๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 16:43:36



Konu Başlığı: Münafıkların Mescidden Çıkarılmaları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 16:43:36
Münafıkların Mescidden Çıkarılmaları


tbn îshak´ın anlattığına göre, bir gün münafıklardan bir kaç kişi Mescid-i Nebevi´de birleşip kendi aralarında alçak sesle fı-sıldaşmaya başlamışlardı. Öyle ki, kimse duymasın diye adeta birbirlerine yapışmışlardı. Onları gören Hz. Peygamber Mescit ten çıkarılmalarını emretti. Bunun üzerine sahabiler onları mescitten zorla dışarı attılar. Mü´minlerden biri, bir münafığın ayağından tutarak şiddetle yerde sürüklüyordu. Bir diğer mü nafık ise mü´minin biri tarafından çekilip dışarıya atılıyor; su ratı tokatlanıyor lanetleniyordu. Mü´minler onlara şöyle diyor lardı: "Ey murdar münafık! Yeter artık. Ey münafık, Hz. Pey gamberin mescidinden defol!" Öte yandan bir başka mü´min sa kallı bir münafığı yakalıyor, sakalından tutup çekiyor, şiddetle dışarıya atıyordu. Bir başka mü´min, perçemli bir münafığı ya kalıyor, perçeminden tutup yerde sürüklüyor ve zorla mescidin dışına atıyordu. Onları bu şekilde şiddet kullanarak mescid dı şına atarken en ağır sözleri de söylüyorlardı: "Bir daha Resu-lullahın mescidine yaklaşma, çünkü sen necissin! Şeytan sana galip geldi ve seni altetti."

Bunlar ve kötülüklerini devam ettiren yahudiler, Hz. Pey gamber ve ashabına en büyük eziyetleri yapmış kimselerdi. Münafıklar, müslümanlar arasına tereddüt sokmaya, onların morallerini bozmaya ve hezimet ruhunu aşılamaya çalışıyorlar dı. Ne yazık ki, müslümanlar arasında onlara kulak verenler de çıkıyordu. Nitekim noksanlıklardan münezzeh olan yüce rabbimiz şöyle buyurmuştur: "Eğer (cihada) çıkmak isteselerdi, onun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davta-nışlarından hoşlanmadı ve onları durdurdu: ´Acizlerle beraber oturun!´ denildi. Sizin içinizde (savaşa) çıkmış olsalardı ancak sizi bozmaya çalışırlar ve fitneye düşürmek için aranıza soku lurlardı. İçinizden onlara kulak verenler de var. Allah, kendisi ne yazık edenleri bilir. Andplsun ki, daha önce de fitne çıkar mak istemişlerdi. Sana karşı birtakım işler çeviriyorlardı, so nunda onlar istemedikleri halde Allah´ın emri üstün geldi." (Tevbe 46-48)

Yahudiler münafıkların ardında duruyor, onlarla yardımla-şıyor, onlarla birlikte müslümanlara karşı suikast planları ha zırlıyor, tuzak kuruyorlardı. Yüce Allah da onların planlarını bozarak hilelerini ters çeviriyordu. Yahudiler bütün mü´minle-rin kalblerine şek ve şüphe tohumlarını ekmek için önce zahi ren mü´min olduklarını ifade ediyor, sonra da müslümanları dinden dönmeye yüreklendirmek için irtidad ettiklerini açıklı yorlardı, işte bunlar hakkında yüce Allah şöyle buyuruyor: "İnananlara indirilmiş olana, günün başında inanın, sonunda inkar edin ki, belki dönerler ve dininize uyanlardan başkasına inanmayın!" De ki: "Doğru yol Allah´ın yoludur." Ve yine onlar: "Size verilenin bir başkasına da verildiğine veya Rabbinizin katında müslümanların karşı delil getirip sizi alt edeceğine inanmayın" derler. De ki: "Doğrusu bol nimet Allah´ın elinde dir, onu dilediğine verir. Allahfın lütfü) geniştir. O herşeyi bi lir". (Ali İmran: 72- 73)

Yahudiler işte böyle fesatlık yapıyor, münafıkça hareketler de bulunuyor, münafıklıklarını açığa vuruyor, putperestleri de münafıklığa davet ediyorlardı. Bu iki yüzlülükleriyle müslü-manlar arasına bölünme ve parçalanma ruhunu aşılıyor, sonra da mü´minlerle alay ediyorlardı. Nitekim Kur´an-ı Kerim, onla rın bu vasıflarını açık bir şekilde dile getirmiştir.