> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı  (Okunma Sayısı 2178 defa)
14 Aralık 2009, 15:42:51
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 14 Aralık 2009, 15:42:51 »



Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı


Peygamber efendimizin ıtır saçan hayat hikayesini ve siretini yazan yazarlar, onun evsafını, metod olarak, hayatının son dö nemlerini anlatırken yazmayı seçmişlerdir. Evsafını, bi´setinden önce değil, risaleti tebliğ görevini eda etmesinden sonra ve ahirete irtihalini anlatan bölümün ardısıra yazarlar. Biz ise onun evsafı nı, risalet görevini eda edişini anlatmadan Önce yazmayı uygun bulduk. Cenab-ı Allah´ın risalet görevini eda etmekle yükümlü kıldığı ve Arab´ıyla Acem´iyle bütün insanlık için uyarıcı ve müj-deleyici olarak kimi seçtiğini, okuyucunun bilmesi için Peygam ber efendimizin evsafını, bi´setten önce yazmayı uygun gördük. Bu, Peygamberimizin de insanlardan biri olması yanında evsaf ve olgunluklarının diğer insanlar gibi olmadığı okuyucunun anla ması için gereklidir. O da herkes gibi bir insandı. Ancak ahlak ve bedeni yapısı bakımından diğer insanlardan ayrılır. O, insanlığın kemal noktasındadır. Meleklerden biri olmadığı halde, onlardan daha üstün bir makamdadır. Risalete en layık olan odur. Bu göre ve, bütün yaratıklardan daha uygun olan kimsedir.

Peygamber efendimizin bu sıfatlarını bilip öğrendikten, onun bütün kuşaklar arasında sadece kendisinin bu sıfatlara sahip kı lındığını anladıktan sonra, hiç kimse artık şöyle bir soruyu ileriye süre*mez: "Cenab-ı Allah niçin Ebu Cehil´i seçmedi de, Muham-med´i peygamber olarak seçti? Niçin temiz kimselerden biri olan Ebu Bekir´i seçmedi de Muhammed´i seçti? Niçin bahadır bir kim se olan Ali´yi seçmedi de, Muhammed´i seçti?"

Hiç kimse böyle bir soruyu ileri süremez ve Cenab-ı Allah´ın, ni çin bunları değil de, sadece Muhammed´i peygamber olarak seçti ğini soramaz. Çünkü ondaki bu ahlaki ve bedeni niteliklerden hiç biri yukarıda sözü edilen kimselerde yoktu. Bu sıfatlar onlardan başkalarında da mevcut değildi. Onun alnında parlayan ve etrafa ışık saçan nur; ne Ebu Bekir´de, ne Ömer´de, ne Ali´de, ve ne de di ğer kimselerde bulunuyordu. Bu vasıf, sadece ahlaki mükemmel liğe sahip olan Abdullah oğlu Muhammed´de mevcuttu. Cenab-ı Allah´ın kendisine yaptığı bu lütuf, özel olarak kendisine yağdır dığı rahmeti, onu, risalet emanetini yüklenmeye ehil kılmıştı. Bu emaneti başkaları omuzlayamazdı. Bu güzel vasıflar ve olgun ni telikler, Peygamber efendimizi risalete hazırlıyordu. Yoksa bu mükemmel vasıflar kendisine, risalet görevinin bir sonucu olarak bahsedilmemişti. Bu vasıflar kendisinde risaletten Önce de mev cuttu. Yani bu nitelikler, risalet görevinin bir tür mukaddimesiy-di. Akıl ve mantık gereğince mukaddime, sonuçtan önce gelir ve sonuç için zemin hazırlar. Zemin hazırlama ise, maksattan sonra olmaz. Maksada yol hazırlar. Birisi çıkıp şöyle diyebilir: Sen Pey gamber efendimizin yüce sıfatlarını açıklarken, bize bi´setinden sonraki haberleri naklettin. Onun alemlere rahmet olarak gönde-rilmesindeki durumlarını bize delil olarak gösterdin. Böyle yap makla da kendi görüşüne muhalif hareket ettin. Bize bi´setinden sonraki sıfatlarını anlattın. Halbuki senin ileri sürdüğün mantı ğa göre, bu sıfatlar onun bi´setinden önce kendisinde mevcut olan sıfatlardı.

Buna cevaben deriz ki:

"Peygamber efendimizin risaletten sonraki haberlerini naklet me mecburiyetinde kaldık. Çünkü risaletinden sonraki bu haber ler, onun risaletinden önceki sıfatlarını açıklamaktadır. Bu sıfat lar, risaletinden sonra kendisinde müşahede edilen ve görülen sı fatlardır. Ona iman eden kimseler^ bunları ayan beyan görmüşlerdir. Bunlar onun risalede elde etmiş olduğu sıfatlar değil, şah sını ilgilendiren statlardır. Daha önceleri de onun temiz kişiliğin de bu sıfatlar bulunmaktaydı. Onun bedeni vasıfları, risaletten sonra değil, aksine risaletten önce kendisine verilmiş, ama risalet ten sonra da varlıklarını devam ettirmişlerdi. Sahip olduğu güve nirlik, doğruluk, iffetlilik, yumuşak huyluluk, affedicilik, risalet ten sonra elde etmiş olduğu sıfatlar değildi. Bunlar, diğer meleke ler gibi, kendisinde daha önceleri de mevcut idi. Peygamber efen dimizin şahsıyla ilgili bu üstün nitelikleri ve aydınlık saçıcı vasıf ları risaletten önce mevcuttu, ama bunu belgelendirmek ve delile dayandırmak mümkün değildir. Çünkü risaletten önce kendi sinin yaşantısını takip eden ve ahlakını kaleme alan, yaşantısını titizce izleyen arkadaşları yoktu. Ancak bu özellikler insanlar arasına karıştıktan ve Rabbinin davetini insanlığa tebliğe başla dıktan, bu nedenle insanlar arasına karıştıktan, dostlarına yak laşıp; düşmanlarını ve muhaliflerini doğru yola ilettikten, onlara karşı sabırla direndikten, en güzel yöntemle onlarla mücadele et tikten sonra insanlar tarafından açıkça görülüp müşahede edildi. Onun sıfatlarını ve kişisel ahlakını ispatlamak için delil olarak ileri sürdüğümüz haberlere gelince, bunu meydana getiren şey ri-salet değildir. Ancak bunun üzerindeki Örtüyü kaldıran ve insan lar tarafından bilinmesine vesile olan şey, risalettir. Bu vasıflar onun şahsi vasıfları olup kendisini alemlere rahmet bir elçi olma ya hazırlamışlardı.

"Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük lütuf sa hibidir." (Bakara: 105)

Beklenen Peygambere İlişkin Müjdeler

Bütün dünya maddi fitnelerle boğuşmakta ve ötedenberi sa vaşlar cereyan etmekteydi. İranlılarla Bizanslılar hep savaşır lardı. İsa peygamberin zamanından önceleri Yunan orduları Ma kedonyalı İskender komutasında İran´a saldırmışlar, nihayet Çin´e ulaşmışlardı. İsa peygamberden sonra dindarlara şulüra ve baskılar yapılmaya, hıristiyanlar ezilmeye başlamıştı. Üç yüzyıl boyunca Hıristiyanlar baskı altında tutulmuşlar, Romalılar´dan ve Yahudiler´den şiddetli eziyetler görmüşlerdi. Öyle ki, Bizans imparatorlarından Neron, Hıristiyanlar üzerine zift döküyor, sonra da onları ateşle tutuşturup yakıyordu. Kendisi taht-ı re vanı içinde gezip dolaşarak inançlı ve dürüst Hıristiyanlar´a ya pılan eziyetleri ve onları yakan alevleri keyifle seyrediyordu. Bu na rağmen o sağlam inanç sahibi hıristiyanlar, imanlarını terket-meye yanaşmamışlardı.

İlk Hıristiyanlığa giren ülkelerden biri Mısır´dır. Mısırlılar, inançlarını ve itikadlarını değiştirmemişlerdi. Bu nedenle Roma lıların en şiddetli saldırısına uğrayanlar, Mısırlılar olmuşlardı. O zamanlar Mısır ile Şam, Romahlar´ın hakimiyeti altındaydı. İm parator Dakaldiyatos´un zamanında şiddetli azaplara çarptırıl mışlardı. Mezbahalar inançlı kimseler için harıl harıl çalıştırıl mıştı. Tarih bunu utançla kaydetmekte, eski Mısırlılar bunu ifti harla anlatmakta ve sonraki Mısırlılar (Kiptiler) ise, bunu ibretle nakletmektedirler.

Roma imparatoru Konstantin, Miladi dördüncü yüzyılın ilk çeyreğinde hıristiyanlığa girince, artık hıristiyanlık tahrif edil meye başlandı. Zulüm, hıristiyanlardan kalkıp yahudilere geçti. Artık işkence görme sırası yahudilere gelmişti. Bundan sonra yepyeni bir işkence ve zulüm türü ortaya çıktı. Şöyle ki: Vahdani yeti bırakarak teslis inancına geçen ve tahrife uğrayan hıristiyan-lığın akidelerinin bazı bölümlerinde, Roma kilisesi Mısır kilisesine muhalefet etti. Böylece zulüm ve baskılar, hıristiyanların içle rine girdi. Bir kısım hıristiyanlar Meliki mezhebine mensup olup Roma akidesini temsil ettiler. Bir kısmı da Mısır akidesini temsil eden Yakubi mezhebine girdiler.

Tahrife uğrayan hıristiyanlık akidesindeki b.u sarsıntı, aslında makul olmayan bir sonuca vardı. Bazıları İsa´nın Allah´ın oğlu ol duğunu söylediler. Bunlara göre o, babası Allah´ın bulunduğu yüksek gök tabakasına yerleşti. Daha sonra Rabbine isyan edip buğday ağacından yiyen Adem´in günahının bağışlanması için, insan suretine bürünerek yeryüzüne indi. İlk günaha (Adem´in günahına) keffaret olsun diye ondan daha büyük bir günahı ve masiyeti işlemiş olmaları, gerçekten tuhaftı. Adem´in günahını affettirmek için hıristiyanlar, Allah´ın oğlu (!) İsa´yı Öldürmüşler di (!). Halbuki hiçbir akıl ve idrak, küçük bir günahı affettirmek için büyük bir günah işlemeyi kabul etmez. Adem´in işlediği kü çük bir hataydı ve azılı bir düşmanı olan şeytanın teşviki sonu cunda işlenmişti. Onlarsa bu günahı affettirmek için Allah´ın oğlu olduğunu iddia ettikleri İsa´yı öldürmüşlerdi. Bu ne garip bir dav ranıştır! Bu teslis akidesinin garipliklerinden biri de şudur: Hıris tiyanlar, vahdaniyet ile teslis inancını bir arada bulunduruyorlar. Bu akidenin tasvirini yapmak gerçekten zordur. Ama bununla be raber onlar düşünürlerinin şüphesine ve avam tabakasının tesli miyetine rağmen bu inancın doğruluğunu tasdik etmektedirler.

Araplar daha şiddetli bir şaşkınlık ve hayret içindeydiler. On ların yaşantıları, kendilerini akideler üzerinde düşünme imkanı na sahip kılmıyordu. Eğer onlar düşünselerdi ve başkalarına körü körüne tabi olmasalardı, mutlaka doğruya ulaşma gücünü bula caklardı. Eğer; "Biz babalarımızı bir yol üzerinde bulduk, onlara uyarız" demeselerdi, gerçekten de doğru yola ulaşırlardı. En azın dan onların bir kısmı gerçeği bulabilirlerdi. Nitekim İbrahim pey gamberin Hanif dinine bağlı olanlar böyle yaptılar ve doğruya ulaştılar. Hanif dinine mensup olanlar, Peygamber efendimizin bi´setinden önce az sayıda idiler. Onların yaşantıları cüz´i bir tev-hid inancıyla, kısmi bir putperestlik arasında gidip gelmekteydi. Bazan tevhide, bazan putperstliğe geçiyorlardı. İbrahim peygam bere tabi olup sadece bir ve tek Allah´ın bu kainatı yoktan yarattı ğına, bu dünyaya düzen verdiğine inanırlardı. Yaratma ve meyda na getirmenin birliğim itiraf etmiş, ama bununla birlikte, fayda ve zarar veremeyen taşlara ibadet hususunda Allah´a ortak koşmuş lardı. Tapmakta oldukları taşların, Allah katında kendilerine şe faatçi olacaklarına inanmışlardı.

Nihayet son peygamberin geleceğine ilişkin müjdeler Arap bel delerinde dilden dile dolaşmaya başladı. Bazı Araplar bu müjdele ri birbirlerine naklediyorlardı. Nitekim Kuss bin Saide el-îyadi, hutbelerinden birinde zamanı yaklaş...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı
« Posted on: 16 Nisan 2024, 22:32:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı rüya tabiri,Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı mekke canlı, Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı kabe canlı yayın, Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı Üç boyutlu kuran oku Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı kuran ı kerim, Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı peygamber kıssaları,Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımı ilitam ders soruları, Peygamberimizin Sıfatlarının Anlatımıönlisans arapça,
Logged
25 Mart 2016, 20:03:40
Hatice 08
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 378


« Yanıtla #1 : 25 Mart 2016, 20:03:40 »

Bu paylaşımı iyiki yapmışsınız Allah cc. Sizlerden razı olsun inşAllah birçok yeni bilgi öğrendim sayenizde
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
25 Mart 2016, 20:49:23
Zehra_8/C

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 164


« Yanıtla #2 : 25 Mart 2016, 20:49:23 »

Bu güzel bilgileri paylaşıp bizlerin birşeyler öğrenmesine vesile oldugunuz için Rabbim sizden Razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
25 Mart 2016, 20:54:35
Edanur

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.445



« Yanıtla #3 : 25 Mart 2016, 20:54:35 »

Selamun Aleykum
Hz Muhammed s.a.v Efendimiz in ummeti olarak sunnetlerimiz yerine getirelim insaallah
Allah c.c razi olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Aralık 2020, 06:11:09
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #4 : 24 Aralık 2020, 06:11:09 »

Esselâmü Aleyküm. Rabb'im bizleri Peygamber efendimiz'in yolundan gidenlerden eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes