> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > İmana İlk Koşanlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmana İlk Koşanlar  (Okunma Sayısı 1297 defa)
14 Aralık 2009, 23:57:27
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 14 Aralık 2009, 23:57:27 »



İmana İlk Koşanlar





Daha önce dört şerefli insandan ve onların İslam´a ilk giren kimseler olduklarından bahsetmiştik. Bunlardan biri, mü´min-lerin annesi ve Resulullah´ın teselli kaynağı Hz. Hatice idi. Hz. Hatice, Peygamber efendimizin evini sükunet yeri ve istirahat bahçesi haline getirmişti. Düşmanların verdiği zahmet ve ken disinin Allah yolunda yaptığı mücadeleden sonra, evine gelir dinlenir ve Hatice´den iyilikler görürdü. Onda sevecen ve dost luk dolu bir kalp görürdü. Peygamber efendimize o kadar ik ramda bulunur, o kadar sevgi ve şefkat gösterirdi ki; düşman ların kendisini yalanlamalarından ve attıkları iftiralardan duy duğu sıkıntı, onun bu sevgi,şefkat ve ikramı sayesinde yok olup giderdi.

Hatice´den sonra Ebu Bekir´den bahsetmiştik. Ebu Bekir, kalbini ihlasla Allah´a bağlayan sadık bir arkadaştı. Doğru söz lülerin büyüğü Ebu Bekir Resulullah Muhammed´in gerçek dostuydu. Daha önce de işaret ettiğimiz gibi, Ebu Bekir, hiç te reddüt etmeden müslüman olmuştu. Hz. Hatice, Varaka bin Nevfel ve Muhammed (sav) arasında risalet konusunda geçen müzakereleri, Hakim bin Hüzzam´ın ağzından duyar duymaz hemen koşup Peygamber efendimizin yanına gitmiş ve müslü man olmuştu.

Peygamber efendimizin amcasının oğlu Hz. Ali´nin de henüz on yaşındaki bir çocukken düşünüp karar verdikten sonra müs-lüman olduğunu anlatmıştık. Müslüman olmadan önce İslami yet hakkında babası ile istişarede bulunmak istemişti. Ama ba­basına gitmeden, kendi başına düşünmüş ve kararını vermişti. Amcası oğlu Muhammed (sav)´in yanına dönüp müslüman ol duğunu bildirmişti. Daha küçücük bir çocuk, körpecik bir fidan ken düşünüp kesin bir kanaate varmış ve îslam´a girmişti.

Risaletle görevlendirilmeden önce, Peygamber efendimizin yanında kalmayı tercih eden, hür bir kimse olarak anne ve ba basına gitmek istemeyen, bu nedenle de Muhammed (sav)´in yanındaki köleliği anne ve babasının yanındaki hürriyete üs tün tutan Zeyd bin Harise´nin imana girişini de anlatmıştık. Anne ve babasının yanında olmaktansa, Peygamber efendimi zin yanında köle olmayı tercih ettiği için Hz.Muhammed (sav) ona ikramda bulunmuş ve onu hür bir evlat olarak kendi ya nında alıkoymuştu. Zeyd onun mirasçısı olmuştu.

Ebu Bekir´in tslamV girişi, onun bazı arkadaşlarının da İs lamiyet´le tanışmalarına vesile olmuştu. Ebu Bekir seven ve sevilen bir kimseydi. Bu konuda Muhammed bin îshak şöyle der:

"Ebu Bekir kendi kavmi tarafından sevilen insanlarla ünsi-yet kuran bir-kimseydi. Kureyşliler arasında asil bir aileden ge liyordu ve bilgi sahibiydi. îyiyi kötüden ayırdetme yeteneğine sahipti. Ahlaklı bir ticaret adamıydı. Herkes tarafından sevilip sayılır ve kendisine fikir danışılırdı. Çünkü bilgili, varlıklı, hoşsohbet ve ticaretten anlayan bir kimseydi. Meclisine katılan, kendisine güvenip arkadaşlık kuran kimseleri İslam´a davet et meye başladı. Zübeyr bin Avam, Osman bin Affan, Talha bin Ubeydullah, Sa´d bin Ebi Vakkas, Abdurrahman bin Avf haz retleri onun vasıtasıyla müslüman oldular." [1]

Hz. Ebu Bekir, bu yüksek şahsiyetleri Peygamber efendimi ze getirip takdim etti. Onlar da müslüman oldular. Bundan sonra diğer dostlarını ve arkadaşlarını İslam´a davet etmeye, onların da İslam nuruyla aydınlanmasına sebep oldu. Araların da Osman bin Mazu´n, Ebu Ubeyde Amir bin Cerrah, Ebu Se lem bin Abdül Esed, Erkam bin Ebi´l-Erkam gibi şahsiyetlerin de bulunduğu ikinci bir gurubu getirip Peygamber efendi mize takdim etti. Bunlar da müslüman oldular.

Allah´ın lütfü sayesinde müslümanların sayısı artıyordu. Nefsi saf, kalpleri temiz kimselerin ihlasları sayesinde, müslü manların sayısı çoğalmaya başlamış, nihayet 38´e ulaşmıştı. Bunların arasında İslam´a girmiş ve gönüllerine iman nuru yerleşmiş kadınlar da vardı. Bu kadınlardan biri, Ömer bin Hattab´m kızkardeşi Ümmü Cemil´di. Onun kocası Zeyd bin Nüfeyl de müslüman olanlar arasındaydı.

Ebu Bekir az sayıdaki bu müslümanların, sayılarının artma sını beklemeden, tslam davetini yaymak için cihada başlamala rını istiyordu. Fakat davet ve tebliğin sahibi Muhammed (sav), müslümanların sayısı çoğalıncaya kadar tedbirli davranmayı uygun görmüştü. Çünkü Ebu Bekir´e göre, sayıları az olan müs lümanların, akrabaları sayesinde güçleri az değildi. Nitekim Peygamber efendimiz, Ebu Bekir´in ısrarı üzerine daveti gizli likten çıkarıp açık bir şekle dönüştürdü. O, davete önce yakın akrabasını uyarmakla başladı ve sonra bunu alenileştirdi. Ar tık bu sayede davet, herkes tarafından konuşulan bir konu ha line geldi. Ama aralarında îslam´ı kabul eden kimselerin sayısı gerçekten nadir denecek kadar azdı. Fakat İslam´a karşı çıkan ların sayısı çoktu. Bu arada islam´a ve müslümanlara karşı çe kimser davrananlar da vardı. Bunlar ne muvafakat ediyor, ne de düşmanlık gösteriyorlardı.

Her ne ise, Peygamber efendimizin cihada alenen başlama sından Önce, Ebu Bekir´le Peygamber efendimiz daha önemli bir faaliyette bulundular. O esnada zaten herkes kendi aşireti ne ve kabilesine koşup akrabalarını islam´a davet etmeye baş lamıştı. Ebu Bekir´e Peygamber efendimiz, Mescid-i Haram´a gittiler. Ebu Bekir kalkarak, orada bulunan topluluğa hitap et meye başladı. Ibn Kesir bu konuuda şöyle der: "Resulullah´tan sonra insanları ilk olarak Allah´a davet eden ve Peygamber efendimize imana çağıran Ebu Bekir olmuştur. Onun bu ko nuşması üzerine müşrikler galeyana gelerek Ebu Bekir´e ve müslümanlara saldırdılar. Onu Mescid-i Haram´ın bir köşesi ne sıkıştırarak dövdüler. Ebu Bekir ayaklar altında kaldı. Şid detli darbeler yedi." [2]

Hz. Muhammed (sav)´in İslamiyet´i, Haşim oğullarıyla Ab-dülmuttalib oğullarına, Safa tepesinin hemen yanında açıkça ilan etmesinden sonra İslam, ışığın karanlıklar içinde yayılışı gibi insanlar arasında tanınmaya başladı. Ka´b bin Lüey evla dından olan Mazun oğulları, Ubeyde bin Haris bin Abdülmutta-lib, Said bin Zeyd bin Nevfel, karısı ve Hattab oğlu Ömer´in kız-kardeşi Fatıma, Umeyr bin Ebi Vakkas, Abdullah bin Mesud el-Hüzeyli, Esma binti Ebu Bekir ve diğer bazı Mekke ileri ge lenleri İslam´a girdiler. Bunlar her ne kadar zengin ve lider du rumunda olmasalar bile, Mekke´nin asil insanlarıydılar.

Öte yandan İslam´a daha önce koşan bazı korumasız ve güç süz kimseler de olmuştu. Örneğin Amir bin Füheyre, bun lardan biriydi. Amir, Ebu Bekir´in azatlısıydı. Daha önceleri Esed´in kölesi iken, Ebu Bekir onu satın alıp hürriyetine kavuş turmuştu. Suhayb bin Sinan da İslam´a koşan güçsüz ve koru masız kimselerdendi. Rivayete göre o, Abdullah bin Cüd´a´nm kölesiydi. Asıl olarak Anadolu´lu (Rum) olduğu da söylenir. Çünkü o, Rum diyarmdayken esir imiş. Bilal-i Habeşi de İs lam´a koşan güçsüz ve korumasız kimselerdendi. Müşriklerden birinin kölesi iken çok şiddetli eziyet ve işkencelerle karşı kar şıya kalmıştı. Nihayet Ebu Bekir onu satın alıp hürriyetine ka­vuşturdu.

Yasir, oğlu Ammar ve annesi de İslam´a koşan güçsüz ve ko rumasız bir aileydi. Yasir, Kahtan Arapları´ndan olup Müzhiç bölgesindendi. Oğlu Ammar, Ben-i Mahzum kabilesine mensup bir adamın kölesiydi. Çünkü anası Sümeyye onların cariyesiy-di. Fakat çocuğunu doğurunca hürriyetine kavuştu. Doğan ço cuk, kölelik hususunda annesine tabidir. Hürriyeti hususunda babasına tabi değildir. Bu, Romalıların kölelik düzeni olup Araplar´a da onlardan geçmişti.

Habbab bin Eret de İslam´a koşan zayıf ve korumasız kimse lerdendi. Onunla birlikte diğer bazı güçsüz ve korumasız insan lar da İslam´a koşmuşlardı. Asıl onlar dünyanın ve ahiretin iyi liklerine koşmuşlardı. Her ne kadar başlangıçta eziyete uğra-mışlarsa da, sonuçta hayrı elde etmişlerdi. Nitekim Cenab-ı Al lah şöyle buyurmaktadır:

"Biz de istiyorduk ki, o yerde zayıflatılanlara lütfedelim, on ları önderler yapalım, onları (ötekilerin mülküne) mirasçı kıla lım." (Kassas. 5)

Birçok aileler İslam´a girmişlerdi. Muhammet! (sav)´in dave tinden habersiz olan bir tek ev bile kalmamıştı. Müslümanlar sayı olarak az olsalar bile Mekke´nin her evinde mutlaka bir müslüman ya da kalbi İslam´a meyletmiş bir kimse bulunuyor du. Müşrikler, putların saltanatının kökten sarsılmakta oldu ğunu hissetmişlerdi. Artık o taşlar hakimiyetlerini yitirmek üzereydiler. Putlara bağlı kalmakta devam eden kimseler, puta olan inançlarından değil, put adına bir menfaat elde etmek is­tediklerinden dolayı bağlılıklarını devam ettiriyorlardı. Mu-hammed (sav)´in diri, mevcudiyetim kendi zatıyla devam etti ren ve ortağı olmayan Allah´a davet etmesi, putların itibarları nı kaybetmeleri için yeteri bir sebepti, islam daveti, vehimleri giderinceye kadar, insanların zihinlerine yerleşen ve gönülle rine sirayet eden bir düşünceydi. Putların artık bir taş olmak tan öteye gidemedikleri düşüncesi yayılmaya başlamıştı. Puta bağlanan kimse ona inandığından değil, menfaat peşinde oldu ğundan dolayı bağlanıyordu. Böyleleri sapıklık ve aşırılıkların da devam ediyorlardı.

İslamiyet Kabilelere Yayılıyor

Cenab-ı Allah´ın, Peygamberi´ne, Rabbinin emirlerini açıkça ilan etmesini emretmesinden sonra, Peygamber efendimiz top lulukların arasına giriyor, çarşı pazarda dolaşıyor, meclislere katılıyor, insanları Rabbinin emrine davet ediyor ve ilahi buy rukları onlara açıklıyordu. Dinleyici bulduğu zaman kabilelere gidip İslami davette bulunuyor, Hac ibadetinin eda edildiği za manlarda hacıların yanlarına gidiyordu. Toplulukları bulama dığı zaman fertlerle sohbet ediyordu. İnsanlar ona soruyor, o da Cenab-ı Allah´ın kendisine vahyettiği şeylerle, davet sahibine yaraşır bir müsamahakarlık ve nübüvvet nurunun parlaklığı ile cevap veriyordu. Hac, ya da Umre için Allah´ın beytine he yetler halinde gelen kabilelerle ya da ticaret ve ortaklık için Mekke´ye gelen insanlarla konuşmaya, sohbet et...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmana İlk Koşanlar
« Posted on: 29 Mart 2024, 16:22:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmana İlk Koşanlar rüya tabiri,İmana İlk Koşanlar mekke canlı, İmana İlk Koşanlar kabe canlı yayın, İmana İlk Koşanlar Üç boyutlu kuran oku İmana İlk Koşanlar kuran ı kerim, İmana İlk Koşanlar peygamber kıssaları,İmana İlk Koşanlar ilitam ders soruları, İmana İlk Koşanlarönlisans arapça,
Logged
21 Şubat 2021, 02:55:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 21 Şubat 2021, 02:55:30 »

Esselamu aleyküm.islama ilk katılan peygamber efendimizin yolunda tüm zorluklara rağmen giden sahabelere binler selam binler rahmet olsun inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes