> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber  (Okunma Sayısı 5132 defa)
13 Aralık 2009, 23:46:45
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Aralık 2009, 23:46:45 »



Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber


Hz. Muhammed (sav)´in yaşantısı, ondaki sabır özelliğinin art masını sağladı. İlk gençlik dönemindeki yaşantısı da sabrının ge lişmesinde ve erdemlerinin artmasında rol oynamıştır. Rezillikle rin işlendiği ve kötülüklerin çokça irtikab edildiği bir ortamda o, faziletlere tutunmuş, işlenen kötülüklere karşı sabır ve nefis ha kimiyeti ile mukavemet etmişti. Mekke´de egemen olan heves ve şehvetlerden ancak bu sayede uzak durmuştu. Bu kötülüklere karşı ancak, nefsinde şehvet saiklerini kökten söküp atan kimse ler direnebilirlerdi. Şeytanın dürtülerine ve heveslerin tabiiyeti ne karşı başkaldıran kimseler karşı gelebilirlerdi. Şüphesiz nefse hakimiyet, sabrın en güçlü görüntülerindendir. Hz. Muhammed (sav)´in yaşantısına bakan kimse, onun doğumundan gençlik ya şına ve olgun bir insan olarak şahsiyetinin tekamül ettiği çağa va rıncaya kadar tek bir ahlak ve tek bir inanç üzerinde sebat ettiğini görür. Etrafındaki bütün şeyler sarsıntı geçirdiği halde, o asla sarsıntı geçirmemişti. Bunu ancak çok sabırlı ve metin kimseler başarabilirler.

Çokluk onu aldatmıyor, yokluk onu rahatsız etmiyordu. Mal çokluğuyla övünmek, onu putları kutsama tarafına yöneltmiyor du. Güçlüleri taklit etme duygusu, onu bir puta secde etme yoluna götürmüyordu. Aksine o, putlara karşı hak inancını savunuyor, toplumda ve hayatının bütün aşamalarında akidesini savunuyor du. Günaha girmeden ve kafirlerin işledikleri kötülüklere razı ol madan inancını haykırıyordu. Tabii ki bütün bu işleri yapmak için nefis hakimiyetine, sağlam fikir ve düşünceye, engin bir sabıra ih­tiyaç vardır. Kişinin kalbinin derinliklerinde yer eden, gönlünün her tarafına işleyen bir sabra ihtiyaç vardı.

insanda uçsuz bucaksız bir sabır ummanı olmalıdır ki, bu gibi büyük işleri başarabilsin. Bunu da ancak sabırlı, başkalarına sab rı tavsiye edici, olaylara sabırla galebe çalan ve düşmanlara karşı da paniğe kapılmadan direnen kimseler başarabilirler. Çünkü sabır birkaç kısma ayrılır. Bu kısımlardan her biri kendi konusu na göre değişir. Sabırlı kimselerin karşılaştıkları darbeler, sabrın çeşitlerini gösterirler:

1- Kişinin başına gelen musibetlere karşı sabretmesi. Örneğin fakirlik musibetiyle karşılaşan kimsenin kalbi, bu musibetten do layı yanıp tutuşmamahdır. Zillet göstermemelidir. İhtiyaç zille tinden dolayı boyun eğmemen, aksine sabretmeli, çalışıp çabala mak ve metanetle uğraş vermeli, çalışmasına ara vermemelidir ki, yoksulluk denen şey, onun nefsine zillet duygusunu sokmasın, ya da yoksuluk nefsindeki ışıkları söndürmesin. Böyle bir sabır Peygamber efendimizde vardı. O ihtiyaç nedeniyle asla zillet gös termemiş, hatta yemek sofrası kurulduğunda sofraya elini ilk uzatan şahıs olmamıştır. Amcası Ebu Talib´in evindeki çocuklarla birlikte sofraya oturduğunda onlarla yemekten mahrum kalaca ğını bilse bile, onlarla yemek yarışı içine girmemiştir.

2- Heveslere ve şehvetlere karşı zahidane bir hayat yaşayıp sa bırlı olmak. Fasid hatıraları zihinden silip atmak, Putperest kimselerin özendikleri şeylere karşı direnmek. Mesela Şaibe, Vasile ve Ham [1] gibi helal olan şeyleri haram kılmak ve boğulan, uçurum dan yuvarlanıp ölen, boynuzlanarak öldürülen hayvanların etleri ni helal saymak; içki içmek, kumar oynamak, fal okları çekmek gi bi çirkin şeyleri helal saymak karşısında mukavemette bulunmak. Evet bütün bu şeylere Hz. Muhammed (sav) henüz peygamberlikle görevlendirilmeden önce mukavemette bulunmuştur. Çünkü o, nefsini sabır zırhıyla sağlamlaştırmış, Cenab-ı Allah´ın kendisine verdiği dayanma gücüyle takviye etmişti.

3- Sabrın üçüncü kısmı, başa gelen musibetlere ve felaketlere karşı dayanmaktır. Muhammed (sav) efendimiz, sabırlı ve şükre-dici bir kuldu. Mümeyyiz olarak hayatta ilk karşılaştığı musibet, annesinin vefatı olmuştu. Annesi vefat edince onu koruyup besle yen Habeşli cariye onu alıp dedesi Abdülmuttalib´in yanına götür müştü. Fakat çok geçmeden dedesini de kaybetmişti. Artık aklı ye ten bir çocuk yaşma varmıştı. Amcası Ebu Talib´in evine geçti. Fa kat Ebu Talib dar gelirli, üstelik çoluk çocuğu kalabalık olan bir kimseydi. Muhammed, kalabalık bir evde nasıl sabredeceğini öğ­renmişti. Sofra kurulduğunda diğer çocuklarla birlikte yarışa gi rip elini yemek tabaklarına uzatmazdı.

Daha sonra Peygamber efendimiz koyun otlatarak hayatın cil velerine karşı sabretmiş, onun ardısıra da ticaretle uğraşıp rızık temin etme işine koyularak nasıl sabredeceğini öğrenmişti. Böyle ce sabır onda zamanın musibet ve felaketlerine karşı dayanmasına yardımcı olan bir silah haline gelmişti. Artık metin ve sabırlı bir in san olarak hayatın yüklerini tek başına omuzlamaya başlamıştı.

Musibetlere, yokluğa ve azlığa karşı tahammül etmeyi, sabırla mukabelede bulunmayı Öğrendiğine göre, servet kazanmayı ve onu nasıl kullanacağını da öğrenmişti. Çokça mal kazandığı za man haddini aşmamış, çizgiyi geçmemişti. Mü´minlerin annesi Hatice ile evlendikten sonra, yaptığı ticaret neticesinde çok mal elde ettiği halde, nefsine hakim olmuş, sıkıntılı zamanlarında kötü lüklere karşı sabrettiği gibi, bolluk zamanında da haddi aşmaya karşı nefsini frenlemişti. Yoklukta sabırsızlık göstermediği gibi, varlıkta da mütekebbirlik ve şımarıklık göstermemişti. Noksan lıklardan münezzeh olan yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de; mahru miyette ümitsizliğe düşmeyen, varlıkta da azgınlık etmeyen kim selerin gerçek sabırlı mü´minler olduğunu açıklayarak şöyle bu­yuruyor:

"Eğer biz insana, bizden bir rahmet tattırsak da sonra onu ken disinden çekip alsak, hemen o, umutsuzluğa düşer, nankör olur. Ve eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattı-rırsak, mutlaka: "Kötülükler benden gitti." der, sevinir, övünür. Ancak sabredip iyi işler yapanlar böyle değildir, işte onlar için mağfiret ve büyük mükafat vardır. " (Hud: 9-11)

Böyle bir durumda sabretmek, tabii ki sabır çeşitlerinin en kıy metlisi ve en önemlisidir. Çünkü böyle bir sabır, ancak zorluklara karşı göğüs germe gücüne sahip kılman büyük insanlarda görü lür. Böyleleri, sevinçli zamanlarında taşkınlık göstermez ve had lerini aşmaz, aksine sabırlı olurlar. Sıkıntılı zamanlarında da umutsuzluğa kapılıp isyan etmez ve zillete düşmezler.

İşte Hz. Muhammed (sav) risaletle görevlendirilmesinden önce de böyleydi. O, kainattaki en büyük risalet için hazırlanmıştı.

Allahü Teala, bu sabırlı Özelliğiyle Peygamber efendimizi tev-hid davetçisi olmaya hazırlıyordu. O kaba, katı, sert bir kavmin ortasında insanları tevhide çağıran ilahi bir elçi olacaktı. Böyle bir kavmin içinde davetçilik yapabilmek için kişinin sağlam bir azme sahip olması gerekirdi. Sağlam azim sahibi kimse, zorlu an larda sabır gösterebilen bir kişi olmalıdır. İlahi risaleti ancak azim sahibi elçiler üstlenebilirler. Nitekim Cenab-ı Allah, çok sabreden ve musibetler karşısında tahammül gösteren Peygam ber efendimize hitaben şöyle buyurmuştur:

"O halde sen de peygamberlerden azim (ve irade) sahiplerinin sabrettikleri gibi sabret. Onlar için acele etme; onlar, tehdit edil dikleri azabı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir saati ka dar (dünyada) kalmış gibi olurlar. (Bu), bir tebliğdir. Yoldan çık mış topluluktan başkası helak edilir mi?" (Ahkaf: 35)

Bi´setten sonra da, Peygamber efendimizin olaylara yaklaşımı hep sabırla olmuştu. Müşriklerin vehimlerine karşı sabırlı davranmıştı. Onları hakka sabırla davet etmişti. Halbuki onlar batıl da ısrar etmişlerdi. Beyinsizliklerine ve sefihçe davranışlarına karşı sabırla göğüs germişti. Sürekli eziyetlerine karşı sabırla karşılık vermişti. Kin ve taassup sahibi müşriklerin Peygamber efendimize reva gördüğü eziyetlere karşı Peygamber efendimiz, sabır ve tahammülle göğüs germişti. İslam´a davet yolunda çıkan engellere ve İslamiyet´in yayılmasına engel olan manialara sabır la direnmişti. Bu nedenle Cenab-ı Allah, mü´minlerin en güçlü va sıflarının sabır olduğunu açıklamak üzere şöyle buyurmuştur:

"Sabredenleri müjdele ki, onlara bir bela eriştiği zaman: "Biz Allah içiniz ve biz O´na döneceğiz" derler," (Bakara: 155-156)

Peygamber efendimiz gerçekten sabırlıydı. İnsanları sabra da vet ederdi. Bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

"Musibete uğrayan bir kimse; ´Biz Allah içiniz ve O´na dönece ğiz, işte Rablerinin bağışı ve rahmeti hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar onlardır" der; ´Allah´ım bu musibetimden dolayı ecrimi ver. Bu musibeti kaldırıp benim için daha hayırlı olan bir şey ver´ derse, Cenab-ı Allah onu o musibetine karşı korur ve o musibeti kaldırıp yerine kendisi için daha hayırlı olan bir durum yaratır."

Güzel bir şekilde sabretmenin, yani kalb sükuneti ve taham mül ile sebat edip bıkmadan, usanmadan zorluklara karşı muka vemet etmenin faziletine gelince, bu, sahibine olağanüstü bir di renme gücü kazandırır. Bö´yleleri sebeplerine tevessül edip çalışa rak neticeyi Allah´a havale ederler. Sabırlı ve mütevekkil kimse, Cenab-ı Allah´a hakkıyla iman eder. O´nun kudretinin sonsuzlu ğuna inanır; Cenab-ı Allah´ın gayret sahibi olduğuna inanır. Bu sebepledir ki, Peygamber efendimiz, musibete uğrayan kimsenin Allah´a dua etmesini, işini Rabbine havale etmesini tavsiye etmiş­tir, Allah, bu kimselere dayanma gücü verir. İbn Kayyım, nefsi te vekkül ve sabra yönelterek terbiye etmek gerektiğini söylemiştir:

"Sabır ilacı hususunda Muhammed (sav)´in söylediği bu sözler ilaçların en mükemmelidir. Dünyada ve ahirette kişiye en çok fay da verecek şeyler, ancak bu sözlerdedir. Çünkü bu sözler iki bü yük şeyi ihtiva etmektedir. Kul eğer bunları gerçekten bilir ve öğ renirse musibetinde bir teselli bulur." Bu iki şey şunlardır:

1- Canı, malı ve ailesiyle birlikte kul, aziz ve celil olan Allah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:44:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber rüya tabiri,Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber mekke canlı, Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber kabe canlı yayın, Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber Üç boyutlu kuran oku Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber kuran ı kerim, Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber peygamber kıssaları,Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber ilitam ders soruları, Sabırlı ve Sabrı Öğütleyici Peygamber önlisans arapça,
Logged
11 Nisan 2011, 11:39:10
şefika-7D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3


« Yanıtla #1 : 11 Nisan 2011, 11:39:10 »

bu yazıdan çok ders çıkardım fakat ben bu yazıyı okurken bile kandim yorumlayarak okudum yanı atlayarak... buda benim sabırsız olduğumu gösteriyor.ben de peygamberimize nasıl uyacağım onu bilmiyorm :-[ :-[ :-[ :-[
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Nisan 2011, 13:37:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #2 : 11 Nisan 2011, 13:37:10 »

bu yazıdan çok ders çıkardım fakat ben bu yazıyı okurken bile kandim yorumlayarak okudum yanı atlayarak... buda benim sabırsız olduğumu gösteriyor.ben de peygamberimize nasıl uyacağım onu bilmiyorm :-[ :-[ :-[ :-[


Esselamu aleykum şefika kardesim ; insaallah hakiki anlamda ders çikaranlardan oluruz cümleten ve uygulayanlardan bizler niyet ederek , gayret göstererek bismillah değip isteyelim insaAllah Rabbimiz den..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

18 Ocak 2015, 23:42:22
Derya 7/B

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 285


« Yanıtla #3 : 18 Ocak 2015, 23:42:22 »

Peygamber efendimiz hiçbir şikayette bulunmadan kendi ira desiyle sabır gösteriyor, durumundan şikayet etmiyordu. Bu sab rı onu, Rabbinin risaletini tebliğe hazırlıyordu. Zaten bi´setten ön ce de sabır idmanı görmüştü. Bi´setten sonra ise sabır, onun azığı ve kuvveti olmuştu.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
18 Mart 2015, 15:26:33
Liyla

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 380


« Yanıtla #4 : 18 Mart 2015, 15:26:33 »

Sabır bizi isyandan ve şirkten korur.
Sabretmek nefsimizi terbiye etmemize ve günahlardan kaçınmamıza neden olur.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes