Bundan sonra Meczer ile Ebu Buhteri kar şılıklı olarak birbirlerine kılıç çektiler. Ebu Buhteri ölünceye kadar kılıç salladı ve silahını teslim etmedi. Ölürken de şöyle dedi: "Hurre´nin oğlu (Ebu Buhteri) arkadaşını teslim etmeye cektir. Ölünceye, ya da kurtuluncaya kadar bu böyle devam edecektir."

Peygamber efendimizin savaş meydanında ve musibetler du rumunda gösterdiği vefakarlık işte böyleydi.

2- Şirk her ne kadar nefisleri birbirinden koparıp ayırmışsa da, bazı kimseler arasındaki dostluklar hala devam ediyordu. Umeyye bin Halef, Abdurrahman bin Avfm dostu ve arkada şıydı. Bedir´de onunla karşılaştığında, Abdurrahman onu öldür mek istemedi. Aksine onu kurtarmak istedi. Onu ve oğlu Ali´yi gördüğünde, onları öldürmekten çok, kurtarmaya çalıştı. Fakat o esnada, Mekke´de iken Umeyy´nin kölesi olan Bilal-i Habeşi onu gördü. Umeyye Mekke´de iken İslamiyet´i terketmesi için Bilal´e işkence ederdi. Onu Mekke´nin kızgın kumlarına götü rüp yatırır, sonra büyük bir kaya parçasını getirip göğsünün üzerine bırakır ve şöyle derdi: "Ya hep bu halde kalırsın, ya da Muhammed´in dininden ayrılırsın!" Onun bu işkenceleri karşı sında Bilal: "B...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Savaş
« Posted on: 20 Nisan 2024, 15:37:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Savaş rüya tabiri,Savaş mekke canlı, Savaş kabe canlı yayın, Savaş Üç boyutlu kuran oku Savaş kuran ı kerim, Savaş peygamber kıssaları,Savaş ilitam ders soruları, Savaşönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes